Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/302 E. 2021/707 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/302 Esas
KARAR NO : 2021/707
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ: 02/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı çoğunluk hissesine sahip ve tek imzalı müdürü olduğu davacı şirketindeki hisselerinin —— devrederek ortaklıktan ve şirket yönetiminden ayrıldığını, şirket kayıtları incelendiğinde davalı şirket müdürü olarak kendi namına şirkete ait —- şubesinden alınan —— meblağ yazarak ve —-keşide tarihi koyarak keşide ettiğini, müvekkilinin şirkete ait muhasebe kayıtları incelendiğinde, davalı—– kendisi adına böyle bir çek keşide ederek alması gerektirir herhangi bir hukuki dayanağı olmadığı, müvekkil şirketin davalıya kendi namına keşide ettiği, — keşide tarihli —-meblağlı çek karşılığında hiçbir borcu bulunmadığını, öncelikle davacının —- hesabından davalı —- adına keşide edilen —- keşide tarihli —– meblağlı çek üzerine İİK 72. madde gereğince dava sonuna kadar %15 teminat karşılığında ihtiyati tedbir olarak ödeme yasağı konulmasını, dava konusu çek bedelsiz olduğundan, müvekkil şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın davacısı şirket olarak görünse de, dilekçenin kaleme alınış biçiminden şirket hisselerini müvekkilinden devralan —- ağzıyla yazıldığının anlaşıldığını, bu açıdan öncelikle davacının kim olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, davacının ——- tespit edilmesi halinde, şirket hisselerini devralan —– keşide edilmiş olan çekten haberdar olup olmamasının çek lehtarı bakımından önem arz etmeyeceğini, huzurdaki davanın usulden reddi gerekeceğini, zira keşide edilen çekin karşılığı bulunmadığını, dosyaya sunulan protokolden açıkça anlaşılacağı üzere davacı şirketin müvekkiline—– borcu bulunduğunu ve bu hususun şirketin kabulünde olduğunu, çekin, davacı şirketin hisselerini devralan ortak tarafından bilinmediğini, davacının———- bedelli çekten haberdar olmadan şirket hisselerini devraldığını ve — tarihli —– imzaladığını belirtse de dosyaya sunulan protokol incelendiğinde açıkça kambiyo senetleri listesinin sözleşmeye ek yapıldığını ve bu listede —- değerindeki çekin de olduğunun görüleceğini, basiretli bir tacir olan davacının ortağı ———– imzaladığı protokol eklerini de titizlikle incelemesi gerektiğinden bilmiyordum, söylemediler iddiasının somut olay bakımından dinlenemeyeceğini, dava konusu çekin keşide edildiği taraflarca imzalanan protokolde yazdığını ve tüm taraflarca bilindiğini, davanın ikamesinin kötü niyete açıkça gösterdiğini, bu nedenlerle açılan davanın usulden ve esastan reddine, davacının kötü niyetli olması sebebiyle müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili —– tarihli dilekçesiyle, dava ile ilgili tüm taleplerinden feragat ettiklerini, feragat nedeniyle davanın HMK 309 ve devamı maddeleri gereğince reddine, dosyada bulunan teminatın ve avans artıklarının iadesini talep etmiştir.
Davalı vekili —– tarihli dilekçesiyle, davacının feragatini kabul ettiklerini, davacının davadan feragat etmesi üzerine herhangi bir suretle vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını talep etmiştir.
6100 sayılı HMK madde 307 ve devamında düzenlenen feragat, davacının netice-i talebinden kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi (HMK.24), davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Feragat, davayı sona erdiren, yapıldığı anda sonuç doğuran, kesin bir usul işlemi olup, HMK 311. maddesi uyarınca, karşı tarafın muvafakatine gerek olmaksızın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğundan, somut olayda davacı vekili yazılı beyanı ile usulüne uygun şekilde davadan feragat ettiğini beyan ettiğinden, incelenen vekaletnamesinde feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.134,69-TL harcın mahsubu ile kalan 2.075,39-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi.02/06/2021