Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/571 E. 2022/364 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/571 Esas
KARAR NO: 2022/364
DAVA: Alacak davası
DAVA TARİHİ : 04/02/2011
KARAR TARİHİ: 19/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında akdedilen —- plakalı araçların davalıya kiralandığını, davalının kira borçlarını düzensiz ödemesi nedeniyle kira sözleşmesinin —- tarihli ihtarname ile sözleşmenin ilgili hükümleri uyarınca haklı sebeple feshedildiğini, davalının ödemelerini zamanında yapmaması nedeniyle davacının, sözleşmelerin normal sona erme süresine kadar ki kira bedeli alacaklarını cezai şart olarak talep etmeye hak kazandığını, işbu cezai şart alacağını içeren —– bedelli faturanın tanzim edilerek bedelinin davalıdan talep edildiğini, davalının faturayı iade ederek borçları olmadığını beyan ettiğini, bunun üzerine işbu faturaya dayanarak —- ile alacağın tahsili yoluna gidildiğini, davalının yetki ve borca itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %40 dan az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu — tarihli ıslah dilekçesinde özetle, —-cezai şart faturasına dayalı alacaklarının — tarihinden —– itibaren, bu talep yerinde görülmez ise icra takibi tarihinde — veya dava tarihinde—- davalının yine temerrüte düştüğü gözetilerek bu tarihlerden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu sözleşmelerin sürelerinin zaten bittiğini, ——– ödendiğini, müvekkilinin tüm kira bedellerini ödediğini, davacının bu ödemeleri itirazsız kabul ettiği, üstelik —– geç ödeme halinde vade farkı istenmesi kabul edilmiş ise de davacının hiçbir zaman böyle bir talepte bulunmadığını davacının sözleşmeyi fesih nedeninin —– sayılı dosyasına konu olan olay olduğunu, müvekkilinden haksız alacak taleplerinin olduğunu, talepler kabul edilmeyince bu davanın konusu cezai tazminat taleplerinin tehdit unusuru olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine, %40 inkar ve kötüniyet tazimatına hükmedilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında akdedilen —– tarihli kira sözleşmelerinin davalı tarafından yapılacak ödemelerin zamanında yapılmaması nedeniyle haklı nedenlerle feshedilmesinden dolayı sözleşme uyarınca istenilen cezai şart alacağının tahsili için açılan alacak davasıdır.
Eldeki dava ilk olarak —- görülmeye başlanmış, Mahkememizce tarafların defterlerinin incelenmesi amacıyla inceleme günü verilmiş ve mali müşavir bilirkişi ile nitelikli hesap uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin —- havale tarihli raporunda özetle:”Davacı tarafın defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kapanış tasdiklerinin ise yaptırılmamış olduğunun tespit edildiği, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan — alacaklı durumda göründüğü, takip konusu olan —- bedelli faturanın bu bakiyenin içinde mevcut olduğu, fatura bedellerinin davacının iddia ettiği tarihlerde ödenmiş olduğu hususunun banka dekontlarından anlaşıldığı, ancak faturaların davalıya düzenlendikleri tarihte tebliğ edilmiş olduklarının taraflarınca tespit edilemediği, davacının söz konusu faturayı düzenleme tarihinde/düzenleme tarihine yakın bir tarihte tebliğ edildiğini ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, davacı lehine delil gücüne sahip olmadığı, bu nedenle bu faturaların davacı defterlerine kayıt tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, eğer davacının iddiaları doğrulanırsa sözleşme sonuna kadar cezai şart talep etmekte haklı olacağı, davalının ticari defterlerini sunmadığı” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça rapora itiraz edilerek ekine bir kısım —-teslim bilgileri içerir delil sunulmuştur. Mahkememizin —- ilamı ile fatura tebliğ tarihlerine ilişkin iddialar ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, —-Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, kira bedellerine ilişkin faturaların davalı kiracıya ne zaman tebliğ edildiği ve davalının da süresinde ödeme yapıp yapmadığı noktalarındadır. Davacı vekili, iddialarını kanıtlama yönünden delil listesinde “taraf ticari defter ve kayıtları”na dayanmıştır. —-Uyuşmazlığa ilişkin olarak alınan bilirkişi raporunda, davacının incelenen —-yıllarına ait yevmiye, defter-i kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin bulunmasına karşın, kapanış tasdiklerinin olmadığı, ticari defterlere göre, taraflar arasındaki alacak- borç ilişkisinin —– tarihinde başladığı, davacı tarafından takip konusu edilen fatura da dahil olmak üzere davalı adına düzenlenen faturaların davalıya borç kaydedildiği, yapılan tahsilatların da alacak kaydedildiği, takip tarihi itibariyle davalının takip konusu edilen —-bedelli fatura dolayısıyla borçlu göründüğü, davacının talep ettiği cezai şarta dayanak yaptığı —– ayları kira faturalarının davalıya ne zaman tebliğ edildiğini davacının kanıtlaması gerektiği, davacının ticari defterleri yöntemine uygun tutulmadığından ve sahibi lehine delil olamayacağından faturaların davacının defterlerine kaydedildiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Mahkemece davacı tarafından fatura tebliğ tarihlerinin kanıtlanamaması gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı yan davacının delil olarak dayanmasına karşın, kendi ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Bu durumda mahkemenin davacının ticari defterlerindeki kayıtlar itibariyle fatura tebliğ tarihlerini değerlendirerek sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde davayı ret etmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrası dosya —-dosya numarasını almış, mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, —-müzekkere yazılarak davacı tarafından davalıya gönderilen kargo gönderi bilgileri celp edilmiş, davalının — celp edilmiş, dosyanın ek rapor alınmak üzere bozma ilamı öncesi rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişi heyetinin —- havale tarihli raporunda özetle:”Davalının ticari defterlerinde davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş fatura bedellerinin fatura düzenleme tarihleri ile davacıya alacak kayıt edildiği, davacıya yapılan ödemelerin borç kaydedildiği, bu işlemler neticesinde davalının —tarihi itibariyle —- alacaklı durumda olduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş —– tarihli faturanın tanzim tarihi dikkate alındığında —– gün gecikme ile davalı tarafından ödenmiş olduğunun davalı ticari defterleri ile anlaşıldığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş — tarihli faturanın —– tarihinde ödenmiş olduğunun davalı defter ve kayıtlarından anlaşıldığı, cezai şart faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olmadığının anlaşıldığı, —– gönderilen belgelerin içeriği hakkında herhangi bir bilgi bulunmadığı, bozma kararından sonra davalı ticari defterlerini sunmuş olduğundan davalının ticari defterlerine de bakılmak suretiyle sonuca varılmasının uygun görüldüğü, davalının ticari defterlerine de bakılarak yapılan inceleme neticesinde davalının dava konusu iki adet fatura bedelini gecikmeli olarak ödediği tespit edilmişse de; davalının kira sözleşmesinin başından beri — yıllık kira dönemi için — adet fatura bedellerini —- günlük süre geçtikten sonra ödediği, ne var ki buna rağmen davacının taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesini feshetmediği gibi davalıya ihtar da çekmediği, davacının ses çıkarmamakla cezai şart talep etmeyeceği yönünde haklı bir güven uyandırdığı, davacının bu davranışının çelişkili davranış oluşturduğu ve —– yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça rapora itiraz edilmiştir. Mahkememizin ——- davacının kira bedellerinin geç ödenmesini kabullenmekle davalı nezdinde cezai şartın talep edilmeyeceği yönünde haklı bir güven uyandırdığı ve teamül oluşturduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen kararın davacı tarafça temyizi üzerine ——-Mahkemece ilk kararda; iddialarını kanıtlama yönünden davacının delil listesinde tarafların ticari defter ve kayıtlarına dayandığı, davalının inceleme günü ticari defterlerini sunmadığı, davacının ticari defterlerinin ise kendi lehine delil olma özelliği bulunmadığı bu sebeple ispatlanamayan davanın reddine dair hüküm kurulduğu görülmüş, kararın davacı tarafından temyizi üzerinde —–Davalı yan, davacının delil olarak dayanmasına karşın kendi ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Bu durumda mahkemenin davalının ticari defterlerindeki kayıtlar itibariyle fatura tebliğ tarihlerini değerlendirerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte, bozma ilamı doğrultusunda yalnızca davacının ticari defterlerindeki kayıtlar itibariyle fatura tebliğ tarihlerinin değerlendirilmesi gerekirken, bozma ilamı ile davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilecek şekilde, davalı tarafından bozma öncesi yargılamada ibraz edilmemiş ticari defterlerin bozma sonrasında ibraz edildiğinden bahisle davalının ticari defterleri üzerinde de inceleme yapan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, ilk bozma ilamına değinen uyulan son bozma ilamı kapsamında davacının defterlerindeki kayıtlarının incelenerek faturaların tebliğ tarihlerinin değerlendirilmesi ve geç ödenip ödenmediğinin tespiti için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan — tarihli raporda özetle: —- sonra , davacının—- yılına ilişkin ticari defterlerinin incelendiğini, bu defter kayıtları incelendiğinde, davalının —fatura, bedellerini, sözleşmede öngörülmüş olan — günlük vadenin geçmesinden sonra, sözleşmeye nazaran gecikmeli olarak ödediği,—- yılında davacı tarafından davalıya toplam — adet fatura düzenlendiğini, bunların hepsinin, sözleşmede kararlaştırılmış olan— günlük vadeye nazaran gecikmeli olarak ödendiğini ancak doğal olarak, —- faturalarının da gecikmeli olarak ödenip ödenmediği hususu, davacının sunmuş olduğu — defterlerinden anlaşılamadığını, davacının —-yılında düzenlediği faturaların davalı tarafından – günlük vadeden daha sonra — ödenmesine davacı tarafından — tarihine — kadar itiraz edilmemiş— olmakla davalı nezdinde, işbu gecikmeli ödemelerden dolayı sözleşmenin feshedilmeyeceği ve cezai şartın tahsilinin talep edilmeyeceği hususunda haklı bir güven uyandırılmış olduğunun kabul edilemeyeceği hususunun mahkemeye ait olduğunu, mahkemece sözleşmeye nazaran gecikmeli yapılan ödemelerden dolayı sözleşmenin feshedilmeyeceği ve cezai şartın tahsilinin talep edilmeyeceği hususunda davacı tarafından davalı nezdinde haklı bir güven uyandırılmış olduğunun kabul edilemeyeceği kanaatine varılacak olursa, davacının, davalının —- adet faturayı gecikmeli olarak ödemiş olması sebebiyle sözleşmeyi haklı olarak feshetmiş sayılacağı ve dolayısıyla da, raporun mali kısmında hesaplanmış olan —- cezai şartın tahsilini, talep gibi takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan talebe hak kazanacağı, davacının sözleşmeyi feshetme ve cezai şartı talep edebilme hakkı, — maddelerinde yer alan hükümlerden kaynaklandığını, — fatura ödeme vadesi ise sözleşmelerin — yer alan hükümden kaynaklandığını, —-davalı tacir dahi olsa, cezai şartın ödenmesi ekonomik açıdan mahvına yol açacak ise, cezai şart tutarından uygun bir indirim yapılması gerektiği” yönünde görüş bildirmiştir. Alınan rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapor itiraz edilmiş olunup, davalının rapora itirazlarının alınan rapor yeterli görülmekle reddine karar verilmiştir.
