Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/561 E. 2021/451 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/561 Esas
KARAR NO : 2021/451

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı taraf arasında ticari ilişki olduğunu, bu ilişki kapsamında tutulmuş olan ——— borçlu olduğunun anlaşıldığını, söz konusu borcun tahsili amacıyla davalı aleyhine —— tarihinde İstanbul ———. İcra Müdürlüğü’nün ————. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın bu takibe karşı ———- tarihinde hem borca hem de yetkiye itirazda bulunarak takip için yetkili icra dairelerinin—— İcra Daireleri olduğunu belirttiğini, davalının bu itirazı üzerine İstanbul Anadolu—— İcra Dairesinin —— Numaralı dosyası ile davalıya yeniden ödeme emri tebliğ edildiğini, ancak davalının işbu icra takibine de bu sefer ————- Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle itiraz ettiğini, icra takibi düzenlenirken borçlunun takip tarihindeki adresi dikkate alındığını, takip tarihinden sonra gerçekleştirilen adres değişikliği yetkili icra dairesinin belirlenmesinde herhangi bir etkiye sahip olmadığını, bu hususun gerek Yargıtay içtihatlarında gerekse doktrinde bu şekilde kabul gördüğünü, somut olayda İstanbul —- İcra Müdürlüğü üzerinden başlatılan takibin tarihinin ——– olduğunu ve yetki itirazı nedeniyle İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğüne nakledilen işbu takibin —- tarihinde esas numarasını aldığını ve davalının bu tarih itibariyle——– olduğu dikkate alındığında, davalının —— tarihinde gerçekleştirmiş olduğu adres değişikliği geçerli bir yetki itirazına olanak sağlamayacağını, davalının müvekkiline olan borcunu ödememesi ve borcun tahsili adına başlatılan süreci uzatmaya çalışmasının haksız ve kötü niyetli olduğunun açık ve net biçimde ortaya koyduğunu, bu kapsamda %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —- Sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin bulunduğu— olduğundan yetkili mahkeme —– Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle dosyanın bu mahkemeye gönderilmesi gerektiğini, davacı tarafından bildirilen delillerin hiçbirisinin kendilerine tebliğ edilmediğini, öncelikle usul hükümleri gereği dava dilekçesinde bildirilen tüm delillerin— okunaklı örneklerinin kendilerine gönderilmesi gerektiğini, dava dilekçesi haricinde kendilerine herhangi bir belge gönderilmediğini, delillere ilişkin beyan ve karşı delil sunma haklarını mahfuz tuttuklarını, davacı ile müvekkili şirket arasında yapılmış yazılı geçerli bir sözleşme bulunmadığını, kendilerine tebliğ edilmiş fatura, sevk irsaliyesi ve sair bir evrak da bulunmadığını, davalı müvekkilinin şirketi temsil ve ilzam edecek imzaları atmaya yetkili kişilerin tescilli olduğunu, evrakların muhteviyatı incelendiğinde böyle bir durumun söz konusu olmadığını, yasal mevzuata uygun geçerli bir sözleşmeden bahsedilemeyeceğini, davacı tarafça bahse konu faturalara istinaden mal ve hizmet tedarikinde bulunulmadığını, mal teslimatları gerçekleştirilmediğini, davacının iddia ettiği hususlarla alakalı olarak ——–müzekkere yazılarak sevk irsaliyelerinde isimleri geçen kişilerin sorgulanması, araştırılması yapılması gerektiğini, isimleri geçen kişilerin müvekkili şirket de çalışmadığını, davacı tarafından müvekkili şirkete yönelik verilmiş bir hizmet de bulunmadığından açılan iş bu davanın yasal dayanaktan yoksun olup reddinin gerektiğini, bu nedenlerle celp ve ibraz olunacak delillere, diğer hususlarda davanın esasına karşı ve başkaca delil, bilgi, belge ve beyanda bulunmak haklarının saklı kalması kaydıyla açılan davanın reddine, davacının icra inkar tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle cari hesap alacağına ilişkin olarak davacı tarafça başlatılan İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Eldeki davada; davalı tarafa dava dilekçesi 09/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi verme süresi içerisinde süre uzatım talepli dilekçe sunulmuş, Mahkememizce cevap dilekçesi verme süresine ek olarak 2 haftalık süre verilmiş, davalı vekili 30/11/2020 tarihli cevap dilekçesi ile yine süresi içerisinde —-Mahkemelerine yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. Bu nedenle yetki itirazını değerlendirmek gerekmiştir.
