Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/273 E. 2023/742 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/273 Esas

KARAR NO: 2023/742

DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)

DAVA TARİHİ: 14/04/2021

KARAR TARİHİ: 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin ——– Bölgesi’nde ——– Tersanesini işlettiğini, ——– yeni inşa nolu canlı balık taşıma gemisinin blokların inşası, kızakta montaj, kaynak işlerine yönelik davalı … ile aile firması olarak tanıttığı … ——– Gemicilik ile anlaşma sağlandığını, aile firması olarak tanıttığı ve ekinde temsile yetkili olduğu belgeleri ibraz ederek … adına 28.10.2019 tarihli sözleşmeyi imzaladığını ve anılan ——–gemi firmasının müvekkili şirketin ——— nezdinde alt numarası nezdinde işleri yaptığını, müvekkili şirket ile tüm iş görüşmelerini …yaptığını, firmanın neden kendisi adına değil de ev hanımı olan eşi adına olduğu sorulduğunda, “İşi yapan ve firma sahibinin kendisi olduğunu, ancak şimdilik eşi adına kurduğu firma üzerinden işleri yapacağını” ifade ettiğini, ———Tersanesi ve ———Tersanesi’nde de iş yaptığı öğrenilen davalı … ——- Noterliği’nin 11.04.2012 tarihli, ———- yevmiye sayılı vekaletnamesi ve ———- Noterliği’nin 24.10.2017 tarihli, ———- yevmiye sayılı vekaletnameye istinaden ——– Gemicilik şahıs firması adına tüm görüşmeleri yaptığını, sözleşme ve ekleri ile hak edişleri imzaladığını, tersanede yapılan işleri davalı … kontrol ettiğini ve sözleşme üzerinde şirket yetkilisi olarak … isminin yazdığını, yani hukuken … ait olarak görünen firmanın hakikatte … ait olduğunu, davalıların bu şekilde muvazaalı bir şekilde işlerini yürüttüğünü, dava konusu işlerin bitme aşamasında davalı … ——— çalışanları arasında huzursuzluk çıkardığını, işçilerin maaşını ödemediğini, telefonlara çıkmadığını ve tersaneye gelmediğini, tüm bunlara rağmen iyi niyetli olan ve iş kanunu’nun 2. maddesi 6 ve 7. fıkraları uyarınca alt işverenin personeline müteselsilen sorumlu olduğunu bilen müvekkili şirketin ——— gemiden tüm çalışanları ile arabuluculuk önünde sulh olmasını, bu konuda da kendisine yardımcı olunacağını ifade ettiğini, bu noktada çalışanların hem ücretleri hem de ——— Tersanesinde çalıştıkları süreye yönelik kıdem tazminatı gibi işçilik haklarının ——— Gemi muhasebecisi tarafından hesaplanarak müvekkili şirkete bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin davalı … ile anlaşarak işçilere vermesi için ——— Gemi firmasına 80.000,00 TL yi banka kanalı ile gönderdiğini, arabuluculuk ofisine işçiler, asıl işveren sıfatı ile davacı vekilinin gittiğini, ancak davalı … toplantıya gitmediği gibi kendisine ulaşılamadığını, yani son anda işçilere ödeyeceğini beyan ederek 80.000,00 TL daha fazladan parayı müvekkili şirketten aldığını, müvekkili şirketin davalıların ödeme yapmadığı işçilerle ücret, kıdem tazminatı gibi tüm işçilik alacakları yönünden uzlaşmaya vararak ödemelerini yaptığını, müvekkili şirketin ——– nezdinde alt numarasında olan davalıların yatırması gereken ——— primlerini ödediğini, müvekkili şirketin sözleşme hükümlerine göre davalıların hak ettiği alacaktan fazla bir ödeme yaparak cari hesabında şu anda 482.549,18 TL alacağının bulunduğunu, her türlü ödemenin belgesinin mevcut olduğunu ve kayıtlarda bulunduğunu, davalıların aralarında organik bağın tespiti ile 482.549,18 TL tutarlı alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle;
