Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/603 E. 2023/741 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/603
KARAR NO : 2023/741

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri —– Başmüdürlüğü’nde posta ayrım ve işleme hizmetleri yönünden davalı şirketler ile hizmet alım sözleşmesi imzalandığını; davalı şirketler nezdinde çalışan dava dışı —– adlı işçiye 12.06.2004 – 30.11.2015 tarihleri arasındaki çalışması için 08.11.2018 tarihinde 30.013,89.-TL kıdem tazminatı ödendiğini; ancak işçinin bakiye kıdem tazminatı alacağı bulunduğu iddiasıyla arabuluculuğa müracaat ettiğini ve 01.03.1999 – 30.04.2004 arast çalışması için de kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğini belirterek alacak talep ettiğini, —- Hukuk Müşavirliği’nin yazısı kapsamında ve —- kararı ile 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte bulunan 14.maddesi kapsamında, Yargıtay ilke kararları da gözetilerek dava dışı işçiye 01.03.1999 – 30.04.2004 arası çalışması için brüt 13.610,99.-TL ile 01.12.2015 – 28.02.2018 arası çalışması için ise fark brüt 5.297,25 TL kıdem tazminatı hesaplanarak, toplam 19.389,96 TL net ek ödeme yaptıklarını ve arabulucuya da 568,40 TL ödediklerini; tüm bu ödemelerden davalıların sorumlu olduklarını belirterek rücuen alacak olarak 49.972,24 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birliktte ve sorumlu oldukları kısımlar ile sınırlı kalınmak suretiyle davalılardan tahsiline kadar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müflis şirketin iflasına karar verildiğini, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı —– asıl işveren olduğunu, dava dışı işçinin işten çıkarılmasına müvekkillerinin kusuru bulunmadığını ve kıdem tazminatından sorumlu olmadığını, sözleşme bedeline dahil giderlere kıdem tazminatlarının dahil olmadığını, bu yönden rücu edilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, iflastan sonra doğan alacağın tahsiline ilişkin davadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise, davacı ile müflis şirket arasındaki sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerden ——adlı işçiye, iş mahkemesi ilamlarına dayalı olarak yapılan ödemelerden müflis şirketin sorumlu olup olmadığı, bu miktarın iflas masasına kayıt ve kabul şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Müflis şirketin iflasına ilişkin —-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—- Esas—- Karar sayılı kararı ve kesinleşme şerhi, —— kayıtları ve taraflarca bildirilen diğer deliller toplanarak dosyamız içerisine alındığı anlaşılmıştır.
Dosya mahkememiz 23/06/2022 tarihli —– nolu ara kararı ile bilirkişiye tevdine karar verilmiş, 21/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”..taraflar arasında daa dışı işçiye karşı İş Kanunu m.2 gerği asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunun tespit edildiği, davacı —–haklı görüldüğü takdirde TBK m.167 gereği, iflas tarihi olan 22/06/2014 itibariyle davalının sorumlu olduğu 43,91 TL borç hesaplandığı, buna göre yapılan hesaplamalarda, davacı —– müteselsil borçluluğun iç ilişkisinde kendisi üzerine düşen payın üzerinde ve eşit paylı rücu ilkesine göre, davalıdan olan yarısı nispetinde rücuen alacak meblağının %50 paylı rücu oranına göre 21,95 TL olduğu..” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; iflastan sonra doğan alacak, müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğindedir. İflas tarihinden sonra doğan böyle bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesince değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalı ise iflas idaresidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; davalı müflis —- hakkında —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —–Esas sayılı dosyasında 22.06.2016 tarihinde iflasın açılmasına karar verildiği iflas idaresinden gelen yazı cevabından anlaşılmaktadır. Dava dışı işçi—– işçi alacakları iflas tarihinden sonra ödeme yapılmak suretiyle dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK’nın 167. maddesine dayalı rücu hakkı (iflastan sonra) doğmuştur. Bu durumda alacak, iflastan önce doğmadığından, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan genel nitelikli bir alacak niteliğindedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere işçinin davalı müflis şirketin 43,91 TL alacağı bulunduğu, TBK 167. Maddesi gereğince bu alacağın yarısı olan 21,95 TL’den davalı müflis şirketin sorumlu olduğu, müflis şirketin tamamından sorumlu olacağına dair sözleşmede hüküm bulunmadığı belirlendiğinden bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; iflas tasfiyesinden sonra bakiye kalırsa 21,95 TL’nin müflis şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 269,85 TL peşin harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.235,50 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%0,04 Kabul %99,96 Ret) 0,54 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir olunan 21,95 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir olunan 21,95 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.