Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/365 E. 2023/923 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/365 Esas

KARAR NO: 2023/923

DAVA Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 28/05/2021

KARAR TARİHİ: 21/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacının namına yazılmış olan keşidecisi ———- Şirketi olan ——- şirketi ———- Şubesi 15.10.2020 vadeli ——- nolu 90.000,00TL meblağlı çekin meşru hamilinin davacı olduğu , söz konusu çekin kargo ile lehdarı olan——– şirketine gönderildiği esnada kargo aracının soyulması üzerine çekin kaybolduğunun davacı tarafça tespit edildiği, kargo çalışanının söz konusu hırsızlık olayı ile ilgili ifadesinin ekte sunulduğu , söz konusu çek ile ilgili olarak——– Esas sayılı dosyası ile söz konusu çek için iptal davası açıldığı , çekin kayıp olduğu ile ilgili ilan yapıldığı, ilana rağmen çekin iade edilmemiş olması üzerine——– Esas sayılı dosyasında davacı şirket üzerine söz konusu çek ile ilgili olarak icra takibi başlatıldığı ve çeki elinde bulunduran kişilerin davacı tarafça öğrenilmesi üzerine ———-Esas sayılı dosyasında çekin istirdatı davası açıldığı, söz konusu davanın devam ettiği, davaya konu çekin kayıp olduğunun öğrenilmesi üzerine çeki kötü niyetli olarak ele geçiren kişiler hakkında ———soruşturma numaralı dosyasında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulunulduğu, icra takibine konu çek hakkında icra takibinin başlatılmasının akabinde diğer borçlunun ve aynı zamanda çekin lehdarı olan borçlunun çek üzerinde bulunan imzasına itiraz ettiği ve——— Esas sayılı dosyasında imzaya itiraz konulu yargılamanın devam ettiği, yine davacı tarafça ——– Esas sayılı dosyasında borca ve ferilerine itiraz edildiği, davalı alacaklının çeki kötü niyetli olarak iktisap ettiği ve davacı hakkında icra takibine giriştiği, davacının davalıyı tanımadığı gibi davalı alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığı, davalı alacaklının söz konusu çeki kötü niyetli olarak ele geçirdiği ve lehdarın da imzasını taklit ederek hayali bir ciro silsilesi oluşturduğu, davalı alacaklının kanunu dolanarak icra dosyasında ilk başta ticari merkezi ——— olan ——– şirketine tebligat çıkartarak yetkiye olan itirazlarının devre dışı bırakıldığı, bu hususun bile davalı alacaklının kötü niyetini ispatladığı, davacının ticari merkezinin ———– olmasına rağmen söz konusu davayı ——— açmak zorunda kaldıkları ceza yargılamasının devam ettiği, ancak dolandırıcılık suçlarının en çok ——— ilinde olması ve bu dosyanın da kanunu dolanarak istanbulda açılmış olmasının davalı alacaklı üzerinde oluşan şüpheleri arttırdığı, davacının yasal olarak yıllardır ticaret yaptığı ——— şirketine söz konusu çeki keşide ederek kargo ile gönderdiği, çekin kargo şirketinde kötü niyetli kişilerce ele geçirildiği ve lehdarın imza ve kaşesinin taklit edilerek öncelikle ———-Şti.’ne ciro edildiği, lehdarın tam unvanının ——— şirketi olup, aynı iş kolları içerisinde olmadıklarının da göründüğü, ayrıca çek üzerinde bulunan lehdara ait imza ve kaşenin sahte olup, bununla ilgili yargılamanın devam ettiği, bunun üzerine ———Şti. ise ——–Şti.’ne ciro edildiği, ——-Şti.’Nin de davalı alacaklı olan ———– Şti.’ne ciro edildiği, yani hayali bir ciro silsilesi yaratılarak alacağa yasal bir zemin hazırlanmak istendiği, tüm cirantaların ticari defterlerinin incelendiği takdirde söz konusu çek karşılığının herhangi bir mal ya da para alışveriş olmadığının tespit edilebileceği, mahkeme tarafından re’sen dikkate alınması gereken en önemli hususlardan birisi olarak; ciro silsilesinde kopma olması nedeniyle çekin kambiyo vasfını yitirmiş olduğu, ——– şirketinin ciro üzerindeki imzanın ve kaşenin kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü ve bu hususun doğrulanması halinde ciro silsilesinde kopma olacağı ve çekin kambiyo vasfını kaybedeceğinin açık bir şekilde ortada olduğu, mahkeme tarafından görülmekte olan somut olayda da ilk cironun İehdar tarafından yapılmadığı ciro silsilesinde kopma olduğu, Yargıtay Kararları göz önünde bulundurulduğunda ciro silsitesinde kopma olması nedeniyle çekin kambiyo vasfını yitireceği ve kambiyo vasfını yitirmiş çek ile usul ve yasaya aykırı başlatılmış icra takibinin re’sen iptaline karar verileceğinin hukuken olması gereken olduğu, zira mahkemece lehdara ait imza sirküleri ile çek üzerinde yer alan imzanın birbiri ile karşılaştırılması halinde imzaların uyuşmadığının çıplak gözle dahi anlaşılabileceği , davacının ticari faaliyet içerisinde bulunduğu ——– şirketine