Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/190 Esas
KARAR NO:2023/39
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/03/2021
KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı şirketin yemek işlerinin yapılması konusunda
anlaştıklarını ve ticari iş yaptıklarını, yapılan iş karşılığı kesilen yemek bedeline ilişkin faturalara ait ödemelerin davalı şirket tarafından yapılmaması üzerine, davalı şirket aleyhine ——- sayılı dosyası ile 17.06.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığını,
davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, 239.176,67 TL alacaklarının 17.06.2020 takip tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve
ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, aksine müvekkili şirketin davacı şirketten alacağının olduğunu, davacı tarafından —— kira bedellerinin ödenmediğini, yine aynı döneme ilişkin elektrik bedelinin de ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen ——tutarlı alacağının tahsiline ilişkin davacı şirket aleyhine———- sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ihtilafın yargılamayı gerektirdiğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağının bulunmaması nedeniyle icra takibine itiraz
ettiklerini, davacının icra inkar tazminatının haksız olduğunu belirtmiş olup, haksız davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri
ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça faturalara dayalı olarak başlatılan ——— sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce; —– icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında 17/06/2020 tarihinde davacı tarafından 4.064,00-TL asıl alacak, 14.688,00-TL asıl alacak, 11.766,06-TL asıl alacak, 201.204,00-TL asıl alacak, 259,37-TL işlemiş faiz, 937,42-TL işlemiş faiz, 345,73-TL işlemiş faiz, 5.912,09-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 239.176,67-TL üzerinden tahsil tarihine kadar ticari faiz uygulanması talepli icra takibi başlatıldığı, davalı yana ödeme emrinin 22/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde 24/06/2020 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının ise, süresi içerisinde 15/03/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkememizce ——icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı tarafından —— nolu faturaya istinaden 221.486,00-TL alacak üzerinden davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.İlgili vergi dairelerinden tarafların —- dosyaya celbedilmiştir.Mahkememizce; davalının, —– yılı tüm yasal ticari defterleri üzerinde bilirkişi inceleme yapılması için —- Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiştir. Yeminli mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 11/02/2022 tarihli raporda özetle;
“Davacının davalıya —— Adet fatura düzenlediği, düzenlenen bu faturalardan 3 Adet —– tutarındaki faturaların kayıtlarda olduğu, 201.204,00 TL tutarındaki faturanın davalının kayıtlarında bulunmadığı,
Davalı tarafından davacıya —— tutarında kira ve elektrik bedeli açıklaması ile fatura düzenlediği, davacının düzenlediği ve kayıtlarına almış olduğu —— tutarındaki faturadan mahsupladığı,
Mahsuplama sonrasında ve davacının düzenlemiş olduğu 221.486,00 TL tutarındaki faturasını yasal defterlerinde kayıtlı olmaması nedeniyle, davalının davacıdan 190.967,90 TL tutarında alacaklı olarak göründüğü,
Açıklanan gerekçelerle Takip tarihi itibariyle davalının yasal defterlerine göre davacıya borçlu olarak görünmediği,
Davalının Ba formalarında 30.518,10 TL tutarındaki alımlara ait bildirimlerin süresinde yapıldığı, 221.486,00 TL tutarındaki fatura için ise, kayıtlarında olmadığı için Ba bildiriminde bulunmadığı” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı tarafın 2019-2021 yıllarına ilişkin tüm yasal ticari defterleri üzerinde mahkememizce mali müşavir bilirkişi aracılığıyla rapor alınmasına karar verilmiştir. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 29/04/2022 tarihli raporda özetle;
“Davacı şirketin 2019-2020 ve 2021 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve
kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu—-İcra takibine konu ——– tutarlı ve ———- tutarlı olmak üzere toplam 30.518,10 TL tutarlı faturalar içeriği hizmet ifasının ispatlanmış olduğu, işbu faturaya karşılık davalı şirket tarafından düzenlenen fatura tutarından bu tutarın mahsup edilip edilemeyeceği yönündeki hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu, İfası ispatlanan fatura dışında, diğer takip konusu ——- açıklamalı faturanın dosya kapsamına sunulan belgeler doğrultusunda teslim / tesellümünün ispata
muhta kaldığı, — Tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine
