Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/310 E. 2023/207 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/310 Esas
KARAR NO: 2023/207
DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/07/2017
KARAR TARİHİ: 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili —–Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında——- imzalandığını, davalının, müvekkili şirket ile karşılıklı olarak imzaladığı sözleşmeyi geçerli bir hukuki sebep olmaksızın uygulamaktan keyfi surette imtina ettiğini, sözleşme uyarınca müvekkilince satışa sunulan ürünlerin davalı tarafından ecza depoları vasıtasıyla pazarlanarak haksız kazanç temin edildiğini, davalı şirket yetkilisinin 11/12/2015 tarihinde herhangi bir sebep bildirmeksizin sözleşmeyi feshettiğini, feshin haksız olduğunu, müvekkili şirketin bu nedenle zarara uğradığını, müvekkili şirketin davalıya —– sayılı ihtarname göndermesine rağmen davalının herhangi bir ödeme yapmadığını belirterek —- günleri arasındaki satış tutarınının %60’ı olan 40.590,19 TL’nin %18 KDV’si ile birlikte ———– tarihleri arası satış tutarının %60’ına isabet eden 12.600,00 TL’nin %18 KDV’si ile birlikte 14.868,00-TL’nin, 20 günlük kâr mahrumiyeti olarak 15.000 TL’nin %18 KDV’si ile birlikte 17.700-TL’nin ve ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 6 (iv) maddesinde öngörülen 75.000 TL cezai şartın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Somut davada, ——- sayılı dosyası olarak yargılamaya başlanmıştır. Tebligat aşamasında ———-tarihli cevabi yazısı ile —— Esas sayılı dosyasından 13.07.2017 tarih saat 14.59 itibari ile davalı şirketin iflasına karar verildiği, —— sayılı dosyasında iflas dosyasının açıldığının bildirildiği görülmüştür.
—— şirket hakkındaki ——– dosyasında tasfiyesinin İİK 218. maddesi uyarınca basit tasfiye olarak yürütüldüğünü, iflas idaresi oluşması ve toplantı yapılmasının söz konusu olmadığını, tasfiye işlemlerinin müdürlüklerince re’sen yürütüldüğünü bildirilmiştir. Müflis şirketin tasfiyesinin basit tasfiye şeklinde yürütüldüğü anlaşıldığından davalı olarak ———- tebligat yapılmış, usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğine rağmen davaya cevap verilmemiş, duruşmalara katılınmamıştır.
———– Karar sayılı kararı ile somut davanın, iflas kararından sonra açıldığı, bu davaya İİK 235/2 maddesi gereğince sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası olarak devam edilmesi gerektiği, bu durumda yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve iflasa karar veren yerdeki asliye ticaret mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; davacı ile (davalı) müflis şirket arasında akdedilen sözleşmenin müflis şirket tarafından 11/12/2015 tarihinde haksız olarak feshedildiği iddiasıyla, fesih tarihine kadar KDV dahil 47.896,42-TL ve 14.868,00-TL turarındaki satış alacakları, 20 günlük kâr mahrumiyeti olarak 17.700,00-TL ve 75.000,00-TL cezai şartın davalıdan tahsili istemli tazminat davası olarak açılmış olup, (davalı) müflis şirkete karşı iflas kararından sonra açılmakla hukuki niteliği itibariyle sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası olarak devam etmek gerekmiştir.———– sayılı kararı ile iflasın ertelenmesi talepli davada, davalı şirketin 13/07/2017 günü saat 14.59 itibari iflasına karar verildiği ve iflas kararının —— tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından müflis şirket ile arasındaki 01/11/2015 tarihli sözleşme örneği, müflis şirkete gönderilen ihtarname örneği ve e-posta yazışmaları dosyaya sunulmuştur. Yargılama sırasında davacı vekili tarafından iflas masasına başvurulduğuna ilişkin dilekçe örneği sunulmuştur. ———-sıra cetveli tanzim olmadığından henüz kabul veya red kararı verilmediğini bildirmiştir.
