Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/287 E. 2022/448 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/287 Esas
KARAR NO : 2022/448 Karar GEREKÇELİ KARAR

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan —istinaden davacı yan tarafından davalı yana ait ——- işlerinin yapıldığını, davalı yan tarafından araç bakımlarına ilişin faturaların ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, davalının takibe itirazının haksız olduğu, davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının; alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini, talep ve dava etmişlerdi.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraftan icra takibinde takip dayanağı olarak gösterilen faturaların düzenlenmesine ilişkin bir hizmet ve/veya mal alımı olmadığını ve davalı yanın davacı tarafa belirtilen plaka sayılı araçlara ilişkin borcu bulunmadığını, icra takibine dayanak olarak gösterilen faturaların davalı yana tebliğ edilmediğini, faturaların davalı yana tebliğ edilmiş olsa idi davalı yan tarafından 8 günlük yasal sürede itiraz edileceğini, belirtilen plakalı araçların sözleşme kapsamında olmadığını, davanın reddine, davacının; alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına ,karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —–icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İcra dosyasının incelenmesinde;—–sayılı dosyası ile;19.150,44 TL tutarındaki alacağının icra gideri, vekâlet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmişlerdir. Takip dayanağı olarak —– Düzenlenen 3 adet fatura” ibaresi yazılıdır. Ödeme emri davalı/takip borçlusuna 15.08.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı/takip borçlusu vekili aracılığı ile 17.08.2020 tarihli Dilekçe ile; “Alacaklı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek borca, faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz ettiğini bildirmiştir. Süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
—– müdürlüğüne yazı yazılarak araç kayıtları istenmiş, gelen cevabi yazılardan araçların davalı adına olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı yan tarafından incelemeye sunulan —– defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davalı yan tarafından incelemeye sunulan —- ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan 13.08.2020 tarih 19.150,44 TL alacaklı olduğu, Davacı yanın 19.150,44 TL alacağı için 3095 sayılı yasaya (Md.2) istinaden icra takip tarihi olan 13.08.2020 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği,, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın faturalara dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu oluşa ve denetime uygun bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Bilirkişi raporu ile her iki tarafın ticari defterlerinin ve vergi dairesi kayıtlarının birbirine uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafça düzenlenen faturalar, davalı tarafça kayıtlarına işlenmekle ve bağlı olduğu —– kabul edilmiş durumdadır. Belirtilen husus yerleşik hale gelmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere (—-tarihli kararı,—- tarihli kararı), fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil etmekte olup, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Takip konusu fatura tutarlarının ödendiğine ilişkin davalı tarafça yazılı bir delil getirilmiş değildir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Anılan yasa hükmü uyarınca, bilirkişi raporu ve dosya kapsamından toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle —-alacaklı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
İcra takip talebinde davacı/takip alacaklı tarafından fatura alacağının faiziyle tahsili talep edilmiş olup istenen faiz türü belirtilmediğinden takipteki asıl alacak tutarına yasal faiz işletilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Ayrıca takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalının —– dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline , takibin 19.150,44-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına,
2-Kabul edilen tutarın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 1.308,17-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 231,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.076,87‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL. başvurma harcı, 231,30-TL peşin harcın toplamı olan 290,6‬0- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.066,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- ——- ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan ——vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —- zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.