Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/729 E. 2021/1251 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/729 Esas
KARAR NO: 2021/1251
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 21/03/2017
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — sevk ve idaresindeki —- plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada, araçta yolcu olan müvekkilinin malul-sakat kaldığını, trafik tespit tutanağında —- plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazaya ilişkin ceza soruşturmasının—- numarası ile dosya üzerinden yürütüldüğünü, kazaya asli ve tam kusuru ile sebebiyet veren —- plakalı aracın —- davalı tarafından yapıldığını, anılan poliçenin kaza tarihi itibariyle sakatlanma ve ölüm tazminatının kişi başına — olduğunu, müvekkilinin kaza neticesi vücudunun çeşitli yerlerinden ağır şekilde yaralandığını, —doğumlu olan müvekkilinin— tahmini yaşam süresinin —- yıl civarı olduğunu belirterek HMK 107/1-2 maddesine göre belirsiz alacak davası dava açarken net tazminat miktarını bilmediklerinden ilerde eksik harcı tamamlayarak dava değerini artırmak ve diğer fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, davalarının kabulü ile — malullük-sakatlık —- tazminatının davalıdan tahsili ile taraflarına verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin ——-olduğundan davanın yetkisiz ve görevli olmayan mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin belirlenecek gerçek zarardan sigortalısının kazadaki kusuru oranına isabet eden oranda ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacının müterafik kusurunun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bakıcı giderlerinin teminat kapsamı dışında kaldığını, davacının gelir durumunun kesin delillerle ispatlanması gerektiği, — rücuya tabi herhangi bir tazminat ve yardım alıp almadığının sorularak tazminat almışsa bu miktarın bulunacak zarardan tenzili gerektiğini, dava konusu kaza ile ilgili olarak yeterli bilgi ve belge ile ihbarda bulunulmadığını açıklanan nedenlerle davacıya yapılan ödeme nedeniyle davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle davacı — yolcu konumunda olduğu —– karıştığı tek taraflı kaza nedeniyle davacının yaralanarak geçici ve sürekli iş göremezlik zararına uğradığından bahisle aracın sigortacısı davalı şirkete karşı açılan maddi tazminat davasıdır.
Eldeki dava öncelikle —- numara ile görülmeye başlanmış, mahkemece hastane kayıtları, — kayıtları, ceza dosyası, hasar dosyası celp edilmiş, dosya maluliyetin tespiti için —- tevdi edilmiştir. — tarafından tanzim edilen raporda özetle:— göre ve kaza tarihli yaşına —- olarak bulunduğu, kaza nedeniyle ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin sinir hasarı nedeniyle — ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin sinir hasarı nedeniyle —– aya kadar uzayabileceği” içeriğinde düzenlenmiştir. Maluliyet yönünden alınan raporun kaza tarihinde uygulanması gereken yönetmeliğe uygun olduğu, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış hükme esas alınmıştır.
Mahkemece maluliyet raporu alındıktan sonra hesap raporu alınmış ve bilirkişice davacının — geçici iş göremezlik, — sürekli iş göremezlik maddi zararı hesaplanmıştır. Davacı vekili — tarihli talep arttırım dilekçesiyle maddi zararını — sürekli olmak üzere toplam –olarak belirlediğini dava değerini — yükselttiğini beyan etmiştir. —- yetkisizlik kararı verilerek dosya Mahkememize tevzi edilmiştir. Yargılama devam ederken —-ilamı ve emsal bir çok kararında da belirttiği gibi — uygulanmasının ülke gerçeklerine daha uygun olması ve —- yanında —yönteminin kullanılmasıyla hesaplama yapılmasını benimsemesi nazara alınarak davacı vekilinin — tarihli beyanı doğrultusunda hesap yapılması amacıyla yeni bilirkişiden rapor alınmış, — tarihli bilirkişi raporunda özetle: “Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının — olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının —olduğu” yönünde görüş bildirmiştir. Mahkememizce alınan hesap raporu ile yetkisiz mahkemece alınan hesap raporunda geçici iş göremezlik zararı yönünden bir miktar farklılık bulunduğu anlaşılmış, her iki rapor incelendiğinde ilk raporda asgari geçim indirimi de dahil edilerek tazminat hesabı yapıldığı, davacının ev hanımı olması sebebiyle ikinci raporun hesap yöntemi açısından uygun olduğu anlaşılmış, mahkememizce son rapor aynen benimsenmiştir.
