Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/167 E. 2022/149 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/167 Esas

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/01/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ZMMS ——— plakalı aracın 19/10/2015 tarihinde sürücü —sevk ve idaresinde — istikametine doğru ilerlemekte iken belirtilen noktaya geldiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu trafik kazasının meydana geldiği, kaza sonucu— vefat ettiği, davalı tarafın kendi kusuru ile ölen işleten ve araç sürücüsü mirasçılarının talep dışı olduğu yönündeki iddialarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, sigorta şirketinin işleten ve sürücü ile diğer sorumlulara rücu edebiliceğini, kendilerinin 3. kişi konumunda olduklarını, Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararlarına göre, davacıların salt mirasçısı değil 3. Kişi konumunda olduklarını, ayrıca davacıların maddi durumları nedeniyle adli yardım talebiyle bu davanın açıldığını, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, delil listelerinin davalı tarafa tebliğine, adli yardım taleplerinin kabulüne, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik eş —- (davalı sigorta şirketinin azami poliçe limitiyle sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ——- dilekçesi ile dava konusunu 201.234,34 TL arttırarak 206.234,34 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 19.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Her ne kadar dava konusu taleplerin teminat dışı olması sebebiyle davayı kabul anlamına gelmese de müvekkili şirkete sigortalı aracın işleteni —– ihbar edilmesine, huzurdaki davada sigortalı araç sürücüsü müteveffa —- kaza anında 1,87 promil alkollü olması sebiyle iş bu dava sonucu tazminata hükmedilmesi halinde işletene rücu hakkını saklı tutuklarını, davacıların 19/10/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat eden muris — desteğinden yoksun kaldıkları ididasıyla maddi tazminat davası açılmış olduğunu, bu davanın hukuku dayanaktan yoksun olduğunu, — plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde —- numaralı — —- tarihleri arasında— adına sigortalı olduğunu, kusur oranıyla sınırlı olmak üzere kaza tarihi itibariyle kişi başı azami teminatın 290.000,00-TL olduğunu, —- sigortalı araç sürücüsü olup kazada asli kusurlu olduğunu, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren—göre teminat dışı olduğunu, davacının taleplerinin —- sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Trafik Poliçesi Genel Şartları ile açıkça teminat dışı bırakıldığını, kazanın yürürlük tarihinden sonra 19/10/2015 tarihinde meydana geldiğini, davanın reddi gerektiği , kusur durumunun tespiti için — rapor alınması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olduğunu, avans faiz talebinin haksız olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davacı taleplerinin 01/06/2015 tarihli trafik sigortası genel şartlarına göre teminat dışı kalması nedeniyle davanın reddine, huzurdaki dava sonucunda müvekkili — rücu hakkı doğacağından sigortalı —- ihbarına, —kusur raporu alınmasına, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle, tek taraflı trafik kazasında araç sürücüsü olan desteklerini yitiren davacıların ZMM Sigortacısından destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkemece bilirkişi raporu alınmış, 19.10.2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybeden davacılar murisi müteveffa — toplanan delillere göre; savcılık dosyasında bulunan ve—- tarihi itibariyle yapılan test sonuçlarına göre 1,87 promil alkollü olduğu tespit edildiği, kaza sonucu tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve kazaya ilişkin diğer bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinde kazanın oluşumuna kendi kusuru ile sebebiyet verdiği, davacılar tarafından da müteveffanın kusurlu bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusu yapılmadığı, dava konusu olayın 19.10.2015 tarihinde meydana geldiği, —- plakalı araca ait– poliçesinin — tarihli olduğu, sigorta poliçesi tarih itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Genel Şartlarından daha sonraki bir tarihte akdedildiğinden yeni yürürlüğe giren Sigorta Genel Şartlarına tabi bulunduğu, bu kapsamda uyuşmazlığın 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren — Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre çözümlenmesi gerektiğinden davacıların davasının Karayolları Trafik Kanunun 92/1-i bendi ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğü giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartlarının A.6 maddesinin (d) bendi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresinde istinaf başvurusu yapılmıştır.