… davalı … eşi olduğunu ve ——– kayıtları incelendiğinde de ———- işçi olduğunu, lakin aldığı vekaletname ile ——— Gemicilik – … şahıs işletmesini belli konularda temsile yetkili olduğunu, … yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü var iken sözleşmeden kaynaklı hak edişleri zamanında ödemediğini ve taraflar arasında anlaşmazlık çıktığını, davacını tüzel kişilik perdesinin kaldırılması yönündeki iddia ve taleplerinin reddine karar verilmesini gerektiğini, zira bahse konu teorinin işbu davada uygulanmasının mümkün olmadığını, her ne kadar dava dilekçesinde işçilerle ihtiyati arabuluculuk yaptıkları ve anlaşılan ücretleri ödedikleri belirtilmişse de müvekkilinin haberdar edilmediğini, davacı şirketin müvekkilinin tüm evraklarına el koyduğunu ve özlük dosyalarını dahi kendilerine vermediğini, zira müvekkili şahıs işletmesinin katılmadığı bir arabuluculuk toplantısına konu edilen alacakların yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle işçilerin özlük dosyasının temin edilerek bir iş hukuku bilirkişisine tevdi edilmesi gerektiğini, arabuluculuk anlaşma belgelerinin tamamında arabulculuk ücretinin davacı tarafından ödendiğinin görüldüğünü, kural olarak arabuluculuk ücretinin taraflarca eşit olarak ödeneceğini, davacının arabuluculuk ücretinin tamamını ödemeyi kabul etmesinin müvekkilini bağlamayacağını, bu itibarla arabuluculuk ücretinin müvekkiline rücu edilmesinin mümkün olmadığını, sonuç olarak arabuluculuk görüşmelerine dahil olmayan müvekkilinden rücuen tazminat talebinin haksız olduğunu, davacıdan olan cari hesap alacaklarının bulunduğunu, bu nedenle alacağı yönünden takas mahsup talebinin olduğunu beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davacı ile davalı ——- Gemicilik-… arasında 28/10/2019 tarihinde sözleşme gereğince davalının işçilerini davacının asıl işveren olarak ödemiş olduğu ücretlerin davalıdan talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilecek ise hangi miktarda talep edilebileceği, davacının sözleşme kapsamında yapmış olduğu işçilik ödemeleri, ——– ödenen prim ödemeleri ve bununla birlikte cari hesap alacağının olup olmadığı alacağı var ise miktarı, diğer davalı … sorumluluğunun olup olmadığının, muvazaanın olup olmadığının, davalı ——— Gemicilik-… mahsup edilecek alacağının olup olmadığının, davacının davalıların hangisinden ne oranda alacağının olduğu hususlarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.Taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşme örneği, davalı ——- Gemicilik … 28/10/2019 – 12/02/2021 tarihleri arasında çalışan listesi ile dava dilekçesi ekindeki davalının çalışanları olduğu iddia olunan işçeliren ——– hizmet dökümleri, davacı ile davalının işçileri arasında yapılan arabuluculuk görüşmelerine ilişkin tüm belgeler ve ödeme dekontları, davalı çalışanlarına davacı tarafından yapılan maaş ödemeleri, davalı … tarafından diğer davalı … verilen vekaletname örnekleri, davalı hakedişleri, faturalar, ödeme dekontları ile taraflarca dayanılan tüm delillerin dosya içerisine alındığı anlaşılmıştır.
