Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/21 E. 2023/950 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/262 Esas
KARAR NO: 2023/847
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/04/2021
KARAR TARİHİ: 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında düzenlenmiş olan 27.08.2015 tarih ve ——- yevmiye numaralı satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre davacıya karşı davalı tarafından sorumlulukların zamanında yerine getirilmemesi sebebi ile oluşan maddi ve kazanç kayıplarının olduğu ve inşaatın teslim süresinin uzadığı, davacı şirket tarafından ilgili inşaata ilişkin kaba inşaatın uzun yıllar önce bitirildiği, ancak davalının edimini yerine getirmemesi sebebiyle devam eden işlerin yapılmadığı, davacı şirketin inşaatın %90’ından fazlasını bitirmiş olmasına rağmen satışı yapılan tapuların devredilememesi sebebiyle bakiye ödemelerinin alınamadığı, davacı şirketin davalı ve sözleşmenin diğer tarafları tarafından mağdur edildiği, davacı şirketçe şifahi görüşmeler neticesinde her seferinde edimlerin yerine getirildiği takdirde inşaat işinin bitirileceği belirtilmiş olmasına rağmen davalının ve sözleşmenin diğer taraflarının edimlerini yerine getirmemiş olması sebebiyle davacı tarafça da inşaatın bitirilemediği, inşaata ilişkin davalıya ve sözleşme taraflarına senetlerin verildiği, davalıya verilen senedin de takibe konu senet olduğu, davacının herhangi bir borcunun bulunmadığı, ancak davalının üzerine düşen edimleri yerine getirmemesine rağmen davacıdan senet bedelini tahsil etmek istediği, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı tarafça davacıya karşı herhangi bir şekilde ihtarname, protesto vs. gönderilmediği ve alacağın muaccel hale getirilmediği, bu sebeple de takip öncesinde faizin istenemeyeceği, davacının borçlu olmadığının tespiti yanında takibe konu senedin de davacıya iade edilmesinin talep edildiği açıklanan nedenlerle davacı şirketin takibe konu senetlerin verilmesi sebebi olan inşaat işinin davacı tarafça yapılmış olduğu, takibe konu senetlere ve dolayısıyla icra takibinde davacının borçlu olmadığının tespitine, senet bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davacının mağduriyet yaşamaması için ilgili icra takibinin yargılama sonuna kadar tedbiren durdurulması için tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği, belirtilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalının davacılardan alacağı sebebiyle 27.06.2019 tanzim tarihli ve 27.06.2020 ödeme tarihli 60.000,00TL bedelli senedini tahsil etmek amacıyla——– sayılı dosyasının açıldığı, davacıların işbu senede konu alacağa karşı menfi tespit davası açtıkları fakat işbu davanın yasal ve haklı bir dava olmadığı, TTK md. 776/1-b uyarınca bononun kayıtsız ve şartsız bir bedel ödeme vaadini içerdiği, bonoda yer alan taahhüdün herhangi bir kayda ve şarta bağlanamaması nedeniyle bononun, temel olarak TBK md. 18 anlamında soyut borç tanıması (ikrarı) içeren bir kambiyo senedi olduğu, bonoyu düzenleyenin, senedi düzenleyip lehtara vererek kambiyo taahhüdü altına girdiği, borcun sebebi olan temel ilişkiyi gösteren bir açıklamanın senet üzerine yapılamayacağı, davalının alacağının davacı borçlulardan alınan senet ile ispatlanmış olduğu, davalının senede dayanan alacağının sabit olduğuna dair beyan ve hakların saklı kalması kaydıyla, davalının ve çocuklarının maliki olduğu ——- İli ——– İlçesi ——- Mah. ——– Mevkii ——- Pafta ——- ada ve ——- parselde kain gayrimenkul için, davalının 27.08.2015 tarihinde davacılar ile birlikte “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” yaptığı, işbu sözleşme uyarınca işe başlama tarihinin ruhsat tarihi olacağı ve 8 ay içerisinde de ruhsat alınacağı, ayrıca ruhsat tarihinden itibaren de 15 ay içerisinde inşaatın tamamlanacağı yani Ekim 2017 tarihinin bitim tarihi olacağı ve Şubat 2018 tarihinde de iskanın alınmış olacağı, sözleşmede tüm bu hususların belirlendiği ancak davacıların taahhüt ettikleri tarihlerde işlerini bitirmedikleri gibi inşaatı da tamamlayamadıkları, davalının ve diğer hak sahiplerinin inşaat tamamlansın ve evlerinde oturabilsinler diye üstüne para vererek eksik işleri yaptırma gayretine girdikleri ve eksik işleri kendilerinin yaptırdıkları, davalının da sözleşmeden doğan hakları saklı kalmak kaydıyla masraflara ilişkin belgelerin delil listesi ile sunulduğu açıklanan nedenlerle haksız ve kötü niyetli ikame edilen davanın reddine, tüm masrafların ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava;hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında akdedilen 27/08/2015 tarihli inşaat sözleşmesi kapsamında verildiği beyan edilen senedin bedelsiz olduğu, inşaat işinin davalının kusuru sebebiyle bitirilmediği iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır.Davaya konu senetlerin eser sözleşmesi kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.——— sayılı ilamı “Somut olayda davacı taraf kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca verilen bonolar nedeniyle menfi tespit talebinde bulunmuş olup davacı tarafın tacir olmadığı, davanın TTK’nın 4. maddesinde sayılan dava ve işlerden olmadığı, görev hususunun belirlenmesinde senedin kambiyo senedi olup olmadığı öneminin bulunmadığı, zira menfi tespit istemine konu bononun tarafların da kabulünde olduğu üzere eser sözleşmesi kapsamında verildiği, mücerretlik hususunun ortadan kalktığı, eser sözleşmelerinden kaynaklanan dava ve işlere asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağına dair özel bir düzenleme de bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. ” Nitekim davacılarının aynı olduğu menfi tespit davasına ilişkin başka bir uyuşmazlık da——- sayılı ilamı ile görülerek sonuçlandırılmıştır. Dosya arasındaki 27/06/2019 tarihli inşaat sözleşmesinden de dava konusu senedin eser sözleşmesi kapsamında verildiği anlaşılmaktadır. Davacılardan bir Ticari şirket olsa da davalı gerçek kişinin tacir olduğu ileri sürülmediği gibi tacir kaydı da dosyaya sunulmamıştır.Görev hususu HMK’nun 114/1-c’ye göre dava şartlarındandır. Dava şartları HMK 115/1 ve 2.maddelerine göre davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Davaya konu senedin kambiyo senedi vasfına sahip olsa da mücerretliğinin ortadan kalktığı eser sözleşmelerinden kaynaklanan dava ve işlere asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağına dair özel bir düzenleme de bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği değerlendirilerek görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——– Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair,davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/10/2023