Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/589 E. 2021/230 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/589 Esas
KARAR NO : 2021/230

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 11/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ————- numaralı gayrimenkul de bulunan binanın riskli yapı olmasından bahisle 6306 Sayılı Afet Riski Altında ki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun hükümleri uyarınca ilgili parsel de bulunan riskli binanın yıkılarak arsa malikleri-arsa payı sahipleri ile müvekkil şirket arasında satın almayı vaad eden ve arsa payı karşılığı inşaat hakkı sözleşmesi yapan müvekkil yüklenici şirket arasında ‘düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ——- iş bu dava dosyasın da ki davacı arsa payı sahipleri ile müvekkil şirket arasında Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin imzalanmasına müteakip müvekkil yüklenici şirket iyi niyetinin bir göstergesi olarak ve inşaatı tamamlayarak ——–alacağına dair kendisine güveninden——– bedelli— – -teminat olarak ekte sunulan imzalı evrak ile de görüleceği üzere maliklerin belirlemiş olduğu ————— teslim ettiğini, işbu sebeple davalı olarak temsil heyeti adına işlem yapan ——————- gösterilmiş ve kendisi de çeki elinde bulundurduğunu, müvekkil yüklenici şirket—— tarihinde dava konusu—- malikleri ekte bulunan sözleşmeyi imzaladığını, sözleşmeye göre 4. maddesin de yazılı olduğu üzre ve Sayın Mahkemenin göreceği üzre; 4.1. ‘Çek Yapı kullanma izin belgesinin——– alınması ediminin yerine getirilmesinin teminatı olarak verildiğinden hiç bir koşulda ciro ve temlik edilmeyecektir. Taraflar bu hususta karşılıklı mutabakat sağlamışlardır.” maddesinin bulunduğunu buradan hareketle müvekkil yüklenici şirket ile malikler arasında imzalanan ————- tarihli sözleşmeye göre yazılı çekin müvekkil şirkete iadesi için gerektiğini, idari kurumlara karşı olan her türlü borcun ödenmiş olup ——————– alınabilmesi için uygulanacak prosedürler de bitmiş olup ——————- belgesinin yazılması ve imzalanması onayı beklendiğini, Covid 19 salgını —————- sebebiyle ——- çalışması zorlaşmakta, “evde kal” ilkesi sebebiyle işcilerin can güvenliği için çalışma imkansız hale gelmekte hatta merkezi veya yerel idare kararlarıyla çalışmalar durdurulduğunu, bu sebeple şu aşamada ———– yukarıda belirtilen sebepler dolayısıyla alınamadığını, müvekkil şirket COVİD-19 sebebiyle yavaşlayan ———— nedeniyle işlemlerin tamamlanacağı hususu aşikar olduğunu, işbu sebeple müvekkil şirketin—————————–dolayı borçlu bulunmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yüklenici sıfatı ile, müvekkilin de yer aldığı 24 bağımsız bölüm maliki de arsa sahibi sıfatı ile,——————- 6306 Sayılı Kanun kapsamında inşaat yapmak için——— imzalanmıştır. İmzalanan Düzenleme Şeklinde —————————- rağmen karşı taraf süresinde ——- bitirilemediğinden eksik işlerin bitirilerek iskanı alınmış şekilde arsa sahiplerine teslimi için —————– düzenlediğini, bu sözleşmeye göre, fiilen arsa sahiplerine teslim edilen taşınmazın, eksik işlerini bitirerek, iskanı alınmış şekilde teslim etmek için yüklenici, müvekkilin de içinde bulunduğu arsa sahiplerinden, 1 yıl süre istemiş, bitirilmediği taktirde de tedbire konu çekin paraya çevrilerek eksik işlerin arsa sahiplerince bitirilmesini ve çek bedelinden 250.000 TL cezai şartın, arsa sahiplerince kesilmesini yüklenici kabul ettiğini, davaya konu çek, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı eksik işlerin ve iskanın bir yıl sürede alınamaması halinde paraya çevrilmesini kabul edilerek verildiğini, arsa sahipleri tacir olmadığını, bu nedenle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek davanın usulden reddinin gerektiğini davaya konu çek müvekkil tarafından temsil heyeti adına alındığını, müvekkilinin kendi nam hesabı adına alınmış bir çek söz konusu olmadığından müvekkilin tek başına taraf gösterilmesi de doğru olmadığını, bu yüzden arsa sahiplerinin tamamı davaya dahil edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı yüklenici, davalı arsa sahibine verdiği çek nedeniyle borçlu olmadığını tespiti talepli dava açmıştır.
