Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/233 E. 2022/213 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/233 Esas
KARAR NO : 2022/213

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan — tutarında cari hesap uyarınca alacaklı olduğunu, ilgili alacağın ödenmemesi üzerine davacı tarafından davalı taraf aleyhine icra takibi başlatılmış ise de davalı tarafça itiraz edilmek sureti ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız ve kötü niyetli, tamamen alacağın tahsilini geciktirmek amacına yönelik itirazı ile durmuş olması nedeniyle takibin devamına ve itirazın iptali talepli işbu davanın açılmasının zaruretinin hasıl olduğunu belirterek— dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptalidir.
Davacı, davalıya taşıma hizmeti —- bedelinin davalı tarafça ödenmediğini ileri sürerek başlatılan icra takibine itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmişse de cevap sunulmamış, duruşmalar takip edilmemiştir. Yine defter inceleme günü tebliğ edilmişse de davalı defter ve kayıtlarını ibraz etmemiştir.
Davaya konu icra dosyası celp edilerek incelenmiştir. Takibin–ile başlatıldığı, — asıl alaca,– faiz olmak üzere toplam— talep edildiği, ödeme emrinin 05/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 02/12/2020 tarihinde alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürdüğü, borca, faize ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu — iş bu davayı süresi içinde açtığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı şirkete ait takibe konu cari hesap dönemine ait —- formlarının celbi için ilgili —- dairesine yazı yazılmış, cevaplar dosya içine konmuştur.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi,14/01/2021 tarihli raporunda özetle; davacının defter ve kayıtlarının usulüne uygun olması ile davacı lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacının ticari defterlerine göre davalıdan —- alacaklı olduğunu, davalı tarafın defter ve kayıtlarını ibraz etmediğini; ancak—formlarına göre takibe konu edilen faturaların davacı tarafça —- formlarında bildirilmiş olduğunu, davacının işlemiş faiz talebine ilişkin olarak da, faturalarda vade tarihinin belirlenmiş olduğunu, TTK.nun 1530 maddesine göre davacının— alacağının olduğunu, takipteki talebin daha az olduğunu belirtmiştir.
Fatura ve defterler tek başına alacağın varlığını ispat için yeterli değildir. Ancak HMK.nun 222. maddesine göre davalının defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacının da usulüne uygun tutulmuş defterlerine itibar edileceği açıktır. Takibe konu faturaların davalı tarafça—- formlarında bildirilmiş olması ile hizmetin verildiğini, artık aksinin ispat yükünün davalıya geçtiğini kabul etmek gerekir. Davalı hizmeti almadığını veya ödeme yapmış olduğunu ispatlamalıdır. Davalı tarafça bu hususları ispata elverişli hiç bir bilgi, belge sunulmamış olmakla, davacının takipte haklı olduğu anlaşılmıştır. Takibe itiraz dilekçesinde borçlu alacağın zamanaşımına uğradığını belirtmişse de 2019 tarihli faturalarda alacağın zamanaşımına uğramadığı çok açıktır.
Bilirkişi raporu mahkememizce denetlenmiş, asıl alacak yönünden hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu görülmüştür. Ancak bilirkişinin TTK nun 1530. Maddesinin uygulama alanına dair tespitleri benimsenmemiştir. Taraflar arasında ödeme gününün belli bir vade olacağına dair bir sözleşme olduğu ispatlanmış değildir. Sırf fatura üzerinde yazan ödeme gününün, faturaya davalı tarafça itiraz edilmemiş olması, alacağın muaccel olacağı günün taraflarca kesin olarak kararlaştırıldığı anlamına gelmeyecektir. —- davalının temerrüde düşürüldüğünü gösteren bir ihtar da yoktur. Bu sebeple takiple temerrüde düşüldüğü kabul edilerek işlemiş faiz istemi reddedilmiştir.
Açıklanan sebeplerle sübut bulan davanın aşağıdaki şekilde kabulüne karar verilmiştir. Alacak faturaya dayanmakla likit olduğundan takdiren %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1—- esas sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 69.120,00 USD asıl alacak üzerinden DEVAMINA; işlemiş faiz istemi talebi yönünden REDDİNE;
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
3- Alınması gerekli 37.222,24-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.582,87-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.320,56-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL. başvurma harcı, 6.582,87-TL peşin harcın toplamı olan 6.642,17-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.320,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre (%97,17 kabul %2,83 ret oranında olmak üzere) —davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bıraklımasına,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
8- — göre davacı vekili için takdir olunan 44.295,09-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. bendi uyarınca —-arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazine adına irad kayına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.