Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/115 E. 2023/243 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/115 Esas
KARAR NO : 2023/243

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında süre gelen ticari ilişki sonucunda müvekkili şirketin 47.200 TL ve 11.800 TL tutarlı mal satışlarından kaynaklı cari hesap ve faturalardan kaynaklı alacağının bulunduğunu, buna rağmen borçlunun ödemekten kaçınması sonucu —-İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, yetki itirazı sonucunda takibe —– İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyası ile devam edildiğini, takibe borçlu tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirtmiş olup, davanin kabulüne, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, haksız olarak itiraz eden borçlu şirketin 14.021,57 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında devam eden ticaret gereğince davacı tarafından bir kısım mal satışı yapılarak fatura düzenlendiğini ve bunun karşılığında da müvekkili şirket tarafından ekte sureti sunulan cari hesap ekstresinde de inceleneceği üzere fatura bedellerinin peyder pey ödendiğini, söz konusu cari hesap ekstreleri ile sarih olduğu üzere müvekkili şirketin davacıya borcunun olmadığını, bu hususun alınacak bilirkişi raporu ile açığa kavuşacağını belirtmiş olup, haksız davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —-. İcra Müdürlüğünün —- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek üzere dosya mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek, rapor alınmıştır. 27/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacının 2018 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı şirket tarafından ticari defter ve belge ibrazında bulunulmadığından, davalı şirket defterleri üzerinde usul ve hesap incelemesinin yapılamadığı, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 05.12.2018 tarih, —–seri no.lu 47.200,00 TL tutarlı “—İşçilik Bedeli” açıklamalı fatura içeriği malın teslimi ile hizmetin ifasının ispatlanmış olduğu, karşılığında davalı şirket tarafından ödeme yapıldığına ilişkin dosya kapsamında somut herhangi bir belge bulunmadığından davacının işbu fatura tutarı olarak 47.200,00 TL tutarında alacağını talep edebileceği, 18.12.2018 tarih,—–seri no.lu 11.800,00 TL tutarlı —– Bedeli”açıklamalı fatura içeriği hizmet ifasının ispatına ilişkin dosya kapsamında somut delilin bulunmadığı, davalı vekilinin icra dosyasına itiraz dilekçesinde taraflar arasındaki hukuki ilişkiye ve faturalara itiraz ederken, dava dosyasına sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki ticarı ilişkinin kabul edilip, işbu ticari ilişki kapsamında da davacı şirket, tarafından düzenlenen fatura bedellerinin ödendiği yönündeki beyanlarının teslim tesellümü kabul edip etmediği yönünde ikrar anlamında olup olmadığı, davacının usulüne uygun tutulan defterleri yanında davaya katılıp cevap dilekçesi de sunup defterlerini delil olarak gösteren davalının HMK 222/3 kapsamındaki davacının defterlerinin lehe kesin delil olup olmayacağına ilişkin hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu, tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname ya da eş değer belge bulunmadığından, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının takip öncesi faiz talebi yerinde değildir. Ancak, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avans faiz talebinin yerinde olduğu, icra inkâar tazminatı ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, tespitinde bulunmuştur.
