Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/18 E. 2022/95 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/18 Esas
KARAR NO : 2022/95 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin,—– gösterdiğini,——– işleme izin——— taahhütlü olarak ithal ederek satın aldığını ve bedelini de —– tarihinde ödendiğini, davalı …————– sayılı ve —— dosyasından alınan talimata istinaden —– tarihinde, davaya konu mal üzerinde dava dışı —– borcundan dolayı haciz işlemi gerçekleştiğini, müvekkilinin bu tarihten bir gün sonra malı teslim almaya gittiğinde mallara haciz uygulandığını öğrendiğini ve bu nedenle malları teslim alınamadığını, müvekkili şirketin, dava konusu malı hacizler nedeniyle teslim alamayınca sürecin uzamaması için—- nolu İhtarnamesini keşide ederek, malların müvekkiline ait olduğu belirtilmek suretiyle mallar üzerindeki hacizlerin derhal kaldırılması talep ettiği ve akabinde davalı bankanın bu hususu kabul ettiği ve sonrasında —- İbraname ile dava dışı şirketin borçları sebebiyle haczedilen mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, buna karşılık müvekkilinin herhangi bir tazminat talebinde bulunmayacağı yönünde mutabık kalındığını, davalı bankanın bütün bu —- söz konusu mallar üzerinde hapis hakkı olduğundan söz etmediğini, malların depodan alınacağı —- İhtarnamesini diğer davalı şirkete keşide ederek davalı —- çıkartılmaması hususunda uyarıldığını, davalı ——— kendilerine teslim etmediğini, davalıların—- işbirliği içinde hareket ettiklerini, davalı ——- tarafından —– anlaştığı, —— aralarında uyuşmazlık çıktığını, haciz takibi başlatan davalı bankanın haciz sırasında rehin ve hapis hakkı olduğu iddiasında bulunmadığını, zira bu yönde bir hakkı bulunduğu iddiasında olsaydı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatabileceğini, davalıların müvekkiline ait malı müvekkilin teslim almamasını sağlamaya yönelik haksız bir çaba içerisinde olduğunun açıkça ortada olduğunu, bunun kesinleşen mahkeme kararı ile de tescillendiğini, malların müvekkiline teslim edilmemesinden sonra davalı … tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak aynı mal hakkında —- Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu takibe müvekkili tarafından itiraz edildiği ve davalı banka tarafından —- sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasının ret edildiği ve davanın Yargıtay aşamasından da geçerek kesinleştiğini, davalı bankanın öncesinde mallar üzerine haciz koyması,—–rehin ve hapis hakkı olduğundan bahisle icra takibi başlatması sebebiyle —- satın aldığı ürünleri ancak —- tarihinde alabilmesi sebebiyle zararına sebebiyet verdiğini, bu süreçte müvekkilinin piyasadan farklı fiyatlarla —– ürünleri teslim etmemesi sebebiyle müvekkilinin zararında sorumlu olduğunu, zararlarının; yeniden mal almak için kredi kullanılması, piyasadan daha yüksek fiyatlara mal alınması, fiyat değişimlerinden kaynaklı olarak malı teslim aldığı tarihte değerinin düşmesi ve yoksun kalınan —– şirket itibarının zedelenmesinden oluştuğunu, zararın TBK 49.madde anlamında hukuka ve ahlaka aykırı bir şekilde geçerli hukuki sebep olmaksızın malın ——- bırakılmış olmasından kaynaklandığını, şirketin ticari itibarının zedelenmesi sebebiyle TBK 58.madde manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu, belirtilen sebeplerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 50.000-TL maddi tazminatın ve 50.000TL manevi tazminatın 05.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya tebligatın yapılamadığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemin ilişkindir.
Davacı vekilinin —- tarihli Duruşmadaki beyan da gözetilerek davalı Banka hakkındaki davanın——– Esas sayılı dosyasından tefrikine karar verilerek yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
Davalı ——— bulunan adresine tebligat çıkartılmış, gelen cevabi yazıda, şirketin belirtilen adreste olmadığı şirketin faal olmadığı bildirilmiştir. Mahkemece yazılan müzekkereye de davalı bankanın —-cevap verilmiştir.
Davacı vekili —— tarihinde verdiği Dilekçe ile; davalı—–imzalandığını,—-ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, ancak ödemeler yapılmayınca—— dava açtığını, davanın——– dava dışı —–. arasında alacağın temliki sözleşmesi imzalandığını, —–nolu ——- edene olan borçların ödenmesinin temin edildiğini, banka alacağının tüm ferileri ve teminatlar ile birlikte devir ve temlik edildiğini, davalı bankanın haciz ve rehin hakkına konu olan alacağı —– ilişkinin tarafı haline geldiğini, davalı bankanın kapandığı belirtilerek davanın —- yönlendirilmesini, talep etmiştir.
