Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/69 E. 2023/616 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/69
KARAR NO : 2023/616

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —- işletmesinde —- uygun olmayan Filtrasyon Sistemi nedeniyle mühürlenen tesis, 31.01.2019 tarihli sözleşme kapsamında yüklenerek —-uygun olarak tamamlandığını, tamamlanan işlerin kontrolleri bağlamında Teknik Muayene Eğitim, Ekspertizlik Kalite ve—–. firmasından alınan rapor ile uygunluğun tamamlanması akabinde üretim onayının verildiği ve işletmede üretime başlanıldığını, Müvekkil tarafından ifa edilen işler doğrultusunda 3 adet fatura kesildiğini, fatura toplam tutarının 407.487,80 TL olduğunu, fatura kapsamında 310.000 TL ödeme alındığını, müvekkilinin 97.487,80 TL alacaklı olduğu konusunda karşılıklı mutabık kalındığını, bakiye alacağın takibinin —– İcra Müdürlüğü—- Sayılı dosyasında yapıldığını, icra takibine davalının itirazı ile takibin durduğunu, ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 13.03.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı —- firması arasında—— değerlerine uygun bir şekilde KDV dahil 310.000 TL karşılığında, 31.01.2019 tarihli sözleşme inşa edildiğini, havalandırma tesisinin toz ve sıvı olarak iki ayrı bölümde oluştuğunu, işin 01.02.2019 tarihinde başlayarak 16.04.2019 tarihinde teslim edileceğini, ancak sistemin 22.5.2019 tarihinde yapılan test ile tamamen toz içinde kaldığını, buna rağmen ödemelerin yapıldığını, davacıya bu durumun bildirilmesine rağmen davacı tarafindan herhangi bir faaliyette bulunulmadığını, konunun çözülebilmesi bağlamında, dava dışı —- firması ile 17.6.2019 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, bu firmanın da konuyu çözemediğini, sözleşme kapsamında —–firma yetkilisine elden 10.000 TL ödeme yapıldığını, toz imalat bölümünde faaliyetin durduğunu, müvekkil şirketin ayıplı ünitenin tespiti kapsamında —-Sulh Hukuk Mahkemesi —– Değişik İş sayılı dosyasından ayıplı ifanın tespitini talep ettiğini, Makine Mühendisi —–tarafından düzenlenen 6.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda tüm tesisin randımansız ve tesise zarar verici nitelikte olduğuna ilişkin tespitin yapıldığını, üretimin yeniden başlayabilmesi için dava dışı —– firması ile 26.7.2019 tarihli sözleşme akdedildiğini, 280.000 TL bedel karşılığında Toz Havalandırma Ünitesinin yenilendiğini ve çalışır durumda teslim alındığını, davacıya ödenen 200.740 TL’nin iadesi için —–Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyası kapsamında tazminat davası açıldığını, İhtiyati haciz talebinin reddine, davanın reddine, davacının takip konusu alacağının %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, karar verilmesi talep edilmiştir.

—-Asliye Ticaret Mahkemesinin —-Esas, —–karar sayılı ilamı ile birleştirme kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.Davalı-birleşen dosya davacı vekili —— Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu 4.3.2020 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkil ile davalı —- arasında Açık Havalandırma Tesisinin —- değerlerine uygun bir şekilde KDV dahil 310.000 TL karşılığında 60 gün içinde yeniden inşası için 31.1.2019 tarihli sözleşme akdedildiğini, işin 1.2.2019 tarihinde başlayarak 16.4.2019 tarihinde teslim etme yükümlülüğü altına girmişse de, Toz bölümünde 22.5.2019 tarihinde Kurulum yapıldıktan sonra yapılan test aşamasında Toz Üretim Tesisinin üretim yapamaz hale geldiği ve üretimin durduğunu, akdedilen sözleşme bağlamında davalıya 310.000 TL tutarında ödemenin gerçekleştirildiğini, üretimin durması ile meydana gelen durum 30.7.2019 — 31.7.2019 tarihlerinde —- firma yetkilisi —– bildirildiğini, buna rağmen toz havalandırma ünitesi hakkında müspet faaliyette bulunulmadığını, konunun çözümü bakımından—– firması ile 17.6.2019 tarihli sözleşme akdedildiğini, bu firmanın da yaptığı işte başarılı olamadığını, —– firması ile 55.000 TL bedelli sözleşme imzalandığını ve 18.6.2019 tarihinde elden 10.000 TL tutarın şirket yetkilisi—– verildiğini, ayıplı işlerin tespiti bakımından —-Sulh Hukuk mahkemesi —–Değişik İş sayılı dosyasından ayıplı ifanın tespitini talep ettiğini, Makine Mühendisi ——tarafından düzenlenen 6.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda tüm tesisin randımansız ve tesise zarar verici nitelikte olduğuna ilişkin tespitin yapıldığını, üretimin yeniden başlayabilmesi için dava dışı —–firması ile 26.7.2019 tarihli sözleşme akdedildiğini, 280.000 TL bedel karşılığında Toz Havalandırma Ünitesinin yenilendiğini ve çalışır durumda teslim alındığını, davalıya ödenen 200,740,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte iadesine, borca aykırılık nedeniyle uğranılan 10.000,00 TL maddi zararın, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsiline, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, karar verilmesi talep edilmiştir.

