Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/281 E. 2023/758 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/281
KARAR NO : 2023/758

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 07.05.2020 tarihinde —- plakalı, —–model bayi çıkışlı, bayi servis ve–paketli —-
model aracı, davalı—- vergiler dahil 132.278,53 TL karşılığında satın aldığı, söz konusu aracın
kullanım amacı bakımından değerini ve müvekkil şirketin ondan beklediği faydaları ortadan kaldıracak
derecede kusurlu, yani ayıplı olduğu, söz konusu otomobilin, müvekkilde yalnızca 3 ayını doldurmuş ve
sadece 13.922 km yol yapmış iken 18.08.2020 tarihinde problemler çıkarmaya başlamış, mezkûr tarihte
debriyajın takılı kalması sebebiyle çekici vasıtasıyla araç garanti kapsamında yetkili servisine, yani davalı
—–götürüldüğü, tamir sürecinin ardından 24.09.2020 tarihinde araç bu sefer motor uyarısı verip
tekrardan servise teslim edildiği, 27.11.2020 ve 12.12.2020 tarihinde motor arızaları tekerrür ettiği ve bu
kapsamda çeşitli parçalar değiştirildiği, 15.12.2020 tarihinde araç servisten teslim alındığında sorunlar
giderilememiş olduğu, 31.12.2020 aracın tekrardan motor arızası uyarısı vermesi üzerine yol yardım ekipleri
gelerek arızayı sildiği, ancak 07.01.2021 tarihinde motor arızasının tekerrür ettiği, bunun üzerine araç
26.01.2021’ye kadar araç serviste kaldığı, söz konusu motor arızalarının Otomobil 14.963, 18.992, 21.224, 24.632 ve 25.246 gibi düşük km’lerdeyken yaşanmış olduğu, Aracın, yetkili bayisinden sıfır kilometre
olarak alınmış, tüm tamir ve bakımları yetkili serviste yaptırılmış olduğu, araçta bu kadar sık ve ciddi arızalar vermesinin, problemlerin bir türlü giderilememesin, araçta üretim hatasından kaynaklanan gizli ayıp olduğunun en açık göstergesi olduğu, motordaki bu arızanın, kullanım amacı bakımından değerini ve
müvekkilin ondan beklediği faydaları tamamen ortadan kaldıracak nitelikte olduğu, müvekkil şirket, işbu davanın açıldığı tarih itibariyle de arabadan beklenilen verimi alamamakta, arızalarla karşılaşmakta olduğu, aracın ikinci el değerinin de ciddi oranda düşmüş olduğu, bu nedenlerle 29.12.2020 tarihinde —–. Noterliği’nden —–yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek aracın ayıpsız bir benzeriyle
değiştirilmek istendiği bildirilmiş; —- ise 08.01.2021 tarihinde —- Noterliği’nden keşide ettiği
—- yevmiye numaralı ihtarnameyle verdiği cevabında periyodik bakım hariç 5 adet işlem kaydı
bulunduğunu kabul etmiş ancak problemlerin birbiriyle bağlantısız ve kronik nitelikte olmadığını iddia
ederek talebimizi yerine getirmemiş olduğu—–, misli ile değişim talebinin muhatabının
kendilerinin değil üretici firma konumundaki —- olduğunu ileri sürdüğü, tüm bu nedenlerle, davalılar
aleyhinde işbu davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğu, davalılar imalatçı ve ithalatçı firma
konumundaki —- ve satış ve yetkili servis bayi —– araçtaki ayıptan müteselsilen sorumlu
olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. Maddesinde açıkça “Ücretsiz onarım
veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki
hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. ” hükmü yer
aldığı, —-ihtarında belirttiği üzere bu kapsamda——ile müvekkil şirket arasında garanti
ilişkisi bulunduğu, özetle, müvekkil şirket ticari faaliyetlerinde kullanmak amacıyla bir otomobil satın almış
olduğu ancak aracı henüz 9 ayı bile dolmadan 6 kere servise götürmek zorunda kaldığı, bu süreçte önemli
süreler araçtan yoksun kalmış, aracın birçok parçasında değişim meydana gelmiş; motordaki arıza sürekli
tekrarlamış olduğu, Davalı—-tutumunun müvekkil şirketi arızaları garanti çerçevesinde
onaracağını söyleyerek oyalamaktan ibaret olduğu, olayın açıklanan gelişimi ve deliller karşısında araçta
üretim hatası bulunup, bunun gizli ayıp olduğu, zira, Davalı üreticinin onarımı yetkili servis istasyonları
