Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/241 E. 2023/208 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/241 Esas
KARAR NO: 2023/208
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/03/2018
KARAR TARİHİ: 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili —— Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı Müvekkil tarafından davalı ——borç para gönderildiğini, davalı tarafından borcuna istinaden bir kısım ödemelerin yapıldığı ancak borcun tamamının ödenmediğini, davalı tarafça söz konusu borç dolayısıyla ——– ödendiğini ancak bakiye tutarın ödenmediğini , bunun üzerine araç kiralama şirketi olan davalının ödeyemediği kısım bakımından müvekkiline araç kiralamasını kalan borcunu ancak bu şekilde ödeyeceğini beyan ettiğini, müvekkilinin söz konusu teklifi kabul ettiğini, bu nedenle müvekkilinin araç kiralama bedeli ödemeyecek olmasına rağmen prosedür gereği araç kiralama sözleşmesi imzaladığını ancak sözleşme imzaladığını zannederken müvekkile farkında olmadan senet imzalatıldığını, davalı tarafından söz konusu senedin haksız ve kötü niyetli olarak takibe konulduğunu, söz konusu senedin kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediğini, kambiyo senedi vasfında olmadığını, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulune, davacı müvekkilin davalıya herhangi bir borcu olmadığının tespit edilmesine ve ———– sayılı icra takibinin iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise takas mahsup hükümlerinin uygulanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 09/04/2019 tarihli beyan dilekçesinde özetle; taraflar arasında senet imzalanmasının akabinde davacının, kiraladığı —— tarihinde —– kaza yaptığını, müvekkilin kaza sonrasında aracı en yakın yetkili servise göndermek istediğini davalıya bildirdiğinde davalının aracın —– gönderilmesini istediğini ve aracın —- tamir edildiğini, kaza tespit tutanağında araç sahibinin davalının işlettiği ——- olarak yer aldığını, taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi nedeniyle araç kiralandığını ve bu araçla da kaza meydana geldiğini belirtmiştir.
Davalı vekili, ———- Esas sunduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında araç kiralanmasına ilişkin herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, davacının söz konusu iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiği ancak davacının yazılı delil sunmadığı, takibe konu bono miktarına göre senetle ispat zorunluluğu gereği tanık dinlenilmesine muvafakatlarının olmadığını, görevli mahkemenin——–Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı borçlunun, müvekkilinden nakden borç aldığını ve bu borç karşılığında takip konusu bonoyu keşide ederek müvekkiline verdiğini, ancak vade gelmesine rağmen davacının borcunu ödemediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin araç kiralama şirketinin olmasının bononun bu nedenle verildiği anlamına gelmeyeceğini, müvekkilin araç kiralama faaliyetlerini şirketi olan——– üzerinden gerçekleştirdiğini, bonoda söz konusu şirketin taraf olmadığını, davacının söz konusu bonoyu borcuna karşılık ve davalının davacıdan olan şahsi alacağı nedeniyle verdiğini belirterek açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasının, ilk olarak —– açıldığı,—– sayılı görevsizlik kararı ile taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığından bahisle dosyanın—-Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür. ——– Karar sayılı görevsizlik kararı ile takibin dayanağının bono ve alacağın kıymetli evrak olması ve borcun varlığına ilişkin değerlendirmenin senet üzerinde gerçekleştirilecek olması nedenleriyle dava dosyasının Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle, davalı tarafça davacı aleyhine başlatılan ——-Sayılı icra takibine konu taraflar arasında düzenlenmiş senede ilişkin davalıya borçlu olmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır.
—- sayılı dosyası, ——– plakalı aracın servis kayıtları celbedilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesine ek olarak sunduğu dekont örneği incelemesinden; davacının — aracılığı ile davalı—– gönderdiği, dekont içeriğinde herhangi bir beyan/açıklama bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından ayrıca dosyaya diğer banka dekont ve hesap hareket örnekleri sunulmuştur. Söz konusu dekont örneklerinin incelenmesinden; 05/02/2016-15/06/2017 tarihleri arasında çeşitli tarihlerde davalıdan ve dava dışı—– davacının —-hesabına çeşitli miktarlarda para gönderildiği, dekont içeriklerinde herhangi bir beyan/açıklama bulunmadığı görülmüştür. Davacının sunduğu — tarihleri arasında ——- ilişkin hesap hareketleri incelemesinden; 05/01/2015 tarihinde —– şeklinde açıklama ve ——- şeklinde para gönderimlerinin olduğu görülmüştür.