Davacı birleşen davada davacı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmeye istinaden Aspirasyon Filitrasyon Sistemleri taahhüt işlerinin müvekkili şirket tarafından üstenilmiş olduğunu ve müvekkilinin anlaşma gereği edimlerini tamamlayarak taahhüt olunan işleri tamamlamış olduğunu, davacının ayıp iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davacının haksız ve mesnetsiz ayıp iddia ve taleplerine ilişkin başlatılan sözleşmeden dönme ve tazminat talepli davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı işlerin giderim bedelinin tahsili ve tazminat istemine ilişkindir.
—–Sulh Hukuk Mahkemesi —-sayılı dosyaya Makine Mühendisi —– tarafından sunulan 6.11.2019 tarihli raporda özetle, “—— Şirketi tarafından yapılan tesis ve eklerinin gerekli ve yeterli randımanı göstermediği, üniteler arasında kapasitel uyumsuzlukların olduğu, tesis edilen emme kanalları, yorucu siklon bacaları ve toplama torbaları gibi ünitelerin atık malzeme ayrıştırılması ve üretim ürününü paketlemeye yönlendirilmesi gerektiği yerde karışık ve düzensiz şekilde beraber taşıyıp topladığı, ayrıştırma görevini yerine getiremediği, üretim ürünü olan intektisit ve herbisit tozları zayi ettiği, filtrasyon torbalarının kısa sürede dolduğu, özetle tüm tesisin randımansız ve tesise zarar verici nitelikte olduğu, tesisin randımana kavuşması için sistemin değiştirilmesi zorunluluğunun olduğu ve d üzeltme için gereken masrafların da yaklaşık 100.000 TL -120.000,00 TL kadar olacağı görüş tespit ve kanaatine” varılmıştır.
Tanık —– Beyanında: Ben mühendisim, şirketlere danışmanlık hizmeti sunuyorum, ben—-Havalandırmanın danışman olarak çağırıldım, —– Beyle oturduk,—- Bey —–Şirketinin yetkilisidir, davalı firma çevresel etki değerlendirme raporu alamamış, çalışmasına müsade edilmiyordu,—- beyle hazırladığımız projede işe başladık, kurulacak sistem üzerinden bir fiyat üzerinde anlaştık ve işe başladık, Bakanlıktan ve serbest denetim şirketin gelen yetkililerce davacı tarafça kurulan sistem onayladı, sistem çalışmaya başladı, —- şirketi tarafından bana sadece bir telefon geldi, toz çıkaran bir bölüm var dendi, bende fabrikadan—- Beyi arayarak işi halletmesini söyledim, o da işi halletti, —– Beye de durumu söyledim, —– Beye kendi durumunu söyledim, engelli çocuğumun olduğunu bildirdim, görüşme yaptığım telefon engelli çocuğum tarafından suya atıldı ve kullanılmaz hale geldi, telefon geldiği tarihi hatırlamıyorum, Davacı tarafça kurulan sistem sonrasında bizzat