Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/730 E. 2022/336 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/730 Esas
KARAR NO : 2022/336
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında en son 01/01/2018 tarihinde yenilenen —– bir zamandır yoğun bir ekonomik bağımlılığın söz konusu olduğunu, taraflarca akdedilen mezkur sözleşmeyi davalının hak ve nefasete aykırı olacak bir şekilde tek taraflı olarak feshettiğini, feshe ilişkin olarak akli, mantıki ve hukuki olarak tek bir gerekçe sunmadığını, müvekkilinin ——yılında — yüklü miktarda siparişte bulunduğunu, bu olaydan hemen sonra davalının feshe ilişkin ihtarname gönderdiğini ve —– hiç de makul olmayan sürede fesih işleminin gerçekleştiğini, —-müvekkilinin eksik olan — talep ettiğini, bu cihazların gayet kasti bir şekilde eksik ve geç gönderildiğini, bu durumun davalı tarafa defalarca hem yazılı hem de sözlü olarak ifade edildiğini dönüş yapılmadığını, davalı tarafın müvekkili——puanını düşürdüğünü, müvekkili firmanın hedefleri tutturma noktasında üstün başarı sergilediğini, davalının abartılı ve—– bir şekilde hedef yükseltmek suretiyle müvekkili firmaya —- uyguladığını belirterek davalının sebebiyet verdiği maddi ve manevi zararların tazminine, sözleşmenin haksız bir şekilde feshinden dolayı uğranılan zararın davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; — müvekkili şirketin tüm ————-verdiğini ve bu sebeple de ———sözleşmeleri akdettiğini, müvekkili şirket ile davacı şirketin—- akdedildiğini, bu sözleşmenin sona ermesinden sonra ise tarafların—-” akdedildiğini, davacı şirketin—- itibariyle müvekkili şirketten herhangi bir hak veya alacağının var olmadığını, var ise de feragat ettiği hususunun sözleşmede açıkça düzenlendiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşme ilişkisinin devam süresince sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerinin ihlali sebebiyle davacı şirkete bu ihlallere son vermesi için defalarca kez ihtarname gönderdiğini ancak davalı şirketin bu ihlalleri gidermediğini, davacı şirketin ihlalleri gidermemesi neticesinde sözleşmenin 31/10/2019 tarihi itibariyle sona ereceğinin davacı şirkete bildirildiğini, sözleşmenin feshinden sonra tarafların—- davacı şirketin müvekkili şirketten herhangi bir alacağının söz konusu olmadığı hususunda mutabakata vardıklarını, müvekkili —çalıştığını, müvekkili —- iddiasının ciddiyetten uzak olduğunu, davacı şirketin sözleşme kapsamında taahhüt ettiği performansı sergileyemediğini, yeterli düzeyde teşhir ürününün sağlanmamasının —unsurlarını son derece olumsuz etkilediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; — tarihinde yenilenen — davalı tarafından feshedilmesi üzerine uğranılan zararın davalı şirketten alınarak davacı şirkete ödenmesine yönelik tazminat davası olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; —- sözleşmesinin davalı tarafından feshedilmesinin haksız olup olmadığı, bu fesih nedeni ile davacının maddi ve manevi zararının oluşup oluşmadığı, zarar oluşmuş ise bu zarardan davalının sorumlu olup olmayacağı hususunda uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesi için — Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, talimat mahkemesinde alınan — tarihli bilirkişi raporunda özetle;— davacının davalıya kestiği hakediş bedelinin— yılında bu tutarın— olduğunu, her iki yılı karşılaştırdığımızda — ticari işlem hacminin diğer yıla göre artmış olduğunu, davacı — kayıtlarında davalıya verilen teminat mektupları ile ilgili muhasebe kaydı olmadığının tespit edildiği şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ve ön inceleme tutanağında belirlenen uyuşmazlık noktalarında bilirkişi raporu aldırılması için dosya — tarihli bilirkişi raporu dosya içerisine alınmıştır. Raporda özetle; “Tarafların yaptıkları mutabakat ile —–tarihinde cari hesap bakımından birbirlerine borçlu veya birbirlerinden alacaklı olmadıkları, davacının dava dilekçesinde “..—- teminat mektubunun kısa süreli olarak yenilenememesine binaen teminat mektubunun üç katından daha fazla bir rakama tekabül eden prim hakedişine, tam——— konulduğu, nitekim davacının —-karşılığında mektubunun alındığı, — birikmiş prim ücretinin — kesilmek suretiyle eksik bir şekilde yatırıldığı…” açıklamasındaki teminat mektubu hususunun —- tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi tarafından incelenmiş olduğu, davacının ticari defter kayıtlarında davalıya verilen teminat mektupları ile ilgili muhasebe kaydının olmadığı, teknik inceleme neticesinde davacının sözleşme çerçevesinde istenilen —– uygun davranılmadığı tespit edildiğinden, davalının sözleşmeyi haklı neden ile feshetmiş olabileceği..” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında — olduğu ve sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık ise sözleşmenin feshedilmesinin haklı olup olmadığı noktasındadır. Bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; davacı tarafından sözleşmede belirlenen hedef satış oranlarının sağlanamaması, hizmet standartlarına uyulmaması, sözleşmede belirtilen —- yeteri kadar sağlanamaması, teminat mektubu sunulmaması gibi eylemler davacı tarafın sözleşmede taahhüt edilen yükümlülüklerin yerine getirmediğini göstermekte olduğundan sözleşmenin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiği kanaatine varılmış, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile artan 90,08-TL’nin karar kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansının ait olduğu tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF Kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.