Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/702 E. 2022/368 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/702 Esas
KARAR NO: 2022/368
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalın—– bir kısım elektrik tüketim fatura bedellerini ödemediği, ödenmeyen faturalar, faturalara ait gecikme zammı ve gecikme zammına —–dosyasından yasal takibe geçildiğini, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu açıklanan nedenlerle —– dosyası ile yapılan takibe karşı davalının itirazının iptaline, takibin takip talebinde yazılı şartlarla ve takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen faiz ve —- devamına, davalı aleyhine alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğine rağmen, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle abonelik sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin başlatılan —– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce—– müzekkere yazılarak davalının tacir olup olmadığı araştırılmış, gelen yazı cevabından davalının bilanço usulüne göre defter tuttuğu yani tacir olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yanın süresinde ödeme emrine itiraz ettiği anlaşılmıştır. İtiraz dilekçesi incelendiğinde davalının sözleşmedeki imzaya itiraz ettiği, imzanın kendisine ait olmaması sebebiyle borçtan sorumlu olmadığını beyan ettiği tespit edilmiştir. Davalı asil ön inceleme duruşmasındaki beyanında takibe itirazını yinelemekle sözleşmedeki imzanın ve kaşenin kendisine ait olmadığının tespitini talep etmiştir.
Mahkememizce davalının imza asılları toplanmış, davacı vekiline sözleşme aslını sunması için 1 aylık kesin süre verilmiş, verilen kesin süreye rağmen sözleşme aslı sunulmadığı takdirde imzanın davalıya ait olup olmayacağı hususu incelenemeyeceğinden ve imzanın davalıya ait olduğu hususunda ispat yükü davacıda olduğundan mevcut dosya kapsamına göre HMK’nın 220/3. Maddesi uyarınca abonelik sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı beyanının kabul edilebileceği ihtar edilmiş, davacı tarafça sözleşme fotokopisi sunularak fotokopi üzerinden inceleme yapılması talep edilmiş, yine aksi halde aslının sunulması için ek süre talep edilmiş, Mahkememizce davacıya son kez ihtaratlı 1 aylık ek kesin süre verilmiş, böylelikle — tarihinden son duruşma olan—- tarihine kadar davacı tarafça kesin süreye rağmen sözleşme aslının sunulmadığı anlaşılmıştır.
Emsal nitelikte——Kambiyo senetlerinde imzanın keşideciye ait olduğuna yönelik ispat yükü senet alacaklısı üzerinde bulunmaktadır. Sahtelik defi, mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebilir. Mahkemece senet aslını ibraz etmesi için takip alacaklısı-davalı vekiline süre verilmiş ise de; senet aslı ibraz edilememiştir. Fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılamayacağı gibi fotokopi belge üzerinden rapor düzenlenmesi halinde bu rapor hükme esas alınamaz. Bu durumda; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davalı yanca senet aslının ibraz edilmemesi, ispat yükünün davalıda olduğu, bonodaki imzanın davacıya ait olmadığının kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin karar verilmesi yerindedir.——- gerekçesi ile fotokopi üzerinden inceleme yapılamayacağı ve evrak aslının sunulmaması halinde imzanın inkar edene ait olmadığının kabulünde isabetsizlik bulunmadığına değinilmiştir.
Mahkememizce de yargılama bu yönde yapılmış, sunulan fotokopiler üzerinden alınacak raporun hükme esas alınamayacak olması sebebiyle davacının bilirkişi raporu alınması talebi uygun bulunmamış, kesin süreye rağmen evrak aslı sunulmadığından ihtarata uygun biçimde imzanın davalıya ait olmadığının kabulü gerekmiş, davacı tarafça gelinen aşamada davalının söz konusu abonelik sözleşmesinden kaynaklı önceden bir ödeme yaptığı da iddia ve ispat edilemediğine göre davalının sözleşmeden sorumlu olmadığı anlaşılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —— tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.19/04/2022