Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/636 E. 2022/348 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/636 Esas
KARAR NO: 2022/348
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin —- faaliyet gösterdiğini—- tarihinde davalı şirket tarafından müvekkili şirkete —- siparişe konu özel ölçülerdeki ürünlerin adet fiyatının talep edildiğini. müvekkili şirketçe ilgili ürünlerin birim fiyatının —olduğunu ve belirtilen özel ölçülerdeki ürünlerin birer adedinin takribi —— davalı şirkete iletildiğini, bunun üzerine davalı şirket tarafından aynı tarihte ve imzalı olarak satın alma talep —–müvekkili şirkete gönderilerek—- verildiğini, müvekkili şirketin bu siparişler üzerine ilgili ürünleri sipariş formunda yer alan —— uygun olarak keserek teslime hazır hale getirdiğini,—–bedelli fatura düzenlenerek öncelikle ——- yoluyla daha sonra —–ihtarnamesi ile davalı şirkete gönderildiğini ve ürünlerin teslim alınması gerektiğinin bildirildiğini ancak işbu faturanın davalı şirket tarafından —–ihtarnamesi ile haksız ve mesnetsiz gerekçelerle iade edildiğini, faturanın ——- kabul edildiğini ve bu kısma yönelik yeniden fatura düzenlenmesini, aksi halde sözleşmeden doğan edimlerin yerine getirilmemesinden doğan doğrudan ve dolaylı zararların müvekkili şirketten talep edileceğinin ihtar edildiğini, bunun üzerine taraflar arasında yapılan şifahi görüşmelerde davalı şirket satın alma talep formunda siparişin kendi hataları sonucunda —– adet girildiğini beyan ederek uyuşmazlığın kendi hatalarından kaynaklandığını kabul ettiklerini, müvekkili şirketin siparişin —-kısmında ihtilaf bulunmaması nedeniyle ve davalı —mağdur etmeyip zarara uğratmamak adına ihtilafsız kısma yönelik——bedelli fatura düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirket tarafından iş bu fatura bedeli ödenerek ürünlerin bir kısmının müvekkili şirket adresinden teslim alındığını, siparişe konu ihtilaflı diğer ürünler için —- bedelli fatura düzenlenerek e-fatura yoluyla davalı şirkete gönderildiğini ancak davalı şirket tarafından kabul edilmesine rağmen fatura bedelinin ödenmediğini ve ürünlerin teslim alınmadığını, bu nedenle —– numaralı ihtarnamesi ile usulsüz iade faturasını davalı şirkete iade ettiklerini ayrıca müvekkili şirket tarafından kesilen ve davalı şirket tarafından kabul edilen —– bedelli faturanın ödenerek siparişe konu ürünlerin müvekkili şirket adresinden teslim alınmasını ihtar ettiklerini ancak bugüne kadar fatura bedelinin ödenmediğini ve malların teslim alınmadığını bu nedenle müvekkilinin alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhine ——- dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek açıklanan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, dava konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın —–tarihinde öncelikle telefon ile davacı firma ile görüştüğünü, taleplerini ilettiğini, mail yolu ile telefon konuşması üzerine belirttiği ölçülerde kalay bronz fiyat almak istediğini belirttiğini, davacı firma yetkilisinin istenilen ölçülerde ellerinde olduğunu takribi bu malzemelerin —-takribi tutarının —– olduğunu belirttiklerini bunun üzerine müvekkili firma satın alma talep formu oluşturduğunu, belirtilen ölçülerden — bedelli—– hariç satm alma talep formu oluşturduğunu, müvekkili firmanın muhasebe için kullandığı —– olmadığını, adet birimi olduğunu, —- çıkan bu birim için müvekkilinin gerektiğinde — düzeltmeler yaparak sipariş taleplerini oluşturduğunu, her halükarda müvekkilinin —– sipariş talep ettiğinin acıkça davacı tarafça da açık ve net anlaşıldığını, müvekkili firmanın farklı ölçülerde —-toplamda bedeli —- olan ürünler için sözleşme akdettiğini. fakat daha sonra davacı tarafın, müvekkili firmanın taleplerinin aksine bedeli—–miktarda ürün hazırlayarak müvekkili firmaya bildirimde bulunduğunu, davacının hazırladığı ürünün bedelinin sipariş talep formunda yazılı ——- olduğunu, adet sipariş edildiğinde ücretin değiştiğini, malları hazırladığını, ödemenin yapılmasından sonra malları teslim edeceğini bildirdiğini, müvekkili firmanın satın alma talep formu ve diğer yazışmalarda olduğu gibi —– ürün istediğini belirtmiş ise de davacı tarafın istenilenden fazla ürünün bedeli karşılığında alınmasını talep ettiğini ve—–bedelli fatura tanzim ettiğini, müvekkili şirketin faturayı —-yoluyla siparişe uygun olmadığı gerekçesiyle iade edildiğini, daha sonra davacının faturasında düzeltmeler yaparak —-tanzim ettiğini, müvekkili firmanın sipariş ettiği gibi —– bedelli fatura borcunu ödediğini, diğer faturayı ihtarname ile iade ettiğini, davacının iddia ettiği gibi iade faturasının usulsüz olmadığını, fatura bedelleri arasındaki farkın tevkifattan kaynaklarıdığını, davacının fatura keserken tevkifatlı kestiğini, faturanın iadesinde bu durumun söz konusu olmadığını, itiraza konu faturada belirtilen ürünlerin davacıdan teslim de alınmadığını, fatura bedeline konu mal veva hizmetin alıcısına teslim edilmemesi halinde fatura alacağından bahisle tatepte bulunulmasının hukuken kabul olmadığını, dava konusu bronz kalayların eser niteliğinde olmadığı, geri dönüştürülebildiği, tedariki kolay ve piyasada kolaylıkla bulunabilen bir ürün olduğunun açık olduğunu, taraflar arasında eser sözleşmesi kurulmadığını belirtmiş olup açıklanan nedenlerle davanın esastan reddi ile davacının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça fatura alacağına istinaden başlatılan ——icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği davalının süresi içerisinde —– tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.Dava konusu uyuşmazlığın çözümü için dosyanın — — —– bilirkişiye tevdine karar verilmiş, alınan —- tarihli raporda özetle: “Davacı şirketin incelenen—-yılına ilişkin ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne —–tutulduğu, davalı şirketin incelenen —-na ilişkin ticari defterlerinin, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne ——tutulduğu, davacı şirketin kendi defterlerinde davalı şirketten ——– alacaklı olduğu, davalı şirketin kendi defterlerinde borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, ürünlerin piyasada onlarcası bulunan standart ——müşterinin talebi doğrultusunda kesilmiş bu işle iştigal olan bir firmaya gelen günlük standart bir talep olduğu, farklı boyutlarda kesilmiş olmasının ürünün daha çok kısaltılarak veya aynı boyda ticaretin doğal akışı içerisinde iştigal konusu bu ürünler olan bir firmadan ürün talep eden başka bir müşteriye verilemeyecek kıymet vasfını yitirmiş ürünler olmadığı, ürünlerde oluşacak zayiatın kesilen ürünlerde %20 kesim payı olduğu, kesim payı zararı hesabının —–olduğu, mailde fiyatlamanın kilogram ile yapılacağı —— belirtildiğini, siparişin adet ile yapılması faturanın——— doğal akışına ——olduğunu, davaya konu ürünlerin ağırlık ölçüsü ile satıldığı, ürünlerle ilgili adet fiyatı set fiyatı gibi bir ibarenin mailde konulmadığı, sipariş veren firmanın istediği ürünler, üretilen ürünler arasında bu denli yüksek bir fark oluştuğu görüldüğü zaman üretim öncesi müşteriye bilgilendirme yapması ve karşı taraftan onay almasının ticaretin doğal akışına ——olduğu, durumun üretimden sonra fark edildiği, satın almada hammadde fiyatlarını bilmek, doğru takip etmek ve sipariş edilen ürünlerin ederlerini bilmek satın alan firmanın sorumluluğunda olduğu, sipariş verilen bu ürünlerin fiyatının toplam ——-olmayacağının aşikar olduğu, satıcıya konu ile ilgili bir sorgulama yapılmadığını ve fiyat sorgulanmadan ucuz bulunup kabul edildiğini, satıcı açısından bakıldığında ise teklif verirken alıcının toplam ederinin ——ürünlerin tamamını almaya düşünebileceğini müşteride olan yanlış anlamayı fark etmemiş olmasının doğal olduğu, her iki tarafında ticari hataları olduğu için bu zararın taraflar arasında —–paylaştırılmasının gerektiği, tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmış olması münasebetiyle takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için —— talebinin yerinde olduğu, davacının itirazın iptalini isteyebileceği” yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların rapora itirazları kapsamında ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan ek raporda kök rapordaki görüşlerin değişmediği bildirilmiş olup, taraflarca bu rapora da itiraz edilmiş ise de; raporların hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu anlaşıldığından yeni bir rapor almaya gerek görülmemiş, aşağıda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu ürünlerin davalı tarafça teslim alınmadığı ihtilafsızdır. Uyuşmazlık bu ürünlerin özel üretim olması sebebiyle davacı tarafça başkasına satılmasının mümkün olup olmadığı, bu kapsamda davalının hatalı sipariş verip sonra ürünün bir kısmını teslim almaması nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamında mübrez davalı şirketin satın alma talep formu incelendiğinde miktar olarak—- sipariş girildiği, bu ürünlerin toplam fiyatının ise davalı tarafça —-olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Davalı çalışanının—– tarihinde davacıya attığı mailde ayrı iki ölçüde birer adet bronz için fiyat teklifi aldığı, davacının cevabi yazısında ise; —- anlaşılmıştır. Yani—- belirtilmiştir. Bu durumda esasen davalı taraf ürünlerden—- mail yazısına göre yaklaşık —- vermektedir.