20/12/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda: Davacı Alacağı Yönünden: Raporumuzun Genel Değerlendirme bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 05.12.2018 tarih, —– seri nolu 47.200,00 TL tutarlı “—– İşçilik Bedeli” açıklamalı fatura içeriği malın teslimi ile hizmetin ifasının ispatlanmış olduğu, bu fatura yönünden davalı şirketin malları teslim almadığını, hizmetin ifa edilmediğini veya fatura bedelini ödediğini ispat etmesi gerektiği, davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan 6 adet toplam 11.500,00 TL tutarlı tediye makbuzunun tek taraflı bir belge olması, nakit ödemeyi içermesi, başka bir şekilde teyit edilmemiş olması, davacının imzası/onayı/kabulü olmaması, her zaman düzenlenebilecek belge olması sebebiyle somut ödeme belgesi olmadığından davalı lehine değerlendirilemeyeceği, dosyaya kazandırılan müzekkere cevabı eki çekin arka sayfasında, ciranta olarak, davalı şirketten sonra davacı şirketin bulunduğu, çek bedelinin de en son cirantaya ödenmiş olması nedeniyle, davalı tarafından yapılan 30.000,00 TL tutarlı —– Şubesi,——no.lu çek in davalı ödemesi olarak düşümü yapıldığında, 25.11.2019 takip tarihi itibariyle, davacı şirketin bakiye kalan 17.200,00 TL alacağını talep edebileceği, tespitinde bulunmuştur. Bilirkişi raporu gerekçeli ve denetlemeye açık hazırlanmış olup mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Somut olayda her iki tarafın tacir olması nedeniyle tutmakla yükümlü oldukları defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, düzenlenen raporda, davacının düzenlediği tüm faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için —–) Faturanın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta olup, davacının bu hususu kanıtlaması halinde, bu kez, TTK’nın 23/2. maddesinde yazılı 8 günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK’nın 23/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK’nın m.222 (TTK’nın 84. ve 85.) madde hükümleri uyarınca ispatlamış olur.Bu kapsamda, davalı tarafından inceleme sırasında ödemenin ispatına dönük belge olarak sunulduğundan rapor ekine de konulan; davalı şirket defterlerinde kayıtlı olup, davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan 6 adet tediye makbuzu toplamı 11.500,00 TL ve bir adet çek tutarı 30.000,00 TL olmak üzere toplam 41.500,00 TL tutarlı ödemelere ilişkin sunulan belgelerin incelemesinde, tediye makbuzlarında davacı şirketin imzasının/kabulünün bulunmadığı, her zaman düzenlenebilecek tediye makbuzları olduğu, gerek tediye makbuzlarında gerekse söz konusu çekte davacı şirkete teslimine, sonrasında bankadan davacı tarafından tahsiline yönelik belgenin bulunmadığından somut delil niteliğinde bulunmadığından davalı lehine değerlendirilmeyeceği, davalı şirket tarafından sunulan 6 adet tediye makbuzunun incelenmesinde, davalı şirket tarafından —— adına düzenlenmiş toplam 11.500,00 TL tutara ilişkin olduğu görülmüş, ancak makbuzlarda davacı şirketin imzasının bulunmadığı görülmüştür.Davalı tarafından yapılan ödemenin belgesi olarak sunulmuş olsa da tek taraflı bir belge olması, nakit ödemeyi içermesi, başka bir şekilde teyit edilmemiş olması, davacının imzası/onayı/kabulü olmaması, her zaman düzenlenebilecek belge olması sebebiyle davalı lehine değerlendirilmemiş olup, davalının işbu itirazı yerinde görülmemiştir. Çek yönünden yapılan incelemede, davalı şirket tarafından sunulan —–no.lu çek suretinin incelenmesinde, çekin ciro silsilesinde davacı olmadığı gibi başka bir eşdeğer belgede davacıyı verildiğine dair delil de sunulmamış olması nedeniyle davalı lehine ödeme belgesi olarak dikkate alınmamıştır—— yazı cevabının incelenmesinde, çekin arka sayfasında, ciranta olarak, davalı şirketten sonra davacı şirketin bulunduğu, çek bedelinin de en son cirantaya ödenmiş olması nedeniyle,—–Şubesi, ——no.lu, 30.000,00 TL tutarlı çek bedelinin davalı şirket tarafından, davacıya yapılan ödeme olarak ispatlanmış olduğu değerlendirilmiştir. 30.000,00 TL tutar mahsup edilerek bakiye 17.200,00 TL asıl alacak ve ferileri yönünden takibin devamına alacak likit olduğundan icra inkar tazminatının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE;
1-) —–. İcra Dairesi —— Esas sayılı takibe itirazın kısmen iptali ile 17.200,00 TL asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına,
2-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen 17.200,00- TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
4-) Alınması gerekli 1.174,93-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 846,73-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 328,2‬0- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 846,73-TL peşin harcın toplamı olan 906,03‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.310,25-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 321,45-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-) Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
😎 Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı taraf için takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)Red edilen tutar üzerinden hesaplanan, avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı taraf için takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-)Uyapta yapılan sorgulamada arabuluculuk tutanağına ilişkin sarf kararı düzenlenmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, Dair; karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.