eliyle yapmakta olduğu, bu istasyonların satılan araçların teknik özellikleri itibariyle arıza ve ayıbı doğru
ve tam teşhis edebilecek, en kısa sürede ve tam anlamıyla giderebilecek elemanlar bulundurmak zorunda
olduğu, deneme yanılma ile aracı tamire çalışan ve parça değişikliği yoluna giden servis çalışanlarının
serviste bulundurulmasının sonuçlarının tüketiciye mal edilmesi düşünülemeyeceği, üretim hatasının
varlığını rahatlıkla tespit edebilecek nitelikte olması gereken servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle
oyalaması ve arızanın belli periyotlarla tekrarlaması karşısında davada zamanaşımının varlığından da söz
edilemeyeeği, kabul anlamına gelmemekle birlikte, araçtaki üretimden kaynaklanan gizli ayıp davalılar
tarafından onarılsa dahi müvekkilin ayıpsız misliyle değiştirme hakkına halel getirmeyeceği, aracın birçok
parçasının değişmesinin gizli ayıbı açıkça gösterdiği, arızalar giderilse bile alıcının araca duyduğu güvenin
sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararı, konforu ve performansı sağlayamadığı, taraflarınca değişiklik
talebi iletilmesine karşın, davalı yanın bu istemi yerine getirmediği, alıcının değer düşüklüğüne ilişkin zararı
giderilerek de olsa aracı bu şekilde kullanmaya zorlanamayacağı, dolayısıyla, TBK md. 227 hükmü uyarınca
malın ayıpsız misliyle değiştirilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı satın aldığı araç için aracın satıcısı, üreticisi
veya servis hizmeti veren tarafı olmayan sadece distribütörü olan Müvekkil Şirket aleyhine husumet
yönünden dava açılamayacağı, kabul anlamına gelmemekle birlikte araçta ayıp olduğu varsayılsa bile
tacir olan davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu, davacı aracını 07.05.2020
tarihinde satın almış fakat davasını 16.04.2021 tarihinde açmış olduğu, TTK m.23/c bendin devamında
alıcının her türlü malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde malı incelemek veya inceletmek ile yükümlü
olduğu düzenlenmiş olduğu, yani malı teslim aldıktan sonra alıcının 8 günlük süre içerisinde malı detaylı
incelemek veya ilgili kişilere yahut servis nitelikteki yerlere götürerek malı inceletmesi gerektiği, araçtaki
ayıp gizli ayıp olarak kabul edilse bile bu tür ayıbın varlığı halinde alıcı, TTK Madde 23’ün TBK Madde
223’ e yaptığı atıfla ayıp ortaya çıkar çıkmaz ayıbı hemen satıcıya ihbar etmek zorunda olduğu, basiretli
tacir olan Davacının ayıp ihbar süresine uymamış olması nedeniyle açmış olduğu davanın esasa
girilmeksizin usulen reddini talep ettiklerini, Türk Ticaret Kanunu Madde 21/2’ye göre; “Bir fatura alan
kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği
kabul etmiş sayılır.” Kanundan da anlaşılacağı üzere davacı taraf süresi içinde faturaya itiraz etmeyerek
faturayı kabul etmiş sayılmakta olduğu, fatura ödendikten dava ikame edilmiş ve bu durumda T.T.K. md.-23’te öngörülen süreye uyulmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekmekte olduğu, araçtaki
hasarların kullanım hatası ile meydana geldiği, araçtaki hasarların yararlanmayı engellemediği, Davaya
konu aracın, kullanımına engel hiçbir şikayet olmaksızın yararlanılmakta olmasına rağmen bedel iadesinin talep edilmesi, edimler arasında nispetsizlik yaratacağından kabul edilemeyecek
olduğu, 6502 s. T.K.H.K.m.11 kapsamında tüketicilere tanınan haklar, M.K. Tanımında “Bozucu Yenilik
Doğuran Haklardan” olup, 4 adet seçimlik haktan “Ücretsiz Onarım” hakkını kullanmakla davacı
diğer seçimlik haklarını tüketmiş durumda olduğu, davacının aracında “maldan yararlanmasını
engelleyecek türde”, çalışmamasına neden olacak türde bir arıza hiç meydana gelmediği, araçta ayıp
olmadığı, Garanti kapsamında bulunan araçta davacının basit şikayetlerinin giderildiği, Davacının
varlığını iddia ettiği ayıbın ispatlanması halinde ayıbın Tramer kaydında sabit olan kazadan kaynaklanmış