gidip görmedim, sözleşmenin benim tarafımdan yapılması sürecin hızlı ilerlemesi gerektiği için olmuştur, sözleşmede benim imzam vardır, imzayı atarken şirketi temsile yetkim yoktur, hızlı gelişen bir süreç olduğu için imzayı ben attım, —– yazışmalarını tahminen 20-25 gün sonra gördüm, kurulan sistemde herbesit ve intensit bölümleri var, biz bunların bölümlerini yaparken aynı zamanda yangın tesisatçıları çalışıyordu, üçüncü bir grup olarakta motor grupları ile ilgili elemanlar çalışıyordu, biz herbesit ve intensit sıvılara ilişkin işleri bitirdiğimizde ,formülasyon 1 ve formülasyon 2 bölümüne geçtik, baştan konuşulmamış olan renk ayrımı , hatta bu konu konuşulduğunda buna gerek kalmaz dendiğinde, —- Bey ve—– Bey Mühendis gerek kalmaz dendiği için tarafından o kısmı yapılmamıştır, sonra bizim kurduğumuz sistemi kısalttılar, Renk ayrıştırma sistemi ile ilgili ek filtrede olması gerektiği için, bizim şirketin vaktinin olmaması sebebiyle bir başka firmaya yönlendirdik, ilk imzalanan sözleşmeden —bilgisi vardır,—-Bey ve —– Beyi sistemin kısaltılmaması gerektiği bu durumda toz torbalarının daha sıklıkla değiştirilmesi gerektiği yönünde, yazılı olarak değilde sözlü olarak uyararak farklı bir sistem kurulması gerektiği konusunda uyardım, bize davacı tarafça çetle ilgili olarak sıkıntımız var bu konuya ilişkin işi yapın dendi, bize çok kısa süre verdiler, —– Bey beni Temmuz ayında aradı, sistemin kurulduğu görüşmemiz üzerinde tarife uyarınca o işi yaptırdım, ondan sonra da olay normal rutine girdiğini düşünerek herhangi bir olumsuzluk oluşmadı, biz davacı ile 310Bin liraya anlaştık, fabrikaya ilişkin tüm sistemi bu fiyat üzerinden onların önerdiği şekilde yaptık, onların önerisi kısa zamanda bitirelim, — raporu alınsın, fabrika işlemeye başlasın, onların istekleri kısa zamanda ve fazla para harcamadan sistemin kurulması idi, Davalı vekili söz aldı , tanığa sorulmasını istedi : Müvekkil şirket yetkilerinin iddia edildiği üzere sistemin daha ucuz ve kendi istekleri şeklinde kurulması halinde sistemin iyi çalışmayacağı randıman vermeyeceği, yönünde—– ve—– şirketinin bir uyası oldu mu , olmadı mı ? Tanık :Ben bu işle ilgili —- Bey ve —–Beyle ilgili oturup bu işin projelerini oluşturduk, proje ile her türlü detaylı davalı tarafa verdik, projenin 3 metre kısaltılmasını davalı taraf istedi, bunun sakıncalı olacağını davalı tarafa söyledim, 310 bin TL faturasız bedeli ile daha sonra davalının müdürleri geldi, bunun KDV siz olamayacağını söyledi, demiştir.
