Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/125 Esas
KARAR NO:2023/343
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/03/2016
KARAR TARİHİ: 09/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 23/07/2005 tarihinde davalı sürücü —— sevk ve idaresindeki —- plakalı kamyonun müvekkillerin mirasçısı olan —- sürücüsü olduğu—– plakalı ——- çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında —– vefat ettiğini, müvekkilleri olan —-eşi —- ve kızı —- vefat eden——– desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların her biri için şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıların tamamından kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline, cenaze giderleri için şimdilik 500,00 TL’nin davalıların tamamından kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline, davacıların uğramış olduğu manevi zarar için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ——– kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 02/03/2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; müvekkili —— destekten yoksun kalma tazminatı talebini 26.205,88-TL’ye ve müvekkili ——- destekten yoksun kalma tazminatı talebini 3.157,36-TL’ye yükselttiklerini ve bu nedenle, toplam 29.363,24-TL destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiklerini beyan etmiştir.Davalı ——cevap dilekçesinde özetle; Kaza neticesinde ——- asli kusurlu olduğunu, kendisinin kusurlu olmadığını belirterek açılan davanın reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ———— vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı ve yetki itirazında bulunduklarını, ceza yargılamasında müteveffanın asli kusurlu olarak belirlendiğini, davanın haksız olduğunu belirterek açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; ———-plakalı aracın ——– tarihleri arasında trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davacıya 11/08/2008 tarihinde icra ödemesi adı altında 10.099,48-TL ödeme yapıldığını, kesin hüküm itirazları saklı kalmak kaydıyla ve kabul anlamına gelmemek üzere Müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olduğunu, kusur durumunun tespiti gerektiğini, davacının kazadan dolayı ödeme alıp almadığının sorulması gerektiğini belirterek açılan davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle 23/07/2005 tarihli trafik kazasında davacıların desteğinin vefatı nedeniyle davalılar araç sürücüsü, işleten ve ——-sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze gideri olmak üzere maddi tazminat ve davalılar araç sürücüsü ve işletenden manevi tazminat talebine ilişkindir.Eldeki dava ilk olarak Mahkememizde —– Esas sayılı dosya numarasını almış, ————–sayılı karar ile; “1-Davacının davasının KABULÜNE, 500 TL defin gideri 29.863,24 TL maddi tazminatın kabulüyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Sigorta şirketi yönünden ödeme tarihi olan (11/08/2008) tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline diğer davalılar yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiliyle davacı tarafa ödenmesine, 10.000,00 TL manevi tazminat talebinin KABULÜYLE sigorta şirketi hariç davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, KALAN KISMIN REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.Söz konusu karar, davacılar vekili ile davalılar sigorta şirketi vekili ve —— tarafından istinaf edilmiştir. ———— sayılı kararı ile aşağıda yer verilen gerekçe ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir:”Somut uyuşmazlıkta; Dava dilekçesinin davalı ——– tarihinde tebliğ edildiği davalı vekilinin 01/06/2016 tarihinde süresinden sonra verdiği cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğundan itirazı yerinde görülmemiştir. KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Tazminatın dayandığı olay ölümlü trafik kazasıdır. Kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın olaya uyan suçun 85/1 ve 66/1-d maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 15 yıldır. Kaza tarihi olan 23/05/2005 tarihi ile dava tarihi 18/03/2016 ve ıslah tarihi olan 02/03/2018 tarihleri dikkate alındığında, dava ve ıslah tarihinde 15 yıllık ceza dava zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle zamanaşımına ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Kaldı ki davalı sigorta şirketi vekilinin cevap dilekçesinde zamanaşımı def inde bulunmadığı bilirkişi kusur raporuna itiraz dilekçesinde zamanaşımı defini ileri sürdüğü anlaşıldığından zamanaşımı def’ide süresinde değildir.Kaza nedeniyle düzenlenen Trafik Kaza Tespit Tutanağından ve olay ile ilgili yürütülen soruşturma neticesinde açılan —— sayılı ceza dosyasından kazanın meydana gelmesinde davacıların murisi müteveffa ——asli kusurlu olduğu ve mahkemece alınan kusur ve heyet raporununda aynı yönde olup davalı sürücünün %25 oranında desteğin %75 oranında kusurlu oldukları belirlenmiştir. Raporların birbirini teyit ettiği, kazanın oluşuna uygun olduğundan kusura yönelik itirazın reddi gerekmiştir.