olduğuna karar verilmesi gerektiği, aracın üretimden kaynaklı bir ayıbı bulunmamakta olduğu, önemsiz
ayıplardan dolayı satıcının sorumluluğu yoluna başvurma olanağı olmadığı, yetkili serviste mekanik
onarımı gören bir aracın değer kaybedeceği iddiası 2. el araç piyasasının gerçeklerine uymadığı, aracın
ancak kazalardan dolayı değer kaybedeceği, mezkur sebeplerle haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Husumet yönünden müvekkil şirketin üretici firma
olmadığı, davacı tarafın ihbar yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmemiş olduğu, aracın ayıplı
olduğu iddiasının doğru olmadığı, müvekkilin yıllarca otomotiv sektöründe hizmet vermekte olduğu,
müşteri memnuniyetini esas aldığı, zarara uğrama pahasına çözüm odaklı olarak davrandığı, dava konusu
araçta 6 adet mekanik atölye işlem kaydı olup bunlardan 4 adeti birbirinden farklı arızaların —– talimatı
ile garanti kapsamında yapılmış işlemler olduğu, dava dilekçesinde belirtilmiş olan sorunların maldan
yararlanmayı etkilemediği, aracın kullanımını esastan etkilemeyen şikayetler için aracın ayıpsız misli ile
değiştirilmesine karar verilmesinin hakkaniyetli olmayacağı, dava konusu araçta, araç değişimini
gerektirecek, sürekli kullanıma engel önemli bir ayıbın bulunmadığı, hakkaniyete aykırı açılan davanın
reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davalı —– 07/05/2020 tarihinde satın alınan aracın üretimden kaynaklı ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değiştirilme talepli alacak davasıdır.
Mahkememizce dosyanın otomotiv konusunda uzman —-mühendisi bilirkişi ile nitelikli hesap uzmanı bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş, alınan 24/01/2022 tarihli raporun sonuç kısmında,

Dava konusu aracın davacı tarafından yukarıda da belirtildiği üzere sürekli şikâyet
ile yetkili servisine götürüldüğü ancak yetkili servis tarafından gerekli müdahale yapıldığı hatta,
davanın ikamesinden sonrada tekrarladığı; aracın arızasının tam olarak giderilemediği; buna
göre araçtaki ayıbın gizli ayıp olarak değerlendirilen ayıplardan olduğu,
Uyuşmazlığın irdelenmesi başlığı altında (1) sayılı bentte tanıtılan uyuşmazlık
konularına göre, teknik incelemede saptanan ayıbın gizli niteliği kapsamında, TTK.m.23’ün
göndermesiyle uygulanan TBK.m.223 hükmü uyarınca gizli ayıbın ortaya çıkmasına müteakip
derhal ihbar yükümlülüğünün, devam eden ve tekrarlanan arızalara göre dürüstlük kuralı ve
halin icabına göre süresinde olup olmadığının takdir ve değerlendirmesinin Sayın Mahkeme’nin
yargı yetkisinde bulunduğu;
Davacının aracı satın almasındaki saik, kullanım amacı beklenen faydalar
dikkate alındığında anılan arızayla aracı kabullenmesini beklenemeyeceği hususunun Sayın
Mahkemece de benimsenmesi halinde, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi yönündeki
seçimlik hakkının kullanılabileceği; ancak TBK.m.227/f.1 – b.4 sayılı bentte bu hakkın “imkan
varsa” kullanılabileceği sözcük dizimine bağlandığı; gelinen safahatta aynı modelin hükmün
infazı sırasında bulunamaması halinde, İİK.m.24 hükmü uyarınca ilamda değerinin belirtilmesi
esasının Yüksek Yargı Uygulamasıyla benimsendiği”
Yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Dava ayıplı malın misli değiştirtmesi talebine ilişkindir. Davacı 07.05.2020 tarihinde —- model bayi çıkışlı, bayi servis ve —- paketli—-
model aracı, davalı —- vergiler dahil 132.278,53 TL karşılığında satın aldığı, araçta sürekli arızaların çıktığını,bu sebepten sürekli serviste tamir gördüğünü, aracı kullanamadığını, aracın yetkili bayisinden sıfır kilometre