Eldeki davada ilk bozma ilamında —– “Sözleşmelerde kira paralarının fatura tanziminden sonra beş gün içinde banka hesabına nakit olarak ödeneceği düzenlenmiştir. Yine sözleşmelerin özel şartlar bölümü —bir kira yılı döneminde keşide edilen fatura bedellerinin iki defa zamanında veya tam olarak ödenmemesi —– halinde kiraya verenin sözleşmeyi beş gün önceden yazılı olarak bildirerek feshedebileceği, kiracının bu durumda araç başına kalan kira bedellerini cezai şart olarak ödemekle yükümlü olduğu kararlaştırılmıştır. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar.” gerekçesi ile açıkça değinildiği gibi cezai şarta ilişkin sözleşme hükmü her iki tarafı da bağlayıcı olup, Mahkememizce her iki bozma ilamına da uymaya karar verilmekle davacının ticari defterlerindeki kayıtlar itibariyle fatura tebliğ tarihlerinin değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmış, alınan son bilirkişi raporunda davacının kendi kayıtlarına göre davalının — yılında dava konusu edilen iki fatura dahil – adet faturayı sözleşmede kararlaştırılan —- günlük vadeden sonra gecikmeli olarak ödediği tespit edilmiş, hal böyle olunca davacının kayıtları itibariyle gecikmeli olarak ödenen faturalardan dolayı cezai şarta hak kazandığı kanaatine varılmıştır. Davalı bu fatura bedellerine itiraz ederek davacının aracı başkasına kiralayıp kiralamadığı, satıp satmadığı hususlarının araştırılmasını talep etmiş ise de; eldeki davaya konu alacak cezai şart alacağı olup, kar kaybına—-ilişkin değildir. Kar kaybı zararlarında bu yönde araştırma yapılabilir ise de; cezai şartta TBK 180.madde uyarınca:”Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir” düzenlemesi karşısında zarara uğranıp uğranmadığının araştırılmasının yapılması mümkün değildir. Cezai şart miktarının indirilmesini gerektirir husus tacir olan davalı yönünden ekonomik mahvına sebep olması halidir. Ne var ki davalı taraf cezai şartın tenkisi talebini ilk kez, ilk bozmadan sonra—– tarihli dilekçesi ile talep etmiş olup, bozma sonrası iddia ve savunmalarını genişlettiği kanaatine varılmıştır. Kaldı ki ticari defterlerini dahi süresinde ibraz etmediğinden bu yönde mali inceleme yapılamayacağı kanaatine varılmıştır. Davalının diğer talebi ise alacaklı bulunduğu bir miktar var ise mahsubuna yönelik olup, yukarıda bahsedildiği gibi ticari defterlerini süresinde ibraz etmediğinden bu yönde mali inceleme yapılamayacağı, davacının ticari defterlerine göre davalıya borcunun bulunmadığı da anlaşılmıştır.
Eldeki dava ilk olarak itirazın iptali davası olarak açılmış, davacı tarafça bozma sonrası ıslah yapılarak dava alacak davasına dönüştürülmüştür. Bilindiği gibi —– tarihli değişiklik ile —- bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir.” düzenlemesi getirilmiş olunup, bozma ilamı kapsamında davacının kayıtları itibariyle inceleme yapılarak faturaların geç ödenip ödenmediğinin tespiti gerektiğinden ek rapor alınmış, dolayısıyla tahkikata ilişkin işlem yapıldığından davacının ıslah dilekçesinin kabulü gerekmiştir.
Dava konusu cezai şart faturası — tarihinde düzenlenmiş olup, davacının fatura hesabına göre — tarihli sözleşmenin kalan kira dönemi — ay olup, sözleşme bedeli — tarihli sözleşme için ise — edebileceği toplamda — için fatura tanzim tarihi ve saati itibariyle— esas alınması gereken — tarihli kur bildirimine göre —- olduğu anlaşılmış, davacının — tarihli beyan dilekçesi de nazara alındığında fazla olarak — değerinin kayda alındığı anlaşılmış, bilirkişi raporunda da kur tarihi olarak — tarihinin değil — tarihinin esas alındığı, hata yapıldığı anlaşılmış, hal böyle olunca Mahkememizce re’sen — değeri esas alınarak yapılan hesaplamada davacı alacağı —olarak bulunmuş, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, davacı vekili alacağına ihtar tarihinden, mümkün olmadığı takdirde icra takibi veya dava tarihinden itibaren faiz talep etmiş olup, dosyada mübrez —- tarihli ihtarname incelendiğinde fesih bildirimi içerdiği, cezai şarta ilişkin düzenlenecek faturaya müteakip bu borcun da ödenmesinin talep edildiği, herhangi bir miktar belirtilmediği anlaşıldığından ihtar tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılmış, hal böyle olunca dava konusu fatura yönünden icra takip tarihi olan —- tarihinden itibaren avans faizi işletilmiş ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, toplam — cezai şart alacağının takip tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 5.133,99-TL harçtan 780,05-TL peşin harç, 395,76-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.958,18-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 780,05-TL peşin harç, 18,40-TL başvuru harcı, 395,76-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.194,21-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 3.207,60-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%94,92 Kabul, %5,08 Ret) 3.044,65-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından harcanan 195,20-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%94,92 Kabul, %5,08 Ret) 9,92-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 10.570,43-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13. maddesine göre hesaplanan 4.022,01-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.19/04/2022