Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/75 E. 2021/516 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/75 Esas
KARAR NO : 2021/516

DAVA : Ticari Şirket (Anonim Şirketin Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya————-olağan genel kurul toplantısı tutanak ve eklerinde genel kurulla ilgili itirazlarının dilekçe ekinde verildiğini, davalı şirket yönetiminin, taleplerinin değerlendirilip, cevaplanmak yerine ———- şirketinin oylarını da arkalarına almak suretiyle şirketin faaliyetleri, idari ve mail konularda sorulara cevapsız bırakarak TTK 437 ve TTK 357 maddelerindeki iyi niyet ve dürüstlük kurallarını————— katılan ——— davacıya karşı birden çok davada taraf olmaları yüzünden —— tarafsızlık ilkesini iptal ettiklerini savunduklarını, bu hususun genel kurul tutanakları 7.maddesi ve eklerinde somut şeklide ortaya çıkarıldığını, yönetim kurulu görevini yürüten ve yeniden seçilen ———— oylarıyla ibra edilmesinin de her —- —- gibi gözükmelerine rağmen, doğrudan şirketin tüm yetkilerini kullanarak karar veren kişilerle aynı olması yüzünden hem de TTK 436 oydan yoksunluk ile 395 ve 396 rekabet etmeme ilkelerini şekil açısından olmasa da iyi niyet ve dürüstlük ilkeleri açısından ihlal ettiklerini, Bu çerçevede, yönetim kurulu tarafından hazırlanan 2018 yılı faaliyet raporunun kanuna aykırı olduğunu, davalı şirket tarafından hazırlanan yıllık faaliyet raporunun——– çıkarılan yönetmeliğe uygun olmadığını, raporda yer alan ve yönetim kurulu tarafından TTK. m.519/2.c hükmü uyarınca ödenmesi zorunlu olan kar paylarının dağıtılmaması önerisinin, kanuna ve TTK 515 çerçevesinde dürüst resim ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle anılan faaliyet karının kabulünün kanuna aykırı olduğunu iptalinin gerektiğini, şirketin son ——– incelendiğinde, —— seviyesine ————-. üzerinden haksız kazanç sağladıklarını,davaya konu ortaklıkta ———- geçirmiş olan ——– yakınlarına kurdurarak dışarıdan yönetmekte——- Tabloların, TTK 424 ve ilgili mevzuat gereğince gerçeği yansıtmadığını, ——— — birbirine uyum sağlamadığını, bu yüzden TTK 424 gereği iptalinin gerektiğini, dava konu şirketin ———————–faaliyet raporunda yer alan ————–arasında farklılıkların mevcut olduğunu belirterek genel kurul tutanağı sıra numarası itibarıyla —– TTK 395 ve 396 maddelerine göre izin verilmesi ile ilgili yapılan oylama ve ibra kararlarının iptal edilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı ————- oldukları bir —— ile satın aldığı fabrikanın borçlarının ödenebilmesi için kefaletleri olan diğer yetkililerin desteği ile ayakta tutulmaya çalışılan bir firma olduğunu, ancak şirketin böyle bir durumda iken, ————- toplantısına davacının katılmaması ve eskisinin tekrarı şeklinde hazırlanmış olan yazılı metnin de katılma yolu ile imzalamaması sonucunda şirket, önemli bir borç yükü ile idaresiz ve faaliyetsiz ortada bırakıldığını, bunun sonucu olarak da ———– ödendikten, —- borçtan kurtarıldıktan sonra da tasfiye davasına konu olduğunu, davanın devam ettiğini, şirketin mahkemece ————–olduğunu, bu nedenle davacının bu şirket hakkında ne herhangi bir talep de bulunma hakkı ve ne de yetkisinin olduğunu, bunun muhatabı kayyum olduğunu, bir inceleme gereği var ise talep hakkının da kayyuma ait olduğunu, yine dava dışı———–davacının iddiaları da kendi hayali düşüncelerinin ürünü olduğunu, başkalarına ait bir şirketin ne kuruluşu ve nede faaliyetleri hakkında bir bilgilerinin ve yine başkalarına ait şirket adına bir açıklama yetkilerinin bulunmadığını, şirket hesaplarının genel —- önce incelemeye açılmadığı ve faaliyet raporunun gönderilmediği bu nedenle incelenemediği iddialarının da ciddiyetten uzak, tamamen hilafı hakikat olduğunu, ————– tarihinde yapıldığını, ilgili yasada 15 gün önceden denilmesine rağmen 30 gün önceden gündem ve faaliyet raporu —- merkezinde incelemeye açıldığını ve bu hususun———————– ilan edildiğini, gündem —- ve saati ile birlikte aynı kayıtları içeren genel kurul çağrı mektuplarının ortakların adreslerine ——- tarihinde ———— iadeli taahhütlü olarak gönderildiğini, bunlarla da yetinilmeyerek faaliyet raporu,——- önceden incelemesi için davacıya imza karşılığında elden teslim edildiğini, genel kurul tutanağına eklenen sorulardan bunların incelenmiş olduğunun açıkça anlaşıldığını, yönetim kurulu tarafından genel kurula sunulan faaliyet rapor ve mali raporun tam da davacının dilekçesindeki yönetmelikten atfen tanımladığı gibi şirketin ilgili yıla ait faaliyetlerinin ———— düşüncede ise, bunların hangi hesabın hangi kaleminde yer aldığını, yanlış ya da eksikliğin ne olduğunu net olarak ortaya koyması gerektiğini ve iddiasını destekleyen delilleri açıklaması gerektiğini, bunun yapılmadığını———————– kaybı gibi temelsiz iddiaların ortaya atıldığını, ayni ve nakdi sermayesinin yakın tarihe kadar ———sermaye artırımı mecburiyetinde kalındığının da ilk bölümde açıklanan bir şirketin, bırakınız kaybını önce nasıl olup da 40 milyon TL varlık edinmiş olabileceğinden iddialarının bile fazlaca izaha muhtaç olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin ibrası için gerekli oy nisabının mevcut olduğunu, şirket ana sözleşmesinden herhangi bir oydan yoksun payın olmadığını, davacının işine gelmediği gerekçesi ile hiçbir pay sahibinin oy hakkını kısıtlamaya da yasal dayanağının bulunmadığını, geçmiş yılları zararla kapamış, bu nedenle de daha bir yıl önce zorunlu sermaye artırım yapmak zorunda kalmış, buna ek olarak yeni bir faaliyete başlamış olan ve yaptığı bu yeni iş için henüz yeterli sermayesi olmayan şirketin, ilk yılın sonunda kar dağıtımı ticaretin kuralları ile örtüşmediğini, bu konuda genel kurulda söz alan—— tutanakta görüldüğü gibi, —belirsizlikler nedeni ile kar dağıtımı yapılmaması ve olağanüstü yedeklerde tutulmasını, önerirken gerekçelerini de sıraladığını,—— ile tüm dünyada üretimlerin durduğunu, satışların sıfır noktasına indiğini, yönetim kurulunun ve genel kurulun kâr dağıtmamakla ne kadar basiretli davrandığı ve yüksek yargının emsal kararlarının gerekçesine harfiyen de uyduğu bu şekilde ortaya çıktığını, TTK 395 ve 396.maddelerle ilgili iddialarına gelince, ne dava konusu dönemde ne de ondan önceki dönemlerde hatta halen———– herhangi birisinin doğrudan yada dolaylı olarak davalı şirket ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını, birkaç yıl önce yine davacının hissedarı olduğu bir başka şirketin genel kurulunda teklif ve buna uygun olarak genel kurul kararı metni zuhulen yasanın tarifinden biraz farklı yazılınca, o genel kurul için açılan davada raporu hazırlayan bilirkişi izin kapsamının geniş tutulduğu gerekçesi ile metnin yasaya uygun olmadığını bildirdiğini, Davacının da açtığı her davada bunu ileri sürdüğünü, oysa bilirkişinin uyarış ile sonraki yıllarda yapılan genel kurullarda o metnin hemen değiştirildiğini ve yasadaki şekli ile oya sunulduğunu, bu genel kurullarda da kabul edilen metnin de aynen TTK. 395 ve 396.maddelerde yazılı hükümler olduğunu, yasaya uygunluğun bir iptal sebebi olamayacağını belirterek davanın ve davacının inceleme istemlerinin önce sukutu hak süresinden sonrasında da esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, ——genel kurul kararlarının iptali taleplidir.
