Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/563 E. 2021/370 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/563 Esas
KARAR NO : 2021/370
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/09/2018
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle;”6100 Sayılı HMK m.6 ‘ya göre Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, Genel yetki kuralları gereği—- Mahkemeleri yetkili olduğunu, dava ——-Şirketinden olan alacak haklarının müvekkiline Temlik edilmesi neticesinde ortaya çıkmış, Uyuşmazlığın temelinde tüketici ilişkisinin olması karşısında —-görevli hale geldiği,——- tarihinde — kazası neticesinde hasarlandığı,——–numarası—-. şirketine sigortalı olduğunu, Meydana gelen kaza neticesinde———– meydana geldiği, davalı— genel şartları ——– dahil hasar tutarının tamamından sorumlu——-malik ve işleteni, olduğu—————– —— meydana geldiğini, davalı,—— genel şartları gereği KDV dahil hasar tutarının tamamından sorumlu olduğunu, davalı ..— dilekçesinde ismi geçen araçların —— olup meydana gelen zararların tamamını gidermekle yükümlü olduğunu, TTK m.1429 da ——- ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödemesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde sigortacı tazminat borcundan kurtulur.—- sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimselerin kastı dışında kusurları ile meydana gelen zararlardan sorumludur.” Şeklinde olduğunu, hasar alan Parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için, her bir kaza için ayrı ayrı ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını ve bu raporlar için toplamda 500,00-TL ekspertiz ücreti ödendiği, TTK’nın “Giderleri Ödeme Borcu” başlıklı 1426/(1). Maddesi hükmüne göre: ‘Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından rizikonun tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile ödemek zorundadır.” Yine aynı yasanın “Tazminat İlkesi” başlıklı 1459. Maddesi hükmüne göre, “Sigortacı sigortalının uğradığı zararı tazmin eder.” Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları nın Sigortanın Kapsamı başlıklı A.l. maddesi: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, … bir zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu na göre isletene düsen hukuki sorumluluğu, zorunlu ——– kadar temin eder” hükmünü ——-, Davalı … Şirketine, araçlarda meydana gelen hasar bedelinin, alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak, taraflarına ödenmesi için başvuru yapılmış, Kasko Sigortası Genel Şartları gereğince —- zarar giderim yükümlülüğü şu şekilde düzenlenmiş olduğunu, ———- hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç —– kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren —–muaccel olur.şeklinde olduğunu, Davalının ödeme yapmayarak temerrüde düşmüş olduğunu,——– sigorta sirketinden alacağını Bk. M. 183 vd. maddeleri gereği, hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla, ——- devrettiği, taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilebilen miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracağını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 7.000,00-TL hasar bedelinin ve 500,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Davanın görevsiz mahkemede açılmış olduğunu, sigorta sözleşmesi Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir sözleşme olduğu ve huzurdaki davanın söz konusu sözleşmenin tarafı olan sigorta şirketine yöneltilmiş olduğu durumda söz konusu uyuşmazlığın bir ticari uyuşmazlık olduğunu, davacı yanın delilleri taraflarına tebliğ edilmemiş, bu sebeple beyan haklarını saklı tutmakta olduklarını, dava konusu kazaya ilişkin olarak davacı——- araçlar için dava dışı sigortalılar————bulunmakta olduğunu, dava konusu hasara ilişkin olarak davacı yan davalı şirkete süresi içerisinde bir başvuruda bulunmadığını, davaya ilişkin dava öncesinde davalı şirkete süresi içinde bir bildirimde bulunulmadığını,—-gerçekleşmesi halinde sigortalı rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç beş iş günü içerisinde sigortacıya bildirimde bulunmak zorunda olduğunu, davaya dayanak gösterilen —— açıkça ifade edilmiş olduğunu, —– Genel Şartları’nın—- olduğunu, Sigortalı ve/veya sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesi halinde aşağıdaki hususlar yerine getirmekle yükümlüdür. —- öğrendiği tarihten itibaren en geç beş iş günü içinde sigortacıya bildirimde bulunmak,..”Anılan açık mevzuat hükmüne rağmen, Davacı———plakalı aracın kaza tarihi— olmasına rağmen davalı şirkete —-tarihinde başvuruda bulunulduğunu, hüküm uyarınca sigortalının en geç -hasardan kaza anında haberdar olduğundan beş iş günü sonu olan 29.01.2018 tarihinde davalı şirkete başvuru yapmış olması gerektiğini, fakat davalı —- başvuru kazanın gerçekleşmesinin üzerinden 2 ay geçtikten sonra yapıldığını, davacı yanın bildirime ilişkin 5 günlük süre şartına uymadığını, davalı … dava konusu hasara ilişkin olarak süresi içersinde bildirim yapılmadığı, araç üzerinde ekspertiz incelemesi yapılmasına engel olunduğu, aracın onarılmış halinin dahi görülmesine izin verilmediği için davalı Şirket hasarı değerlendirememiş olduğu, herhangi bir ödeme yükümlülüğü doğmadığını, davalı şirketin temerrüdü söz konusu olmadığını, Bu sebeple davacının faiz talebi de hukuka aykırı olduğunu, dava konusu hasarlara ilişkin davalı şirketin herhangi bir sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gibi yine açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
—- tarihli Resmî Gazetede yayımlanan —–tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, — ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, ——- sigortalı aracın hasarlanması nedeniyle oluşan hasar bedeli ve ekspertiz ücreti alacağının müvekkiline temlik edildiğini ileri sürerek bu tutarın ——- uyarınca davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davacı tacir ise de, alacağını temlik—– ——- arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı bu sözleşmedir.———-olduğuna dair dosyada bir delilin bulunmadığı, tüketici konumunda bulunduğu, sigortalı aracın da hususi araç olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa hükümleri uyarınca Tüketici Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğinden karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. (Benzer Kararlar: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesi ——- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —- Hukuk Dairesi —–, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi——. Hukuk Dairesi:——-, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi—- Hukuk Dairesi :————
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın İstanbul Anadolu —. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- İstanbul Anadolu —-. Tüketici Mahkemesinin—— sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş olmakla, taraflarca mahkememiz kararına karşı istinaf yoluna başvurulmadığı takdirde dosyanın mercii tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi——–Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4- 6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, tarafların talebi üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı