Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/658 E. 2022/12 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/658 Esas
KARAR NO : 2022/12Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 11/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, dava dışı —- altında —–kurduğunu, söz konusu adi ortaklık adı altında müvekkili şirket ile sözleşme imzaladığını, davalı ile davacı müvekkili arasında —- akdedildiğini, davalı ile imzalanan sözleşme gereğince sözleşmenin başlangıç tarihi olan —– ürünü müşterilerine satma yükümlülüğünü üstlendiğini ve müvekkili şirketin de sözleşme kapsamında davalı tarafın bu hedefini gerçekleştiremediği takdirde kıstelyevm usulü hesap edilerek iade edilmek şartı ile ve her türlü pazarlama faaliyetine katkıda bulunmak amacı ile davalı tarafa —– müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmenin ilgili hükümlerine aykırı hareket ederek faaliyetine son verdiğini, —–sözleşme ve oluşmuşsa eklerini hak veya yükümlülüklerini başkasına devir ve temlik etmemeyi, sözleşme sürecinde —– ettirilmesine etki edecek hiçbir değişiklik —- yapmamayı kabul eder” denildiğini,—– itibariyle faaliyette olmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen tutara rağmen davalının sözleşmedeki taahhütlerine aykırı davranması ve sözleşme ile vaat edilen ürünü almaması sebebiyle —-dosyasından, sözleşmeye aykırılıktan dolayı pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli alacağı, noter tespit masrafı bedeline ilişkin toplam—– üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalı şirket tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı itirazının icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu belirterek davanın kabulüne, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle davalının icra takibi ve dava konusu olan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —- ilinde ikamet eden ev kadını olduğunu, adi ortaklık için —- annesini ziyarete geldiğinde dayısına yardımcı olmak için noterden adi ortaklık sözleşmesini imzaladığını, sözleşmede yazılı adresin bile annesinin adresi olduğunu, ayrıca dayısı —-vekalet vermekten başka bir bağının olmadığını, söz konusu işletmenin, müvekkilinin dayısı— vergi borcu olması sebebiyle müvekkili adına açılmak için —- birlikte adi ortaklık şeklinde açılmış olan işletmede müvekkilinin sözleşme hariç hiçbir evrak üzerinde şahsi imzasının mevcut olmadığını, davacı şirket ile yapılan sözleşmede ve kesilen faturada müvekkilinin imzasının olmadığını, —- imzasının olduğunu, işyeri ile ilgili elektrik, su, kira sözleşmeleri, vergi dairesi ve —- kurumlarda dahi müvekkilinin imzasının olmadığını, çünkü işletmeyi—-tek başına işlettiğini, davacı şirketten gönderilen dava konusu paranın bile —- gönderildiğini, buradan parayı tahsil edenin de — olduğunu, müvekkilinin başını ağrıtan her türlü borçları ödemeyen — kiralanmış olan işyerini —tarihinde başka birisine devir ederek ortadan kaybolduğunu, piyasayı dolandırdığını, davacı şirketin — verdiğini iddia ettiği para için neden —yılını beklemiş olduğunu anlamadıklarını, bu iş yerinin — yılında resmen kapatılmış olduğunun görüldüğünü, —- kaçak elektrik davasında bile hiçbir ilgisi olmadığı halde müvekkilinin yargılandığını ve beraat ettiğini, davacı şirketten müvekkilinin aldığı bir para olmadığı için hiçbir borcunun olmadığını, davalı şirket ile muhatap olan ve onlardan parayı alanın —– olduğunun açıkça belli olduğunu, müvekkilinin davacı şirket ile hiçbir ticari alışverişi olmadığı için bir borcunun da olmadığını, gönderildiği söylenen parayı kendisi almadığı gibi davacı şirket ile yapıldığı söylenilen sözleşmede de imzasının bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere tazminatının davacı şirketten alınarak davalıya verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, İİK 67vd madde uyarınca icra takibine yapılan itirazın iptali, icra inkar tazminatı ve davalı tarafça ileri sürülen kötüniyet tazminatının şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafça, davalı ve —- pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli alacağı, — noter masrafı olmak üzere toplam —- alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili talebiyle genel haciz yoluyla takip başlattığı, davalıya ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği, davalı/takip borçlusu vekilince verilen — tarihli Dilekçe ile; borçlu yerine vekile yapılan tebligatın geçersiz olduğu, takipte talep edilen alacağın borçlusunun —-olduğu, sözleşmede imzasının bulunmadığı, takipteki borca ve noter masrafına itiraz ettiklerinin belirtildiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, takibin devamının sağlanması için iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin adresinin —- olması sebebiyle —-Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu belirtmiş ise de akabinde adi ortaklık sözleşmesine göre —- Asliye Ticaret Mahkemesinin ve —– —–Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahsedildiği belirtilmiş olup Mahkemenin yetkisine yönelik açık bir itirazı bulunmadığında bu beyanları yetki itirazı olarak değerlendirilmemiştir.
Dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; incelenen davacı şirketin —– yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, —- onaylı beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin defterlerinde—– ait hesap hareketlerinin incelenmesinden herhangi bir borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, inceleme günü defter ve belge ibraz edilmediğinden adi ortaklığın defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı,—— sözleşmenin maddesine aykırı davranıp davranmadığı yönünden; sözleşmenin özel şartlar bölümünde belirtilen ürünlerin satımının tamamlanması ile birlikte kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırılmış olduğu,—–işletmeci, şirketin ve bayinin yazılı onayını almadan, bu sözleşme ve oluşmuşsa eklerindeki hak veya yükümlülüklerini başkasına devir ve temlik etmemeyi, sözleşme süresince satış noktasında sözleşmenin devam ettirilmesine etki edecek hiçbir değişiklik —– yapmamayı kabul ve taahhüt eder.” şeklinde kararlaştırılmış olduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan—– konu isyerinin faaliyette olmadığı, yerine aynı adreste, tespite ekli fotoğraflarda da görüldüğü gibi,—- bulunduğunu gördüm ve lespit ettim…” şeklinde noter tespitinin yapıldığı, dosyaya sunulan vergi dairesi müdürlüğü yazısında da —– tarihinde faaliyetini sonlandırdığı bildirilmiş olduğu, —– belirtildiği şekilde davacı şirketin onayını almış olduğuna dair belgenin bulunmadığı, davacının kıstelyevm alacağı talebi yönünden, taraflar arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda davacının pazarlama faaliyetlerine katılımn pazarlama faaliyetlerine——- kalan alacağını talep edebileceği yönünde hüküm kurulması halinde, davacının sözleşme başında davalı şirkete ödemiş olduğu—— davalı şirketin satım taahhüdüne bağlı olarak, kararlaştırılan ürün miktarı, satışı yapılan ürün miktarı ve davacı tarafından yapılan ödemenin oranlaması yapıldığında, davalı şirketin —-oranında alım gerçekleştirdiği, gerçekleşmeyen kısmın —olduğu, bu oranlara göre davacının talep edebileceği kıstelyevm hesabının — olarak hesaplandığı, — Yönünden, Davacı vekilinin icra takibine konu etmiş olduğu— dosyaya sunmuş olduğu ödeme makbuzunun bulunmadığı, dosyaya sunulması halinde bu tutarın talep edilip edilmeyeceğine ilişkin hususun Mahkemenin takdirinde olduğu, davalı Vekilinin Savunması Yönünden: —- bölümünde açıklandığı üzere, davalı vekilinin dava konusu alacak yönünden dayısına yardımcı olmak için noterden adi ortaklık sözleşmesini imzaladığını dayısı —— vekalet vermekten başka bir bağının olmadığını beyanlarıyla müvekkilinin sorumlu olmadığı yönündeki itirazlarına ilişkin hukuki değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğu, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı,toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Alınan bilirkişi raporu oluşa ve denetime uygun bulunmakla Mahkemece de hükme esas alınmıştır. Davalı taraf her ne kadar davacı ile imzalana sözleşmede ve adi ortaklığa ilişkin diğer belgelerde imzası olmadığını savunmuş ise de sözleşmenin imzalanması için dayısı —– vekaletname verdiğini beyan etmiştir. Ayrıca davacı ile imzalanan bayilik sözleşmesinde işletmeci kısmında adi ortaklığa ayrılan bölümde üç ayrı imza bulunmakta olup bu imzalardan birisi de davalı imzasına benzerlik göstermekle birilikte davalı sözleşmenin yetki verdiği vekili tarafından imzalanmadığını iddia etmemiştir. Davalının anılan sözleşme ile bağlı olduğu değerlendirilmiştir.