Tanık —–Beyanında: Ben —– Havalandırmada çalışıyorum,—–Bey eniştem olur, Biz—– ile daha önce —– gitmiştik, davalı tarafın talepleri doğrultusunda bir teklif hazırlandı, sonra iş projeye döküldü, proje —– şirketine sunuldu, sonrasında ilerleyen aşamalarda biz projeye uygun olarak işi teslim ettik, biz iş yaptığımız süre içinde fabrika kapaliydı, devlet tarafından denetleme yapıldı, işin uygunluğu tespit edildi, sonra fabrika açıldı ve çalışmaya başlandı, sonrasında aradan beş ay sonra davalı taraftan şikayet geldi, şikayetin konusu sistemin toz kaçırması idi, kurulan sistem manuel sistemdi, teklif ve proje bu şekilde idi, şikayet gelince biz sistemin kurulduğu fabrikaya çalışanlarla gittik, torbaların dolduğunu gördük, bakımını yapmamışlar biz bakımını yaptık, sistemi geri teslim ettik, bundan 3-4 ay sonra da davalı tarafça bize ihbar yapıldı, davalı taraf sisteme zaman ayırmak istemiyor, iş yoğunluğuna değişmekle birlikte torbaları iki ya da üç ayda bir torbaların bakımının yapılması gerekir, ya da yedek torbalarla değiştirilmesi gerekir, biz 5.ayda işi teslim ettik, —– 8.ayda beni aradı, bir fabrikaya gider misin dedi, karşı taraftan şikayet gelmiş idi, bizde gittiğimiz de sadece filtrelerin dolduğunu gördük, toz torbalarını değiştirdik, geldik, davalı taraf sistemin toz torbalarında toplanan tozları tekrar kullanmak istedikleri istediler, renk ayrıştırıcı bir sistem istediler, biz de o işin teklifini 65 bin TL civarında teklif verdik, hemen yapmamızı istediler, biz de yoğun olduğumuz için hemen yapamayacağımızı söyledik, onlarda bu işle alakalı olarak —- şirketinden destek almışlardır, Davalının talebine göre sistem hazırladık, Manuel bir sistem hazırladık, bizim sunduğumuz projeyi davalı şirket onayladı, ona göre sistem kuruldu, biz sistemi manuel olarak sunduk, Manuel sistemle ilgili böyle bir uyarı olmaz zaten, demiştir.
Tanık —– Beyanında: ben davalı şirkette usta başı olarak çalışıyorum, davacı şirket çalışanı —– bey bize geldi, değirmenleri değiştireceği, hava sistemlerini değiştireceğini, sistemin yenileneceğinin toz toprak çıkamadan ve sistemin yenileceği işçilerin maskesiz olarak çalışacağını bize taahhüt etti, ekibiyle birlikte önce söküm yaptılar akabinde de 1 ay çalışma yaptılar, sistemi yeniledikten sonra çalıştırdılar her taraf toz toprak oldu, değirmenlerin önüne filtresi sistemi koymadan direk havalandırmaya bağladılar, böyle olunca da sistem çalışmadı, bu arada şirketin işleri de aksadı, 1 aylık süre sonunda tekrar sistemi kontrol edip çalıştırmaya çalıştırlar, daha sonra —– bey bir başka firma getirdi, bu firmada sistemi tamamen söküp taktı, sistem yine çalışmadı, —- beye biz ulaşmaya çalıştık, ulaşamadık, şirket sistemi bir başka şirketle anlaşarak tekrardan kurdurdu, bu şirket sistemi söktü yeniden sistemi kurdu, hem değirmenin önüne hemde ana filtrenin önüne olmak üzere 2 filtre koydular böylece sistem kusursuz şekilde çalışmaya başladı, şuanda da sistem kusursuz şekilde çalışmaktadır, şirket tarım ilacı yapmaktadır, bu ilaçların atıkları zehirli niteliktedir, biz bu süre atığı soluduk, davacının kurduğu sistemden çıkan toz toprak gözle görülür bir şekildeydi, davacı sistemi yeniledikten sonra filtrelerdeki torbalar doldu, bir iki gün içinde tıkandı, sistem çalışamaz hale geldi, davacı şirket bu sistemi yenilemeden önceden bizim şirket kısıtlı olsa da çalışıyordu, bizim iki tane değirmenimiz vardı, davacı şirkette sistemin yenilenmesi esnasında bizim işimizde de durma olmuştur, yangın söndürmeyle ilgili de başka bir alanda da bağımsız olarak bir çalışma vardı, —– bey değirmenleri ilk sökmeye başladığında,—-bey sistemi değiştirince maskesiz çalışabileceksiniz, sistemde torba değil filtreler mevcut, dolayısıyla torbaların dolması söz konusu değildir, sistemin çalışmamasından dolayı fason üretim yapılması dolayısıyla ürünlerin bir kısmı hurdaya çıkmıştır, sisteme ilgili olan torba değil, filtre sistemidir, filtreler kısaltılmadı, eski sistemi neyse filtre aynı şekilde boşaltılan yere kuruldu, tuvalet alanı da yangın kapısına dönüştürülmüştür, dava dışı —-şirketine yaptırılan sistem şuan kusursuz olarak çalışmaktadır, demiştir.
