Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/630 E. 2022/245 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/630 Esas
KARAR NO : 2022/245
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/11/2020
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında —- tarihinde davalının sahip olduğu —- çalışanlarının davacının kendine ait servis aracı ile taşınmasına dair taşıma hizmetini kapsayan, sabah ve akşam günde —- olmak üzere belirsiz süreli taşıma sözleşmesi yapıldığını, — taşıma işlemleri düzenlendiğini, söz konusu taşıma sözleşmesi — tarihleri arasında toplam — süreyle devam ettiği, — gün boyunca verilen hizmet neticesinde davacı davalıdan günlüğü— üzerinden hesaplanan ücretini ısrarla talep etmesine rağmen alamadığını, davalı davacının hak etmiş olduğu ücreti vermekten imtina ettiğini, bundan dolayı davalı hakkında —- tarihinde takip başlatıldığını, ancak davalı yan —- tarihinde davacı ile servis için aralarında hiçbir sözleşme yapılmadığını, davacının muhatabının dava dışı—- olduğunu ve anlaşmayı onunla yaptığını, ödemeyi —- isimli şahıstan alması gerektiği yönündeki iddialarıyla tüm borca ve ferilere itiraz edildiğini, akabinde davalının haksız itirazları kapsamında takip durduğunu, borca yapılan iddiaların mesnetsiz olduğunu, adı geçen —-sözleşmenin tarafı olmayıp başka bir borçlusu olduğunu, davacının servis işi için kendisiyle değil dava dışı — anlaştığını, ödemeye —- talep etmesi gerektiğini beyan eden davalı ispat yükünün yer değiştirmesi ile bu iddiasını ispatlamak zorunda olduğunu, arabulucuya başvurulduğu fakat anlaşma sağlanamadığı, açıklanan bu sebeplerden dolayı davanın kabulünü, takibin devamını, icra inkar tazminat talebinin %20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile kabulünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı tarafa duruşma tutanağı ile tensip tutanağının tebliğ edildiği ancak davalı taraftan herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine —— sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, sözleşmeden doğan alacağına dayalı olarak toplam —— ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; taraflar arasında ticari ilişkinin olup olmadığı, ticari ilişki nedeniyle oluşan ve davacı tarafça düzenlenen sözleşmeden doğan alacağın ödenmemesine dayalı olarak alacağın olup olmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı, dava konusu ticari ilişkiye konu servis hizmetinin yapılıp yapılmadığına ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması için inceleme günü tayin edilmiştir. Ancak davacı tarafça — tarihli celsenin —- nolu ara kararında bilirkişi için takdir edilen ücretin yatırılmadığı ve her iki tarafın da ticari defterlerini sunmaması nedeni inceleme yapılamadığına dair tutanak tutulmuştur. Davacı vekili müvekkilinin ticari defter tutma zorunluluğunun olmadığını basit usulü tabi olduğunu belirterek bu hususun teyit edilmesi için —– müzekkere yazılmasını talep etmiştir. Gelen yazı cevabında davacının—- yılına kadar bilanço esasına tabi olduğu, —- tarihinde mükellefiyetinin son bulduğu belirtilmiş olup, dava konusu sözleşme ilişkisinin olduğu dönemde bilanço esasına tabi defter tutma zorunluluğunun olmadığı belirlenmiştir. Davalının ise bilanço esasına tabi olduğu, ——tarihinde mükellefiyetinin son bulduğu belirtilmiş olup, dava konusu sözleşme ilişkisinin olduğu dönemde bilanço esasına tabi defter tutma zorunluluğunun olduğu belirlenmiştir. Davalıya defterlerini sunması için ihtar yapılmış ise de süresinde defterlerini sunmamıştır.
Talimat mahkemesinde beyanı alınan Tanık — beyanında:— iş yeri vardı, —- iş yerine yaklaşık bir aydır elemanlarını sabah akşam götürüp getirdi yani —– işçilerini taşıdı. Aralarında parasal husumet oldu—- iş için günlük —-istedi— vermek istedi. Anlaşamadılar, — dolduktan sonra bir gün daha servis çekti ancak parasını alamadığı için işi bıraktı. Parasını da tahsil edemedi. Bildiklerim bundan ibarettir …” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizde — celsede Tanık — alınan beyanında “Ben davacının yanında lastik ustası olarak çalışmaktayım, ——- aylarında dükkanın işleri az olması nedeni ile davacı patronum tarafından ek iş yapmak için davalının işçilerinin servis işi için anlaştığını dudum, davacının — kişilik bir aracı vardı, bu araç ile duyduğuma göre günlüğü —— ay boyunca davalıya ait konfeksiyon işyerindeki işçiler taşındı. Şoförlüğünü genel olarak davacı kendisi yaptı ancak bazen de —- kişiye de yaptırdı, bana da servis şoförlüğü yapmam için talepte bulundu ama ben yapmayacağımı söyledim, davalıya ait iş yerini hiç görmedim kim işletir tam olarak bilmiyorum, servis hususunda davacının davalıyla mı yoksa başka bir kişiyle mi sözleşme yaptığını da tam olarak bilemiyorum benim bildiğim davacının kendi aracıyla —– ay boyunca davalıya ait işyerindeki işçilerin taşınmış olduğudur. Sözleşmenin tarafları hususunda bir bilgim yoktur. Benim bildiğim ve gördüğüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere davacının davalıya ait iş yerinde—- işçi servis işini yerine getirdiği, davalının servis ücretini ödemediği, günlük — olmak üzere davacının —– ücrete hak kazandığı belirlendiğinden bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiş, alacak belirlenebilir ve likit olduğundan %20 icra inkara tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, —– takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin —– asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Kabul edilen 3.410,00-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 232,94 TL harçtan peşin alınan 58,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 174,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 58,90 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 113,30 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 250,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan —– davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 3.410,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —– tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranına göre 1.305,20-TL’sinin davalıdan 14,80 TL’sinin

davac
ıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, miktar itibariyle KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 17/03/2022