Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/551 E. 2023/721 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/551
KARAR NO : 2023/721

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin ticari faaliyeti gereği davalı yan ile mal alım satımı için anlaştığı, satımı yapılan
ürünlerin bilgilerini içeren cari hesap ekstresi ve faturanın dilekçe ekinde mevcut olduğu, davalının davacıya borçlu olduğunun ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağı,davacıya olan cari hesap borcunu ödemeyen davalının, işbu borç nedeniyle aleyhine yapılan icra
takibine hiçbir gerekçe göstermeksizin yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu açıklanan nedenlerle davaya konu icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu hakkında başlatılmış olan dava konusu icra takip alacağına temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı şirket ile 13.02.2019 tarihinde Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin imzalandığı ve çalışmaya başlandığı, çalışma süresi boyunca davacı şirketten 26.02.2019 tarihinde 18.082 Litre motorin alındığı
ve alınmış olan bu motorine ilişkin—– nolu ve 96.015,42TL bedelli fatura kesildiği ancak bahsi geçen bu faturaya ilişkin olarak fatura bedelinin davalı tarafça ödendiği, davacı şirket ile sözleşme yapılmamış iken, davalının daha önce —–. ile çalıştığı,davacı şirketin, daha önce çalışılan bu firmanın (—–) yan kuruluşu olduğu, yani kendi içerisinde kuruluşlar oldukları, davalı taraf ile —– arasında 12.02.2019 tarihinde fesihname düzenlendiği ve —– davalının hiçbir borcunun olmadığına ilişkin beyan verildiği,
davacı şirket ile 96.015,42TL bedelli yapılan alış verişten sonra piyasadaki şartların ekonomik olarak kötüye gitmesi, davalının 10km yakınında bulunan 2 adet petrol istasyonunda mazotun ve gazın çok
çok ucuza satılması, davacı şirket tarafından davalıya herhangi bir yatırımın yapılmamış olması, hibe verilmemesi veya satışları artırıcı bir destek sağlanmaması nedeniyle ekonomik anlamda davalının
konomik anlamda satışında düşüş yaşandığı, satış yapamadığı hatta işçilerin parasını ödeyemeyecek duruma geldiği, ayrıca aylarca satış yapamayınca ekonomik anlamda iflasın eşiğine gelindiği, bu
nedenle davacı şirket ve davalı arasında sadece 1 defa alış veriş olduğu, başkaca alış veriş olmadığı,davacı şirketin, daha önce çalışılan —– yan kuruluşu olması ve 12.02.2019 tarihi itibariyle —– herhangi bir borcun olmaması sebebiyle, davacının davalıdan talep ettiği bedeli 15.02.2019 tarihinde davacının mal ve hizmet göndermesi için gönderildiğinin açık olduğu, yani davacı şirket tarafından davalıya düzenlenen 26.02.2019 tarihli —–seri nolu fatura bedelinin —-peşin ödendiği, —–ile davalı arasında yapılmış olan 12.02.2019 tarihli fesihnameden de anlaşılacağı üzere,davalının —–herhangi bir borcunun kalmadığının ortada olduğu halde 100.000,00TL’nin —–gönderilmesinin amacının ——davalıya akaryakıt göndermesi istenilmesinden kaynaklandığı, bu durumda 3.984,58TL davalının alacaklı olduğu, davacının icra takibini başlatmasında ve işbu davayı açmasında haksız ve kötü niyetli olduğu açıklanan nedenlerle davacı tarafından açılan işbu davanın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğu, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça cari hesap alacağına istinaden başlatılan —–İcra Müdürlüğünün—– Esas sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davalı İcra Diresinde borca itiraz ederken aynı zamanda yetkiye de itiraz etmiştir.Taraflar arasındaki ticari ilişki akdi (Akaryakıt Bayilik sözleşmesine) ilişkiye dayandığından ve söz konusu sözleşmenin 52. maddesi uyarınca taraflar arasında ihtilaf çıkması halinde —– Mahkemeleri ve İcra dairelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığından, davalı da yetki itirazında bulunurken yetkili mahkemeyi belirtmediğinden seçimlik hakkın davacıya geçeceği değerlendirilerek davalının yetki itirazının reddine karara vermek gerekmiştir.Mahkememizce davalı tarafın defterlerinin incelenmesi için talimat yazılmış, davalı taraf defter sunmadığından inceleme yapılamamıştır.