Tanık —– Beyanında: ben davalı şirkette toz imalatçısı olarak çalışıyorum, değirmende ilaç yapıyorum, yetkililer bizim iş yerinde ölçüm yaptılar sistemin yeterli olmadığını söylediler, bunun üzerine davacı şirketle anlaşılarak sistemin yenilenmesi kararlaştırıldı, bizim önceki sistemde çift filtre vardı, davacı taraf tek filtre kurmak istedi, bizde tek filtrenin yeterli olmadığını, değirmenlere de filtre kurulması gerektiği söyledik, davacı şirket sisteme tek filtre kurmuştur, tek filtre de sisteme yetmemiş ve basınç yapmıştır, çalışılan yer toz duman olmuştur, davacı şirket bir kaç defa deneme yaptı, sisteme müdahale etti ancak sistem yine de düzgün çalışmadı dışarıya toz vermeye devam etti, sistem düzgün çalışmayınca davalı şirket —- bir şirketle anlaştı, bu şirketin ismi —-, bu şirketin kurduğu sistem şuan full çalışmaktadır, davacının kurduğu sistem düzeltilememiştir bu sebeple davacı şirket bu şirketi yeni baştan kurdurmuştur, sistemin üzerinde torbaları vardır, esas çalışan değirmenin çalıştığı yerde ürünleri karıştırıyordu, sisteme projeye sonradan eklenen tuvalet alanı eklenmesi sebebiyle filtrelerin kısaltılmasıyla ilgili bir bilgim yoktur, filtrenin olduğu yer kapalı bir alan, toz torbalarının bir kaç kez—-firması tarafından değiştirilmiştir, davacının kurduğu sistem de torbalarını doldukça değiştirmek zorunda kalındı, davacı taraf —-getirdi bu şirkette sistemi kuramadı, akabinde de —— şirket gelerek sistemi çalışır bir vaziyette ve hiç bir sıkıntı olmamak üzere çalıştırıldı, sistemin düzgün çalışmaması sebebiyle şirket zararı oluşmuştur, demiştir.Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek üzere dosya nitelikli hesaplama uzmanı, sözleşme uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilerek, rapor alınmıştır. 26/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı tarafın 2019 senesi ticari defterleri incelenmiş olup, yevmiye kebir ve envanter defterlerinin noter açılış ve yevmiye defteri noter kapanış tasdiki süresinde yerine getirilmiştir. Davalı tarafın 2019 senesi ticari defterleri incelenmiş olup, yevmiye kebir defterleri e-defter yöntemi ile tutulmuştur. Envanter defterinin noter açılış tasdiki süresinde yerine getirilmiştir. Mali defter kayıtlarına göre davacı—- firmasının davalı—– firmasından 97.487,80 TL alacaklı olduğu tespit edilmektedir. Maddi zarar yönünden, birleşen davanın davacısı —–firmasının birleşen davanın davalısı —-firmasından 527.378,67 TL maddi zarar talep edebileceği, talebinin 10.000,00 TL olması sebebiyle yerinde olduğu tespit edilmiştir.İnceleme neticesinde, birleşen davanın davacısı —- firmasının birleşen davanın davalısı —- firmasından 280.000,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Sorunun ihbar edilmesine rağmen geçen süre içerisinde ayıbın giderilemediği ve üçüncü bir firmanın gerçekleştirdiği imalat sonucu ayıbın giderildiği—– firmasının 31.01.2019 tarihli sözleşme uyarınca taahhüt ettiği işi gereği gibi üretemediği, bu sebeple ayıbın giderilmesine yönelik masraflardan sorumlu olduğu, şeklinde raporunu mahkememize sunmuştur.Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek üzere dosya nitelikli hesaplama uzmanı, sözleşme uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilerek, rapor alınmıştır. 03/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: asıl dava bakımından; davacı/yüklenicinin davalı/işsahibinden, takip tarihi itibariyle bakiye 97.487,80 TL alacağı bulunduğu; birleşen dava bakımından; davacı/işsahibinin iddia ve taleplerinin ispata muhtaç olduğu, tespitinde bulunmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek üzere dosya nitelikli hesaplama uzmanı, sözleşme uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilerek, rapor alınmıştır. 