Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/567 E. 2021/321 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/567 Esas
KARAR NO : 2021/321 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının, davalıya ait ya da davalının————– karşılığından taşınması konusunda anlaştıklarını ve müvekkili tarafından taşıma gerçekleştirilerek emtianın süresinde alıcısına ulaştırıldığını ve navlun faturası kesildiğini, davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen navlun alacağının ödenmemesi nedeniyle aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taşımada ——- taşeron olarak kullandığını, bu firmayla aralarında oluşan ihtilaf nedeniyle firmanın taşıma işlemini durdurduğunu ve malın tesliminin 60 günü aşarak kabul edilemez bir seviyeye ulaştığını, davacı tarafça çözüm bulunmaması nedeniyle müvekkilinin dava ————- ile temasa geçerek——- ödediğini ve nakliyenin tamamlanmasını sağladığını ayrıca,———— çıkararak müvekkilinden tahsil ettiğini, bu nedenle müvekkilinin dava konusu taşıma nedeniyle hem —- 3.094,50 USD maddi kayba uğradığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini ve davacının %40’dan aşağı olamak üzere tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle İstanbul Anadolu (Kadıköy) —-.İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İstanbul Anadolu —-. İcra Md.——- Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalı hakkında ——— nolu faturaya dayalı 3.100,00 USD navlun alacağı için ilamsız takibe geçtiği, borçlunun ————–yetkisine itiraz ederek —– Dairesinin yetkili olduğunu ve müvekkilinin alacaklıya borcu olmadığını belirterek takibin durdurulmasını talep etmiş, icra takibinin durmasıyla davanın yasal süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin—— Esasında yapılan yargılama üzerine——-Karar sayılı kararı ile; iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalıya ait emtianın —- ile taşınması işini üstlendiği, davalı tarafça malın tesliminin 60 günü aştığını, bu nedenle davacı şirketin taşeronu dava dışı ———— ödeyerek nakliyenin tamamlandığını beyan etmişse de, buna ilişkin ibraz edilen faturada, konusunun—- nakliyesi bekleme bedeli” olarak belirtildiği, taşıma bedeli olmadığı fatura içeriğinden anlaşılan işbu faturadan dolayı davacının davalıya bir ödeme sorumluluğu bulunmadığından davalının yargılama süresince ileri sürmeyip, 17.10.2014 tarihli dilekçesi ve son celsede bu yöne ilişkin ileri sürülen sözlü takas – mahsup talebinin yerinde görülmediği, davalı tarafça yine, dava konusu taşıma işini veren dava dışı ———- şirketine gecikmeden dolayı 2.094,50 USD ek fatura ödediğini iddia etmiş ise de, CMR’nin 30/3 maddesi uyarınca davalı tarafından davacıya bu konuda keşide edilmiş bir ihtarname bulunmadığı ve takas edilecek alacakların aynı tür ve nitelikte olması gerektiğinden davalı tarafın son celsedeki takas savunma ve taleplerinin bu tutar yönünden de kabul edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Mahkememiz kararının, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay ——–tarihli ilamında; Dava, taşımadan kaynaklı navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı tarafça cevap dilekçesinden itibaren, davacının üstlendiği taşımanın geç yapılması nedeniyle 3.094,50 USD zarara uğranıldığının savunulduğu, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de aynı savunma ve itirazların ileri sürüldüğü yine, sözlü celsede de gecikme dolayısıyla zarara uğranıldığı ve takas def’inin herhangi bir şekle tabi olmadığı yönünde beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır. Takas beyanı şekle bağlı değildir. Mahkeme dışında yapılacak bir beyanla olabileceği gibi, dava içinde def’i veya karşılık dava olarak da kullanılabilir. Takas için karşılık dava açılması dahi zorunlu olmayıp, sadece takas savunmasında bulunulması yeterlidir. Bu itibarla, somut olayda cevap dilekçesinde miktarı da belirtilmek suretiyle takas def’inde bulunulduğu nazara alınmaksızın, yazılı gerekçeyle takas def’inin reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca, davacı vekili, CMR Konvansiyonu’nun 30/3 maddesi uyarınca teslimden itibaren 21 gün içerisinde yazılı