Açıklığa kavuşturulması gereken bir diğer husus ise davanın İİK 67/1.madde de öngörülen sürede açılıp açılmadığı hususudur. Davacı tarafça —-tarihinde açılan dava ile —- başlatılan takibe davalının itirazı üzerine, takibe yönelik itirazın iptali talep edilmiştir. Anılan davada Mahkemenin —- sayılı kararı ile; adi ortaklığa husumet yöneltilemeyeceği, adi ortaklığı oluşturan kişilerin tek tek borçlu olarak gösterilmek suretiyle takip başlatılması gerektiğ, belirtilen gerekçeler ile takibin adi ortaklığa yönelik başlatılması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararı ile davacı tarafça —- takibin usulsuz olduğu tespit edilmekle ve akabinde davacı tarafça —– usulüne uygun takip yapıldığı görülmekle mahkememizde açılan davanın süresinde bulunduğu, mükerrer takip olmadığı, anılan dosya ile Mahkememiz dosyası arasında derdestlik durumunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki —–işletmeci, şirketin ve bayinin yazılı onayını almadan, bu sözleşme ve oluşmuşsa eklerindeki hak veya yükümlülüklerini başkasına devir ve temlik etmemeyi, sözleşme süresince satış noktasında sözleşmenin devam ettirilmesine etki edecek hiçbir değişiklik —-yapmamayı kabul ve taahhüt eder.” şeklindedir.
Yine Sözleşmenin —– başlıklı kısmında; Şirketin işletmeciye bir defaya mahsus olmak üzere—-her türlü pazarlama faaliyetine katkıda bulunmak için ödeme yapacağını, işletmecinin sözleşmede öngörülen yükümlülüklere aykırı davranması neticesinde sözleşmenin süresinden önce sona ermesine sebebiyet vermesi halinde bu meblağın kıstalyevm usulü belirlenecek olan kısmını —ile birlikte şirkete iade edileceği kararlaştırılmıştır.
Dosyaya bir örneği sunulu—–tespite konu isyerinin faaliyette olmadığı, yerine aynı adreste, tespite ekli fotoğraflarda da görüldüğü gibi,—-unvanlı işletmenin bulunduğunu gördüm ve tespit ettim…” şeklinde noter tespitinin yapıldığı, —- cevabi yazısında da —- tarihinde faaliyetini sonlandırdığı bildirilmiş olduğu görülmektedir.
—adi ortaklığının — belirtildiği şekilde davacı şirketin onayını almış olduğuna dair bir belgenin bulunmadığı, davacı tarafça ortaklığa ödenen — tutarlı pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunma bedelinin davalı şirketin satım taahhüdüne bağlı olarak, kararlaştırılan ürün miktarı, satışı yapılan ürün miktarı ve davacı tarafından yapılan ödemenin oranlaması yapıldığında, davalı ortaklığın —oranında alım gerçekleştirdiği, gerçekleşmeyen kısmın —olduğu, bu oranlara göre davacının talep edebileceği tutarın kıstelyevm hesabına göre —- olduğu bilirkişi hesaplaması ile ortaya konulmuştur.
TBK’nun 638. maddesinde, ortakların birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmadıkça müteselsilen sorumlu olacakları düzenlenmiştir.
Belirtilen sebeple, davalının takip konusu borçtan sorumlu olmadığı yönündeki savunmasına itibar edilmemiş, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile takibin –pazarlama katılım bedeli, — noter tespit masrafı olmak üzere toplam —- üzerinden ve taleple bağlı kalınarak alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle devamına, takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirlenebilir olduğundan takip tutarının % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Davalının—- dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline; takibin — pazarlama katılım bedeli,—- noter tespit masrafı olmak üzere toplam — üzerinden ve taleple bağlı kalınarak alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle devamına,
2-Takip tutarının % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 1.855,24-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 328,01- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.527,23‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40-TL. başvurma harcı, 328,01-TL peşin harcın toplamı olan 382,41‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 797,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ———— tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/01/2022