09/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: asıl dava bakımından; davacının (Yüklenicinin) davalıdan (İş Sahibinden), takip tarihi itibariyle 97.487,80 TL bakiye cari hesap alacağı bulunduğu; bu alacağın talep gibi takip tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi (avans faizi) ile birlikte tahsili gerektiği; birleşen dava bakımından; davalı/birleşen davacının (İş sahibinin) davacı/birleşen davalıdan (Yükleniciden), birleşen dava tarihi itibariyle; 200.740,00 TL tutarında bedel iadesi alacağı bulunduğu; bu alacağın talep gibi, birleşen dava tarihi itibariyle işletilecek temerrüt faizi (avans faizi) ile birlikte tahsili gerektiği; yine, 26.07.2021 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporunda belirtildiği üzere, davalı/birleşen davacının elinde bulunan eski malzemelerin (ayıplı sisteme ilişkin malzemeleri) davacı/birleşen davalıya iade edilmesi gerektiği; Ayrıca, Toz Havalandırma Ünitesinin ayıplı imal edilmesinden dolayı, talebi gibi, 152.304,53 TL tutarında kar mahrumiyeti tazminatı alacağı ve davadışı—–yapmış olduğu ödemeden kaynaklanan 10.000,00 TL tutarında tazminat alacağı bulunduğu; bu tazminat alacaklarının talep gibi, birleşen dava tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi (avans faizi) ile birlikte tahsili gerektiği, tespitinde bulunmuştur.Bilirkişi raporu gerekçeli ve denetlemeye açık hazırlanmış olup mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili 20/03/2023 tarihinde ıslah dilekçesi sunmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Uyuşmazlık, ayıbın süresinde ileri sürülüp sürülmediği, davacının sözlemeden dönme, bedel iadesi ve kar mahrumiyeti taleplerinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen neviden olan ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir. Ayıplı iş ile eksik işi karıştırmamak gerekir. Ayıplı iş yukarıda belirtildiği gibi vasıf noksanlığını ifade ettiği halde, noksan iş yapılmayan işi ifade eder. TBK’nın 474-478 maddeleri ayıplı işler hakkında uygulanır. Eksik işler bu maddelerin kapsamında olmadığından bu hükümler eksik işlere uygulanamaz. 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Aynı Kanun’un 477/II. maddesi gereğince iş sahibi kanunen tayin olunan muayene ve ihbarı ihmal ederse eseri zımnen kabul etmiş sayılır. 477/I. maddeye göre de eserin sarahaten veya zımmen kabulünü müteakip yüklenici her türlü mesuliyetten kurtulur. Eserin kabulü ile yüklenici açık ayıplara ilişkin sorumluluktan kurtulur. Eserin kabulü, kasten saklanıldığı usulünce yapılan muayenede görülemeyecek olan açık ve gizli ayıplar ile sonradan kullanılmakla ortaya çıkan gizli ayıplar yönünden ise yükleniciyi sorumluluktan kurtarmaz. Kasten saklanılan ayıplar ile gizli ayıplar yönünden yüklenicinin sorumluluğu eserin kabulünden sonra da devam eder. İş sahibinin ayıba karşı tekeffülden doğan haklarını kullanabilmesi için eserdeki ayıbı yükleniciye bildirmesi zorunludur. BK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, BK’nın 477/III. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıba vakıf olur olmaz (öğrenir öğrenmez) yapılması gerekir. Süresinde ayıp ihbarında bulunulmamışsa yüklenici sorumluluktan kurtulur, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak yükleniciden bir talepte bulunulamaz. Şayet sözleşmede garanti süresi kabul edilmişse, iş sahibi 477/I. ve 477/III. maddelerde öngörülen sürelerle bağlı olmayıp, ayıp ihbarını garanti süresi içinde her zaman yapabilir.Yine eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıbın varlığı ve bunun ileri sürülmesi defi niteliğinde olup itiraz niteliğinde olmadığından ileri sürülmedikçe bunun bilirkişiler ve mahkemece itiraz gibi nitelendirilerek kendiliğinden dikkate alınması mümkün değildir. Ayıp ihbarının yapılması ve eserin teslim ya da iadesi, maddi vakıa niteliğinde olduğundan bunların her türlü delil ve tanık beyanı ile ispatlanabileceği kabul edilmektedir.