Davacı vekilinin davanın—–talebinin, Mahkemenin —– kararı ile HMK 124.madde hükmü uyarınca reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz —- duruşmasında verilen ara kararı uyarınca, davacı vekiline davalı şirket hakkında ihya davası açılıp açılmayacağı hususunda yazılı beyanda bulunması için iki haftalık kesin süre verilmiştir.
Mahkeme ara kararı üzerine davacı vekili — Dilekçesinde; davalı şirketin ihyası için dava açılamayacağını, davanın—-taleplerinin bulunduğunu beyan etmiştir.
Dava konusu, dava dış—- fatura ile —- banka aracılığı ile yapılan ödeme karşılığı satın alınan —- üzerinde rehin hakkı bulunduğu iddiası ile ve icra — ile——tarihleri arasında teslim edilmemesinden kaynaklı olarak, oluştuğu iddia olunan yeniden mal almak için kredi kullanılması, piyasadan daha yüksek fiyatlara mal alınması, fiyat değişimlerinden kaynaklı olarak malı teslim aldığı tarihte değerinin düşmesi ve yoksun kalınan —-kaynaklı maddi tazminat ve — zedelendiği iddiasıyla açılan manevi tazminat istemine ilişkin bulunmaktadır.
Davacı taraf dava konusu ürünlere, dava dışı —- Şirketinden aldığı —- öncelikle —- alınan talimata istinaden —dosyasından alınan talimata istinaden —– neticesinde hacizlerin kaldırıldığı sonrasında ise —– Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını belirterek haksız fiil hükümleri çerçevesinde zararının davalı şirketten tazminini talep etmektedir.
Dava konusu mal üzerindeki rehin ve hapis hakkına dayanarak—– rehinin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılmış davacı/takip borçlusunun itirazı üzerine davalı tarafça—– Esasında itirazın iptali davası açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
—— Karar sayılı kararı ile malların davacı şirkete ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.—– malların icra müdürlüğünce davacıya teslimine karar verildiği, bu kez de dava dışı—- iflası nedeniyle mallar üzerinde —- bulunması sebebiyle davacıya tesliminin yapılmadığı, —— tesliminin yapıldığı görülmektedir.
Davacı dava dilekçesi ile, zararın haksız haciz ve muhafaza işlemlerinden kaynaklandığını ileri sürmekte ve TBK 49. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil hükümlerine dayanmaktadır. Davalı şirketin dava dışı——- devralındığı, ya da bu şirketle birleştiği iddia edilmemekte, haciz ve rehin hakkının kullanılmasının dayanağını oluşturan dava dışı üçüncü kişilerden olan alacağın teminatları ile birlikte dava yönlendirilmek istenen ——- tarafından devralındığından bahisle davanın bu kişiye yönlendirilmesi talep edilmektedir.
HMK 124.maddesi; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın —- tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda —davanın tarafı olmaktan çıkartılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklindedir.
Tefrik edilen dosya davalısı —– dava konusu —— muhafazası ve antrepo ücretinin kararlaştırıldığı —–bulunmamakta olup protokol davalı banka ve davalı şirket arasında yapılmıştır. Söz konusu alacak davalı Şirket tarafından 09.12.2015 tarihinde dava dışı — temlik edilmiştir.— alacağın teminatları ile birlikte devredildiği belirtilmiş, davacıya ait —– teminatlar arasında gösterilmiştir.
Davacı tarafça dayanılan haksız fiil hükümlerine göre hukuka aykırı bir eylemle davacıya zarar verdiği iddia edilen davalı şirket ile dava dışı — bir külli halefiyet durumu söz konusu olmadığına göre, davalı banka ile birlikte dava dışı bankanın zarar verici haksız eyleme bir katılımı söz konusu ise davanın en başta bu iki bankaya birlikte açılması gerekirdi. Davacı taraf davanın açılması aşmasında davalı bankaya davasını yönlendirmiş, davalı bankanın kapandığının anlaşılması üzerine başlangıçta dava açmayı tercih etmediği dava dışı — yönlendirilmesini talep etmiştir.
Belirtilen sebeple davacının davanın davalı—- talebi, davada tarafın yanlış gösterilmesi ya da maddi bir hata somut olayda söz konusu olmadığı gibi davacının taraf değişikliği talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi olarak da yorumlanması mümkün bulunmadığından davacının davanın — yönlendirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Davada taraf ehliyeti dava şartlarından olup mahkemece yargılamanın her aşamasında gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Davalı şirkete çıkartılan tebligat iade olmuş, şirketin bildirilen adreste kayıtlı olmadığı, faal olmadığı,—- bildirilmiştir. Mahkemece verilen sürede davacı vekilince davalı şirket hakkında ihya davası açılamayacağı bildirilmiştir. Bu durumda davanın taraf ehliyeti yokluğundan, HMK’nun 114/1-d, 115/2 maddeleri uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, davalı taraf ehliyeti yokluğundan HMK 114/1-d ve 115/2 uyarınca USULDEN REDDİNE,
2- Alınması gerekli 80,70-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilini yüzüne, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.