6102 sayılı TTK’nın “İptal sebepleri” başlıklı 445. maddesine göre “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” Aynı kanunun “İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446. maddesi ise genel kurul kararlarının iptalinin şartlarını ve usulünü düzenlemiş olup, anılan maddede toplantıda hazır bulunup karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirten pay sahibinin iptal davası açabileceği belirtilmiş olup, bu husus dava şartıdır. Ayrıca bir karara muhalefet olunması ve muhalefetin tutanağa geçirilmesi yolundaki dava şartının gerçekleşebilmesi için muhalefetin alınan karardan sonra tutanağa geçirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirket —————– dava tarihi itibariyle üç aylık hak düşürücü süre içinde iptal davasının açıldığı, dava ve karar tarihi itibariyle davacının, davalı şirketin ortağı olarak aktif husumetinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Dava şartlarının tamam olduğu görülerek esasa geçilmiş, tarafların delilleri usulünce toplanmıştır.
Davacı, genel kurulda kendini vekille temsil ettirmiş;——– olumsuz oy kullanmış, muhalif olduğunu belirtmiş ve tutanağa geçirtmiştir.
———- yılı olağan genel kurulunda ——— dağıtmama kararı,——-yönetim kurulu üyelerine TTK.nun 395,396 maddeleri uyarınca yetki verilmesi konuları görüşülerek oylanmıştır. Davacı, genel kurulda kendini vekille temsil ettirmiş; ————————– kullanmış, muhalif olduğunu belirtmiş ve tutanağa geçirtmiştir.
Bir mali müşavir, bir nitelikli hesap uzmanı bilirkişi —- kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmış, ——– tarihli raporlarında her bir madde özelinde inceleme yaparak özetle, —- genel kurul toplantısında ayınan ——- koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporuna karşı davacı vekilinin itiraz ettiği görülmüşse de bunlar esasa etkili görülmemiş, ek rapor alınmasına da ihtiyaç duyulmamıştır. Kısaca davacının itirazlarının tartışılmasında fayda vardır.
Davacının, —— tutarın faaliyet raporunda yer alması ve onaylanmasına dair, satışın—— rağmen faaliyet karının %44 ten %19 a düşmüş olmasına dair kimi itirazları şirket yöneticilerinin sorumluluğu davasının konusu olacak türdendir. Yine, davacının kar payı dağıtılmaması kararının iptali istemi de yerinde görülmemiştir. Yargıtay, —————- sayılı kararda da belirtildiği üzere, karın dağıtılıp dağıtılmaması, bir kısmının —————-ayrılması ——- alanı içinde kalmakta olup, ana sözleşmede de karın belli bir oranda dağıtılmasının zorunlu olacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Her ticari şirket gibi davalı şirketin de ———- elde edip ortaklarına dağıtmaktır. Ancak şirket—— zararlarının karşılanması, yatırım yapılması ihtiyacı veya somut olaydaki gibi ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlar ve sektördeki belirsizlikler gözetilerek kar payının dağıtılmamasına karar verebilir. Şirketin sermayesinin güçlü olması da ——————– başka raporlardan anlaşıldığı — kapadıktan sonraki iki yıl kara geçmeye başlayan şirkette, kar payı hakkının özünün zedelenmesine sebebiyet verecek türde uzun yıllar devam eden bir ‘kar dağıtmama kararı’ durumu da yoktur.
Davacının bir başka itirazı yönetim kurulunun ibrasında usulsüz oy kullanılmış olmasıdır. TTK.nun 436/1. maddesine göre “pay sahibi kendisi, —– veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan —— Aynı kanunun ikinci maddesi de “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz” şeklindedir. Davacı, TTK.nun 436/2 maddesi uyarınca——— adına —- katılmasına itiraz etmişse de dava dışı şirketin sicil kayıtlarına—————- dava dışı şirket ortağın hakimiyeti altında olduğu kabul edilse dahi, ibra yasağı sadece şirket ile ortağı olduğu veya hakimiyeti altında olan şirket arasındaki iş ve işlemleri ihtiva eder. Aynı zamanda davalı şirket ortağı———–, tüzelkişiliğe sahip başka bir şirket olmakla, yönetim kurulu üyeleri hakkında oy kullanılmış olmasında yasaya göre bir aykırılık veya iyiniyet ve dürüstlük kurallarına bir aykırılık görülmemiştir.————- davalı —— olduğu iddiası da, ibra oylamasının yasaya uygunluğu denetlenirken, esasa etkili değildir. Davacının sair itirazları ve —————- yaptırılması talepleri de yerine görülmemiş, genel kurulun iptali koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ————— nolu kararların iptali taleplerinin reddine;
2- Alınması gerekli 59,40TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- ————– tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan—- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.