Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/160 E. 2022/284 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/160 Esas
KARAR NO : 2022/284
DAVA : TTK 732. Maddesi Kapsamında Sebepsiz Zenginleşme
DAVA TARİHİ : 16/03/2016
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan TTK 732. Maddesi Kapsamında Sebepsiz Zenginleşme davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ….—-vade —- bedelli —senedi müvekkili —— düzenlediğini, ve borcuna karşılık verdiğini, davalı borçlu keşideci senedi ödemediğini, bunun üzerine ——- dosyasıyla takibe geçildiğini, —– —-tarafından —- tarihinde zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline karar verildiğini, iş bu dava da sebepsiz zenginleşme davası olduğunu bunun zamanaşımının da süresi içinde açıldığını, işbu davada ispat yükü sebepsiz zenginleşmediğini iddia eden davalıda olduğunu, senet miktarı kadar zenginleşmediğini müvekkiline karşı ispatlamak zorunda olduğunu — vade tarihinden itibaren mahkemece kabul görülmediği takdirde dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İspat yükünün davacıda olduğunu, ticari ilişki nedeniyle davacı ve şirketi tarafından müvekkiline —- verildiğini, ayrıca senede ilişkin borcun bulunmadığını, müvekkili ile davalının mahsuplaştığını belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; zamanaşımına uğramış kıymetli evraktan kaynaklanan sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; dava konusu —– çekin davalı tarafından ödenmediği bu sebeple takibe konulduğunu, davalının başvurusu üzerine icra hukuk mahkemesince bononun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle takibin iptal edildiğini bu nedenle —- alacağın sebepsiz zenginleşme konusu olup olmadığı, davalıdan alınıp alınamayacağı noktalarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin —- kararı ile; “… Zamanaşımına uğradığı iddia edilen ispat yükü sebepsiz zenginleşmediğini idda eden tarafa aittir TKK 732 maddenin tüm kapsamında ispat yükü konusunda, davalının değil, davacının iddiasını ispat etmesi gerekir. … Taraflar davaya konu senedin lehtarı ve keşidecisi olup aralarında temel ilişki bulunduğunun kabulü gerekir. —- taraflar açısından yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, alacaklı iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Bu sebeple davacının TTK hükümleri gereğince ispat yükü kendisinde olmakla davanın reddi konusunda kanaat hasıl olmuş olup…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince İstinaf edilmiştir.
—– sayılı kararında; “…Eldeki davada ise kambiyo senedinin düzenleyeni- keşidecisi davalı olup, davacı ise lehdardır. Taraflar arasında —— senedinin verilmesine yol açan temel bir hukuki-ekonomik ilişki olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim davalı taraf da bu bağlamda bir kısım—– ve belgeler sunmuştur. Davacının davalıya ——-senedinin verilmesine yol açan —– ilişki kapsamında ——- bulunmakta olup, taraflar arasındaki münhasıran bir —- ilişkisi bulunmadığına göre davanın 6102 sayılı TTK 732. Maddesi kapsamında yürütülmesi mümkün değildir. HMK’nın 141/1- son maddesine — aşamasının tamamlanmasından sonra iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. Davada HMK’nın 141/2. maddesi anlamında iddia ve savunmanın genişletilip, değiştirilmesine imkan tanıyan ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatı şeklinde istisnaların da olmaması karşısında mahkemenin dava sebebini TTK 732. maddesi dışında değerlendirmesi de hukuken mümkün olmadığı gibi davacının temel ilişki kapsamında bir delil de sunmadığı bu bağlamda değerlendirilebilecek bir delilin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında —– senedinin düzenlenmesine yol açan temel hukuki ilişki kapsamında davacının davalıya başvurma hakkının bulunduğu, taraflar arasında salt kambiyo ilişkisi bulunmadığı için davacının davalıya TTK 732. maddesi uyarınca başvuru şartlarının oluşmadığı, —– yönde olduğu, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf nedenleri de yerinde olmadığından; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine…” şeklinde gerekçe ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından istinaf kararının temyiz edilmesi üzerine, —-ilamında; “…Dava, 6102 sayılı TTK’nın 732. (6762 sayılı TTK’nın 644.) maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme davası olup işbu dava poliçenin zamanaşımına uğradığı veya müracaat hakkının yitirildiği anda yetkili hamil durumunda bulunan kişi ile müracaat hakkı nedeniyle poliçe bedelini ödemiş olan lehdar, ciranta —- tarafından, keşideciye ve kabul etmiş muhataba karşı açılabilir——- —-, Güncellenmiş ve Genişletilmiş——– Bu davanın açılabilmesi için bonodan doğan talep hakkının sona ermesi, hamilin zarara uğraması ve bonoyu düzenleyenin hamilin zararına zenginleşmesi gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 732. (6762 sayılı TTK’nın 644.) maddesinde zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş olsa bile, bunların poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalacakları düzenlenmiştir. Hamil, zamanaşımının gerçekleştiği anda maddi hukuk açısından hak sahibi bulunan kimsedir. Bono ciro edilmedikçe bono lehdarı hamil olarak kalmaya devam edeceğinden lehdar/hamil olan davacının keşideci ile arasında temel ilişki bulunsa dahi sebepsiz zenginleşme davası açabileceğinin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamış, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir….” şeklinde gerekçe ile kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası dosyanın yukarıdaki esasa kaydı yapılarak Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verilmiş, yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi gereğince bono zamanaşımına uğramış olsa bile, keşideci bononun hamiline karşı, hamilin zararına zenginleşmiş olabileceği kadar borçlu kalacağı düzenlenmiştir. Hamil, zamanaşımının gerçekleştiği anda maddi hukuk açısından hak sahibi bulunan kimsedir. Bono ciro edilmedikçe bono lehdarı hamil olarak kalmaya devam edeceğinden lehdar/hamil olan davacının keşideci ile arasında temel ilişki bulunsa dahi sebepsiz zenginleşme davası açabileceği anlaşılmış, davacı her ne kadar ticari faiz talep etmiş ise de, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olduğunun ispat edilemediği anlaşıldığından davalının temerrüde düştüğü icra takip tarihinden itibaren yasal faize hükmedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; —- tarihinden (davalının temerrüde düştüğü icra takip tarihi) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 8.470,44 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı 2.117,61 TL harcın mahsubu ile kalan 6.352,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.117,61 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı 311,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.458,31 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendini vekil ile temsil ettiğinden —— gereğince —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı ve davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.