Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/92 E. 2021/205 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/92 Esas
KARAR NO : 2021/205

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 05/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, ——– plakalı aracında meydana gelen çekiş gücünün düşüklüğü———– yanması ve aracın yürür aksamında meydana gelen arızalar sebebiyle davalı yana aracın bakım onarımı için ———— bu doğrultuda davalı yan tarafından yapılan bakım onarım faaliyetleri kapsamında ————————- gönderildiğini, bu sürece müteakip işbu mablağın müvekkili şirket tarafından ödendiğini ve aracın teslim alındığını, ancak davalı yan tarafından bakım ve onarımı yapıldığı iddia edilen aracın müvekkili şirket tarafından teslim alınmasından sonra—— müşteri istek formuna konu olan aynı arızaların devam ettiğini, bakım ve onarımı eksik yapılmış olan aracın eksikliklerinin giderilmesi ve gereği gibi bakım ve onarımının yapılması amacıyla ——– tarihinde tekrardan davalı yana ——— müşteri ——– ile başvurulduğunu, faturalar ve onarım işi incelendiğinde tespit edileceği üzere aracın arızalarının giderilmesi amacıyla ilk onarım için götürüldüğünde aracın tamir edilmediği, araçta gereksiz ve talep edilmemiş değişiklikler yapılarak ———- fatura gönderildiği, istenilen onarım gerçekleşmediği için aracın tekrardan arızalandığı, akabinde müvekkilinin borcun ifası için Davalı’ya tekrardan başvurduğunu, işbu ikinci onarım işinde yapılması gereken onarımların yapılarak araç arızalarının giderildiği, asıl onarım işi yapıldıktan sonra çıkartılan bedel olan ——-bedel karşılığında yapılması gereken onarım işinin toplamda 53.575,35 TL karşılığında yapılmasının haksız olduğu, haksız yere sözde ilk onarım için alınan 36.403,54-TL’nin iadesi gerektiği, basiretli bir tacir olan —— kendi faaliyet alanı dışında olan——, ileri ————— teslim sırasında gözden geçirme ile fark etmesinin beklenemeyeceği, ikinci kez aynı arızaları tespit eden yüklenici davalının, borcun eksik ifa ettiğinin yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, müvekkil şirketten haksız tahsil edilen 36.403,54-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, somut olaya konu aracın onarımının gereği gibi yapılmasına kadar geçen sürede aracın kullanılamamasından kaynaklı müvekkil şirketin uğramış olduğu her türlü zararın davalıdan tahsil edilerek müvekkil şirkete verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan onarımın usulüne uygun olduğunu, davacının dava konusu araçta gizli ayıp olduğu yönündeki iddialarının gerçeklikten uzak olduğunu, arızaların kaynağının da birbirinden farklı olduğundan müvekkili şirkete yöneltilen talebin mesnetsiz ve haksız olduğunu, ilk şikayette aracın tamamıyla muayene edildiği ve şikayetin kaynağı olarak yakıt sistemindeki arızalar için gereken onarımın yapıldığı, her iki onarımın birbirinden bağımsız olduğu, onarımların tamamlanmasından sonra test sürüşünün yapıldığını, araçta herhangi bir arızaya rastlanılmamış ve müşterinin de kontrolü üzerine ekte yer alan araç teslim formunun tanzim edilerek aracın teslim edildiğini, araçtaki arızanın ilk onarımdan sonra devam ettiği iddiasının kabulü halinde araçtaki ayıbın gizli olmadığının ve davacının ayıbı süresi içerisinde müvekkilin bildirmediğinin kabulü gerekeceğini, bu halde TBK’nca kendisine yüklenilen yasal bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması sonucunda eseri kabul etmiş sayılan davacının müvekkili şirketten herhangi bir talepte bulunamayacağını, bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacıya ait aracın arızalanması üzerine, arızaların giderilmesi için davalı yana bırakılması, davalı yanın asıl onarım işi olan 17.171,81-TL’lik servis işlemini arızaların giderilmesi amacıyla yapması gerekirken ilk onarımda gereksiz ve talep edilmemiş değişiklikler yapılarak davacıyı 36.403,54-TL zarara uğrattığından bahisle açılan alacak davasıdır.
Davacı vekili 26/01/2021 tarihli dilekçesi ile dava konusu aracın müvekkili şirket tarafından davalı yana satıldığını, bu nedenle taraf vekilleri arasında sulh protokolü imzalanarak sulh olduklarını, yapılan sulh anlaşması uyarınca konusuz kaldığını, davalıdan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili 27/01/2021 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile sulh olduklarını davacının feragat talebini kabul ettiklerini, davacıdan işbu dava konusunda herhangi yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı beyan etmiştir.
Davacı vekili 12/02/2021 tarihli dilekçesi ile Sulh Protokolünün 1.4 maddesi kapsamında arabuluculuk ücreti dahil tüm harç ve masrafların taraflar arasında eşit oranda paylaştırılmasını sulh protokolünün karara esas alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili aynı tarihli dilekçesi ile Sulh Protokolü’nün 1.4 maddesi kapsamında arabuluculuk ücreti dahil tüm harç ve masrafların taraflar arasında eşit oranda paylaştırılmasını arz etmiştir.
Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Taraf vekillerin beyanları ile tarafların sulh oldukları, vekaletnamelerinde de sulh yetkisinin bulunduğu ve davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığında karar verilmiş, tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücreti yükletilmemiş, protokol kapsamında arabuluculuk ücretinden eşit oranda sorumlu tutulmuşlar ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların dosyaya—–olarak sundukları Sulh Protokolü ile dava konusu uyuşmazlık sona erdiğinden 6100 Sayılı HMK.’nın 313. ve 315. maddeleri uyarınca, konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 59,30-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 293,26-TL harç ile 328,43-TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 562,39-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların karşılıklı vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan —-zorunlu arabuluculuk ücretinin protokol ve beyanlar uyarınca 660,00-TL’sinin davacıdan, 660,00-TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.