Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/219 Esas
KARAR NO : 2021/453
DAVA : Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … şirketine ———– nolu zorunlu mali zorunlu —- plaka sayılı araca çarparak hasar verdiğini, dava dışı üç aracın daha hasar gördüğünü, kaza sonucunda müvekkiline ait araçta büyük araç meydana geldiği, pazarlık usulü yapılan görüşmede dahi aracın onarımı için en uygun verilen fiyatın 22.000,00 TL olduğu, aracın 161.000 km’de daha önceden hasar kaydı olmadığı, kazanın oluşumunda davalının asli ve tam kusurlu olduğunu, sigorta şirketince sözlü olarak yapılan bildirimde söz konusu kazada 4 adet aracın hasar gördüğü, hasar toplamının teminat limitini aştığı, bu nedenle —– hesaplama yapılacağı söylendiği ancak kazanın üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığı, araçta meydana gelen hasardan sigorta şirketinin teminat limiti dahilinde sorumlu olduğu, aynı şekilde davalı —— sürücüsü olarak ve diğer ——–araç kiralamanın işleten olarak zarardan müteselsil sorumlu oldukları, belirsiz alacak davasının kabulü ile şimdilik araçta oluşan 500 TL hasar bedeli ve 500 TL değer kaybı bedelini kaza tarihi olan 27/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak taraflarına ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı——. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … şirketi nezdind—- tarihinde kusurlu olarak davacıya —- plakalı araca çarparak hasar verdiği, araçta 22.000,00 TL hasar oluştuğu ve araçta değer kaybının da olduğu iddiasıyla dava açıldığı, öncelikle müvekkil şirketin adresi nedeniyle yetki itirazlarının olduğu, davanın sigorta hukukunu ilgilendirdiği ve davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğinden görev itirazında bulundukları ayrıca TTK 5/A uyarınca arabuluculuk başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddini talep ettikleri, kazaya birden çok aracın karıştığı ve hasarın poliçe üst limitini aştığı, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle— plakalı araç ile davalının sigortacısı—— plakalı aracın karıştığı trafik kazasında davacıya ait araçta hasar meydana geldiği ve bu kapsamda aracın değer kaybına uğradığı iddiasıyla açılan maddi tazminat davasıdır.
Eldeki dava öncelikle İstanbul Anadolu—- Asliye Hukuk Mahkemesinde —-. Sayılı numarasını almış, Mahkemece davanın mutlak ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, dosya mahkememize tevzi edilmiştir. Görevsizlikle gelen dosya mahkememizde —– Sayılı numara ile kaydedilmiş, Mahkememizce dava dilekçesi ekinde arabuluculuk başvuru sonrası son tutanak sunulmadığından davacı vekiline davalı … şirketi yönünden dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin belge ile anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağı sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, Mahkememiz ara kararı davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacı vekili 22/03/2021 tarihli dilekçesi ile: “Bu dosya ile ilgili olarak müvekkilimizin sigorta arabuluculuk başvurusunun bulunmadığından mütevellit Sayın Mahkemece bu usul eksikliğin giderilmesi için tarafımıza süre verilmesini talep etme gereksinimi hasıl olmuştur.” beyan etmiştir. Davacı vekilinin beyan dilekçesinden sigorta şirketi ile anlaşmaya varılamadığına dair son tutanak düzenlenmeden iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
—— tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A hükmü ile; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde yapılan düzenleme ile konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1’de dava şartları ayrı ayrı sayılmış, 114/2’de de diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu düzenlenmiştir. HMK. m. 115/1 gereğince dava şartları mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
Eldeki davaya konu uyuşmazlık, dava açılmadan önce arabulucuya başvurunun zorunlu olduğu dava türlerindendir. Bu dava şartı en geç dava açıldığı tarihte mevcut olması gerekmekte olup tamamlanabilecek veya süre verilebilecek bir dava şartı da değildir. Dosya kapsamından arabulucuya başvuru yapılmadan dava açılmış olduğu anlaşıldığından, Mahkememizce sigorta şirketi yönünden dosya tefrik edilerek iş bu esasa kaydedilmiş, davanın sigorta şirketi yönünden TTK. m. 5/A, 6325 Sayılı Kanun m. 18/A, HMK. m. 114/2 ve 115/2 gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Nitekim benzer nitelikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——- ilamında:”Somut uyuşmazlıkta; Açılan davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunduğu, dava da taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, davanın 04/07/2019 tarihinde açıldığı, dava dilekçesi ve istinaf dilekçesi içeriğinden davacının—- sigortacısı olan davalı bakımından arabulucuya başvurmaksızın dava açtığı anlaşılmaktadır. 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olduğu halde davanın arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan açılmış olmasına göre İlk Derece Mahkemesince davalı … Şirketi yönünden zorunlu dava şartı arabuluculuk koşulu yerine getirilmediğinden ve 6325 sayılı Kanun’un ek 18/A/2. fıkrası gereğince arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden davacıya mehil verilmeksizin usulden red kararı verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Davanın, yanlış bir tercihle görevsiz mahkemeye açılmış olması başlangıçta zorunlu olan arabuluculuk dava şartını bertaraf etmeyeceğinden sonucu değiştirmeyecektir. ” görevsiz mahkemede dava açılmasının dava şartını bertaraf etmeyeceği açıkça vurgulanmıştır. Tüm bu nedenlerle dava şartı yokluğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın TTK. m. 5/A, 6325 Sayılı Kanun m. 18/A ve HMK. m 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı ….—. kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı—– göre davalı vekili için takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.