Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/244 E. 2021/1108 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/244 Esas
KARAR NO : 2021/1108
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/04/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı————-davalı ——- plakalı araç arasında trafik kazası meydana geldiği, davalı —— şirketi sigortalısının asli kusurlu olması sebebiyle meydana gelen trafik kazasında —— aracın hasar gördüğü, işbu kaza sebebi ile dava dışı——- plakalı araçta zarar meydana geldiği, aracın uğradığı hasar nedeniyle araçta oluşan hasar kaybı için davacı ——— raporu düzenlendirildiği, davaya konu fatura davalı———gönderildiği, davalı —– faturaya —– içerisinde itiraz edilmediği, açıklanan bu sebeplerden dolayı davanın kabulü ile davalının—— sayılı dosyası sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazların kabulüne, davalının itirazları haksız olduğundan dolayı %20 ‘sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf, delillerini sunmadığı, davalı şirkete tebliği ettirmediği, mağdur——- tayini yapılması halinde ——- adına tanzim edilmesi ——sahibinin doğrudan ——— şirketinden talepte bulunması gerektiği, —– fatura tanzim edilmesi mümkün olmadığı gibi—şirketinden doğrudan talepte bulunmasının mümkün olmayacağı, bu sebepten ötürü işin esasına girilmesini gerek kalmadan davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile —- gerektiği, zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin gözetilmesi gerektiği, davacı taraf ile davalı şirket arasında bir ticari ilişkinin bulunmadığı, bu nedenle davaya dayanak gösterilen faturanın hüküm doğurması mümkün olmadığı, ———-sahiplerinin olduğu davacının faiz ve icra inkar tazminatına ilişkin taleplerinin haksız ve yersiz olduğunu, davacının açmış olduğu davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının icra takibi ve dava ikamesi nedeniyle davacı şirket lehine %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine—– —– dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, fatura alacağına dayalı olarak toplam 297,43 TL’lik ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Davalı vekilince aşamalarda, davacının aktif husumetinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, itirazın iptali davaları yönünden husumet, icra takibinin taraflarına ait olup, davacı da icra dosyasının alacaklısı bulunduğundan, aktif husumetinin bulunduğu değerlendirilmiş, davalı taraf savunmalarına bu yönden itibar edilmemiştir.
Dava ve takip konusu alacak istemi, dava dışı ——- davalı sigorta şirketine—– plakalı araç arasında 31/10/2019 tarihinde trafik kazası meydana geldiği, davalı— asli kusurlu olduğu, meydana gelen trafik kazasında —- aracın hasar gördüğü ve——– davacıya başvurularak, başvuru neticesinde —– Değerlendirme Raporu ve Kaza ve Kusur Tespit Raporu düzenlendiğinden bahisle, anılan hizmete ilişkin bedelin davalı tarafça ödenmesi istemine ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Davacı tarafça istemi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 1426. maddesine dayandırılarak,—— hasarın belirlenebilmesi ve kusur tespiti için yapılan masraflardan davalı sigorta şirketi sorumlu olduğu ileri sürülmüştür.
Davacı tarafça dayanak yapılan Türk Ticaret Kanunu’nun 1426. maddesi, “tarafların borç ve yükümlülükleri” ana başlığı, “giderleri ödeme yükümlülüğü”—- ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Anılan düzenleme ile davalı, hiçbir ilişki içinde olmadığı —– yönelik bir yükümlülük altına girmediği gibi, anılan kişinin istemi ve başvurusu üzerine davacı tarafça sunulan hizmet bedeli yönünden de anılan yasa maddesi herhangi bir düzenleme içermektedir.
Davacı tarafça sunulan ve fatura konusu edilen hizmet, davacı tarafça, kazaya ——- ilişkin olarak verilmiş olup, davalı tarafın, davacıya anılan hizmet bedelini ödemesini gerektirir bir ticari ilişkisi olmadığı gibi, bu yönde sorumluluk öngören bir yasal düzenleme de bulunmadığı kanaatiyle davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının takip başlatmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli harç yeteri kadar alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. Bendi uyarınca—– zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, —- göre davalı taraf için takdir olunan 297,43-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibarıyla KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.