Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/61 E. 2020/216 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/61 Esas
KARAR NO : 2020/216

DAVA : Şirket yöneticisinin sorumluluğu (TTK.nun 644/2 atfıyla TTK.nun 553,555)
DAVA TARİHİ : 18/02/2020
KARAR TARİHİ : 26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müflis ——- olduğunu, müvekkili ile müflis firma arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkili firma alacağı için İstanbul — İcra Dairesi’nin—-. sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, itiraz üzerine istanbul —ATM’nin —– Sayılı dosyası ile dava açıldığını, ilgili mahkemenin yetkisizlik kararı sonrası dava İstanbul Anadolu —-ATM’nin —- Sayılı sırasına kaydedildiğini, dosyanın halen derdest olduğunu, dava dışı müflis firmanın 30/12/2015 tarihinde iflas ettiğini, müflis firmanın davalı şahıs tarfından kötü idare edildiğini, iflas etmek üzere olmasına rağmen davalı bu durumu müvekkilinden gizlediğini belirterek müvekkilinin zararının tazmini için şimdilik 10 bin TL’nin alacağın muacceliyet tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; hukuki niteliği itibariyle temel olarak 6102 sayılı TTK’ nın 644/2 maddesi yollamasıyla TTK’nın 553-555 maddelerine dayanan bir davadır.
Şirket borcundan dolayı yöneticilerin sorumluluğu, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 549-553. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 553. maddeye göre kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükleri kusurları ile ihlal ettikleri takdirde kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
Şirket yöneticisi hakkında ortakların ve şirket alacaklılarının tazminat davası açma hakkını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 555. maddesinde yer alan “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” hükmü uyarınca ortak, dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisine değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir (Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin —– tarih ve ———- Karar sayılı emsal ictihatları).
Yöneticilerin, şirketin mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da dolaylı zarar görmesine yol açar.
Davacı, dava dışı müflis şirketten alacaklı olduğunu, davalının müflis şirketin iflasa kadar yetkilisi olduğunu ve şirketi kötü idare ederek şirketi borçlandırdığını, iflas etmek üzere olduklarını sakladığını, borçlu olduğunu bildiği halde şirket aleyhine başlattıkları icra takibine itiraz ettiğini ileri sürmüş, uğradığı zararın davalıdan tahsili ile kendisine verilmesini talep etmiştir.
Dava dışı şirketin İst. Anadolu —– Asliye Ticaret Mahkemesinin —– tarihli kararıyla iflasına karar verildiği sabittir. Davacı, müflis şirketin yetkilisine karşı TTK.nun 553,556 maddelerine dayalı olarak sorumluluk davası açmış ise de; TTK.nun 556.m. uyarınca zarara uğrayan şirketin iflası hâlinde, pay sahiplerinin ve şirket alacaklılarının istemlerinin önce iflas idaresince ileri sürülecektir. İflas idaresi birinci fıkrada öngörülen davayı açmadığı takdirde her pay sahibi veya şirket alacaklısının mezkûr davayı ikame edebilecektir.
Kaldı ki TTK.nun 555 ve 556.maddeleri kapsamında şirketin uğradığı zararın tazminini talep eden pay sahibi veya alacaklının tazminatın şirkete ödenmesini isteyebileceği, davacı tarafın ise zarara yönelik tazminatın müflis şirkete değil kendisine ödenmesini talep ettiği görülmekle, bu talep bakımından davacının aktif husumeti bulunmamaktadır. (İst. Bölge Adliye Mahkemesi, — HD, —-, —– Bu nedenle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL harcın peşin alınan 170,78TL harçtan mahsubu ile kalan 116,38TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğundan dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı