Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/620 E. 2022/407 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/620 Esas
KARAR NO: 2022/407
DAVA: Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/11/2020
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile dava dışı müteahhit —-aylarında bir araya gelerek, tapuda —– bölümden oluşan binanın yıkılarak, yeni bir binanın inşa edilmesi için, davacı ile dava dışı müteahhit —- davalılar arasında sözlü olarak
adi ortaklık kurulduğunu, sözlü ortaklık anlaşması yapıldıktan sonra, davacının, dava dışı —-yaptığını, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca —–imzalandığını, — imzalandıktan sonra, davacının dava dışı —-para gönderdiğini, dava dışı —- arsa sahiplerine istedikleri teminat mektubunu kendi şahsi hesabı üzerinden alamadığını, arsa sahiplerinin teminat mektubunu istemekte ısrar edince, arsa sahipleri ile dava dışı —-davalı ——- arasında —- düzenlenen sözleşme şartlarında—— no.lu ikinci bir sözleşme imzalandığını, davacının yine ruhsat alım ve ruhsattan sonraki binanın yapım aşamalarındaki masraflarda kullanılmak için dava dışı —-ödeme yaptığını, şantiyede yapılan ve elden ödenen masraflarla ilgili olarak, ortaklar için ayrı ayrı iş avansı kapama formu düzenlediğini, bu çerçevede davacı tarafından —-tarihleri arasında toplam —- ödeme yapıldığını, inşaat masraflarında kullanılmak üzere nakit sıkıntısı çekilince tarafların ortak tanıdığı— isimli şahsın kredi kartından — harcama yapıldığını, bu — davacı tarafından ödendiğini, yine davacı tarafından dava dışı —- verildiğini, diğer ortaklar olan dava dışı —- müvekkilinden habersiz olarak proje aşamasında — adet daire ve yine kaba inşaatın yapım aşamalarında – adet daire olmak üzere toplam —dava dışı üçüncü şahıslara sattıklarını ve paralarını aldıklarını, davacının kendisinden habersiz
satılan dairelerden payına düşen miktarın kendisine ödenmesini talep edince, taraflar arasında tartışma yaşandığını, bunun üzerine taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucunda, davacının
ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, davacının vermiş olduğu toplam —-miktarın kendisine kar payı ile birlikte ödenmesini talep ettiğini, diğer ortakların ise davacıya kar payı vermeyeceklerini ve sadece —para vereceklerini, bu şekilde davacının ortaklıktan ayrılmasını kabul edeceklerini söylediklerini, davacının kendisine diğer ortakların toplam —- ödemesi durumunda, ortaklıktan ayrılmayı kabul ettiğini, tarafların —- imzaladığını, imzalanan bu protokole göre, davacının ortaklıktan ayrılmasına karşılık olarak diğer ortaklar tarafından davacıya —–ödeneceğini, yapılan binanın —katında bulunan ve dava dışı ortaklardan —- adına kayıtlı olan — numaralı dairenin değerinin taraflarca —olarak kabul edildiğini, — — tarafından davalı şirket yetkilisi —-oranında hisse ile devredileceğini, dairenin devri ile davacıya ortaklıktan ayrılma payı olarak verilecek olan —- bedelin ödenmiş sayılacağının kararlaştırıldığını, yine anılan protokole göre, dava dışı —– davalı şirket ve yetkilisi —- arasındaki ortaklık ve alacak borç ilişkisinin devam edeceğini, tarafların protokol şartlarında birbirlerini gayri kabili rücu olarak ibra ettiklerini, tarafların yükümlülüklerini protokolün imzalandığı tarihten itibaren—-içerisinde eksiksiz olarak ifa edeceklerini kabul ve taahhüt ettiklerini, protokolden sonra, dava dışı ortaklardan — daireyi davacı —- davalı şirket yetkilisi olan davalı —-hisse oranları ile devretmesi gerekirken, davalı — öz kardeşi ve aynı zamanda davalı şirketin ortağı olan davalı —-devrettiğini, davacının bu durumu öğrendikten sonra, davalılardan protokol gereği kendisine ödenmesi