ticari itibarın zedelenmemesi adına zayi olan çek yerine yeni bir çek gönderildiği ve ödemesinin gerçekleştirildiği, söz konusu icra dosyasında ödeme yapması halinde aynı borcu iki defa ödemek zorunda kalacağı ve telafisi mümkün olmayacak zararlarla karşı karşıya kalabileceği bu nedenle İİK madde 72/3 gereğince davacının yukarıda belirtildiği üzere birden fazla mahkemede dava açması ve yargılama yükü çok fazla olduğundan teminatsız ancak Mahkeme aksi kanaatte ise %15 teminat karşılığında icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararı verilerek haklı davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerine bırakılmasını arz ve talep etmiştir.Davalı vekilince dosyaya sunulan 14/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İş bu ve tüm iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davanın reddi gerektiği, keşidecisi ———- şirketi olan ——– şirketi——— Şubesine ait 15.10.2020 keşide tarihli 90.000,00-TL bedelli çek sırasıyla, ——— şirketine devamında ciro edilerek ——–Şti.’ne bu şirketten de ciro yoluyla ———Şti.’ne nihayetinde bu şirketin cirosuyla da davalı——– ———- geçtiği, görüldüğü üzere davalının çeki “ciro” yoluyla iktisap etmiş olup, ciro silsilesinde de herhangi bir kopukluk bulunmadığı, davalının dava konusu çek’te meşru ve iyi niyetli hamil olduğu, davalı ——— ———- çekin meşru hamili olduğu, ciro silsilesinde bir kopukluk olmayıp, muntazam ciro silsilesine göre davalının ——– ———- dava konusu çekin meşru hamili olduğu için ona karşı senedin rızası dışında elden çıktığı iddiasının ileri sürülemeyeceği , davalının meşru hamili olduğu, meşru hamile karşı ancak senedin geçersizliğinin senet metninden anlaşılacak defilerle ileri sürülebileceği, borçlu ile önceki hamillerin arasındaki ilişkiden doğan defiler’in hamile karşı ileri sürülemeyeceği, hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olmasının gerektiği, davacının çek’in keşidecisi olduğu, çeki elinde bulunduran davalı tarafından davacı aleyhine icra takibi yapıldığı, keşidecinin çek bedelini hamile ödemek zorunda olduğu, çek tedavüle girdikten sonra cirantalar arasında defi olarak ileri sürülebilecek hususların keşideci bakımından defi olarak ileri sürülemeyeceği, keşideci icra tehdidi altında ödeme yapacağından borçtan kurtulacağı, icra takibi nedeniyle çek bedeli ödenirken gerçek hamili araştırma yükümlülüğü olmadığı, davacı borçluların, borcun itfa veya imhal edildiğini resmi veya imzasını ikrar edilmiş bir belge ile ispat edecek delili dava dilekçesine eklemediği, davacının çek üzerindeki imzaya itiraz etmediği, özetle; dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde, davacı tarafça takibe konu çek hakkında Asliye Ticaret Mahkemesince ödeme yasağı bulunduğu ve alacaklı tarafça takip yapılamayacağı belirtilerek şikayette bulunulmuş ise de “ çek zayii nedeniyle açılan davada verilmiş bulunan ödeme yasağı ve bu dava sonucunda verilecek iptal kararı bir ilam değil, tespit niteliğini haiz bir karar olduğu, ayrıca bu davanın, hasımsız olarak açılmış bulunduğundan davada taraf olmayan iyi niyetli üçüncü kişileri bağlamadığı, bu hususun ticari senetlerin güvenli tedavül etmesinin de tabii sonucu olduğu, takibe konu çekin ibraz şerhinde ——— E. Sayılı ödeme yasağı bulunduğundan hiçbir işlem yapılamamıştır. şerhi olduğu, bu nedenlerle davacının bu yönde ileri sürmüş olduğu tüm iddia ve taleplerinin reddine karar verilerek davanın reddine, tedbir talebinin yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda kaldırılmasını, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi arz ve talep edilmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; ——–Esas sayılı takibine konu ——– şirketi ———- şubesi 15/10/2020 vadeli ———- nolu 90.000-TL meblağlı çekin keşidecisi olan davacının çekten dolayı borcu olmadığının tespitine ilişkindir.Mahkememiz 01/07/2022 tarihinde davacı tarafın ticari defterleri ——— Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmıştır. Mali Müşavir tarafından hazırlanan 24/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda: Davacı——– Şirketi ile davalı ——-Şirketi arasında——-Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen Menfi Tespit ( Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan ) davası nedeniyle , davacı tarafın 2021 ve 2021 yılları ticari defter ve defterlere dayanak belgeleri üzerinde tarafımdan inceleme yapılarak aşağıda sonuçlara ulaşılmıştır. Davacı ———- Şirketi’nin 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin, usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olduğu, Dolayısıyla