—— tarafından vefat edenin yakınlarına bağlanan aylığın niteliği ve bağlanan aylığın rücuya tabi ödemelerden olup olmadığının belirlenmesi zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi için önemlidir.Davalı Sigorta vekilince yargılama sırasında(rapora itirazlarında da) , —– sigortalısı —- vefatı nedeniyle sigortalının hak sahiplerine —- ölüm sigortası kolundan 50.329,57 TL ödendiğini, —- tarafından sigortalıya karşı ——- Esas sayılı dava dosyası ile rücu davası açıldığını ve dava sonucunda mahkeme sigortalının kusur oranı gereği 10.065,91 TL’lik rücuen tazminata hükmettiğini, —— takibine istinaden müvekkili şirket tazminat miktarını ödediğini belirtmiştir. Ancak mahkemenin gerekçesinde bu konuda herhangi bir gerekçe yazılmadığı, raporda ödemeye ilişkin belge bulunmadığı belirtilerek tazminattan indirim yapılmadığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece istinaf eden davalının bu yöndeki iddiaları göz önünde bulundurularak davacı için —– tarafından yapılan ödeme olup olmadığının araştırılması, ödeme varsa ödemelerin rücuya tabi olup olmadığı, eğer rücuya tabi ise ilk peşin sermaye değerleri öğrenilerek tazminattan mahsubu konusunda sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır.Yine dosya kapsamından davacılar tarafından dava öncesi sigortaya başvuruda bulunulmadığı ancak sigortalısına yaptığı rücu ödemesinin 10/08/2008 olduğu mahkemenin de bu tarihten avans faize hükmettiği görülmüştür. 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddeleri ile ———–maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde bu tarihte, eğer davadan önce ihbar yoksa en erken dava tarihinde temerrüt gerçekleşmektedir. Bu durumda davalı sigorta vekilinin faiz başlangıcına değinen itirazı yerinde ise de sigortalı araç kamyon cinsi ile kaza sırasında davalı şirket adına trafikte tescilli olduğundan avans faizine hükmedilmesinde usul yasaya aykırılık yoktur.Haksız fiilden doğan tazminat alacaklarında kural olarak faiz başlangıcı olay tarihidir. Zarar gören, tazminat alacağına zararın doğduğu an hak kazanır. Haksız fiillerde olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüte düştüğü kabul edilmektedir. Davacı vekilinin dava dilekçesi ile ıslah dilekçesinde kaza tarihinden itibaren yasal faiz talep ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece davalı sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden kaza tarihi olan 23/07/2005 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yine manevi tazminata ilişkin hükümde faize ilişkin herhangi bir ibareye yer verilmemiş olması doğru olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf itirazları yerindedir.Dosya kapsamından ıslah dilekçesinin davalılara tebliğine ilişkin tebligat parçasına rastlanmamıştır. Bu halde ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeksizin hüküm kurulması HMK’nın 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğurduğundan usul ve yasaya aykırı olmuştur.HMK’nın 26.maddesi gereği hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar veremez. Açılan davada davacı tarafın 500,00TL defin gideri ve akabinde her iki davacı için artırdığı maddi tazminata ilişkin talebi toplamda 29.863,24 TL iken; yerel Mahkemece eksik ve yanlış değerlendirme ile 500,00 TL defin gideri dahil olan gerek hesaba ilişkin bilirkişi raporu ile gerek ise davacı tarafın talebini artırdığı ıslah dilekçesi ile toplam talep tutarı olabilecek olan ve davacı tarafça da bu duruma göre artırılan tutar olan 29.863,24 TL’nin üzerinde bir tazminata hükmedilmiştir. Dolasıyla 500,00 TL defin giderine bu şekilde mükerrer olarak hükmedilerek usul ve yasaya aykırı bir şekilde karar tesis edildiğinden davalı sigorta şirketi ile diğer davalı şirket vekilinin istinaf itirazları yerindedir.Mahkemece gerekçeli kararının hüküm kısmının 6. maddesi ile davacı taraf lehine maddi tazminat nedeni ile AAÜT göre 4.789,96 TL vekalet ücreti takdir edilmiştir. Ancak hükmedilen maddi tazminat miktarı olan 29.863,24 TL tutara göre AAÜT gereği hesaplanması gereken vekalet ücreti tutarı 3.583,59 TL olması gerekirken yanlış ve fazla hesaplama yapılarak hüküm kurulması da doğru olmamıştır. Davalı ——-vekilinin istinaf itirazı yerindedir.Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili, davalı —- ve davalı ——- vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.”—- kararı sonrası dava dosyası Mahkememizin —— sırasına kaydedilmiştir.Davacılar vekilinin ıslah dilekçesi, davalılara tebliğ edilmiştir. Davalılar sigorta şirketi vekili ve ——— Vekili beyan ve itiraz dilekçeleri sunmuştur.—– müzekkere yazılarak davacıların rücuya tabi bir ödeme alıp almadıkları ve rücuya tabi ödeme varsa ilk peşin sermaye değeri sorulmuştur. ——– tarihli cevabı ile hak sahiplerinin talebine istinaden 01/08/2005 tarihinden itibaren eşi —- ve kızı—- ölüm aylığı bağlandığı, bilahare kızı —–tarihinde evlenmesi nedeniyle aylığın kesildiği, peşin sermaye değerinin yazı ekinde iletildiği bildirilmiş olup, peşin sermaye değerinin —- için 36.820,89-TL ve —– için 13.508,38-TL olduğu görülmüştür.Dosyanın Mahkememizce re’sen seçilen hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek istinaf nedeniyle usuli kazanılmış haklar da gözetilerek aktüerya yönünden hesaplama yapılmasının istenilmesine karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 06/06/2022 tarihli raporda; trafik kazasındaki tarafların kusur durumuna göre davacıların talep edebileceği tazminat tutarları hesaplanmış, ilk peşin sermaye değerinin kusur durumuna göre hesabı sonrası yarısı, talep edilebilecek tazminat tutarlarından indirilmiş ve sonuç olarak;
“Davacı ——- talep edebileceği maddi zararının 29.178,32 TL olduğu, ancak; davacının talebinin 26.205,88 TL olduğu,Davacı—– talep edebileceği maddi zararının 1.448,60 TL olduğu,