Görevsizlik kararından önce —-sayılı dosyasında davacı tanığı ——Araç kiralama sözleşmesi taraflar arasında yapılmıştır, benimde —-benzer sözleşmem vardır, davacı —– krediyle belli miktar para çekip —- borç olarak verdi, bir kısım ödemelerde bulundu geri kalan borcu tamamlamak için araç kiralama sözleşmesi yaptılar, bu araçla davacı —– kaza yapmış, hasarın giderilmesi için —Bey aracı —- gelmesini davacıdın talep etmiş, araç 49 gün serviste kalmış, bildiklerim bunlardan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce; ——sayılı icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında — tarihinde davacı tarafından —– ödeme tarihli — bedelli bono nedeniyle — asıl alacak, 74,20-TL komisyon ve 323,21-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.129,41-TL alacak üzerinden davalı aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, davalı yana ödeme emrinin 25/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının borca itiraz etmesi üzeirne ——-sayılı kararı ile iddiaların yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve söz konusu kararın istinaf edilmemesi üzerine kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin, işbu davada dava esas değerini toplam alacak miktarı olan 25.129,41-TL olarak belirttiği görülmüştür.
İcra takibine konu bono örneği incelediğinde; 16/07/2017 düzenleme tarihli 27/07/2017 ödeme günlü keşidecisi —– olan bedeli nakden ahzolunan 24.732,00-TL bedelli bir adet bono olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce; tarafların, şahıs olmaları nedeniyle ticari defterlerinin bulunmadığını beyan etmeleri üzerine dava dışı şirket ——- yılları defterlerinin incelenmesi amacıyla —- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiştir. Mali müşavir bilrikişi tarafından düzenlenen raporda özetle; dava dışı şirketin defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, —- plakalı aracın söz konusu şirketin —-yılları ticari defterlerde kaydının bulunmadığı, kaza tespit tutanağında aracın sahibinin dava dışı şirket olarak yazıldığı,—- cevabına göre aracı servise getiren kişinin —- olduğu, dekontların incelenmesinde; davacının — tarihinde—- davalının —- para gönderdiği dekont açıklama kısmında bir ibarenin bulunmadığı, davacının —– dava dışı 07.06.2016 tarihinde ——- gönderildiği dekont açıklama kısmında bir ibarenin bulunmadığı, davacı —— tarihinde Davalı —- gönderildiği dekont açıklama kısmında bir ibarenin bulunmadığı, davacı —- tarihinde Davalı—– gönderildiği dekont açıklama kısmında bir ibarenin bulunmadığı, davacı —-tarihinde Davalı —-gönderildiği dekont açıklama kısmında bir ibarenin bulunmadığı, davacı ——–gönderildiği dekont açıklama kısmında bir ibarenin bulunmadığı, Davacı —– gönderildiği dekont açıklama kısmında bir ibarenin bulunmadığı, davacı ——- gönderildiği dekont açıklama kısmında bir ibarenin bulunmadığı, Davacı ——— gönderildiği dekont açıklama kısmında bir ibarenin bulunmadığı, Davacı ——- gönderildiği dekont açıklama kısmında bir ibarenin bulunmadığı, davacının hesap ekstresi incelenmesi neticesinde; Davalının ———- para gönderdiği, sonuç olarak davacının —- şubesine —- para gönderdiği, davalı buna karşılık —- hesap ekstresine göre ve dava dışı şirket tarafından———-para gönderdiği anlaşıldığı ancak davacı dilekçesinde 10.242,85 TL davalının ödemesini kabul ettiği, davacının 20.000,00 TL havalesine karşılık davalının 10.242,85 TL para gönderdiği —- havalelerden dolayı alacağının bulunduğu, dava dışı —– faaliyet konusunun araç kiralama işi olduğu, dosya kapsamında —– plakalı aracın dava dışı şirket tarafından davacıya araç kiralama sözleşmesi karşılığında verildiğine ilişkin araç kiralama sözleşmesi bulunmadığı, davacı davalıya —— davalının —– şubesine 20.000,00 TL para gönderdiği buna karşılık davalının —— davacının bakiye alacağı kaldığı, davalının ortak olduğu dava dışı şirkete ait —– plakalı aracın davacının kullanımdaki kaza yapmasının ve aracı yetkili servise teslim eden ve teslim alanın davalı ————olması, tanık beyanında davacının 20.000,00 TL kredi çekip davalıya verdiği yönünde beyanına göre araç kiralama sözleşme şartlarının oluştuğunun Yüce Mahkemenin takdirinde olduğu, mahkemenin görüşü bu yönde olması halinde davacının 9.757,15 TL bakiye alacağı araç kiralama bedeli olabileceği, takip konusu bononun konusuz kaldığı, aksi takdirde kira sözleşmesinin oluşmadığı yönünde mahkemenin kanaat oluşması halinde davacının davalıdan 9.757,15 TL alacaklı olduğu buna karşılık davalının ———— icranın devamı gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu, taraflara tebliğ edilmiştir. Taraf vekilleri , rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunmuştur.
