Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/612 E. 2022/173 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/612 Esas
KARAR NO: 2022/173
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/11/2020
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı— müvekkili şirket arasında — imzalandığını, işbu sözleşmeye bağlı olarak davalı —- —– bulunduğunu, davalının —gereğince üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ifa etmeyerek taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde enerji tüketim bedellerini ödemediğini, borcun ödenmemesi nedeniyle borcun tahsili amacıyla —– dosyası üzerinden borçlu aleyhine takip başlatıldığını, davalı tarafın itirazı nedeniyle takibin durduğunu açıklanan nedenlerle davalının yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; 2004 yılının aralık ayı başında cafe internet açıp işletmek üzere belediye ile görüştüğünü,——getirildiği takdirde ruhsat verileceğini aksi halde verilmeyeceğini bildirdiklerini, işletmeyi kurmak için ihtiyacı olan elektriği almak üzere —-başvuruda bulunduğunu, ruhsat olmadığından geçici abonelik verileceğini en geç — tarihinde enerjinin kesileceğinin yazıldığı sözleşmeyi imzaladığını, belediye yetkililerince yapılan araştırmada prosedür gereklerinin tam olduğunun belirtildiği ancak—- ruhsat talebini reddettiğini, işyerinin mühürlendiğini, yürütmeyi durdurma talepli dava açtığını, yürütmeyi durdurma talebi de reddedilince maddi külfetin altından kalkamayacağını anladığından tahliye kararı aldığını, herhangi bir ticari faaliyette bulunmadığını — bildirdiğini, davacı kurum yetkilisinin sayaç son endeksine göre —- borç çıkardığını, ancak işlem yapılması için kendi elemanlarınca sayacın teyit edilmesini ve iş yerinin terk edilerek boşaltıldığının doğrulanması gerektiğini bunun da en az —üreceğini bildirdiklerini, kendisinin de – günü beklemeyeceğini bildirdiği, adını soyadını telefon numaralarını not aldıklarını, fesih işlemleri yapıldıktan sonra şahsına veya kanuni temsilcisine artan ödemenin yapılacağını bildirdiklerini, kendisinin kurumu defalarca aradığını, eleman yetersizliği olduğunu belirttiklerini, en fazla depozitoyu yakarlar diye düşündüğünü, davacının tüm iddialarını reddettiğini, sözleşme gereği enerjisinin kesilmesi gerektiğini, ——düşülerek, kalan — mağduriyete sebep olması nedeniyle, davacı aleyhine maddi ve manevi tazminata karar verilmesini, iş yerini terk ettiği ——- başlamak üzere ödemenin yapılacağı tarihe kadar ticari faiz işletilmesini, davacının haksız ve kötü niyetli talep ve iddialarının ret edilmesine karar verilmesini ,tüm mahkeme masraf ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle abonelik sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağa ilişkin başlatılan ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Öte yandan 6335 sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nın 5. maddesinin —— nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Eldeki dava mutlak ticari dava olmadığından nispi ticari dava koşullarının araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim —– “Dava İİK 67 maddesine dayalı olup —– kaynaklanan borcun tahsili hususunda girişilen takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemenin görevi HMK’nun 114 .md de dava şartları arasında sayılmış,aynı yasanın 115/1 maddesinde ise “dava şartlarının var olup olmadığı mahkemece her aşamada re’sen gözetilmesi gerektiği gibi, dava şartı noksanlığı taraflarca her aşamada ileri sürülebilir. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse, davanın usulden reddine karar verir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı ve davalı tarafın beyanları ile celp olunan abone kayıtlarına göre, söz konusu borcun—— kaynaklandığı, abonelik dosyası içinde mevcut vergi levhasına göre davalının söz konusu adreste ———-unvanı ile faaliyet gösterdiği, abone grubunun ——olarak yazılı olduğu, davalının cevap dilekçesinde davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğunu belirttiği ancak mahkeme tarafından bu konuda hiçbir araştırma yapılmaksızın görev ve yetki itirazının reddi yoluna gidildiği tespit edilmiştir. Davada, davalının, tacir mi, esnaf mı olduğu saptanmadan, buna dair araştırma yapılmadan, işletmesinin esnaf işletmesi kapsamında kalıp kalmadığı, vergi kayıtları, vergi matrahları, ticaret sicil ve esnaf oda kayıtları getirilmeden, hangi usule göre defter tuttuğu araştırılmadan, ——-çıkartılan, esnaf-tacir arası ayırıma dair kararnamedeki gelir sınırı dosyaya alınmadan, buna ilişkin deliller toplanıp karar yerinde tartışılmadan, salt “davalının tacir olmadığı” gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yargılamaya devam olunması hukuka aykırı bulunmuştur.” gerekçesi ile iş yeri aboneliğinden kaynaklı alacaklarda esnaf-tacir sıfatı araştırılıp görev ayrımı yapılarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkememizce ——— müzekkere yazılarak davalının hangi faaliyet konusunda çalıştığı,işletme hesabına göre mi, bilanço usulüne göre mi defter tuttuğunun ve kaçıncı sınıf tacir olduğunun, — yılları arası değerlendirilerek ayrıca bu yıllar vergiye esas gayri safi kazançlarının gönderilmesi istenilmiş gelen yazı cevabında; davalının kayıtlara intikal etmiş Ticari,—— yönünden herhangi bir mükellefiyet ve tüzel kişi ortaklık/yöneticilik kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir. Yine davalının potansiyel mükellef olduğu bildirilmiş ekinde gönderilen belgeden —– tarihinden itibaren potansiyel mükellefiyet kaydının bulunduğu bu tarihten evvel de kaydının olmadığı tespit edilmiştir. Davalı da işletmenin hiçbir zaman faaliyete geçmediği, ruhsat alamadığını cevap dilekçesinde bildirmiştir. ———–Sayılı ilamında:”Somut olayda, davacı vekili, davalı ile müvekkili şirket arasında muhtelif alışveriş nedeniyle ödenmeyen fatura bedellerinin tahsilini talep etmiştir. Büyükçekmece Vergi Dairesinin cevabî yazılarında davalının mükellefiyet kaydının bulunmadığı ancak davalının —– mükellefi olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu durumda, davalının tacir olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. ” gerekçesi ile potansiyel mükellefin tacir olmayacağına değinilmiştir. Hal böyle olunca davalının tacir olmadığı anlaşılmış, dava konusu alacak iş yeri aboneliğinden kaynaklı olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ———– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.01/03/2022