Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/263 E. 2022/500 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/263 Esas
KARAR NO: 2022/500
DAVA: İtirazın İptali (TBK.nun 128. Maddesine dayalı garantörlük sözleşmesinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/04/2021
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (TBK.nun 128. Maddesine dayalı garantörlük sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile —- imzalandığını, işbu sözleşme uyarınca davalının garantör sıfatı sorumluluğunun bulunduğunu, dava dışı —- tarafından müvekkili şirkete verilen—- tutarındaki senedin bakiye — ödenmediğini, davalıya yana anılan alacaklar yönünden——yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek muaccel hale gelen — müvekkili ödenmesinin talep edildiğini, davalı tarafından herhangi bir cevabi ihtarname gönderilmediğini ve ödeme gerçekleştirilmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine —– sayılı dosyaları ile tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, TBK.nun 128. Maddesine göre garantör aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı ile dava dışı —- aktedilmiş, — davacıdan beton almış, bedeli için —- bedelli bir bono vermiş, davacı bu çekleri tahsil edemediği, şirkete yaptığı takipten de sonuç alamadığı için, —-tarihli sözleşmede garantör olarak isim ve imzası bulunan davalı aleyhine—- sayılı dosyada bakiye alacağı için icra takibi başlatmıştır. Eldeki davanın konusu bu icra takibine itirazın, iptalidir.
Davaya konu—-dosyası celp edilerek incelendiğinde,—– tarihli takip talebi ile iki çek ve bir bonodan kaynaklı bakiye ——–alacak istemiyle takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya/davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun— tarihinde borca, faize, ferilerine itiraz ettiği (imza inkarının olmadığı) görülmüştür. Davacı da süresi içinde —- tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açmıştır.
Eldeki davada, dava dilekçesi davalıya —-tebliğ edilmiş; davalı vekili vekaletname sunarak cevap için ek süre talep etmiş; —- tarihli ara kararla davalıya ek iki hafta süre verilmiştir. Ne var ki cevap dilekçesi sunulmamıştır. Bunun üzerine teati aşaması tamamlanmakla —- tarihli ön inceleme tensip tutanağı ile ön inceleme duruşması tayin edilmiş, duruşma günü davalı vekiline —- tebliğ edilmiştir.
Belirlenen günde ön inceleme duruşması yapılmış, dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi, —-tarihli raporunda , davacının ticari defterlerine göre davalıdan iki çek ve bir bono aldığı ancak tahsil edemediği, cari hesaplarına göre davacının dava dışı —-kayden — alacaklı göründüğü,—— de işlemiş faiz talep edebileceği, davalının da sözleşmeyi garantör olarak imzaladığını, davalı tarafın defter ve belge ibraz etmediğini, ödeme belgesi sunmadığını, takip sebebiyle borçlu göründüğünü belirtmiştir.
Davalının rapora itirazında, imza inkarına rağmen imza incelemesi yapılmadığı, imza örneklerinin toplanması gerektiği, dava dışı —–müşterek imza ile temsil olunduğunu ve tek başnıa davalı imzası bulunan sözleşmenin geçersiz olduğunu, çeklerde tek imza olduğu , müşterek imza bulunmadığı gerekçesiyle çeklerin de sahte ve geçersiz olduğunu, keşif yapılması gerektiğini, arasında hukukçu bilirkişi olan uzman heyetinden rapor alınması gerektiğini belirterek itiraz etmiştir.
Davalı taraf, ön inceleme duruşması sonrasında—-tarihinde delil listesi bildirmiş bu delil listesinde de imza örneklerinin celbi talep edilmiştir. Davalının rapora itirazda belirttiği imza incelemesi yapılmadan mali inceleme yapılmasına olan itirazı, işte bu delil listesine dayanmaktadır. Ne var ki dosyada süresinde veya sonrasında verilmiş bir cevap dilekçesi yoktur. Dolayısıyla imza inkarı da yoktur. Yine icra takibinde ödeme emrine itirazda da imza inkarı yoktur. Davalının cevap dilekçesini ıslah beyanı da yoktur. —– Hal böyle olunca davalının imza inkarı savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olup davacının açık rızasına bağlıdır. Davacı taraf da imza incelemesine rızası olmadığını beyan etmiştir.