Davacıların talep edebileceği cenaze ve defin gideri maddi zararının 500,00 TL olduğu,Temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 18.03.2016 tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden 23.07.2005 tarihi olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.Bilirkişi raporu, taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunmuştur. Ayrıca davacı vekili, dilekçesinde ek rapor talep etmediklerini beyan etmiştir.Tüm dosya kapsamı, toplanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporları ve taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri birlikte değerlendirildiğinde; 23/07/2005 tarihinde davalı sigorta şirketine —— ile sigortalı, diğer davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu —– plakalı —ile davacılar desteğinin sürücüsü olduğu —–plakalı kamyon arasında meydana gelen trafik kazasında davacıların desteği olan —– vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %25 ve davacılar destğinin %75 kusurlu olduğu, ——- tarafından davacılara ölüm aylığı bağlandığı ve ilk peşin sermaye değerinin dava dosyasına bildirildiği anlaşılmıştır. ——– Karar sayılı kaldırma kararı sonrası usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bilirkişi raporu aldırılmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen 06/06/2022 tarihli raporda özetle; davacı ——- talep edebileceği maddi zararın 29.178,32-TL olduğu, davacı —— talep edebileceği maddi zararın 1.448,60 TL olduğu, davacıların talep edebileceği cenaze ve defin gideri maddi zararının 500,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacılar vekilinin 02/03/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma maddi zararını davacı —- 26.205,88-TL’ye ve davacı ——— 3.157,36-TL’ye yükselttiği anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından 06/06/2022 tarihli bilirkişi raporu sonrası tekrar ıslah dilekçesi sunulmamış ve/veya ek dava açılmadığı görülmüştür.Davacıların talep edebileceği maddi zarar talepleri toplamının —– limitini aşmadığı anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından, davadan önce davalı sigorta şirketinin temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosya kapsamında bir bilgi ve belge sunulmadığı için davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinin dava tarihi olan 18/03/2016 tarihi olarak uygulanmasına karar verilmiştir. Tüm bu nedenlerle, davacı—– yönünden taleple bağlılık ilkesi gereği 26.205,88-TL maddi tazminatın, davacı —– yönünden 1.448,60-TL maddi tazminatın ve cenaze ve defin masrafı olarak 500-TL’nin tüm davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —— gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut davada, davacı —– davalıların durumu, kazanın gerçekleşme biçimi, olay tarihi, trafik kazası taraflarının kusur durumları dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000-TL manevi tazminatın davalılar —— tahsiline karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜNE
a)Davacı ——- yönünden 26.205,88-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 18/03/2016 tarihinden diğer davalılar yönünden 23/07/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —– ödenmesine,
b)Davacı —— yönünden 1.448,60-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 18/03/2016 tarihinden diğer davalılar yönünden 23/07/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı—— ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
c)Davacılara 500-TL cenaze ve defin masrafının davalı sigorta şirketi yönünden 18/03/2016 tarihinden diğer davalılar yönünden 23/07/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
2-Davacı —– yönünden manevi tazminatın KISMEN KABULÜNE,
Davacı —– takdiren 15.000-TL manevi tazminatın davalılar ——- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —- verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli 2.947,88-TL harçtan 350,09-TL peşin harç, 95,00-TL tamamlama harcı toplamından oluşan 445,09-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.502,79-TL harcın davalılardan (davalı———- yalnızca 1.923,23-TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacılar tarafından yatırılan 350,09-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı, 95,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 474,29-TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından harç dışında harcanan toplam 2.663,20-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre (%54,04 Kabul %45,96 Ret) hesaplanan 1.439,19-TL’nin davalılardan (davalı ——- yalnızca 938,93-TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ——- tarafından harcanan toplam 56,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan (kendisi yönünden talep edilen maddi tazminat a ilişkin %94,28 Kabul %05,72 Ret) 52,80-TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı ——- verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar———- tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Maddi tazminat talebi yönünden davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
9-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden ret sebebi ortak olan davalılar ——- kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT 13/2 maddesine göre hesaplanan 1.708,76-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılar ———- verilmesine,
10-Manevi tazminat talebi yönünden davacı ——- kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar ——– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden davalı ———- kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT 10/2 maddesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı — alınarak davalı ——–verilmesine,
12-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 09/05/2023