Davacının ibraz ettiği sözleşme ve çek sureti incelendiğinde yüklenici ile davalının da aralarında bulunduğu —— tarihli sözleşme imzalamış, bu sözleşmenin yüklenicinin teminat amacıyla ——————— nolu çeki arsa sahiplerine vereceği kararlaştırılmıştır.
Davacı eldeki davada bu çeki arsa sahiplerini temsilen davalı ——— verdiğini inşaatın bir yıldan uzun zaman önce bitirildiğini, arsa sahiplerinin taşınmazda oturduklarını , %95 iskan alma aşamasında olduklarını Covid19 nedeniyle iskanın alınamadığını, taşınmazların fiilen teslim edildiği olduğundan çek sebebiyle borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, tacir olmadığını, arsa sahiplerine karşı davanın ancak asliye hukuk mahkemesinde açılabileceğini, çekin sözleşmeye göre arsa sahiplerine verildiğini davanın sadece kendisine açılmış olmasının usulsüz olduğunu, halen iskan alınmamış olduğunu ve talebin reddinin gerektiğini ileri sürmüştür.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.’nun 4. Maddesinde bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. Maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. Maddesin hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 4/1 çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Özetle; bir davanın ticari dava olması için ya mutlak ticari dava ya da nisbi ticari dava olması gerekir. Davacının sunduğu sözleşme sureti ile çek sureti incelendiğinde, çekin teminat amacıyla sözleşmede ayrıca seri no, şube adı gibi bilgileri örtüşecek şekilde düzenlenip teminat amacıyla verildiği, çekin halen bankaya ibraz edilmediği, tedavüle girmediği her iki tarafın beyanlarıyla uyuşmazlık dışıdır.
TTK’nun 780. Maddesi, çekte bulunması gereken zorunlu unsurları saymıştır. Bunlardan keşide yeri, keşide tarihi, düzenleme yeri, ————- somut olayda sunulan çekte mevcut değildir. TTK’nun 781/1,2,3 maddelerine göre düzenleme yeri yoksa keşidecinin adı yanında yazan yer düzenleme yeri sayılır ancak keşidecinin ünvanı yanında bir yer adı da yoktur. Keşide yeri, tarihi sonradan eklenebilirse de en geç tedavüle çıkmadan eklenmesi gereken unsurlardandır. (01/01/2017 tarihinden sonra çekte olması gereken bir diğer ——————- olup, bu tarihten önce verilen çekler geçerliliğini korumakta ise de sözleşmenin 2019 yılında düzenlenip çekin 2019 tarihinde verildiği anlaşıldığına göre bu da başka bir eksikliktir.) Özetle, davacının çek olarak dayandığı belgenin TTK’nun 780. Maddesine göre çek vasfında olmadığı, bu sebeple de kıymetli evrak sayılamayacağı, kıymetli evrak sayılamayınca da davanın mutlak ticari dava olmadığı, kıymetli evrak hukukuna ait hükümlerin uygulanmayacağı, uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümleneceği anlaşılmaktadır.
Davalının arsa sahibi olup tacir olmadığı da açık olduğundan dava nisbi ticari dava da değildir. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan mahkemenizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek, davalının taraf sıfatı gibi diğer itirazlarını görevli mahkemenin takdirine bırakmak gerekmiştir.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile davanın HMK.nun 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca usul yönünden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli —————-Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, HMK.nun 20 maddesi uyarınca resen dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılacağına ve dosya üzerinden yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar verildi.