Davacının davalıyı sorumlu tutmasının yasal dayanağı davalının garantör olmasıdır.— başlığı ile düzenlenmiştir. Maddeye göre “Üçüncü bir kişinin fiilini kaşı üstlenen, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür”. —– kabul edildiği üzere, —veren bağımsız bir borç altına girmekte olup, bu yükümlülüğün asıl borç ile ilgisi yoktur.——–, asıl borçlunun borcunu aşabilecek, bir başka deyişle, taahhüt altına girilen alacaklının hiçbir şekilde zarara uğramayacağını temine yönelik taahhüde girer. —– sayılı ilamında açıklandığı üzere garantörlük kefalete göre çok daha ağır sorumluluk doğurur. TBK.nun 583. maddesi hükmü uyarınca, kefalet sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekle tabi olup sözleşmede kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın gösterilmesi gerektiği halde, TBK.nun 128. Maddesinde düzenlenmiş olan garanti sözleşmesinin geçerliliği herhangi bir şekle tabi tutulmadığı gibi, verilen garantinin belli bir limite bağlanmış olması da öngörülmemiştir. Kefalette, TBK.nun 591. Maddesine göre kefil, borçluya ait defileri alacaklıya karşı ileri sürebilme hakkına sahipken, garanti sözleşmesinde teminat veren kişiye bu hak tanınmamıştır. Kefilin kefaletten doğan borcunu ödedikten sonra, TBK.nun 596. maddesi uyarınca asıl borçluya yasadan ötürü rücu hakkı bulunduğu halde, garanti sözleşmesinde teminat verene bu hak tanınmamıştır. Nihayet, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 598. maddesi gereğince kefalette, kefilin sorumluluğu asıl borcun geçerli oluşuna ve devamına bağlı iken, garanti sözleşmesi, bağımsızlık ilkesi gereğince bu koşula tabi tutulmamıştır.)
Eldeki dayanak sözleşmede,—Maddesinde garantör olarak imzalayan —– sözleşmeden doğan yükümlülükler için süresiz ve sınırsız olarak sorumlu olacağı, her hangi bir şarta, borçludan talep edilip edilmediğine bakılmaksızın, bağımsız ve müstakil bir borç olarak sorumlu olacağı açıkça yazılmış; davalının da—–ibaresinin altında imzasının olduğu görülmüştür.
Yukarıda belirtildiği gibi garantörlük asıl borçtan bağımsız bir borç olduğundan, dava dışı— müşterek imzayla mı münferit imzayla temsil edildiğinin, sözleşmenin ve—- keşide edilen çeklerin ve bonoların geçerli olup olmayacağının eldeki davada esasa etkisi yoktur. —– geçerliliği için yazılı şekil şartı tabi değildir. Davalı garantörün davaya konu takipte sorumluluktan kurtulmasının yolu, ya asıl borçlunun edimini ifa etmiş olduğunun yani borcun ödenmiş olduğunun ispatlanması ya da kendisinin garantör olmadığının ispatlanmasıdır. Davalı bu doğrultuda kendi imzasının sahte olduğunu belirtmişse de, yukarıda belirtildiği gibi dosyada cevap dilekçesi ve usulünce yapılmış bir imza inkarı olmadığı, icra takibinde de imza inkarı olmadığı, ilerleyen aşamadaki imza inkarının da (ki davalının taraf olduğu uyap üzerinden incelenen diğer icra takipleri ve dosyalar da bu kanaati pekiştirmiştir) yargılamayı uzatma amaçlı olduğu, dürüstlük ve hukuki belirlilik ilkesine uygun olmadığı, davacının, savunmanın genişletilmesine muvafakatinin olmadığı anlaşılmış, davalının itirazlarına itibar edilmemiş, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1—– sayılı takibe itirazın iptali ile takibin aynen devamına;
2-Asıl alacağın — %20’si oranında —— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli 64.564,59-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 11.415,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 53.149,29-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL. başvurma harcı, 11.415,30-TL peşin harcın toplamı olan 11.474,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.586,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Kendini vekille temsil ettiren davacı için, AAÜT’ne göre takdir olunan 64.308,52-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. bendi uyarınca——— tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazine adına irad kayına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili e-duruşma yolu ile yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 01/06/2022