gereken — parayı talep ettiğini, yaklaşık bir yıl sonra davalılardan —-yetkilisi olduğu davalı şirkete ait — bedelli çeki, davacının borcu bulunan dava dışı —- isimli şahsa verdiğini, yine davalıların anılan bu çek dışında—-tutarında başka çekleri de yine davacının borcu bulunan —- verdiklerini, bu şekilde —– borçlarını ödemediklerini, davacının ortaklık süreci ve ortaklığın feshi sözleşmesi sonucuna göre, davalılardan davalı şirket ve davalı şirket yetkilisi —-borcu bulunduğunun sabit olduğunu, diğer davalı— ise, davalı —-hem kardeşi ve hem de davalı şirketin —- tarihine kadar davalı şirketin ortağı olduğunu, borcun doğumu tarihi itibari ile ortak durumunda olduğunu, bu durumda davalı— sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davacıya karşı —- borcun ödenmesinden müteselsilen sorumlu olduğunu, davalıların — tarihinden itibaren bakiye —borcu ticari avans faizi ile birlikte ödemeleri gerektiğini belirtmiş olup, şimdilik ortaklığı sonlandıran — kaynaklanan —-alınarak davacıya verilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu sözleşmenin —-olup —- sözleşmede taraf olmadığını, davalı — müvekkili—- kardeşi olduğunu ve müteahhitlik yaptığını, davacının da, kardeşinin yanında elektrik işleri yapan bir çalışan olduğunu, davacının, müvekkilinin kardeşine davaya konu—- olduğunu, “burayı ortak yapalım, —teminat mektubu koy, diğer
harcamaları benim yakın dostum, çok güvendiğim, her şeyine kefil olduğum –hep beraber yapalım” dediğini, davacı —-zarar gelmesi halinde gelecek her zararı karşılayacağını taahhüt ettiğini, teminat mektubu verilip, inşaata başlandığı sırada davacı —- deyip ortadan kaybolmuş ve —-dediğini, bütün masrafların müvekkilin kardeşine yaptırıldığını, inşaatın tamamlanma aşamasına yaklaşıldığında hesabı tutan —– inşaattaki daireleri sattığını, sadece —– daire kaldığını, inşaat sebebiyle ve ödemelerin çoğunun — adına yapılmış olduğu için, bir — adına, kalan diğer ——– adına alınmasına karar verildiğini, ——- ödenmesi için —-ortak kararı ile tapu da müvekkili adına satış yapıldığını, bu daireden borçların ödeneceğini, kalan miktar olursa davacı—- yaptıkları harcamalara göre paylaşacakları hususunda anlaştıklarını, —- kendi adına olan dubleksi ve diğer daireleri muvazaalı olarak en yakın arkadaşlarına devrettiğini, davacının alacaklısı olan bir kişinin müvekkilinin kardeşini aramaya başladığını ve —- da, davacının talebiyle —adet çeki —- namına verdiğini, dairenin satıldığı dönemde ———- fiyatlarını düşürdüğünü, yükselen faizler sebebiyle —- satılan dairelerin — düştüğünü, bu şartlarda satılan daireden — davacı — borcunu, binanın masrafları ve kalan borçlar için de — müvekkilinin kardeşinin ödediğini, ayrıca iskan için de harcanan paralarla birlikte —- harcadığını, müvekkilinin kardeşi — davacıya ayrıca —- elden ödeme yaptığını, davacının esas alacaklı olduğu kişinin —-olduğunu, —- baskısı ile böyle bir sözleşme imzalandığını, sözleşmede herhangi bir ödeme tarihi belirlenmediğini, daha önce temerrüt mevcut olmadığı için, faizin ancak dava tarihi ile birlikte yasal faiz talep olunabileceğini belirtmiş olup açıklanan nedenlerle davanın —- murislerine ihbarına , davanın haksız ve mesnetsiz olması sebebiyle davanın esastan reddine, dava masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalıların benzer şekilde de iş yaptığını, bu işler sebebiyle davacının müvekkiline halen borcunun olduğunu, borcu olduğu sırada da davaya konu olan alacakla ilgili inşaat işinde müvekkillerine gelerek çok karlı bir iş olduğunu belirttiğini, müvekkilini ikna ettiğini, davacının müvekkilini —- ile tanıştırdığını, ve bu işe girildiğini, müvekkilinin davacıdan habersiz daire satmadığını, inşaatin