Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/206 Esas
KARAR NO : 2022/526 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Tarafının —- tarihinde sağlayıcı —- tarihinde süresiz iş sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca sağlayıcıya—ödemesi yaptığını, tarafına verilen —- hedeflerinin %96 bölümünü tamamlamasına rağmen 10.000 TL ceza faturası kesildiği, aynı zamanda her ay düzenli olarak kutu bakım bedeli adı altında tutarların kesilip, 2 yılda 1 yenilenen sözleşme bedeli 4.300 TL bedel tahsil edildiğini, taraflar ile yapılan bayilik sözleşmenin 2 yılda bir olmak üzere yenilenmekte olduğu, sözleşme yenileme bitimine— gösterilmeksizin davalı tarafça — sözleşme fesih ihbarnamesinin gönderildiğini, ihtarnamenin hemen akabinden — tarihinde tüm faaliyetlerinin davalı tarafça durdurulduğunu, —- ürünü kullanamadığı gibi haksız fesih işlemi sonrası tüm emek ve harcamalarının boşa gittiğini, yapılan haksız fesih sonucu o markaya özgülenmiş olan teknik elemanını, bir başka marka adı altında çalıştıramadığını, davalının basiretli bir tacir gibi davranmayıp, sadakat borcuna sadık kalmadığını, yapılan haksız fesihle yeterli fesih süresi verilmediğinden zarara uğradığını, stokta kalan mallarını geri almadığını, ——— aldıgı teminat mektubunu da geri iade etmediğini, davalının haksız feshi, teminat mektubunun iadesinin yapılmaması ve hukuka aykırı diğer eylemleri nedeni ile maddi ve manevi zararların tazmini için her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile; davalı ile 24.05.2019 tarihinde imzalanan sözleşmeye aykırılık teşkil edecek hiçbir eylemi bulunmadığının ve sözleşmenin 24.09.2020 tarihinde davalı tarafından tek taraflı olarak feshedilmesinin hukuka aykırı olduğunun tespitine, tarafının uğradığı maddi zarar ve iade edilmeyen teminat mektubu ve süresinde alınmayan hakediş ödemelerin 24/09/2020 tarihinden itibaren, işlemiş ve işleyecek faiz oranına göre hesaplanacak faizi ile davalıdan tahsili ile tarafıma ödenmesine, 20.000 TL’lik teminat mektubunun fesih tarihi 24.09.2020 tarihinden itibaren göre hesaplanacak faizi ile davalıdan tahsili ile tarafına ödenmesine, yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece verilen süre üzerine davacı tarafça verilen 24.03.2021 tarihli dilekçe ile haksız fiil neticesinde, maddi zarar dolayısıyla 50.000,00-TL ve manevi zarar nedeniyle 50.000,00-Tl olmak üzere toplam 100.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile 24.05.2019 tarihinde müvekkili şirketin süresiz iş sözleşmesi imzaladığını, —– kendisine fesih ihtarnamesi gönderildiğini, — faaliyetlerinin durduğu iddiası ile maddi zararın tespiti ve ile teminat mektubu iadesinin işlemiş ve işleyecek faiz oranına göre hesaplanacak faizi ile müvekkil ——- tahsilini talep ettiğini, müvekkil şirket aleyhine ikame edilen —- Esas sayılı davanın konusu, tarafları ve sebepleri bakımından birebir aynı olduğu, derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının davasını ispatlayacak delil sunmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, sözleşmeye aykırılık teşkil eden bir durum bulunmadığını, feshin usulüne uygun olarak gerçekleştirildiğini belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Hukuki niteliği itibariyle, Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshi dolasıyla, feshin haksız olduğunun tespiti, teminat mektubunun iadesi, sözleşmenin feshin tarihinden itibaren teminat tutarına faiz işletilerek davalıdan tahsili, sözleşmenin feshi dolasıyla kar kaybı, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, hak ediş bedelinin tazminine ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat isteminin şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
6100 Sayılı HMK.’nın 166. maddesi uyarınca, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
—dosyası incelendiğinde, iş bu dava dosyasındaki taraflarının aynı olduğu, davanın birleştirilmesinin usul ekonomisi açısından daha uygun olacağı, bir davada verilecek kararın diğer davayı doğrudan etkileyeceği, dosyanın halen derdest olduğu, davanın mahkememizdeki davadan daha önce açılmış olduğu anlaşıldığından dosyalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, Mahkememizin —-sayılı dosyasındaki davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşıldığından, HMK. m. 30’daki usul ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak, davaların birlikte yürütülmesinin uygun olacağı sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalar arasında hukuku ve fiili irtibat bulunması nedeniyle Mahkememiz iş bu dava dosyasının —– Esas sayılı dosyası ile HMK 166. maddesi gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın—sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
4-Birleştirme kararının HMK 166/3 madde hükmü uyarınca derhal Mahkemesine bildirilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne, davacı asilin yokluğunda Mahkemeler aynı yargı çevresinde olmakla bu aşamada kesin, esas hükümle birlikte İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı