Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/239 E. 2021/987 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/239 Esas
KARAR NO : 2021/987

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde——– davalı ——- plakalı araç arasında —– plakalı aracın uğradığı hasar nedeniyle araçta oluşan hasar kaybının belirlenebilmesi ———– düzenletildiği, davaya konu fatura davalı ————gönderildiği, davalı— faturaya yasal süre içerisinde itiraz edilmediği, 6102 sayılı TTK 1426. Md. —— meydana gelen hasar kaybı zararının belirlenebilmesi için yapılan masraflardan— —sorumlu olduğunu, 6102 sayılı TTK 1426. Maddesinden de anlaşılacağı —- meydana gelen zararın belirlenmesi amacıyla düzenlettirilen ——– — bu haliyle— yüklediği yükümlülük gereği tarafların iradesinde dayanmayan bir borç ilişkisi kurulduğu, arz edilen sebeplerden dolayı, davanın kabulü ile davalının —– yapmış oldukları itirazlarının iptaline takibin kaldığı yerden devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; — —– tarihli dosyasında verilen kararının cevap dilekçesi ekinde sunarak davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine—– ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, fatura alacağına dayalı olarak —-takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Davalı vekilince aşamalarda, davacının aktif husumetinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, itirazın iptali davaları yönünden husumet, icra takibinin taraflarına ait olup, davacı da icra dosyasının alacaklısı bulunduğundan, aktif husumetinin bulunduğu değerlendirilmiş, davalı taraf savunmalarına bu yönden itibar edilmemiştir.
Dava ve takip konusu alacak istemi, dava dışı —– tarihinde— şirketi sigortalısının asli kusurlu olduğu,—- tarafından davacıya başvurularak, başvuru neticesinde —- ve Kusur Tespit Raporu düzenlendiğinden bahisle, anılan hizmete ilişkin bedelin davalı tarafça ödenmesi istemine ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Davacı tarafça istemi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 1426. maddesine dayandırılarak, anılan hüküm gereğince —- plakalı araçta meydana gelen hasarın belirlenebilmesi ve kusur tespiti için yapılan masraflardan davalı — olduğu ileri sürülmüştür.
Davacı tarafça dayanak yapılan Türk Ticaret Kanunu’nun 1426. maddesi, “tarafların borç ve yükümlülükleri” ana başlığı, —- düzenlenmiş olup —- tarafından,— borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Anılan düzenleme ile davalı, hiçbir ilişki içinde olmadığı——altına girmediği gibi, anılan kişinin istemi ve başvurusu üzerine davacı tarafça sunulan hizmet bedeli yönünden de anılan yasa maddesi herhangi bir düzenleme içermektedir.
Davacı tarafça sunulan ve fatura konusu edilen hizmet, davacı tarafça, kazaya karışan—- plaka sayılı araca ilişkin olarak verilmiş olup, davalı tarafın, davacıya anılan hizmet bedelini ödemesini gerektirir bir ticari ilişkisi olmadığı gibi, bu yönde sorumluluk öngören bir yasal düzenleme de bulunmadığı kanaatiyle davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç yeteri kadar alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. Bendi uyarınca— arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, — nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibarıyla KESİN olmak üzere karar verildi.