Tanık … beyanında;” ———- proje müdürü olarak görev yapmaktayım, davalı … ile tam tarihini bilmemek ile birlikte 2018-2019 yıllarından itibaren yaklaşık 3-4 yıl boyunca yaıpılacak olan gemilerien çelik işlerinin yapılması hususunda anlaşılmıştı, anlaşma gereğince davalı … ve yanında çalışan işçiler çelik işlerini yapmakta, belirli aralıklarla hakediş raporu düzenlenmekte ve bu hakedişlere göre ücretini almaktaydı, ancak son hakedişte kendisinin işçi maaşlarını ödeyemediğini belirterek avans talep etti, davacı şirket yönetimi de 80.000,00-TL avans verdi, bu olaydan bir müddet sonra da davalı … işi bırakarak iş alanını terk etti, bunun üzerine davalı … yanında çalışan işçiler yönetime gelerek davalı … işe gelmediğini ve ulaşamadıklarını bildirdiler, ve maaşlarını alamadıklarını belirttiler, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalı … ——— bünyesinde olan işçiler ile bir müddet daha işe devam edildi ve proje bitirildi, tahminimce … gittikten sonra 1 ay kadar çalışma yapıldı, ——– gemi ile davalılar arasındaki ilişkin taşoron ilişkisidir, davalı hakdeşini aldıktan sonra kendi işçilerine yapması gereken ödemeleri yapardı, ben … tanımam, ancak bildiğim kadarıyla davalı … eşiymiş her ne kadar ——— gemicilik … adına kayıtlı ise de dava konusu işler … tarafından yürütülmekteydi, ben davacı tarafından işçilere ödenen ücretlerle ilgili her hangi bir bilgiye sahip değilim, benim bilgim ve gördüğüm bundan ibarettir.” dediği, diğer tanık … beyanında; “Ben ——– Gemide ustabaşı olarak çalışıyordum, davalı … 20-25 senedir tanırım, bu süre içerisinde de birlikte çalışmamız olmuştur, davacının projesinde yaklaşık 2.5 yıl davalı ——- gemicilik altında çalışma yaptım, her ne kadar ———- gemicilik … adına kayıtlı ise de işletmeyi … yürütmektedir ben patron olarak … tanırım maaşımı ondan alırm, davacının projesinin son zamanlarına yakın … artık çalışmaya gelmeyeceğini bize söyledi, bizde bunu davacı ——– ilettik, ——— bize bir müddet beklememizi söyledi daha sonra da maaşlarımızı ve tazminatlarımızı ödeyeceğini söyledi, bizde işe devam ettik, … gittikten sonra 1 hafta 10 gün kadar işe devam ettik, ve proje bittikten sonra bu iş yerinden ayrıldık, davacı ——– tarafından işçilik alacaklarım arabuluculuk görüşmesi ile tarafıma ödendi, bir çok arkadaşıma da bu şekilde yapıldı, benim bilgim ve gördüğüm bundan ibarettir, davalı … işçilik alacaklarımızı alamayınca kendisiyle görüşme sağladık, bize sizin alacaklarınızı ödeyeceğim dedi ancak arabuluculuk görüşmesine gelmedi, biz arabulucuya gittik sadece arabulucu ile görüştük ödemeleri de davacı ——– tarafından yapıldı, bildiğim kadarıyla işçilik alacaklarımız ile ilgili model gemicilikten bir liste arabulucuya gönderildi ve bu liste dikkate alınarak davacı ——— tarafından ödeme yapıldı, ben arabuluculuk görüşmesinde 30.000,00-TL civarında bir ücret aldım, ben şuanda davacı veya davalı bünyesinde çalışmam, davacı ——– gemiye taşeronluk yapan başka bir firmada çalışmaktayım” şeklinde, Tanık … beyanında; ” Ben ——— Gemide ustabaşı olarak çalışıyordum, davalı … 20-25 senedir tanırım, bu süre içerisinde de birlikte çalışmamız olmuştur, davacının projesinde yaklaşık 2.5 yıl davalı ——– gemicilik altında çalışma yaptım, her ne kadar ——— gemicilik … adına kayıtlı ise de işletmeyi … yürütmektedir ben patron olarak … tanırım maaşımı ondan alırm, davacının projesinin son zamanlarına yakın … artık çalışmaya gelmeyeceğini bize söyledi, bizde bunu davacı ——– ilettik, ——– bize bir müddet beklememizi söyledi daha sonra da maaşlarımızı ve tazminatlarımızı ödeyeceğini söyledi, bizde işe devam ettik, … gittikten sonra 1 hafta 10 gün kadar işe devam ettik, ve proje bittikten sonra bu iş yerinden ayrıldık, davacı ——– tarafından işçilik alacaklarım arabuluculuk görüşmesi ile tarafıma ödendi, bir çok arkadaşıma da bu şekilde yapıldı, benim bilgim ve gördüğüm bundan ibarettir, davalı … işçilik alacaklarımızı alamayınca kendisiyle görüşme sağladık, bize sizin alacaklarınızı ödeyeceğim dedi ancak arabuluculuk görüşmesine gelmedi, biz arabulucuya gittik sadece arabulucu ile görüştük ödemeleri de davacı ——– tarafından yapıldı, bildiğim kadarıyla işçilik alacaklarımız ile ilgili ——– gemicilikten bir liste arabulucuya gönderildi ve bu liste dikkate alınarak davacı ——– tarafından ödeme yapıldı, ben arabuluculuk görüşmesinde 30.000,00-TL civarında bir ücret aldım, ben şuanda davacı veya davalı bünyesinde çalışmam, davacı ——– gemiye taşeronluk yapan başka bir firmada çalışmaktayım” şeklinde, Tanık … beyanında; “Ben ——- Gemide ustabaşı olarak çalışıyordum, davalı … 20-25 senedir tanırım, bu süre içerisinde de birlikte çalışmamız olmuştur, davacının projesinde yaklaşık 2.5 yıl davalı ——- gemicilik altında çalışma yaptım, her ne kadar ——— gemicilik … adına kayıtlı ise de işletmeyi … yürütmektedir ben patron olarak … tanırım maaşımı ondan alırm, davacının projesinin son zamanlarına yakın … artık çalışmaya gelmeyeceğini bize söyledi, bizde bunu davacı ——– ilettik, ——– bize bir müddet beklememizi söyledi daha sonra da maaşlarımızı ve tazminatlarımızı ödeyeceğini söyledi, bizde işe devam ettik, … gittikten sonra yaklaşık 1 ay kadar işe devam ettik, ve proje bittikten sonra bu iş yerinden ayrıldık, davalı … tarafından işçilik alacaklarımızı ödeneceği söylendi, ancak bir kısım işçi arkadaşlar … güvenmediği için arabuluculuk yolu ile ücretlerin ödenmesini talep etti, davalı … da bizlere arabulculuyu ayarladığını ve görüşme yapılarak öremelerin yapılacağını söyledi, arabulucu görüşmesi yapıldığı gün gruplar halinde görüşmeye gidildi, benim olmadığım bir grubun gittiği esnada … arabulucu ile görüşmeye gelmeyeceğini söylemiş, biz gittiğimizde de arabulucu ofisinde yoktu, davacı ——— tarafından işçilik alacaklarım arabuluculuk görüşmesi ile tarafıma ödendi, bir çok arkadaşıma da bu şekilde yapıldı, bildiğim kadarıyla işçilik alacaklarımız ile ilgili ——– gemicilikten muhabeseci tarafından bir liste arabulucuya gönderildi ve bu liste dikkate alınarak davacı ——– tarafından ödeme yapıldı, zaten ——– bizim ne kadar alacağımız olduğunu bilmez, ben arabuluculuk görüşmesinde 20.000,00 TL civarında bir ücret aldım, ben ilk grupta giden işçilerden değildim ancak ilk giden işçi grubuna arabuluculukla ilgili her hangi bir masraf ödemeyecekleri … tarafından bildirilmiş biz arabulucuya ne kadar ücret ödenir bilmeyiz, bize sadece alacağımız miktarlar söylendi, davalı … işi bıraktıktan sonra yaptığımız işlerin toparlanması yaklaşık 3-4 günü aldı, bu süre içerisinde tüm işçiler çalışmaya davam etti, daha sonra ——– ile görüşme yapıldı, kalan işlerin bitirlmesi için bir kısım işçilerin işe devam etmesi kararı alındı, bir kısım işçiler ——— bünyesinde yaklaşık 1-2 ay çalışma yaparak kalan işleri tamamladılar, bu süreçte de sigortaları ——– tarafından yapıldı, ben şuan da davacı veya davalının bünyesinde çalışmam farklı bi yerde çalışıyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.Mahkememiz 13/01/2022 tarihli 2 nolu ara kararı gereği dosyanın, tarafların 2018-2019- 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin tüm yasal ticari defterlerinin incelenmesi için mahkememizce resen seçelin mali müşavir ile birlikte bir ticaret hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı ve bir iş hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanına tevdi edilerek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 07/03/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; “..davacı yanın ticari defterlerinde, davalı yandan 31/12/2021 tarihi itibariyle kaydi olarak 482.549,18 TL alacaklı göründüğü, davalılardan ——– Gemicilik – … kendi ticari defterlerinde ise davacı yandan 31/12/2021 tarihi itibariyle kaydi olarak 133.368,24 TL alacaklı göründüğü, tarafların ticari defterleri arasındaki sonuç farkının, davacının davalı adına yaptığı birtakım ödemelerin davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, yapılan ödemelerin yanlar arasındaki sözleşmenin 4 ve 6.3 md ile ekindeki taahhütname ve ibranameye istinaden gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, sözleşme hususundaki hukuki yorum davacının davalıdan arasındaki İş Kanunu m.2/6’ya dayanan müteselsil sorumluluktan kaynaklı toplam 617.010,05 TL alacak hesaplanmakta olduğu, ancak davacının kendi ticari defter kayıtlarında 482.549,18 TL alacaklı göründüğü ve davalının alacaklı göründüğü meblağın toplam hesaplamadan mahsubu ile 134.460,87 TL bedele ulaştığı, davalı ticari defterlerinde de bu meblağa oldukça yaklaşık alacak göründüğü, böylece davacının defterlerindeki alacak meblağının doğrulamakta olduğu..” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacı ——– şirketinin davalı şirket ile müteselsilen sorumlu olduğu iddiası ile dava dışı işçilere ödemiş olduğı işçi alacaklarının ve arabuluculuk ücretlerinin rücuen davalılardan tahsiline ilişkindir.Öncelikli olarak davacı ——— ile davalı ——– Gemicilik arasındaki hukuki ilişkinin belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında gemi inşa montaj ve kaynak işlerinin yapımına ilişkin sözleşmesel ilişki bulunduğu, davalı ——— Gemicilik tarafından davacıya ait tersanede sözleşme konusu işlerin yapılacağının kararlaştırıldığı, davalı ——— gemicilik bünyesinde davacıya ait tersanede işçilerin çalıştığı anlaşılmıştır. İş Kanunu m.2/6’ya göre, “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren – alt işveren ilişkisi denir”. Davacı ——– şirketi ile davalılardan ——— Gemicilik – … arasında ve davalılardan … şirket yetkilisi sıfatı ile imzalanmış 28.10.2019 tarihli Sözleşme ve eklerinin ibraz edildiği görülmektedir. Anılan “——– İnşa Numaralı Canlı Balık Taşıma Gemisinin İnşası ve Kızak Montaj İşleri” sözleşme içeriği ile ekleri ve ——– işyeri tescil bilgileri ile aracı kodlarından davacı ile davalılardan ——– Gemicilik arasında İş Kanunu m.2/6 kapsamında asıl işveren – alt işveren ilişkisi bulunduğu teyit edilmektedir.Davalılardan … ile davacı ——– şirketi arasında ise asıl işveren -alt işveren ilişkisi yönünden ayrı bir sözleşme bulunmamakta olup; temsil belgeleri ve vekaletnamelerden davalılardan ——— Gemicilik – … tarafından … yetki verildiği ve işletmeyi yetkili olarak … temsil ve ilzam ettiği görülmektedir.Davacı taraf, davalıların karı – koca olduklarını ve aralarında organik bağ bulunduğunu, davalılardan … tüm hukuki iş ve işlemleri gerçekleştiren olduğunu ve kâğıt üzerinde diğer davalı … sorumlu olarak yer aldığını iddia etmektedir.Dosyada bulunan nüfus kayıt bilgilerinin tetkikinde, davalılar arasında eş durumu bulunduğu tespit edilmekte olup, taraflar arasındaki sözleşmeler davalılardan … ——– Gemicilik’i temsil vekaletnameler de verilmiştir. Ayrıca davalı … işyerinde sigortalı çalışan olarak da yer aldığı tespit edilmektedir.Organik bağ iddiası yönünden davacı tanığı … davacı şirkette proje müdürü olduğunu, davalılardan … ile davacı şirketin gemilerin çelik işlerinin yapılması için anlaşıldığını, kendisinin … tanımadığını ve bildiği kadarıyla … eşi olduğunu, ——– Gemicilik firması … adına kayıtlı ise de dava konusu tüm işlerin … tarafından yürütüldüğünü; davacı tanığı … davalı ——– Gemicilik’te ustabaşı olarak çalıştığını, davalı … 20-25 yıldır tanıdığını ve birlikte de çalıştıklarını, ——- Gemicilik firması … adına kayıtlı ise de tüm işlerin … tarafından yürütüldüğünü, kendisinin patron olarak … tanıdığını ve maaşını da ondan aldığını, davalı … alacaklarını alamadıklarını ve kendisiyle görüştüklerini ödeyeceğini söylediğini, ancak ödeme yapmadığını, bu sebeple arabulucuya gittiklerini, şu anda davacı şirketin başka bir taşeron firmasında çalıştığını; davacı tanığı ——– ise davalı ——— Gemicilik’te ustabaşı olarak