Ayıp ihbarının şekle bağlı olmaması davalıya ayıbın şifahen bildirilmiş olmasına rağmen tanık beyanlarıyla ihbarın yapılmış olduğunun ispatlandığı kabul edilmiştir.Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır, kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır.Kâr kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kardan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir.
Mahkememizce teknik yönden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş; Toz Havalandırma Ünitesinin davacıda mevcut hali üzerinde teknik inceleme yapılarak, tanık beyanları ve dosyadaki delillerin de değerlendirilmesi suretiyle Toz Formülasyon ve Toz Formülasyon 2 Bölümleri Havalandırma ve Filtrasyon İşleri Komplesi’nin ayıplı olduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, üretimden kaynaklı olduğu tespit edilmiş, davacıya toz havalandırma ünitesinin bu haliyle gizli ayıplı şekilde satıldığı, davacının da konu ile ilgili olarak tespit işlemi yaptırdığı ve durumu davalıya bildirdiği anlaşılmıştır. Bedel iadesi talebi kabul edildiğinden; 200.740,00 TL bedel iadesi talebinden asıl davadaki 97.487,80 TL alacaktan mahsup edilmiş, kötüniyet tazminatı yönünden ise; olayın özelliğinden davacının takipte kötü niyetli olduğu anlaşılamamaktadır. Davalı da davacının takipte kötü niyetli olduğunu ispatlayamamıştır. Bu nedenle şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine, kötüniyet tazminatı davalının fer’i talebi olup, fer’i talebin reddi halinde vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmediğinden, davalı taraf lehine bu nedenle vekalet ücretine hükmedilmemiş (—- BAM—-. HD—– Esas —– Karar), davacı tarafça ünitenin ayıplı olması nedeniyle kullanılamaması nedeniyle ve en azından tamirde kaldığı sürelerde çalıştırılamadığı için kar kaybının oluştuğuna kanaat edilmiş, bilirkişi raporuyla hesaplanan 152.304,53 TL kar mahrumiyetinin davalıdan tahsiline, buna göre asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Asıl davanın REDDİNE,
Kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
Birleşen davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
1-)Toz Havalandırma Ünitesinin/Toz Formülasyon ve Toz Formülasyon 2 Bölümleri Havalandırma ve Filtrasyon İşleri Komplesi’nin davacı tarafından davalıya iadesine,
2-) 103.252,20 TL bedel iadesinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-) 152.304,53 TL kar mahrumiyetinin 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, 142.304,53 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
A) Asıl dava yönünden:
4-) Alınması gerekli 269,85-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.177,41-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 907,56-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-)Davalı tarafından sarf edilen posta, müzekkere, tebligat masrafı 3.138,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-) Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
8-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca (red olunan dava değeri üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti tutarı) 15.598,05 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalıya verilmesine,
B) Birleşen Dava Yönünden:
9-) Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 17.457,08-TL karar harcından peşin yatırılan 6.029,92-TL harcının mahsubu ile bakiye 11.427,16-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
10-) Davacı tarafından yatırılan 6.029,92-TL (ıslah harcı dahil) peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcının toplamı 6.084,32 TL harcın davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
11-) Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul olunan dava değeri (255.556,73 TL) üzerinden hesaplanan AAÜT.ne göre hesaplanan 38.777,94-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine,
12-) Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red olunan dava değeri(97.487,80 TL) üzerinden AAÜT.ne göre hesaplanan 15.598,05-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-) Davacı tarafından yapılan 89,50 TL tebligat ve müzekkere yargılama giderinin davanın kabul oranı(%72,39) dikkate alınarak 64,79-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
14-) HMK.333.md.uyarınca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgililerine iadesine,
15-) 6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin 364,45 TL’sinin davacıdan 955,55 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,Dair; karar Davacı/birleşen dosya davalı vekilinin ve davalı/birleşen dosya davacı vekilinın yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.