Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/532 E. 2021/669 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/532 Esas
KARAR NO : 2021/669
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin elektrik hizmeti sunmasına ve kullandırmasına rağmen davalı tarafın aldığı hizmetten kaynaklı borcunu ödemediğini, müvekkili şirketin ödenmeyen fatura bedellerinin tahsilinin sağlanması amacıyla ———- dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının aboneliğe itirazda bulunmayıp faturaya konu adresten taşındığını iddia ettiğini ve bu nedenle de fatura borçlarına ilişkin itirazda bulunduğunu, ancak davalı borçlu aboneliğini sonlandırmamış olduğundan dolayı borçtan sorumlu olduğunu, aboneliği sonlandırma yükümlülüğünün bulunduğunu, yine borçlu davalının borcunu ödediğine ilişkin herhangi bir belge sunmadığını, bu sebeple borçlunun yapmış olduğu itiraz ve iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı şahıs adına kesilen faturalar, müvekkili şirket tarafından sağlanan hizmet karşılığında davalının borcunu ödemediği gerçeği ile alacağın varlığını ve belirlenebilir olduğunun görüldüğünü, bu koşulda kötü niyetle müvekkili şirketin icra takibine konu vaki alacağının haksız yere itirazı olunan davalı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İş bu dava dosyasında ve icra dosyasında abonelik sözleşmesi ve faturanın tebliğ edilmediğini, davacı alacaklının alacak iddiasının hangi döneme hangi faturaya dayandırdığının belli olmadığını, davalı müvekkilinin ——- adresinden ayrıldığını, şirket kapanışı ile ilgili vergi dairesine müracaatta bulunduğunu, haricen yapılan araştırmalarda kiralanan dükkanın —- yılına kadar sahipleri tarafından — yılından sonra ise —- kiralandığını, söz konusu kira kontratosu ———dosyasına davalı müvekkili tarafından yapılan itiraz dilekçesi ekinde mevcut olduğunu, dilekçede sunmuş olduğu tanıkların tebligat çıkarılarak dinlenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —– kaynaklı bakiye alacağa ilişkin başlatılan——- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Öte yandan 6335 sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Eldeki dava mutlak ticari dava olmadığından nispi ticari dava koşullarının araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.———– dayalı olup Elektrik Abonelik Sözleşmesi’nden kaynaklanan borcun tahsili hususunda girişilen takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemenin görevi HMK’nun 114 .md de dava şartları arasında sayılmış,aynı yasanın 115/1 maddesinde ise “dava şartlarının var olup olmadığı mahkemece her aşamada re’sen gözetilmesi gerektiği gibi, dava şartı noksanlığı taraflarca her aşamada ileri sürülebilir. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse, davanın usulden reddine karar verir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı ve davalı tarafın beyanları ile celp olunan abone kayıtlarına göre, söz konusu borcun İş Yeri Aboneliği’nden kaynaklandığı, abonelik dosyası içinde mevcut vergi levhasına göre davalının söz konusu adreste —- unvanı ile faaliyet gösterdiği, abone grubunun “ticarethane, resmi daire, şantiye” olarak yazılı olduğu, davalının cevap dilekçesinde davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğunu belirttiği ancak mahkeme tarafından bu konuda hiçbir araştırma yapılmaksızın görev ve yetki itirazının reddi yoluna gidildiği tespit edilmiştir. Davada, davalının, tacir mi, esnaf mı olduğu saptanmadan, buna dair araştırma yapıl- madan, işletmesinin esnaf işletmesi kapsamında kalıp kalmadığı, ——- kayıtları getirilmeden, hangi usule göre defter tuttuğu araştırılmadan, —— çıkartılan, esnaf-tacir arası ayırıma dair kararnamedeki gelir sınırı dosyaya alınmadan, buna ilişkin deliller toplanıp karar yerinde tartışılmadan, salt ——-gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yargılamaya devam olunması hukuka aykırı bulunmuştur.” gerekçesi ile iş yeri aboneliğinden kaynaklı alacaklarda esnaf-tacir sıfatı araştırılıp görev ayrımı yapılarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Davacı tarafın müşteri —— yazması davayı nispi ticari dava haline getirmez. Zira ticarethane tanımı davacı şirketçe yapılmış bir tanım olup, hukuki anlamda davalının işinin ticari iş olduğu anlamına gelmez. Mahkememizce ——– yazılan müzekkereden davalının tacir kaydının olmadığı anlaşılmıştır. —– müzekkere yazılarak davalının vergi kaydının bulunup bulunmadığı, kaçıncı sınıf tacir olduğu, hangi esasa göre defter tuttuğu, yıllık vergiye esas gayri safi kazancının ne olduğu sorulmuş, gelen yazı cevabında; davalının—- tarihinde işi bıraktığı, son dönem gelir vergisi beyanına göre işletme hesabına göre defter tuttuğu bildirilmiştir. Eldeki takip —yılında başlatılmış, dava ise— yılında açılmıştır. Görüldüğü üzere davalı —–yılından itibaren işi bıraktığından dava tarihi itibariyle esnaf-tacir ayrımı yapılacak bir geliri bile bulunmamaktadır. Hal böyle olunca dava tarihi itibariyle davalının tacir olmadığı, —– yılında işi bıraktığı anlaşılmış, dava konusu alacak iş yeri aboneliğinden kaynaklı olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itbaren iki haftalık süre içinde —— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulünce anlatıldı.25/05/2021