çalıştığını, davalı …20-25 yıldır tanıdığını ve birlikte de çalıştıklarını, ——– Gemicilik firması … adına kayıtlı ise de tüm işlerin … tarafından yürütüldüğünü, kendisinin patron olarak … tanıdığını ve maaşını da ondan aldığını, davalı … alacaklarını alamadıklarını ve kendisiyle görüştüklerini ödeyeceğini söylediğini. Ancak ödeme yapmadığını, bu sebeple arabulucuya gittiklerini beyan etmişlerdir.Yargıtay ilke kararlarına göre, organik bağın tespitinde aranması gereken bazı kriterler; şirket ile ortaklarının faaliyet alanlarının ve malvarlıklarının iç içe geçmesi birbirine karışması, bir şirketin ticari defterlerinin ya da ticari sır kabul edilen belgelerinin diğer şirkete ait iş yerinde bulunması, ikisinde de aynı ticari defterlerin kullanılması ve ortak hesap yapılması (tek merkezden idare edilmesi), ortaklığın faaliyet konusunu sürdürebilmesi için yeterli sermayesi bulunmadığı hâlde alacaklıları ya da üçüncü kişileri zarara uğratmak niyetiyle bilinçli olarak faaliyet göstermeye devam edilmesi, şirket ortaklarının kendi kişisel malvarlıkları ile şirketin malvarlığı özdeş-tekmiş gibi hareket etmeleri, şirketlerin ya da ortağın üçüncü kişileri aldatacak şekilde kendi kişilikleri ile tüzel kişiliğin aynı olduğu izlenimini vermeleri, bu kapsamda birbirlerinin tanıtımlarını yapmaları, aynı tüzel kişilikmiş gibi anlaşılacak benzer isimleri ve logoları kullanmaları, yani dışarıya karşı tek bir tüzel kişilikmiş gibi intiba yaratmaları, şirketlerin aynı konuda faaliyet göstermeleri ve (tek başına bu hususa dayanılmamak koşuluyla) hâkim ortaklarının ya da yöneticilerinin aynı kişiler olması, tüzel kişilik kavramının arkasına sığınılacak şekilde art niyetli davranışlarla zararlandırıcı faaliyetlerde bulunulması, işlemlerin diğer tarafınca sözleşmelerin kiminle yapıldığı dahi anlaşılamayacak şekilde karışıklığa yol açılması,.. hâlleri gösterilebilir. Esasen, TMK m.2/2’deki hakkın kötüye kullanılması yasağı ve dürüstlük kuralına dayanan bu tespitlerde alacaklılardan mal kaçırma kastı, görünürde başka borçlu göstermek gibi saiklerin de dikkate alınması gerektiği belirtilmektedir. Yargıtay, borçlu ile 3. şahıs arasında sıkı organik bağı gösteren ticari ve hukuki ilişkiler ile karı – koca, altsoy – üstsoy, kardeşlik bağı gibi unsurların da tetkiki ve alacaklılardan mal kaçırmak için danışıklı işlem yapılıp yapılmadığının denetimi hususunu da belirtmektedir.Açıklanan tüm bu hususlar ışığında davalı … ile … karı – koca oldukları, her ne kadar … ——– Gemicilik adına sözleşmeler düzenlenmiş ise de, dinlenilen tanık beyanları, dosyaya sunulan … tarafından … yetkilendirildiğine dair vekaletnameler birlikte değerlendirildiğinde, davalı … kendi kişisel malvarlığı ile diğer davalı ——— Gemicilik şirketinin malvarlığı özdeş – tekmiş gibi hareket etmesi, üçüncü kişileri aldatacak şekilde kendi kişiliği ile ——– Gemicilik Şirketi’nin aynı olduğu izlenimini vermesi, işlemlerin diğer tarafınca sözleşmelerin kiminle yapıldığı dahi anlaşılamayacak şekilde karışıklığa yol açılması gibi eylemler ile alacaklılardan mal kaçırmak için danışıklı işlem yapıldığı kanaatine varılmış, davalı … da müteselsil sorumluluğuna karar verilmiştir. Davacı ——- şirketi tarafından, işbu rücu davasına konu dava dışı işçiler işçiler için, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m. 18 kapsamında İhtiyari Arabuluculuk’ta anlaşma gereği tümüyle, banka yoluyla ayrı ayrı ödenmiştir. Aşağıda ödeme yapılan işçiler ayrı ayrı gösterilecektir. Böylece, müteselsil borçlulukta iç ilişkide rücu şartı olarak geçerli ifa bulunması şartı yerine gelmiş.