İtirazın iptali davalarına ilişkin İİK’da menfi tespit davaları gibi özel yetki düzenlemesi mevcut değildir. Takibin yapıldığı yer mahkemesi HMK hükümlerine göre yetkili mahkeme değilse, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılması kanunen mümkün değildir. Nitekim benzer nitelikte Yargıtay —. Sayılı ilamında: “Mahkemelerin yetkileri ancak kanunla düzenlenebilir ve itirazın iptali davası için de kanunla bir özel hüküm getirilmemiştir. Dolayısıyla icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi HMK hükümlerine göre yetkili mahkeme değilse, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılması kanunen mümkün değildir. Üstelik alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması, o yerdeki mahkemeyi de yetkili hale getirmez.” gerekçesi ile bu hususa açıkça değinilmiştir. Dolayısıyla HMK’nın genel yetki kurallarını uygulamak gerekmektedir. HMK’nın davaya uygulanacak ilgili maddelerine göre; genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Davanın açıldığı tarih —— tarihinde dava açılmadan evvel adresini —–taşıdığı, Mahkememizin bu anlamda yetkili olmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunmadığından HMK’nın 17. Maddesinin uygulanma imkanı yoktur. HMK’nın 10. Maddesine göre ise; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. TBK’nın 89. Maddesinde ifa yeri; para borçları için alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir şeklinde düzenlenmiştir. Dava konusu alacak para alacağı olduğundan davacının dava tarihindeki yerleşim yerine bakmak gerekmektedir. Mahkememizce yapılan kontrollerde davacının—– olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda TBK 89. Maddesi uyarınca da Mahkememiz yetkili değildir. Hal böyle olunca seçimlik hak davalı yana geçmiştir. Davalı taraf seçimlik hakkını ———- Mahkemelerinden yana kullanmış olup, davalının yerleşim ——– bulunduğundan usulüne uygun yetki itirazının yapıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar—– mahkemesi bulunmamakta ise de; Yargıtay —-. HD’nin —– Sayılı ilamında:”Davalı taraf yargılama sırasında yetki itirazında bulunurken yetkili mahkeme olarak—– Hukuk Mahkemeleri’ni yetkili olarak göstermiş, davacı vekili davalının ikametgahı itibariyle —- Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının yetkili mahkemeyi doğru şekilde göstermediğini, buna göre davalı itirazının reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yargılama sırasında davalının yetkili tüketici mahkemesini usulünce bildirmediği gerekçesiyle itiraz reddedilmiştir. Mahkemece davalının ikametgahının ——— dolayısıyla yetkili mahkemenin —- Hukuk Mahkemesi ve itirazın süresinde olduğu hususları gözetilerek, dosyanın yetkili —– Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi, —– asliye hukuk mahkemesince de—- ilçesinde tüketici mahkemesi bulunmaması nedeniyle bağlı olunan tüketici mahkemesi nazara alınarak ayrıca bu konuda bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, —-ilçesinde tüketici mahkemesi bulunmaması nedeniyle usulüne uygun yetki itirazında bulunulmadığı gerekçesiyle itirazın reddedilerek işin esasına girilip karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” kararı ışığında yetkili Mahkemede davaya devam edilmesi halinde bağlı bulunulan ticaret mahkemelerine dosyanın gönderilebileceği hususu gözetilerek Mahkememizce yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili —-Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının yetki itirazının HMK. m. 7 uyarınca kabulü ile MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİ NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta süre içinde başvuru halinde dava dosyasının yetkili —- Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya yetkili mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.