—- Karar ve — tarihli ilamında ; 19/10/2015 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve —- yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılmasının mümkün bulunmamasına; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin — tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmamasına; bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişiler bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmemiş bulunmasına, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ”Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6 maddesinin (d) bendinin, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ve uygulanması gereken 2918 sayılı KTK’nun 90. maddesine aykırı olmasına ve anılan yasanın poliçe genel şartlarına atıf yapan 2918 sayılı kanunun 90 ve 92.maddelerinin ilgili hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş bulunmasına, iptal kararının elde bulunan derdest davalara da derhal uygulanmasının gerekmesine göre, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinaf incelemesine konu kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca kaldırılmasına, dosyanın işin esasına girilerek karar verilmek üzere mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosyanın Mahkememiz yukarıdaki esasa kaydı yapılarak, yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememiz —- duruşmasının — nolu ara kararında; dosyanın dosyaya rapor sunan bilirkişiye tevdii ile tarafların itirazlarının da değerlendirilmesi bakımından aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. En son alınan 26.01.2022 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özetle; Davacıların destekten yoksunluk zararının hesaplandığı, — payı ayrılmakla birlikte talep olmadığından tazminatı hesaplanmadığı, —kaza tarihinde —– tarafından düzenlenen——. olup, davalı sigortacı— poliçesi düzenlenmiş olmakla, diğer davalı araç işletenin hukuki sorumluluğu üstlenmiş olması nedeniyle, yukarıda hesaplanan tazminat tutarının sigorta limitini aşmamak kaydıyla — talep edilebileceği, bu nedenle sigorta limitine göre davacıların sigorta şirketinden talep edebilecekleri tutarların toplam 289.999,72-TL olduğu, ancak; kız —- ve anne —- payı ayrılarak hesaplanmakla birlikte dava dilekçesinde talep olmadığından takdirinin mahkemeye ait olduğu, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacılar — tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında davacılar yakını——hayatını kaybetmesi dolayısıyla destekten yoksun kaldıklarını belirterek davalı sigortadan maddi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Kazada hayatını kaybeden davacılar murisi müteveffa — toplanan delillere göre; savcılık dosyasında bulunan ve — 19.10.2015 tarihi itibariyle yapılan test sonuçlarına göre 1,87 promil alkollü olduğu tespit edilmiş olup, kaza sonucu tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve kazaya ilişkin diğer bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinde kazanın oluşumuna kendi kusuru ile sebebiyet verdiği tespit edilmiştir. Davacılar tarafından da müteveffanın kusurlu bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusu yapılmamıştır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanması, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği ilkesine aykırı olduğunu söylemekte mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacaktır. Oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları —- Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile —Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423 maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.
Karayolları motorlu araçlar —-teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir.
Yine Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesine —- sayılı kanunla —tarihinde yapılan eklemeler sonucu — sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalan haller genişletilmiştir. Buna göre;
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve —- kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında tutulmuştur.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli ——–limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” Zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatının dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesi, Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi, A.3. maddesi, A.5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında destekten yoksun kalınan zararın,—– sigortasının kapsamında olması için şu şartların gerçekleşmesi gerektiğini söylenebilir.
a) Talep edilen destek tazminatı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk ve sorumluluk riski çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin olmalıdır. Sigortalının hukuki sorumluluğu olmayan veya sigortalının sorumluluk riski içinde bulunmayan tazminat taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmayacaktır.
b) Motorlu aracın işletilmesinden dolayı ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. İşleten ve işletenin sorumlu olduğu şahısların dışında bir üçüncü kişinin ölümü neticesi, destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, poliçede taraf olan işleten(sigortalı) yada işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilerin ölmesi durumunda ölen kişi, üçüncü kişi sayılmayacağı için desteğinden yoksun kalanların zararından sigortacı sorumlu olmayacaktır.
c) Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla desteğin kendi kusurundan kaynaklanan destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır.
Somut olayda, kaza, davacıların desteği sürücü— %100 kusuru neticesi gerçekleşmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak, üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da — destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. Aynı genel şartların A.6. maddesi (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü —- tam kusuruna isabet eden destek tazminatı— kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan — Genel Şartlarında sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, davacının sigorta şirketinden destek tazminatı talep etme hakkı bulunmamaktadır.
Anayasa mahkemesi tarafından — tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve — esas sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ve 92. maddelerinde yer alan ” genel şartlar” ifadeleri ile 2918 sayılı kanunun 92. maddesine “ı” bendi ile getirilen “Bu kanun çerçevesinde hazırlanan— genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler” hükmünü Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptal edilmiştir.