Davacı vekili — tarihli ıslah dilekçesinde özetle, Davanın — geçici iş göremezlik ve — sürekli iş gücü kaybı tazminatı olmak üzere toplam — üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Her ne kadar davacının talep arttırım dilekçesinde talep –geçici iş göremezlik ve son rapor uyarınca talep ettiği –sürekli iş göremezlik zararının toplamının –olduğu, davacının ise son bentte —- etiği anlaşılmakta ise de, dilekçe içeriğinden ve ıslah edilen miktar gözetilerek davacının hesaplamada hata yaptığı dava değerinin talep arttırım dilekçesi ve ıslah edilen kısım gözetilerek toplam —-olduğu anlaşılmıştır.
Davalı rapordaki hesaplama yöntemine itiraz etmiş ise de; yukarıda bahsedildiği gibi —- hükümleri iptali sonrası—görüş değiştirdiği anlaşılmış, hesaplama yöntemi Mahkememizce bu nedenle benimsenmiş, — yazı cevabında davacıya rücuya tabi ödeme yapılmadığı tespit edilmiş, taraflar arasında akrabalık ilişkisinin bulunması sebebiyle hatır taşıması indirimi talebi uygun bulunmamış, kaldı ki hatır taşıması savunmasının en geç cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekirken davalının cevap dilekçesinde yalnızca müterafik kusur indirimi talep ettiği tespit edilmiştir. Dosya kapsamında mübrez ceza dosyasında davalıya sigortalı aracın hususi kaydının bulunduğu anlaşıldığından yasal faize hükmedilmiş yine, davacının davalıya —- tarihinde başvuruda bulunduğu dosya kayıtlarından anlaşılmakla başvurunun tebliğ tarihini izleyen günden itibaren başlamak üzere — iş günü sonrası davalının — tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Davalı cevap dilekçesinde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuş olup, mahkememizce ceza dosyası incelendiğinde aynı araçta bulunan davacı akrabalarının davacı hakkında araçtan savrulduğu, dışarı fırladığının beyan edildiği anlaşılmıştır. —-Somut olayda; soruşturma dosyasının incelenmesinden her ne kadar trafik kazası tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı belirisiz ise de destek—-kaza sonrası araçtan fırladığı ağaçlar arasından bulunduğu tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında; destek —- araçtan fırlama durumu dikkate alındığında emniyet kemeri takılmamış olmasının müterafik kusur teşkil edeceği gözetilerek, Dairenin yerleşik uygulaması gereğince, destek —- yönünden hesaplanan tazminattan %20 oranında indirim yapılarak bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile araçtan fırlamanın emniyet kemeri takılmadığına işaret olduğu ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine değinilmiştir. —- ilamı bu yöndedir. Emsal kararlar ışığında davacının araçtan fırlaması sebebiyle emniyet kemeri takmadığı nazara alınarak hesaplanan — geçici iş göremezlik ve — sürekli iş göremezlik tazminatından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış, böylece davacının —- sürekli iş göremezlik zararı üzerinden hüküm kurulmuş, müterafik kusur takdiri indirim olduğundan— ilamında belirtildiği gibi —- maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinin gözönüne alınması gerekirken, davalı yararına müterafik kusur indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.) reddedilen müterafik kusur yönünden davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemiş, yalnızca hesap raporları arasındaki geçici iş göremezlik farklılığı gereği davacının ilk talep arttırım dilekçesinde —- geçici iş göremezlik talep etmesine rağmen Mahkememizce benimsenen son raporda hesaplanan —-geçici iş göremezlik tazminatı hesaplamasından kaynaklı davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, — geçici iş göremezlik –sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin geçici iş göremezliğin bir kısmının esastan, kalan tüm kısımların müterafik kusur indirimi sebebiyle reddine,
2-Alınması gerekli 6.052,96-TL harcın 31,40-TL peşin harç, 369,00-TL ıslah harcı toplamı olan 400,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.652,56-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL. başvurma harcı, 31,40-TL peşin harç, 369,00-TL ıslah harcı toplamı olan 431,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.203,25-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan —– davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 12.319,33-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen geçici iş göremezlik zararı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 768,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/11/2021