Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/129 E. 2021/1392 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/129 Esas
KARAR NO : 2021/1392

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/02/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil İle davalı gerçek——olduklarını, şirketin %50’ye yakın payının müvekkile, bakiyesinin ise değişen oranlarda davalı gerçek kişilere ait olduğunu, dava konusu şirketin iş konusunun, —-faaliyet konusunu gerçekleştirmeye yönelik herhangi bir iş ve ticari faaliyet yürütmediğini, iş konusunu yerine getirmediğini, tamamen pasif durumda bulunduğunu, masrafları sebebiyle de ortaklarına mali külfet getirdiğini, —-adresinin dahi şirket yönetim kurulu başkanı olan davalı ….—şirket ortağı davalı — müştereken oturdukları evin adresi olduğunu, şirketin zaman zaman organlarını dahi oluşturmadığını, müvekkilin girişimleri ile organlarının oluşturulmasının sağlandığını, dava konusu şirket hukuki varlığını devam ettirdiği sürece mülkiyetinde bulunan taşınmaz ve taşınırları tasfiye edilmemiş olacağından, müvekkil ile diğer şirket ortaklarının şirketin mülkiyetinde bulunan taşınmaz ve taşınır malların tasfiyesinden gelecek malvarlığına da sahip olamayacaklarını, dava konusu şirketin uzun zamandır iş/faaliyet konusunu gerçekleştirmeye yönelik herhangi bir üretim ya da ticari faaliyetinin bulunmamasının haklı fesih sebebi teşkil ettiğini, dava konusu şirketin %50’ye yakın payı müvekkile ait olduğu halde şirket yönetiminde yer almadığından ve şirket yönetiminin şirket aktiflerini eksiltmesi halinde müvekkil ve şirket zarara uğrayacağından, şirketin mülkiyetinde bulunan ——- no’lu bağımsız bölümler üzerine 3. kişilere satış ve devrinin önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, — haklı sebeple feshine ve tasfiyesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının tamamen hukuka aykırı ve soyut olduğunu, Haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, davacının tasfiye veya fesih istediğini belirtmesine rağmen şirkete bu yönde herhangi bir başvuruda bulunmadığını, TTK gereği feshin son çare olduğunu, davacının şirketin feshini talep etmekteki asıl amacının esasen aile bireylerinden oluşan hissedarlardan intikam almak olduğunu, taşınmazlar üzerinde bulunan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ve davanın usul ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, haklı sebeple —- feshi taleplidir.
Feshi istenen davalı şirket —— olduğundan uygulanacak madde 6102 sayılı TTK’nın 531. maddesi olup buna göre; haklı sebeplerin varlığı halinde şirket sermayesinin en az onda birini ve —–eden pay sahiplerinin, haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceği, mahkemece, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, pay bedellerinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenmesi suretiyle davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verebileceği öngörülmüştür.
Davacının—- adet hisse sahibi olarak 1/10’dan fazla pay sahibi olduğu ve bu davayı açabilme ehliyetine sahip olduğu kuşkusuzdur. Yine davalı şirket merkezinin — olması nedeniyle mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, davasını açarken davalı olarak şirkete ve diğer 5 ortağa husumet yöneltmişse de fesih talepli davanın sadece şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olduğundan, diğer 5 ortağa yöneltilen dava bakımından talep — davanın husumetten reddine karar verilmiş; eldeki davada yargılamaya şirkete karşı devam edilmiştir.
İncelenecek asıl mesele fesih için haklı sebeplerin mevcut olup olmadığıdır. TTK 531’in gerekçesinde de belirtildiği üzere, haklı sebep kavramanın ne olduğu belirtilmemiş ve bunu belirleme görevi yargı ve — bırakılmıştır. — temel fesih sebepleri arasında, sermayenin kaybedilmesi, organ yokluğu, genel kurula çağrıda usulsüzlük, azlık haklarının ihlali, bilgi alma ve inceleme hakkının ihlali, sürekli zarar, dağıtılan kar payının düzenli olarak azalması, genel kurulun toplanamaması, ortakların bir araya gelememesi, şirketin amacını gerçekleştirme ihtimalinin kalmaması olayları sayılmıştır.
Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır. Bu nedenle sadece haklı nedenin olması yetmez; şirketi ayakta tutmak için başkaca çözüm yollarının da olmaması gerekir.
Davacının ileri sürdüğü fesih sebepleri, davalı şirketin —kalabildiği, amacını gerçekleştirmeye yönelik üretim veya ticari faaliyetinin olmadığı, hukuken varsa da fiilen yaşamadığı, şirketin ortaklara gereksiz mali külfet yarattığıdır.
Davacının ileri sürdüğü sebeplerin incelenmesi için bir bağımsız denetçi yeminli mali müşavir bilirkişi olarak atanmış, inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişi, 15/11/2021 tarihli raporunda, özetle,—- olduğunu, bilançoda kayıtlı taşınmazların rayiçlerinin tespiti halinde —daha da artacağını, mevcut malvarlığı ile şirketin faaliyet konusun değiştirebileceği, amacını gerçekleştirme imkanın mevcut olduğunu, —olduğunu, ortakların kötü niyetli tutum ve davranışları ve ortaklık anlayışının ortadan kalktığının tespit edilemediğini, TTK.nun 531 maddesine göre haklı bir sebebin tespit edilmediğini, fesih yerine davacının ortaklıktan ayrılabileceğini belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu görülerek benimsenmiştir. Haklı bir fesih sebebi olmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı vekili rapora itiraz dilekçesinde taşınmazların rayiçlerinin tespit edilmesini, davacının payının hesaplanarak bloke edilmesini talep etmiş ise de, bu talepler bu davanın konusu değildir.
Fesih yerine —- gündeme gelmesi için öncelikle haklı bir fesih sebebinin olduğu ispatlanmalıdır. Somut olayda davalı şirketin feshi sebebi olmadığından davacı ortağın payının gerçek değerinin hesaplanması yoluna gitmeye gerek yoktur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına,
3- Alınması gerekli harç tam alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- —- takdir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.