Bununla birlikte Anayasa Mahkemesinin idare tarafından çıkartılan düzenleyici işlemlerin Anayasaya uygunluğu ve bunların iptaline yönelik bir görev tanımının bulunmaması ve 2918 sayılı Kanunun ilgili maddelerinin uygulanmasını sağlamaya yönelik olarak çıkartılan 01.06.2015 tarihli Genel Şartların iptaline yönelik bir idare düzenleyici işlemi ya da —kararı bulunmadığından anılan Genel Şartlar alt düzenleyici işlem olarak anılan kanun hükümlerinin uygulanmasını sağlamaya yönelik olarak yürürlükte olduğunu değerlendirmek gerekir. Davalı sigortanın sorumluluğunun da poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olan bu genel şartlara göre belirlenmesi gerektiği açık bulunmaktadır.
Ayrıca kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına ve KTK’nun atıfta bulunduğu Borçlar Kanunda da konuya ilişkin herhangi bir açık düzenleme yer almadığına göre; ortada yasaya aykırı olarak yapılmış bir genel şart düzenlemesi varlığından da söz edilemeyeceğinden davacıların destek tazminatı talep hakları bulunmadığı değerlendirmek gerekmiştir.
—(Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir.
Her ne kadar Mahkememizce verilen kararın Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası boşluğun önceki içtihatlar gereği doldurulacağı ve davacıların üçüncü kişi olmaları sebebiyle kusurun yansıtılamayacağı gerekçeleri ile kaldırılmasına karar verilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin ilgili kanun hükümlerini iptal eden kararı sonrasında bu boşluğun Yargıtay kararları ile doldurulduğu,—–: “.. Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi gereği, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları teminat tutarları ile tarife ve talimatları — tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece—-Kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler. Sigortacılık Kanunu’nun “Sigorta Sözleşmeleri” başlıklı 11. maddesinin birinci cümlesinde; “Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, — onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir.” ifadesi mevcut olup bu doğrultuda, yapılacak sözleşmeler (poliçeler) genel şartlara uygun olmak zorundadır.Bu nedenle zorunlu sigorta genel şartlarını, Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. TBK’nın 20. maddesinde belirtildiği üzere; önceden, tek başına hazırlanarak karşı tarafa sunulan sözleşme hükümleri genel işlem koşulu kapsamındadır. Oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan — tarafından, Kanundan alınmış olan yetkiye dayalı olarak belirlenir. Ayrıca Genel Şartları TBK’nın 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmek de mümkün değildir. Çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere, kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa—— zorunlu — hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanmasının, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen “tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği” ilkesine aykırı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacaktır. Oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu araçlar —- kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde.. şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise; Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde; “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri—- teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır. Somut olayda, davacılar murisi sürücü desteğin, sevk ve idaresindeki araçla 22/11/2015 tarihinde tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasında ölmesi nedeni ile desteğin eşi ve çocukları aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçenin teminat başlangıç ve —– tarihleri olup, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamı ise 01.06.2015 tarihinde, yani poliçenin teminat başlangıç tarihinden önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla oluşan destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerekir. Eldeki davada ise, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu murisin üçüncü kişi olarak kabulü mümkün değildir.
Yine Genel Şartların A.6. maddesi (d) bendine göre, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle, %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü murisin tam kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında bulunmamaktadır. Poliçenin teminat başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda; sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmamasına göre, davacının davalı sigorta şirketinden destek tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından —-sayılı ilamı da bu yöndedir.) ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi’nce reddedilmesi doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirmiştir.” içeriğini haizdir.—–(araç işleteninin yani sigortalının müteveffadan farklı olduğu durumlarda) bu yöndedir.
Netice olarak; davacılar desteğinin — tarihinli tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiği, kazanın ve poliçe başlangıç tarihinin 01/06/2015 tarihinden sonra olduğu, müteveffanın %100 kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği, davacıların zararının sigorta teminatı kapsamında karşılanacağına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, poliçede taraf olan işleten (sigortalı) ya da işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilerin ölmesi durumunda ölen kişi, üçüncü kişi sayılmayacağı için desteğinden yoksun kalanların zararından sigortacının sorumlu olmayacağı, yukarıda izah olunan sebepler ve konuya ilişkin son içtihatlar da değerlendirilmek suretiyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmış açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harcın peşin alınan 716,52-TL(ıslah harcı dahil) harçtan mahsubu ile artan 635,82- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —- avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacılar Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.