—-Davalının ise amacının sadece —- ürün satın almak olduğu—– kabul edilen ve teslim alınan ürün bedelinden anlaşılmaktadır. Ne var ki davalının satın alma talep formunda birim olarak adet ifadesine yer verdiği, kg ifadesinin geçmediği, davalının bu nedenle davacıyı hataya düşürdüğü anlaşılmıştır. Yine satın alma talep formunun sonunda toplam fiyat ise —– olarak belirtildiğinden yani davacının teklif verdiği fiyat ile uyumsuz bir satın alma talep formu düzenlendiğinden davacının da bu hususta davalıya açıklama yaptırması, talebini net olarak tespit etmesi gerekmekteydi. TTK’nın amir hükmüne göre her tacirin ticari hayatında basiretli davranması gerekmektedir. Davalı cevap dilekçesinde muhasebe programının içeriğinde kg ölçü biriminin olmadığını, gerektiği takdirde elle kg ifadesinin girildiğini beyan etmiş, ne var ki dava konusu siparişi verirken talep kg olarak değil adet olarak yapılmış, bu hususta herhangi bir düzenleme yapılmadığı anlaşılmıştır. Halbuki mail yazışmalarından —— tutmayacağı açıktır. Sektör bilirkişisi ise bu ürünlerin adet olarak değil —– satıldığını, davalının bu ürünlerin ederini, hammadde fiyatlarını doğru bilmesi gerektiğine değinmiştir. Yine yukarıda bahsedildiği gibi davacının da en azından satın alma talep formunda —– yazması sebebiyle davalı tarafça hatalı sipariş verilip verilmediğini, —— ürün mü sipariş verildiğini sorması gerektiği, teyit alması gerektiği açıktır. Hal böyle olunca bilirkişice taraflara %50 oranında verilen kusur Mahkememizce de ———-bulunmuştur.
TBK’nın 112. maddesi:”Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” hükmünü haizdir. Her iki tarafın eşit kusuru neticesinde borç gereği gibi ifa edilmediğinden, davalının davacının zararını gidermekle yükümlü olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişice teslim alınmayan dava konusu ürünün daha kısa hale getirilerek başka müşterilere satılabileceği sadece %20 oranında kesim payı zararı olacağı tespit edilmiş olup, rapor hüküm kurmaya elverişli olduğundan tarafların rapora itirazları yerinde görülmemiş, rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, takibin —– asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, alacağın miktarı bilirkişice tespit edilmekle icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, yine reddedilen kısım yönünden davacının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalı yararına kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—–icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin —–asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı kanun 2/2 md. uyarınca yıllık —-değişen oranlarda işleyecek avans faizi yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
4-Alınması gereken 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 64,59-TL harcın mahsubu ile bakiye 16,11‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından harcanan 64,59-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 118,99-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.763,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%9,17 Kabul, %90,83 Ret) 161,67-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından harcanan 300,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%9,17 Kabul, %90,83 Ret) 272,49-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 490,63-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.857,27-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1.198,96-TL’sinin davacıdan, 121,04-TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
11-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde yatırılan avansın kendilerine iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/04/2022