Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/720 E. 2022/474 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/720 Esas
KARAR NO: 2022/474
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ: 24/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafça ——dosyası ile müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığını, bono üzerindeki yazıların müvekkilinin el ürünü olmamakla birlikte bono üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığı,müvekkilinin söz konusu imzasının kendisine ait olmadığını ispatlamak amacıyla—–isimli firmadan bilimsel mütalaa aldığını, sonucunda bonodaki imzanın müvekkile ait olmadığı sonucuna varıldığı,—- yevmiye numaralı imza beyannamesi incelendiğinde bu hususun anlaşılacağı, davalı tarafın kötü niyetli olarak davaya konu icra takibini başlattığını, müvekkiline ait taşınmazı satışa çıkardığını ve müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu açıklanan nedenlerle —–numaralı dosyasında bulunan bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespiti ile bu dosya yönünden borçlu olmadığının tespitine, davalının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın müvekkiline borcu olması nedeniyle vermiş olduğu kambiyo senedine ilişkin olarak icra takibi yapıldığını, hacizli gayrimenkulün satış aşamasının devam ettiğini, davacının icra takip tarihi olan —–tarihinden dava tarihine kadar takibe itiraz etmediği gibi dosyanın satış aşamasına geldiği anda kötü niyetli olarak imzanın kendine ait olmadığından bahisle dava açtığını, davacı taraf takip konusu alacak ile ilgisinin bulunmadığı iddia etmiş ise de müvekkili ile davacı arasında ortaklık konusu olan aracın davacı şahıs —- ait olduğu ve tüm evrakların aralarında noter huzurunda düzenlendiğini ve davacının eşi —- hem kefil hem de şahit olduğunu, söz konusu ortaklığa rağmen müvekkilinin izni olmadan yarı oranında ortaklığı bulunan aracın ——- sattığı, ayrıca davacı ortağından izin almadan yaptığı satışın ardından da dolandırıldığını iddia ettiği ve bunun yanında satın alan kişileri müvekkilin yönlendirdiğine ilişkin asılsız ve çirkin bir iftirada bulunduğunu,bonodaki imzanın davacıya ait olduğunu, bizzat şahitler huzurunda bu imzayı attığını, davacı tarafın ayrıca bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ancak aradaki ilişkinin hukuki ihtilaf olması nedeniyle takipsizlik kararı verildiğini açıklanan nedenlerle haksız olarak açılan davanın reddine, davacının kötü niyetli olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davalı tarafça davacı aleyhine başlatılan ——Sayılı icra takibine konu bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasıyla davalıya borçlu olmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce davacının imza örnekleri alınmış, davacının imzalarının bulunduğu kurumlardan imza asıllarının bulunduğu evraklar ve senet aslı celp edilerek dava konusu senet üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda rapor düzenlenmek üzere dosyanın —- tevdine karar verilmiş olup, alınan —– tarihli raporda özetle: “İnceleme konusu senette — adına düzenleme tarihinin altında atılı sağdaki iki adet imza ——- mukayese imzaları arasında, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların —- eli ürünü olduğu ” bildirilmiştir. — raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça rapora itiraz edilerek hangi tekniğin ne şekilde kullanıldığının bahsedilmeyip soyut verilerle rapor tanzim edildiği, kendisinin aldığı uzman görüşü raporu ile — raporunun çelişkili olduğunu, bu sebeple çelişkinin giderilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafça dava dilekçesi ekine —— tarafından tanzim edilen mütalaa sunularak çelişkinin giderilmesi talep edilmiş ise de; incelenen mütalaada senet fotokopisi üzerinden inceleme yapıldığı, imza incelemesinin senet aslı üzerinden yapılması gerektiği, bu nedenle davacı tarafça haricen alınan uzman raporunun dikkate alınamayacağı ve Mahkememizce alınan raporla da çelişki oluşturmayacağı anlaşılmış, davacının çelişkili olduğu yönündeki itirazları yerinde görülmemiştir. Davacının diğer itirazlarına değinmek gerekir ise; —- raporunda hangi cihazlarla hangi optik aletlerle ve hangi metodla inceleme yapıldığı açıkça belirli olup, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuar ortamında, ——gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak rapor hazırlanmasının yanında bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde karşılaştırılıp uygunluk ve benzerlik saptandığından, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış, dosya kapsamında —- aksine senet aslı üzerinden inceleme yapılarak tanzim edilmiş davalı aleyhine bir delil bulunmadığı da anlaşıldığından hükme esas alınan rapor doğrultusunda imzanın davacıya ait olduğu kanaati ile davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacının rapora itirazları bu nedenlerle yerinde görülmemiş, öte yandan davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan ve davacı tarafça imzası inkar edilmeyen satış sözleşmelerinde de dava konusu senet tanzim tarihi ile aynı gün taraflar arasında ortaklık ilişkisi kurulduğu, aralarında senet tanzim tarihi itibariyle hukuki ilişki bulunduğu anlaşılmış, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu gözetilerek davanın reddine karar verilmiş, davalının kötü niyet tazminatı istemi ise İİK 72 uyarınca Mahkememizce tedbir kararı verilmediğinden yerinde görülmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin alınan 734,21-TL harcın mahsubu ile artan 653,51-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan tyargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13. gereği hesaplanan 6.389,02-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca — tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 24/05/2022