bitimine doğru — çok sayıda daire sattığını anlayınca hesap yapmak isteyen müvekkilinden —- sürekli kaçtığını, hesap vermediğini, piyasaya olan borçları ödemediğini, sonunda zor da olsa bir daire vermeyi kabul ettiğini, fakat şart olarak davacının verdiğini iddia ettiği parayı vereceği dairenin içerisine katarak daire vereceğini beyan ettiği, davacının da başka türlü —- bir şey alamayacaklarını kar-zarar ortak kendi aralarında anlaşabileceklerini belirterek müvekkilini ikna ettiğini, müvekkilin parasını başka türlü kurtaramayacağını anlayınca fedakarlık yaparak mecburiyet karşılığı daire almayı kabul ettiğini, müvekkili notere gittiğinde —– borç ve ibra protokolünü imzalamaz isek vekalet vermeyeceğini beyan ettiği, davacının müvekkille imzala daireyi kurtaralım, bizim aramızda sorun olmaz hallederiz dediğini, protokolü bu şekilde imzalattığını, Müvekkilin de daireyi —-sattığı, daire sebebiyle açılan davalarda müvekkilinin zor durumda kaldığını, inşaatin tamamlanma aşamasına yaklaşıldığında hesabı tutan — tuttuğu hesapta bir çok harcamayı fazla göstermeye çalıştığı, inşaattaki daireleri sattığı, iki dairenin kaldığı, davacının —-ile birlikte hareket ederek müvekkilini zarara uğrattığını, bu daireden borçların ödeneceği ve kalan miktar olursa davacının davalı ile yaptıkları harcamalara göre paylaşacakları konusunda anlaştıklarını, sözleşmede herhangi bir ödeme tarihi belirlenmediğini, daha önce temerrüt mevcut olmadığı için, faizin ancak dava tarihi ile birlikte yasal faiz talep olunabileceğini belirtmiş olup açıklanan nedenlerle davanın —- murislerine ihbarına , davanın haksız ve mesnetsiz olması sebebiyle davanın esastan reddine, dava masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle davacının dava konusu inşaat işi için yapmış olduğu masraflara istinaden davacı, davalılar—-dava dışı — arasında akdedilen sulh protokolü kapsamında davacıya ödenmesi gereken bedelden bakiye —- alacağın tahsili isteminden ibarettir.
Mahkememizce tapu kayıtları celp edilmiş, incelenen kayıtlarda protokol konusu taşınmazın — tarihinde dava dışı —davalı—-devredildiği tespit edilmiştir. Mahkememizce inceleme günü verilerek dosyanın mali müşavir,nitelikli hesap uzmanı, inşaat mühendisi bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişi heyetince tanzim edilen —- tarihli raporda özetle: “Davalı şirketin yasal ticari
defterleri usul yönünden incelendiğinde; —- yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin —- göre zamanında yapıldığı, davacı vekili tarafından, davacının ve adi ortaklığın defterleri bulunmadığı bildirildiğinden davacı defterlerinin incelemediği, davalı şirketin ticari defterlerinde davacıdan —– alacaklı gözüktüğü, davacı ile davalılardan —- arasında davacının adi ortaklıktan çıkmasına ilişkin sözleşme yapılmış olduğu, yapılan protokol hükmü gereğince—- numaralı bağımsız bölümün bedelinin — olarak takdir edildiği ve davacının ödediği bedeller için — karlılığında — bağımsız bölümün —davacıya devretmesi gerekirken devredilmediğinin görüldüğü, davacı payı olarak bu sözleşme nedeniyle davacının —- talep edebileceği, bu iki davalının — uyarınca davacı alacağından
müteselsilen sorumlu olduğu, davalı— sözleşmede taraf olmadığı ve bu nedenle davacı alacağından sorumlu olmadığı, Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde alacağı için dava tarihinden itibaren —- kapsamında ticari avans faiz talebinde bulunabileceği” yönünde görüş bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş ise de; alınan raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, yeterli olduğu ve itirazların Mahkememizce karşılanabileceği anlaşıldığından ek rapor almaya gerek görülmemiştir.