22/03/2022 tarihli celsede davacı vekiline yemin teklif edip etmeyeceği hususunda beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı vekili 04/04/2022 tarihli beyan dilekçesi ile davalı tarafa yemin teklif etmeyeceklerini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporunun incelenmesinden; davacı taraf, davalıya 20.000-TL borç verdiğini, davalının borcun bir kısmını ödediğini ve bakiye kalan kısım için araç kiralama teklif ettiğini, bu teklifin kabulü üzerine prosedür gereği araç kiralama sözleşmesi imzaladığını zannederken kendisine senet imzalatıldığını, davalının kötü niyetli olarak senet nedeniyle icra takibi başlattığını ileri sürmektedir. Davalı taraf ise, taraflar arasında herhangi bir araç kiralama sözleşmesinin imzalanmadığını, davacının kendisinden nakden borç aldığını ve bu borca karşılık davacının icra takibine konu bonoyu keşide ederek kendisine verdiğini, davacının iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, tanık deliline dayanamayacağını ileri sürmektedir.
Dosya kapsamında davacı tarafın sunduğu dekont ve hesap hareketleri örneklerinden; taraflar arasında çeşitli tarihlerde ve çeşitli miktarlarda banka aracılığı ile para alım ve gönderimlerinin bulunduğu görülmüştür. Ancak söz konusu para alım ve gönderimlerinde ————- hiçbir beyan ve açıklama bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlık kambiyo senedinden yani bonodan kaynaklanan menfi tespit davasıdır. ——- içtihatlarında belirtildiği üzere; menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü alacaklıya ait ise de alacak ilişkisi kambiyo senedinden kaynaklanıyorsa senede karşı senetle ispat kuralı gereği ispat yükü tekrar borçlu tarafa geçmektedir. Ne var ki lehtar senetteki ihdas nedenini değiştirir şekilde talilde bulunursa ispat yükünü üzerine alır. Bu durumda somut uyuşmazlıkta ispat yükü, davacı borçludadır. Çünkü davacı borçlu, davalıya verdiği borca ilişkin kısmi ödemeler sonrası bakiye kalan kısım için araç kiralama sözleşmesi imzaladığını zannederken kendisine bono imzalatıldığını iddia etmektedir. Davacı, taraflar arasındaki para alım ve gönderimlerine ilişkin dekont ve hesap hareketleri sunmuş ise de ——– belirtildiği üzere; havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Davacının sunduğu dekont ve hesap hareketleri örnekleri, Mahkememizce ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Söz konusu örneklerde açıklama bulunmayan ödemeler için tarafların birbirine borç ödemeleri yaptıkları kabul edilmelidir. Bu durumda dahi, taraflar arasında yapılan para alım ve gönderim bedellerinin toplamı ile icra takibine konu bono bedeli birbirini tutmamaktadır. Her ne kadar davacı, borcun bakiye kalan kısmı için araç kiralama sözleşmesi yaptıklarını ileri sürse de kiralandığı ileri sürülen araç, ayrı bir tüzel kişilik olan limited şirkete kayıtlı bir araç olup; davalı alacaklının söz konusu şirketin ortağı olması, tek başına bu aracın davalının şahsına ait olduğu ileri sürülen borcunun ödemesi için verilmiş olduğunun kabulü anlamına gelmez. Davacının iddiasına göre bakiye kalan kısım için de miktar yönünden senetle veya yazılı delille ispat zorunluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle davacı, davalının borcunun bakiye kalan kısmı için kendisine araç kiralandığı hususunu ispatlayamamıştır.Davalı ise, davacıya nakden verdiği borç karşılığında davacının icra takibine konu bonoyu keşide ederek verdiğini, araç kiralama faaliyetini yürüttüğü dava dışı ——– bonoda taraf olarak yer almadığını ileri sürmektedir. Takibe konu bono örneğinde de, bononun nakden ahzolunduğu yazmakta olup, dava dışı ——– lehtar veya ciranta olarak yer almamaktadır. Bu durumda da icra takibine konu bononun lehdarı olan davalı, bononun düzelenme nedenini tutarlı biçimde savunmuş olup, ispat yükü halen borçlu olan davacıda bulunmaktadır.Bononun düzenlendiği 2017 yılı için senetle ispat zorunluluğu sınırı 2.590 TL olup, icra takibine konu bono bedeli bu sınırı aştığından senede karşı tanıkla ispat yasağı bulunduğundan tanık deliline itibar edilmemiştir.Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu, yukarıda belirtildiği üzere ispat yükü davacı tarafta kaldığından ve araç kiralama sözleşmesi ile yapılan ödemelerin nedeni davacı tarafından ispatlanamadığından hükme esas alınmamıştır.Mahkememizce; davacı vekiline yemin teklif edip etmeyeceği hususunda beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı vekili, davalı tarafa yemin teklif etmeyeceklerini bildirmiştir.
Tüm bu nedenlerle, davacı davasını ispatlayamamış olup, davanın reddine karar verilmiştir.Her ne kadar görevsizlik kararından önce ———-tarafından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi üzerine %15 teminat karşılığında icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüş ise de dosya kasapmında söz konusu tedbirin uygulandığına ilişkin bir evraka ratlanılmamıştır. Bu nedenle, İİK 72. Maddesi gereği alacaklının uğradığı bir zarar bulunmadığından bu husus hakkında bir hüküm kurulmasına gerek görülmemiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın dava açılırken yatırılan toplam 429,15 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 249,25 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 21/03/2023