Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/264 Esas
KARAR NO : 2022/373
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı şirkete sıcak satış yaptığını, satışı yapılan mallara ait faturaların davalı şirkete teslim edildiğini, davalının cari hesap konusu fatura borcunun bir kısmını ödediğini, ancak uzun bir süre bakiye borcunu ödememesi üzerine —-sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının
haksız ve hukuka aykırı itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyan ederek, davalı itirazının
iptaline ve takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olarak, haksız ve yersiz soyut iddialar üzerine davasını açtığını, söz konusu faturaların müvekkiline teslim edilmediğini, dava dilekçesine ve icra takibine ekli faturalarda müvekkiline ait herhangi bir imza bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine —- sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, cari hesap ve fatura alacağına dayalı toplam 28.961,02-TL’lik ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiştir—–tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı yandan —- alacaklı göründüğü, sunulan —- içerisinde bu tarihten sonra başkaca bir
işlem görülmediği, ancak yukarıda açıklanan tespitlere karşın davanın itirazın iptali davası olduğu göz önüne alındığında; davacının —-karşılık, davacının Mahkemenizce istenen —— yılına kadar olan ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının borca 2021 yılı içerisinde itiraz ettiği göz önüne alındığında; davacının itiraz tarihine kadar olan ticari defterlerini de sunması gerektiği, çünkü aradaki yıllar içerisinde, yani———-yılı içerisinde davalının borcu ödeyip ödemediğinin de tespitinin gerektiği, bu hususun hukuki yorum ve takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan—- kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Davalı tarafa defter ibrazı için ihtaratlı tebligat yapılmasına karşın davalı, belirlenen inceleme gününde ticari defterini ibraz etmemiş ve mazeret ortaya koymak suretiyle yerinde inceleme talebinde de bulunmamış ticari defterlerinin ibrazından kaçınmıştır. Davalı defterlerini ibraz etmekten kaçındığı için usulüne uygun olarak tutulmuş davacı defterlerindeki kayıtlar delil olarak kabul edilmiş ve davacının—- alacaklı olduğu belirlenmiş olup bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının takipten önce temerrüde düştüğü ispatlanamadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Alacak faturaya dayalı ve belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; —- sayılı icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 18.661,02 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen 18.661,02 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.274,73-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 349,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 924,95-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 349,78-TL peşin harç, 59,30-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 409,08-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 848,50-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%64,43 Kabul %35,57 Ret) 546,73-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7———yönünden davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8——-yönünden davalı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
10-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. bendi —- zorunlu arabuluculuk ücretinin 850,54 TL’sinin davalıdan, 469,46 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı karşı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.