Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/643 E. 2021/1263 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/643 Esas
KARAR NO : 2021/1263

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/11/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ——– aracın — trafik kazası nedeniyle hasar meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucu —– araçta meydana gelen hasar nedeniyle ——- tazminat ödemesinde bulunduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle hazırlanan kaza tespit tutanağında, —–girişine geldiği sırada ——– halde olan —- fark etmesi —- hakimiyetini kaybetmesi sonucu … çarpar ve sola doğru orta bariyerlere dönerek durur. Bu kazanın oluşumunda sürücüsü tespit edilemeyen—— sürücüsünün 2918 sayılı KTK 56/1-c … Kuralını ihlal ettiği anlaşılmıştır” şeklinde tespitte bulunulduğunu, kaza tespit tutanağında yer alan açık değerlendirme ——- sıfatıyla sorumluluğu bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından sigortalısında yapılan—- tazminat ödemesinin rücuen tazmini amacıyla ——- sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmışsa da borçlulardan davalı şirketin borca itiraz ettiğini, davalının —— ilamsız icra takip dosyasına karşı yaptığı tüm haksız itirazlarının iptalini ve takibin devamını, %20’dan az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili —– tarihinde kazaya karıştığı belirtilen —- plakalı aracın müvekkili şirkete—-numaralı —– sigortalı olduğunu,—- sınırlı olduğunu, müvekkili——- üçüncü kişilerin uğramış olduğu zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen —– işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, kusur durumunun tespiti gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin meydana gelen zarardan sorumluluğunun ancak sigortalının kusuru kadar olduğunu, bahse konu kazada ise sigortalının ve davacının kazaya ilişkin kusur oranlarının da belirlenmediğini, kaza tespit tutanağı konusunda uzman kişiler tarafından tutulmamış olup bu tutanak uyarınca belirlenen kusur değerlendirmesi kabul edilemez olduğunu, sigortalının olaydan sonra vermiş olduğu ifade de dikkate alınarak bilirkişi raporu düzenlenmesi gerektiğini, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen —– raporunun hatalı olduğunu, davacı tarafından haricen alınıp dosyaya ibraz edilen eksper raporunda aracın değişmesi gereken parçaların belirtildiğini, aracın onarım işçilik fiyatlarının eklendiğini, ancak tanzim edilen rapora göre aracın onarım görmesi gereken ve — görüleceği üzere onarımla giderilen hasarlar hatalı ——raporu ile değişim olarak gösterildiğini,—- tarafından piyasada fiyat veya onarım bedeli araştırması yapılmasında, tamir veya onarım için yapılacak işlemle ilgili olarak en az bir yerden fiyat veya bedel teklifi almaları gerektiğini, —- içermeyen ya da yapılacak işlemleri belirtmeden sadece tutar içeren teklifleri dikkate almamaları gerektiğini, dosyaya ibraz edilen raporun denetime elverişli olmadığını, parça bedelleri ile ilgili herhangi bir fiyat teklifi alınmadığı gibi onarım işçiliğine ilişkin —– yazılı teklif bulunmadığını, ilgili raporun denetime elverişli olmadığını, tespit edilen bedellerin fahiş olduğunu beyan ile, haksız davanın ve icra inkar tazminat isteminin reddini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine ve taraflarına vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine—— sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlularından birinin mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, kasko tazminat ödemesinin rücuen tahsili talepli alacağa dayalı olarak toplam —–ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; ——- tarihinde meydana gelen trafik kazasında sürücülerin kusur oranları, davacı tarafından yapılan ödemenin hasar miktarına uygun olup olmadığı, davalının bu ödemeden sorumlu olup olmadığı, takipten önce işlemiş faiz talep edilip edilemeyeceği, icra inkar tazminatı talep edilip edilemeyeceği hususlarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, dosya kusur ve hesap raporu için bilirkişiye tevdi edilerek 08/09/2021 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisine alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafa sigortalı —— sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacıya sigortalı —- sürücüsünün kusursuz olduğu, dava dışı diğer araç sürücülerinin de kusurunun bulunmadığı, araçta meydana gelen hasar ile yapılan ödemenin uyumlu olduğu rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller bi,rlikte değerlendirildiğinde; 03/02/2018 tarihinde trafik kazasının meydana geldiği, kazada davacının —hasar gördüğü, davacı tarafından sigortalısına hasar ödemesi yaptığı, eldeki davanın ödeme yapan sigortacının kazada kusurlu olan —-plakalı aracın —- konumunda olan davalıdan rücuen tahsil talebine ilişkin dava olduğu anlaşılmıştır. Dosya içerisine alınan, olayın oluş şekline uygun olarak düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere meydana gelen trafik kazasında davalının sigortalısının trafik seyir durumunu dikkate almadığından %100 kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer sürücülerin kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan hasar ödemesinin hasar ile uyumlu olduğu rapor edilmiş, hasar durumuna görelüne uygun düzenlendiği anlaşılan bilirkişi raporu hükme esas alınmış, davalının sigortalısının %100 kusurlu olduğu dikkate alınarak takipte talep edilen asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmiş, davalının takipten önce temerrüde düştüğüne ilişkin herhangi bir bilgi olmadığından takipten önce talep edilen faiz yönünden davanın reddine karar verilmiş, tarafların kusur durumunun belirlenmesi için bilirkişi raporu alınması gerektiği, alacak miktarının da likit olmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, ——–Esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 22.209,20 TL asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak hesaplamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 1.517,11 TL harçtan peşin alınan 485,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.031,85-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 485,26 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 539,66 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 859,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%78,16 Kabul, %21,84 Ret) 671,40 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden—- hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden—— hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —- — davanın kabul ve ret oranına göre 1.031,72 TL’sinin davalıdan 288,28 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.