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK m.167 uyarınca, borcun mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan. birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Bu hükme göre, müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkide birbirlerine rücu meselesi öncelikle sözleşme hükümleri ile borcun niteliği ve işin özelliğine göre çözümlenecektir.Asıl işveren davacı ——- şirketi ile alt işveren işçileri arasında bir iş sözleşmesi bulunmamasına rağmen, İş Kanunu m.2/6’daki emredici hüküm gereği, davacı asıl işveren ——– şirketinin bu işçilere karşı müteselsil sorumluluğu bulunduğu tartışmasızdır. Bu durumda hukuki ilişkinin niteliği ve borcun mahiyetine bakıldığında; davacı ile alt işveren ——– Gemicilik arasında imzalanmış “——— İnşa Numaralı Canlı Balık Taşıma Gemisinin İnşası ve Kızak Montaj İşleri” sözleşmesi ve ekindeki Taahhütname ve İbraname’de açıkça “…şirketimiz ve çalışanları adına tahakkuk etmiş ve edecek her türlü maaş, ikramiye, fazla mesai ücreti, genel tatil ve hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ihbar. kıdem tazminatı, sosyal yardım paraları ve sair her ne nam altında olursa olsun tüm hak ve alacaklarımızı tahsil ettiğimizi; tümünden taşeron olarak kendilerinin sorumlu olduğu” belirtilmekle; anılan işçilik alacaklarının tümünden ——– Gemicilik sorumlu olup, taraflar arasında eşit paylı rücu değil, davacı asıl işverenin tam rücuu söz konusu olacaktır.Önemle belirtmek gerekir ki, dosyada bulunan tüm İhtiyari Arabuluculuk Anlaşma Belgeleri’nde, dava dışı işçilerin “kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma ücretleri, hafta tatili ücretleri, ulusal bayram genel tatil ücretleri, yıllık izin ücretleri, ücret alacakları ve asgari geçim indirimleri” yönünden anlaşma sağlanarak toplam meblağın belirlendiği açıklanmakta ise de; davalıların itirazları kapsamında ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.165 kapsamında müteselsil borçlulardan diğer borçlunun durumunu ağırlaştırmaması kuralı ile yine m.164’teki müteselsil borçlulardan biri ortak def’i ve itirazları ileri sürmezse, diğerlerine karşı sorumlu olması prensibi karşısında, dava dışı işçilerin hangi alacağa hak kazanabileceği yönünde dosyada delil mevcut ise, o alacak kalemlerine ilişkin rücu alacağı hesaplanabilecektir. Dosyada davacı işçilerin fazla çalışma, hafta tatili çalışması. ulusal bayram ve genel tatil çalışması, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının ne kadar olabileceği ile ödenmemiş ise bunun meblağının ne kadar olduğu hakkında herhangi bir delil bulunmadığından; rücuan talep edilebilecek alacaklar dosyada delil bulunan yalnızca kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti bakımından tespit yapılmıştır.Bir başka husus ise, davacı ——– şirketinin ödeme yaptığı dava dışı isçilerin tümünün ——– kayıtlarında işten çıkış kodlarının “3 — isfifa” olarak yer alması: ancak özlük dosyalarında istifa belgesi ya da feshin kendileri mi yoksa işveren tarafından mı yapıldığı yönünden delil bulunmaması karşısında, dava dışı işçilerin feshe bağlı alacaklar kabilinden olan kıdem tazminatı ve/veya ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadıkları hususudur. Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yapılması gereken işlerin davalı ——— Gemicilik tarafından tamamlanmadığı, davalı … tarafından işçilerin ödemelerinin yapılmayarak iş yerine artık gelmediği tanık beyanlarından ve dosyadaki diğer tüm delillerden anlaşılmaktadır. Dava dışı işçilerin işçilerin maaşlarının ödenmemesinin haklı fesih sebebi olduğu, davalı tarafından maaşların ödenmediği sabit olduğu ve özlük dosyalarında istifa belgesinin bulunmamasına göre dava dışı işçilerin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde sözleşmenin sonlandığının kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.Dosyada bulunan ve davacı taraf iddiasına destekleyen mahiyetteki ödeme dekontlarından, davacı asıl işverenin Ocak ve Şubat 2021 dönemlerinde bazı çalışanlar için ücret ödemeleri yaptığı tespit edilmektedir. Anılan ücret ödemeleri esasen davalı ——– Gemi ‘in ücret ödeme borcu kapsamında olmakla, davacı tarafın asıl işveren sıfatıyla yapmış olduğu bu ödemeleri de davalı tarafa rücu edebileceği kabul edilmiş, hesaplamada dikkate alınmıştır. Dosyada bulunan ödeme dekontları ile İhtiyari Arabuluculuk Anlaşma Belgelerine göre, davacı ——– şirketi tarafından, anlaşma belgelerinde yer alan arabuluculara Arabuluculuk Ücreti ödemelerinin tümünün de yapıldığı tespit edilmekte olup; davacı taraf bunların da davalılardan rücuen tahsilini talep etmektedir.