olarak alınmış, tüm tamir ve bakımları yetkili serviste yaptırılmış olduğu, araçta bu kadar sık ve ciddi arızalar vermesinin, problemlerin bir türlü giderilememesin, araçta üretim hatasından kaynaklanan gizli ayıp olduğunun iddia ederek aracın Türkiye distribütörü olan davalı —-ile Yetkili bayi ve aracın satın alındığı diğer davalı —- … Anonim Şirketi’nin bu gizli ayıptan birlikte sorumlu olduğunu iddia ederek aracı misli ile değiştirilmesi talebinde bulunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesine göre; bir maldaki ayıp, satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmasıdır. Satıcı lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi sorumludur. TBK’da tanımını bulan ayıba karşı tekeffül, satılan şeyin satıcının zikrettiği vasıfları taşımamasından veya bu şeyin değerini sözleşme gereğince ondan beklenen yararları azaltan veya kaldıran eksiklikler bulunmasından satıcının sorumlu olmasıdır. Mezkur kanunun 227. maddesinde, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya imkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini seçebileceği ve alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır.
Araçtaki ayıbın ortaya çıkması üzerine davacı tarafından, yukarıda bilirkişi raporunda belirtilen tarihlerde aracın yetkili servise götürülerek onarım için başvurulduğu, en son 29.12.2020 tarihinde—-
—– Noterliği’nden —–yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek aracın ayıpsız bir benzeriyle
değiştirilmek istendiğini ihtar edildiği görülmüştür. Ayıbın kullanımla ortaya çıkan gizli ayıp olması nedeniyle ihbar süreleri bakımından TBK’nın 223. maddesinin uygulanması gerekmekte olup, ayıbın zincirleme olarak arızaya neden olduğu ve ihtar tarihi öncesinde toplam 6 defa yetkili servise de başvurulduğu anlaşılmasına göre, ayıp ihbarının süresinde olduğu kabul edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporuyla tespit edilen ve yukarıda niteliği açıklanan ayıp nedeniyle, davacının araçtan istenilen verimi alması mümkün değildir. Tespit edilen ayıbın araçtan elde edilecek faydayı büyük ölçüde ortadan kaldıracak nitelikte oluşu ve hakkaniyet kuralları da dikkate alındığında, somut olayda TBK’nın 227/1. maddesi uyarınca sözleşmeden dönme koşullarının da oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davalı satıcı — ayıba karşı tekeffülü, diğer davalı —— Şirketi ise ithalatçı olarak davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Öte yandan davacının dava öncesinde keşide ettiği ihtarnamede aracın misliyle değişimi seçimlik hakkı kullanılmış olup, işbu davada da misliyle değişim talep edilmiştir, bu bakımdan mahkememizce de TBK’nın 227/son maddesine uygun olarak aracı misliyle değişimi yönünde hüküm verilmiştir. —- B.A.M —- sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Diğer taraftan değişimi talep edilen aracın karıştığı kaza nedeniyle değer kaybına uğradığı, aldırılan bilirkişi raporuna göre araçta meydana gelen değer kaybının 5.000,00 TL olduğu anlaşıldığından bu tutarın davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
5.000-TL hasar bedelinin davacı tarafından davalılara ödenmesine ve davacının elinde bulunan—— plakalı aracın davalı tarafa teslimine,
Davacının aracının misli ile değiştirilmesi talebinin hasar bedeli ödendikten ve hasarlı aracın tesliminden sonra davalılar tarafından davaya konu —- koltuklu —-Model —- Şase numaralı aracın sıfır ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mümkün olmaması halinde İİK m 24’e göre işlem yapılmasına,
2-Alınması gereken 9.035,95-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.258,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.776,96‬-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 2.258,99-TL peşin harç toplamı olan 2.318,29-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafınan sarfedilen toplam 4.385,45-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 21.164,56 -TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı —- vekillerinin yüzüne karşı diğer davalı vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.