havi ihtarname ya da eş eğer belge bulunmadığından, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının takip öncesi faiz talebi yerinde olmadığını, … ancak sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında ticari faiz talebinin yerinde olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.Tüm bilirkişi raporları, taraflara tebliğ edilmiştir. Taraf vekilleri, bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunmuştur.Bilirkişi raporlarındaki inceleme ve hesaplamaların, yasaya ve usule uygun ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış olup, davacının vekilinin rapora karşı itirazlarının reddine karar verilerek bilirkişi raporları, hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarının incelenmesinden; taraflar arasında hizmet ilişkisinin olduğu, davacının düzenlediği ve işbu davaya konu icra takibinde yer alan ———–tutarlı olmak üzere toplam 30.518,10 TL tutarlı faturalar içeriği hizmet ifasının ispatlanmış olduğu, icra takibinde yer alan davacının düzenlediği ——– nolu diğer faturanın ise davacının defterlerinde kayıtlı olup, davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı, her iki tarafın da işbu faturayı vergi dairesine bildirim konusu yapmadığı, işbu faturaya ilişkin hizmetin ifa edildiği hususunun ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Davalının; davacıya ilişkin düzenlediği —– tutarında faturayı ise, davacının düzenlediği ve kayıtlarına almış olduğu icra takibine konu 3 Adet fatura bedeli olan —- mahsuplayarak kendi defterine kaydettiği, ancak söz konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafından kendisinin düzenlediği faturaya ilişkin mahsup yapılması iddiası ve bu yönde defterlerinde kayıt varsa da söz konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu faturaya ilişkin ifanın ispatlanamadığı, ayrıca davalı tarafından davacı aleyhine —– sayılı icra dosyasında başlatılan icra takibinde davacının mahsuplaşma yapmadan doğrudan fatura bedeli olan 221.486,00-TL üzerinde takip yaptığı anlaşıldığından Mahkememizce mahsup talebinin kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır.Davacı vekili, icra takibinde işlemiş faiz de talep etmiştir. Taraflar, dava konusu hizmet ifasına ilişkin aralarında bir sözleşme veya belirlenmiş bir ödeme vadesi bulunduğunu ileri sürmemişlerdir. Ancak işlemiş faiz talep edilebilmesi için, davalının yani borçlunun temerrüde düşürülmesi gerekmektedir. Taraflar tacir olduğundan bir tarafın temerrüde düşürülmesi konusunda TTK’nın 18/3 maddesi uygulanacaktır. Buna göre, davalının temerrüde düşürüldüğü hususunda ispat yükü davacı tarafta olup, davacı tarafından TTK’nın 18/3 maddesinde düzenlenen usulde davalının temerrüde düşürüldüğü ispatlanamamıştır. Bu nedenle davacının işlemiş faiz talep edemeyeceği anlaşılmış, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ——– sayılı icra dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin ———- asıl alacak üzerinden devamına, tarafların tacir olması ve işin ticari iş olması nedeniyle takip tarihinden tahsil tarihine kadar asıl alacağa 3095 sayılı Kanunun 2/2 maddesi uyarınca ticari faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
Dava konusu alacağın varlığı ve miktarı, taraflar arasında mahsuplaşmanın bulunup bulunmadığı ve faturalar konusu hizmetlerin ifasının ispatlanıp ispatlanmadığı hususunun incelenmesini gerektirmiş, dolayısıyla dava konusu alacağın miktarının yargılamayı gerektirmiş olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; ——-sayılı icra dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin ———- asıl alacak üzerinden devamına,
2-Takip tarihinden tahsil tarihine kadar asıl alacağa 3095 sayılı Kanunun 2/2 maddesi uyarınca ticari faiz uygulanmasına,
3-Alacağın miktarının yargılamayı gerektirmiş olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Alınması gerekli 2.084,69-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.084,54-TL harçtan mahsubu ile artan 1.999,85-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 2.084,69-TL peşin harcın toplamı olan 2.143,99-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.742,50-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%12,76 Kabul %87,24 Ret) 222,34-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2023 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2023 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 32.212,21-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 168,43-TL’sinin davalıdan, 1.151,57-TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
11-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 17/01/2023