Dosya kapsamında mübrez davalı —- davacı — dava dışı —-arasında akdedilen tarihsiz Borç Tasfiye,—adına kayıtlı olan —-devir ve temlik edilecektir. — numaralı bağımsız bölümün bedeli taraflarca —olarak takdir edilmiştir. —-daha önce inşaatın yapımı için haricen banka aracılığı ile ve/veya nakden —-karşılığı borç ödenmiş olmaktadır.—— iş bu alacağını müştereken,nakden ve defaten ödeyeceklerini peşinen kabul,beyan ve taahhüt etmişlerdir.” düzenlemesi mevcuttur. Yine davacı ve davalı—- imzasını içerir sözleşmede:—- yapı ise yazdıkları çeke karşılık — üzerilerine devir alacaktır—-ödeyecektir.” hükmü mevcuttur. Görüldüğü üzere davacı, davalı şirket ve —- dava konusu inşaat sözleşmelerine istinaden karşılıklı alacak/borç durumunu iş bu protokol ile çözümlemişler —- numaralı bağımsız bölümün davalılara devredilmesi ile davacının inşaat için ödediği bedellere karşılık olarak —- üstlenmişlerdir. Davalının cevap dilekçesinden protokol konusu dairenin dava dışı — davalıya devrolduğu, daha sonra da davalının daireyi diğer abisi — sattığı, yani protokoldeki hüküm gibi devir işleminin — tarafından yerine getirilerek artık davalıların davacıya ödemeyi üstlendikleri —borcu ödemeleri gerektiği anlaşılmıştır. Davalı adına devrolunan taşınmazlar için tasarrufun iptali davası açıldığını, dava konusu dairenin satıldığı ve davacı borcu ile yapılan masraflar için bu satış sonrası harcama yapıldığı, davacının asıl muhatabının — olması gerektiği, yine esasen davacı ve davalıların — para almak için bu protokolü yaptığı, sonrasında aralarında hesaplaşmaya karar verdikleri, bu nedenle de— borcu bulunmadığını iddia etmiş ise de; dosya kapsamında davacı ile protokol harici yapılan anlaşmaya ilişkin yazılı bir delil sunamamıştır. Bu nedenle bu iddialarını ispatlayamadığı, yine protokol gereği borçtan bizzat sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Yine davalılar rapora itiraz dilekçesinde davacının raporda belirtildiği gibi — borçlu olduğunu iddia etmiş ise de; defterlerde davalı lehine kaydi olarak tespit edilen bu borç her iki tarafın defter ve kayıtları ile tespit edilmediği, tek taraflı olduğu gibi, dilekçesinde açıkça başka işler sebebiyle davacının müvekkiline borçlu olduğu iddia etmiş, dava konusu protokol hükümlerini yerine getirdiğini, bakiye —- ödediğine ve davacıdan alacaklı olduğuna ilişkin gelinen aşamada yazılı hiçbir delil sunmadığından davalının bu savunmasına da itibar edilememiştir.
Davalı cevap dilekçesinde davacıya elden —- ödeme yaptığını iddia ettiğinden ve yemin deliline dayandığından davacıya yemin teklif edip etmediği hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş, davalının yemin teklif etmesi üzerine davacıya yemin davetiyesi tebliğ edilmiştir. Davacı asilin Mahkememizde alınan yeminli beyanında; Davalı — yaptığı dönem içerisinde — elden nakit olarak almadığına namusu, şerefi, kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri üzerine yemin ettiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davalının —– olarak elden yaptığını iddia ettiği ödemeyi de ispatlayamadığı anlaşıldığından, dosya kapsamına göre protokolden kaynaklı bakiye — davalılar —- alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
Davacının rapora itirazları ise faiz başlangıcı ve — husumetine ilişkin olup, dava konusu protokolde —isim ve imzası, borç ödeme taahhüdü bulunmamaktadır. Sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince borçtan —– taraflar arasındaki tüm ilişkiyi bilse dahi sorumlu tutulamaz. Zira davanın konusu tapu iptal tescil değil, paranın ödenmesidir. —kanunen sözleşmeye aykırılıktan sorumlu tutulmasına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca —-yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğundan esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Bu nedenle bu davalının zamanaşımı itirazı değerlendirilmemiştir. Davacı taraflar arasında akdedilen protokolde tarafların en geç —- ay içerisinde sözleşme yükümlülüklerini yerine getireceğinden bahisle temerrüt faizi talep etmekte ise de; bu düzenleme alacağın muaccel olacağı tarihi belirlemekte olup, kesin bir vade içermediği gibi, sözleşmede açık bir tarih olmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren ve taraflar tacir olduğundan talep gibi avans faizine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, —davalılar—-tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalılardan —– karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan esastan reddine,
2-Alınması gerekli 23.225,40-TL harcın peşin alınan 5.806,35-TL harçtan mahsubu ile bakiye 17.419,05-TL harcın davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından harcanan 5.806,35-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı, olmak üzere toplam 5.860,75-TL harç giderinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 3.193,30-TL yargılama giderinin tamamının davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 32.250,00-TL vekalet ücretinin davalılar ——müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı —–kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2.madeye göre davalı vekili için takdir olunan 5.100,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya —- verilmesine,
8-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 26/04/2022