Mahkememizce dosyanın mahkememizce resen seçilecek bir mali müşavir ve bir bayilik uzmanı bilirkişiden oluşturulacak heyete tevdi ile, davacı tarafın 2019-2021 yıllarına ilişkin tüm yasal ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, alınan 29/06/2023 tarihli raporun sonuç kısmında,”Davacı —–2020-2021 yıllarına ait ticari e-defterlerinin
zamanında ve usulüne uygun şekilde GİB onaylarının yapıldığı, ticari defterlerin birbirlerini teyit ettiği, buna göre davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı şirket tarafından 2019 yılına ait ticari defterler sunulmamıştır.
Her ne kadar davacının 2019 yılına ait ticari defterlerini tarafımıza sunmamış olması sebebiyle 26.02.2019 tarihli fatura kaydı, davacının ticari defter kayıtlarından teyit edilememişse de; gerek davacının gerekse
davalının söz konusu faturayı BS-BA formlarında bildirmiş olmasından dolayı, fatura yönünden taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, davacının kendi lehine delil niteliği taşıyan 2020 yılı e-
defterinin açılış ve kapanış, 2021 yılı e-defterinin açılış fişinden davacı şirketin faturadan kaynaklı olarak davalıdan 96.015,42TL alacağının devam ettiği tespit edilmiştir.Davacı ile davalı arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi bulunduğundan; davacı ile davalı arasında imzalanmış bir ibraname tespit edilmediğinden; davalının sunduğu fesihnamenin tarafının dava dışı bir firma olduğundan; kaldı ki söz konusu fesihnamede davalı bayinin dava dışı firmayı ibra ettiğinden (dava dışı firmanın davalıyı ibra etmediği anlaşılmıştır) davacının ayrı bir tüzel kişiliği olduğundan onunla yakın ilişkide olan birfirmaya dahi yapılan ödemenin kural olarak borcu sona erdirmeyeceğinden davacı şirketin faturadan kaynaklı olarak davalıdan 96.015,42TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği sonuç ve kanaatine
varmış bulunmaktayız.Davalının dosyaya sunduğu ödeme belgelerinin ve müzekkere cevabı ile bankadan gelen belgelerin; davacı
şirket ve davalı taraf arasındaki tek faturadan kaynaklı ticari ilişkiye yönelik ödemeler olduğuna dair bir bulguya rastlanmamıştır.
Özetle, davacının 96.015,42TL fatura alacağı ve 6.873,65TL avans faizi olmak üzere icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam 102.889,07TL alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. (Dava esas değeri ile aynı
tutardır.)Şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Davalı başta kendisinin davalıya borcu olmadığını, davacı tarafın yan kuruluşu olan —– ile çalışmakta olduğunu,davcıdan alınan motorinin bedelini onlara ödediğini ve bu şirket ile 12.02.2019 tarihi itibari ile her hangi bir borcunun olamadığını iddia etmiş ise de yargılamanın ilerleyen safhalarında davacı şirket yetkilisi anlaşıldığını ve davacı şirkete olan borcunu şirket yetkilisi—— 2 adat çek ile toplam 100.000,00TL olacak şekilde ödediğini ifade etmiştir.Başlangıçta hiçbir borcu olmadığını iddia etmesine karşın yargılama sırasında borcunun ödediğini beyan etmesi açık bir şekilde savunmasında tezat oluşturuduğu gibi,borcunun ödediğini iddia ettiği —— ise alacaklı şirketin ortağı veya yetkili temsilcisi değildir.Kaldıkı bu çekler davalıya da ait değildir.Çekin keşidecisi de dava dışı —– isimli bir firmaya aittir.
Sonuç olarak Davacı ile davalı arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi bulunduğu, davacı ile davalı arasında imzalanmış bir ibraname tespit edilmediği, davalının sunduğu fesihnamenin tarafının dava dışı bir firma
olduğu, kaldı ki söz konusu fesihnamede davalı bayinin dava dışı firmayı ibra ettiği , davacının ayrı bir tüzel kişiliği olduğundan onunla yakın ilişkide olan bir firmaya dahi yapılan ödemenin kural olarak borcu sona erdirmeyeceğinden davacı şirketin faturadan kaynaklı olarak davalıdan 96.015,42TL alacaklı olduğu, takip tarihine kadar olan dönemde de 6.873,65 TL avans faizi isteyebileceği değerlendirilerek, davalının aleyhine yapılan icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğu değerlendirilmiş ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.Alacağın faturaya dayalı olması, likit ve belirlenebilir olduğu değerlendirilerek( Yargıtay —-.H.D —– )davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile—-. İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı icra dosyasından davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin 96.015,42-TL asıl alacak, 6.873,65-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 102.888,07-TL üzerinden devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan 96.015,42-TL asıl alacak üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 7.028,28-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.242,64-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.785,64-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 1.242,64-TL peşin harç toplamı olan 1.297,04-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.254,75TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,Dair;Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.