HMK Madde 222 gereğince delil niteliğine haiz olduğu, davacı tarafından, dava dışı ——– şirketi adına kesilen 15.10.2020 tarihli ———nolu 90.000,00 TL ( doksanbin) tutarlı dava konusu çek’in davacının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından Dava dışı ——— şirketi adına yürütülen cari hesap ekstresinde, 15.10.2020 tarihli ——— nolu 90.000,00 TL (doksanbin) tutarlı dava konusu çek’in, 25,09.2020 tarihinde ———- nolu fiş ile çalınan çek açıklamasıyla cari hesap kayıtlarında göründüğü ve dava dışı ——– şirketinin alacaklarına çalıman çek tutarının eklendiği, Davacı şirket ile dava dışı ——– şirketi arasında 2020 yılı başından süregelen ticari ilişki olduğu, Davacı şirket tarafından dava dışı şirketin ——— Satıcılar alt hesap kodu ile takip edildiği,”Davacı tarafından dava dışı ——— şirketi adına yürütülen cari hesap ekstresine göre ; 24.12.2021 tarihi itibariyle, dava dışı ———Ş’nin , Davacı ———– Şirketi’nden 167.829,28 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin 2020/2021 yılları yasal defterlerinin davalı ——— Şirketi yönünden incelenmesi sonucunda; Davacının 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinde davalı şirkete ait herhangi bir kayda rastlanmadığı, davacının 2020 ve 2021 yılları ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, tespit edilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; ———– Esas sayılı dosyası kapsamında ——— Şirketi tarafından davacı ——— Şti aleyhine 90.000,00-TL asıl alacağı, 440,75-TL faiz alacağı, 9.000,00-TL çek tazminatı, 270,00-TL komisyon olmak üzere toplam 99.710,75-TL üzerinden takip başlatıldığı, ——— esas sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda: ——– şirketi ———- Şubesine ait, ————— 15.10.2020 keşide yeri ve tarihli, lehdarı——— şirketi , keşidecisi ——– Şti olan, 90.000 (Dokseanbin) TL. bedetli, ———- seri nolu çekin her iki yüzünün incelenmesinde: İnceleme konusu çekin ön yüzündeki el yazıları ile keşideci imzasının şüpheli ——– eli mahsulü olduğu, Çekin arka yüzündeki alt alta iki adet birbiriyle uyumlu ——— şirketi ———- firma kaşesi üzerine atılmış ve aynı yapıda ve aynı elden çıkmış olduğu anlaşılan 1. ve 2. ciranta imzasının, ———- Kırtasiyecilik firma yetkilileri şüpheliler ——— ve ———— eli mahsulü olmadığı. 1. ve 2. Ciranta imzalarının diğer şüphelilere ait mukayese imzalarıyla karşılaştırılmasında, kaligrafik ve grafolojik yönden uyum ve benzerliklere rastlanamadığından, diğer şüphelilerin eli mahsulü olmadıkları, ———- kaşeleri üzerindeki imzaların şirket yetkililerine ait olmadığının tespit edildiği, Mahkemece Resmi Belgede Sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu görülmüştür. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, ——– Asliye Ceza Mahkemesinin 27.09.2012 tarihli kararı ile çekteki lehtarın cirosunun sahte olduğu anlaşıldığına göre, 6102 sayılı Kanun’un 684 ve 788 inci maddeleri uyarınca geçerli bir ciro bulunmadığından çek üzerinde bulunan hakkın çekte ciranta olarak görünen “———- devrinin gerçekleşmediği böylece çek üzerinde hakkı olmayan ———- İnşaat’ın yaptığı ciro ile de çekteki hakkın çeki elinde bulunduran davalıya geçmediği, bu durumda davalının, 6102 sayılı Kanun’un 790 ıncı maddesine göre yetkili hamil olduğunu birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile ispat edemediği, bir başka anlatımla lehtar cirosunun sahteliği ile ciro zincirinde kopukluk olması nedeniyle yetkili hamil olduğunu kanıtlayamadığından ciro zincirindeki kopukluktan önceki lehtar ve keşideciye başvurma hakkı bulunmadığı, davalı bankanın, çeklerdeki lehtarın cirosunun sahte olması nedeniyle çeklerdeki hakkın geçerli ve birbirine bağlı ciro zinciri ile hak sahibi olduğunu ispat edemediğinden ve keşideciye başvuru hakkı bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1-Davacının keşidecisi ——— Şti. Olan ——– şirketi ——- ——– Şubesi 15.10.2020 vade tarihli ———- seri nolu 90.000,00 TL bedelli çekten dolayı başlatılan ——– esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Alınması gerekli 6.811,24-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.224,41-TL ‘den mahsubu ile bakiye 4.586,83‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 2.224,41-TL peşin harç toplamı olan 2.283,71‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.032,6‬0-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ———- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; karar davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/11/2023