olarak bildirim yapılmadığı takdirde gecikmeden dolayı kendilerine bir sorumluluk yüklenilemeyeceği, bu nedenle davalının gecikmeden kaynaklanan zararının taşıma ücretinden mahsup edilemeyeceği iddiasında bulunmuştur. Nitekim anılan Konvansiyon’un 30/3’üncü maddesinde “Yük’ün alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durum yazılı olarak taşımacıya bildirilmemiş ise, teslimdeki gecikmeler için tazminatın ödenmeyeceğini” düzenlemiştir. Her ne kadar mahkemece, davalı tarafından davacıya keşide edilmiş bir ihtarname bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafça ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediği kabul edilmiş ise de, bu konuda davalı tarafından dosyaya ibraz edilen e-mailler de değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerektiği belirtilerek Mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma karına uyulmasına karar verilerek yeniden yapılan yargılama ile taşımacılık alanında uzman bilirkişiden ve mali müşavir bilirkişiden raporlar alınmış, alınan bilirkişi raporları ve toplanan deliller ve Yargıtay bozma ilamı dikkate alınmak suretiyle—– tarihli Bilirkişi Raporunda yer alan tespitler yerinde bulunarak davacı tarafça üstlenilen taşımanın, davacı — tarafından 01.09.2012 tarihinde alındığı, 01.11.2012 tarihinde alıcısına teslim edildiği, taşınan ——— süresi aşılmak suretiyle geç teslim edildiği, bu kapsamda davalının eşyanın teslimi için davacı——– şirkete iade etmek zorunda kaldığı dolayısıyla söz konusu eşyanın geç taşınması sebebiyle maddi kayba uğradığı, bu kapsamda zararının 2.094,50+1000=3094,50 USD olduğu belirlenmiş ve bu——— miktar taraflar arasındaki taşıma ücreti olan —— düşülmesi suretiyle davacının icra takibi dolayısıyla talep edebileceği alacağının 5,50 USD olduğu değerlendirilmiş, tespit edilen bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne, belirlenen tutar üzerinde %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ayrıca takibin haksız ve kötüniyetli yapıldığı ispatlanamadığından reddedilen kısım yönünden davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu kez mahkeme kararının, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ————— Hukuk Dairesinin, ———– tarihli kararı ile; Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, taşımadan kaynaklı navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, davalının —— —– zararının, davaya konu taşımanın gecikmesinden doğan bir zarar olduğuna ilişkin savunmasını ispat edememiş olmasına karşın, bu tutarın düşülerek bakiye alacağa hükmedilmesi doğru olmadığından, mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına, karar verilmiştir.
Mahkemece ——- tarihli Celse ara kararı ile; usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık navlun alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin bulunmaktadır. Davalı tarafça davacının üstlendiği taşımanın geç yapılması nedeniyle —- zarara uğranıldığını savunulmuş, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de aynı savunma ve itirazların ileri sürmüştür. Yine sözlü celsede de gecikme dolayısıyla zarara uğranıldığı ve —- def’inin herhangi bir şekle tabi olmadığı yönünde beyanda bulunmuştur. Takas beyanı şekle bağlı bulunmamaktadır.
Taraflara ilişkin mail yazışmalarının incelenmesinde; davalı şirketin, dava konusu eşyanın taşınmasında yaşanan geçirmeyi davacı şirkete bildirdiği, yazışma içeriklerinden davacının meydana gelen gecikmeden haberdar olduğu, geçikmenin davacının dava dışı taşıyıcı şirket —– —– borcunu ödememesinden ileri geldiği, dava dışı taşıyıcı şirketin bir başka yük daha aldığı, bu yükün teslimini de yaptığı, dava konusu yükü çeşitli noktalarda beklettiği ve geç teslim ettiği bu hususların taraflar arasındai elektronik ortamdaki yazışmlara yansıdığı görülmektedir.
CMR Konvansiyonunun 19. maddesi “Yük kararlaştırılan zaman limiti içinde teslim edilmemiş ise veya kararlaştırılmış zaman limiti olmadığı hallerde, taşımanın normal süresi ve özellikle parçalı yüklerde tüm yükü bir araya getirmek için gerekli zaman, gayretli bir taşımacıya gerekli zamanı geçiyorsa teslimde gecikme var demektir.” şeklinde düzenlenmiştir.