Mahkememizce; dava dosyasının mali müşavir, nitelikli hesap uzmanı ve eczane sektöründe uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdine ve davacı ile müflis şirketin ticari defterlerinin de incelenmesine karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 04/04/2022 tarihli raporda özetle;
“A-Defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı yönünden: Davacının incelenen 2015 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu,
Davalı müflis şirketin incelenen 2015 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kapanış tasdikinin bulunmadığı, ———- yılı yevmiye ve envanter açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, yevmiye açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, takdirin sayın mahkemeye ait olduğu,
B-Davacı talepleri yönünden: Davacının sözleşmesel alacak taleplerinin ve zarar taleplerinin ispata muhtaç olduğu, mali incelemede konuyu doğrulayan veya ispatlayan kayda rastlanmamış olduğu,
Davacı tarafın ceza koşulu talep etmesinin mümkün olmadığı, ceza koşuluna ilişkin sözleşme hükmünün ancak sözleşmenin 2 yıla uzaması ihtimalinde uygulanabilir olduğu, somut olayda sözleşmenin 2 ayın sonunda sona erdiği,
Sayın Mahkemece heyetimiz kanaati aksine davacının ceza koşulu talep etmesinin mümkün olduğu yönünde hüküm kurmak istemesi halinde, davacının temerrüdün oluştuğu 12.05.2016 tarihinden 27.07.2017 dava tarihi itibarıyla işlemiş faizle birlikte davalıdan ——- talep edebileceği” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu, davacı vekiline ve——- tebliğ edilmiştir. Davacı vekili, rapora karşı itiraz dilekçesi sunmuştur. Söz konusu bilirkişi raporu, Mahkememizce denetlenmiş, hüküm kurmaya elverişli, usul ve yasaya uygun, olayın durumun gereklerine uygun kabul edilmiştir.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporunun incelenmesinden; davacı, müflis şirket ile 01/11/2015 tarihinde imzaladıkları Genel Satış Sözleşmesi’nin müflis şirket tarafından 11/12/2015 tarihinde tek taraflı olarak haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek sözleşme gereği satış alacakları, kâr mahrumiyeti ve cezai şart ödemesi talep etmektedir. Tarafların ticari defterleri yönünden yapılan bilirkişi incelemesinde; davacının defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğu, müflis şirketin ——yılı defterlerinin açılış tasdikinin bulunduğu ancak kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, davacının defterlerinde müflis şirkete ait herhangi bir kaydın olmadığı, müflis şirketin defterlerinde davacı şirkete ait herhangi bir kaydın olmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar müflis şirketin defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı tespit edilmiş ise de davacının defterlerinde müflis şirkete ait herhangi bir kayt olmaması yani herhangi bir hesap hareketinin bulunmaması ve ayrıca davacı tarafından yapılan satışlara ilişkin herhangi bir fatura veya sevk edilen ürün olup olmadığına ilişkin herhangi bir sevk irsaliyesi, teslim belgesi sunulmadığından -müflis şirket tarafından yapılan feshin haksız olduğu veya sözleşmenin 2 aylık süresinde sona erdiği kabul edilse bile- davacı tarafından, talep edilen satış alacaklarının ve kâr mahrumiyeti alacağının varlığı kendi defterleri ve belgeleri ile de ispat edilememiştir.Davacı ile müflis şirket arasındaki sözlşemede, sözleşmenin 01.11.2015 tarihinden itibaren iki ay süreyle geçerli olduğu, sözleşmenin süresinin en geç yedi gün öncesine kadar yazılı olarak belirtilmedikçe söz konusu sözleşmenin iki yıl daha uzamış kabul edildiği hükümlerine yer verildiği görülmüştür. Aynı sözleşmenin 6 (iv) maddesi ise şu şekildedir:
“(iv). Fesih ihbarı ve Cezai şart;
İş bu sözleşmeyi yukarıda yazılı haller dışında feshetmek isteyen taraf üç (3) ay önceden yazılı şekilde fesih ihbarında bulunmak suretiyle tek taraflı olarak feshedebilir, ancak fesih ihbar süresi içinde karşı tarafın alacak hakları sözleşmedeki şekilde aynen devam eder. Sözleşmede yazılı geçerli sebeplere dayanmadan haksız şekilde sözleşmeyi fesheden taraf diğer tarafa yetmiş beş bin (75.000) TL.sı cezai şart ödemekle yükümlüdür.”Taraflar arasındaki sözleşmenin 6. Maddesinde sayılan şartların gerçekleşmesi durumunda yazılı olarak bildirilmek suretiyle tek taraflı fesih düzenlenmiştir. Müflis şirket tarafından 11/12/2015 tarihinde e-posta ile aralarındaki protokolü tek taraflı feshettikleri bildirilmiş ve karşılıklı fesih protokolü imzalanması talep edilmiştir. Davacı taraf, söz konusu feshin haksız olduğunu iddia etmektedir. Taraflar arasındaki sözleşme 2 aylık olup, 2 ayın sonunda 2 yıla kadar uzayabileceği düzenlenmiştir. Müflis şirket 2 aylık sözleşme süresi dolmadan sözleşmeyi feshettiğini bildirmiştir. Taraflar arasında cezai şartı düzenleyen 6 (iv) maddesinde sözleşmenin 3 ay önceden bildirimle feshinin mümkün olduğu düzenlenmiş olduğundan söz konusu bu hüküm ancak sözleşmenin 2 yıla uzaması ihtimalinde uygulama alanı bulabilecektir. Taraflar arasındaki sözleşme, 2 yıla uzamamıştır. Bu durumda davacı tarafın bu sözleşme hükmüne dayalı olarak ceza koşulu talep etmesi mümkün değildir.
Sonuç olarak; davacı tarafından, talep ettiği satış alacakları ve kâr mahrumiyeti ispat edilemediğinden ve ceza koşulu talep etme şartları oluşmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın dava açılırken yatırılan toplam 2.654,95 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 2.475,05 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı tarafın vekili olmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 21/03/2023