——— tarafından ilan edilen Arabuluculuk Ücret Tarifesi m.3/1’e göre, aksi kararlaştırılmadıkça arabuluculuk ücreti taraflarca eşit ödenmekte olup, dosyada mevcut arabuluculuk tutanaklarından arabuluculuk ücretlerinin tümünün davacı ——- şirketi tarafından ödendiği yönünde anlaşıldığı görülmektedir. Ancak, davalıların itirazları kapsamında ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.165 kapsamında müteselsil borçlulardan birinin, diğer borçlunun durumunu ağırlaştırmaması kuralı gereği, İş Kanunu m.2/6 kapsamında müteselsil borçlu olan davalı … davacı ——- şirketine tüm arabuluculuk ücretinin üstlenilmesi hususunda bir kabulü olduğu yönünde dosyada delil bulunmadığı da gözetilerek; Arabuluculuk Ücret Tarifesi m.3/1 kapsamında işveren olarak toplam arabuluculuk ücretinin yarısından davacı ve davalıların müteselsilen sorumlu olabilecekleri dikkate alınacaktır. Bu sebeple,Belirtilen tüm bu hususlar kapsamında, davacı ile davalı … – ——– Gemicilik arasından gemi yapımına ilişkin sözleşme imzalandığı, her ne kadar sözleşme … – ——– Gemicilik ile yapılmış ise de, diğer davalı … yukarıda ayrıntılı belirtildiği davalı ile organik bağının bulunması ve alacaklıları zarara uğratma saikiyle hareket etmesi nedeniyle sorumluluğunun bulunduğu, davalılar tarafından sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyerek işin yarıda bırakıldığı, işçilerin maaşlarının ödenmediği, davacının asıl işveren konumunda olduğu, bu nedenle dava dışı işçilerin işçilik alacaklarından davalı asıl iş veren ile birlikte sorumlu olacağı, davalı tarafından ödenmesi gereken maaş ödemelerinin davacı tarafından ödendiği, bu ödemelerinin tümünün davalı asıl iş verenden rücu edilebileceği, işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin hesaplamanın davalı yanında çalıştığı süreler dikkate alınarak hesaplandığı, taraflar arasındaki sözleşmede işçilere ödenecek tazminatlarından davalının sorumlu olacağının düzenlendiği, bu nedenle davacı tarafından yapılan tazminat ödemelerinin davalıdan tahsil edilebildiği, davacı tarafından arabuluculuk sürecinde arabulucu ücretlerinin tamamını ödediği, ancak kanun gereğince arabuluculuk ücretinin yarısından davalının sorumlu olacağı anlaşılmış, tüm bu hususlara dikkat edilerek düzenlenen bilirkişi raporunda toplam 617.010,05 TL dava dışı işçiler için ödeme yapılması gerektiğinin belirlendiği, davalının davacıdan 133.368,24 TL alacağının bulunduğunun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu alacağı yönünden taksa mahsup talebinde bulunduğu, bu alacağının mahsubu halinde davacının 483.641,72 alacağının kaldığı, davacının talebinin bu miktar kapsamında kaldığı anlaşılmış, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
482.549,18 TL’nin dava tarihi olan 14.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 32.962,93 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 8.240,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 24.722,19 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 8.240,74-TL peşin harcı ile 59,30 TL başvuru harcının toplamı olan 8.300,04 TL ‘nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harcanan toplam 7.926,50 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 73.556,89 TL avukatlık ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
8-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——— tarafından karşılanan 1.360,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2023