CMR Konvansiyonunun 23/5 maddesinde; Geçikme halinde, hak sahibinin zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlaması halinde, taşımacının bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat ödeyeceği düzenlemesi yer almaktadır.
CMR Konvansiyonuna bağlı———-, taşıma işi gecikmeli de olsa gerçekleştirilmiş ise navlun ücretinden kesinti yapılamayacak; gecikmenin zarara sebep olduğunun kanıtlanmış olması şartına bağlı olarak taşıyıcının navlun ücretini geçmemesi kaydıyla CMR md.23/5 hükmüne göre tazminat ödemesi gündeme gelebilecektir. CMR Konvansiyonunda, taşıyıcının gecikme halinde, hak sahibinin, zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlaması şartına bağlı olarak, taşıma ücretiyle sınırlı kalmak kaydıyla sorumlu tutulabilecektir.
CMR Konvansiyonunun 30/3. maddesinde; Yük alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durum yazılı olarak taşıyıcıya bildirilmemiş ise, teslimdeki geçikmeler için tazminat ödenmeyeceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; dava konusu yükün, ————–aşılması suretiyle teslim edildiği görülmektedir. Davalı şirket yetkilisinin——— tarihinde davacı şirkete gönderdiği mailde; gelinen durumda işlerin kilitlendiğini, bu durumda kendilerinin çözüm üreteceklerini,————ödeyeceğini ve davacı şirkete fatura edileceğini belirttiği görülmektedir. Davalının taşınan eşyanın teslimini——— —– bilirkişi tespiti ile ortaya konulmuş bulunmaktadır. Dava dışı ————– şirketinin davalıya çektiği mailde, maliyetin 4.189 USD olduğu dikkate alındığında bunu yarı yarıya bölüşmeleri gerektiği davalının payına 2.094,50 USD düştüğünün bildirildiği dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davalı— dolayısıyla maddi kaybının olduğunu davacı tarafa mail yazışmaları bildirmiş ve davacı tarafça düzenlenen faturayı iade etmiş ve——tarihinde tanzim ettiği fatura ile bu zararına ilişkin davacıdan talepte bulunmuştur.
Davacı tarafça üstlenilen taşımanın, davacı alt taşıyıcısı tarafından 01.09.2012 tarihinde alındığı, 01.11.2012 tarihinde alıcısına teslim edildiği, taşınan eşyanın makul taşıma süresi aşılmak suretiyle geç teslim edildiği, bu kapsamda davalının eşyanın teslimi için davacı alt taşıyıcısına 1000 USD ödediği, belirli bulunmaktadır.
Bununla birlikte ——- konu ettiği dava dışı ———- şirketine ödendiğini belirttiği 2.094,50 USD zararın, davaya konu taşımanın gecikmesinden ileri gelen bir zarar olduğunu somut delillerle ispat edememiştir. Ancak dava dışı şirkete ödenen 1000 USD’nin taşınan emtianın geç teslimden kaynaklı olarak davalı zararı olduğunu kabul etmek gerekmektedir.
Belirtilen sebeplerle —– olan davacı navlun alacağından, taşınan emtianın geç tesliminden kaynaklı olarak oluşan davalı zararı olarak kabul edilen dava dışı şirkete ödenen ——- asıl alacak üzerinden davacının davasının kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca —— için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faizi oranında işleyecek faiziyle devamına , fazlaya ilişkin istemin reddine,karar vermek gerektiği değerlendirilmiştir.
Ayrıca davacı alacağı takip öncesi itibariyle belirli bulunduğundan davacı lehine kabul edilen tutarın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davada reddedilen kısım yönünden, davacının takip yapmakta kötüniyetli bulunduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olup , aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; Davalının İstanbul Anadolu—.İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Kadıköy ——.İcra Müdürlüğü) —— Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline; takibin —- asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet banklarının yabancı para (Dolar) için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faizi oranında işleyecek faiziyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen tutarın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4- Alınması gerekli 261,08- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 66,94- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 194,14- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 24,30- TL. başvurma harcı, 66,94-TL peşin, 27,70-TL icra veznesine yatan harcın toplamı olan 118,94-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.955,00-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre 2.001,77-TL ‘sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarfedilen toplam 76,50-TL yapılan yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 24,68-TL’ nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
8——–ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9——– tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 1.787,60-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.