Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/528 E. 2021/1293 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/528 Esas
KARAR NO : 2021/1293 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, müvekkili şirketle aralarındaki ticari ilişkiden dolayı 9.672,02-TL borcu bulunduğunu, müvekkilinin davalıya—- yılından bu yana kısmı ödemeler yapmış bulunduğunu, bakiye cari hesap alacağının ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla — başlatılan icra takibine borçlunun 28.05.2019 tarihinde yaptığı itiraz ile takibin durduğunu, belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile asıl alacak kalemine takip tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafın—- adresine öncelikle normal yolla tebligat yapılmış, bu tebligatın iade olması üzerine ise aynı adrese Tebligat Kanununun 35.maddesine göre dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle—- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dava dosyasına onaylı örneği gönderilen — incelendiğinde; davalı — — Toplam Alacak “Asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faiz, icra harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin tahsili(TBK.100.madde gereğince yatırılan paranın öncelikle ferilerden düşümü ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla).”(16.05.2019 tarihli 9.672,02-TL) açıklaması ile borçluya tebliğe gönderildiği, ödeme emrinin takip borçlusuna 21.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/takip borçlusu vekilince icra dosyasına sunulan 28.05.2019 tarihli Dilekçe ile; “ödeme emrinde yazılı alacağa, borcun faizie, faiz türü ve oranına borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek takibin durdurulmasına karar verilmesini” talep ettiği, itiraz üzerine durdurulan takibin devamının sağlanması için iş bu davanın açılmış olduğu görülmüştür.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece belirlenen inceleme günü davalı tarafa ihtaratlı olarak TK.35. maddesine göre tebliğ edilmiş, dosya mali müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. —- senesi —–defterleri incelendiği, incelenen defterlerin e-defter yöntemi ile tutulmuş—- noter açılış tasdikleri yerine getirildiği, davalının ticari defterlerini inceleme günü sunulmadığı için ve yerinde inceleme yetkisi talebi olmadığı için incelenemediği, davacının kayıtlarında, davalıdan 9.672,02 TL alacaklı olduğu, faturalardan —– görüleceği üzere davalı kayıtlarında mevcut olduğu, ancak vade farkına ilişkin — tutarlı faturanın dosyada mevcut olmadığı gibi, bu faturanın hesaplanmasına ilişkin herhangi bir açıklama da yapılmadığı, neticede, davacının — faturasının tenzili ile davacının, davalıdan 8.800,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık, bakiye cari hesap alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmaktadır. Yapılan incelenmede, davacı taraf ticari defterleri ile davalı tarafın—- kayıtları ile uyumlu olduğu bilirkişi tespiti ile belirlenmiş bulunmaktadır.
Davalı tarafa defter ibrazı için ihtaratlı tebligat yapılmasına karşın belirlenen inceleme gününde ticari defterini ibraz etmemiş ve mazeret ortaya koymak suretiyle yerinde inceleme talebinde de bulunmamış ticari defterlerinin ibrazından kaçınmıştır.
Davacı tarafça düzenlenen faturalar, davalı taraf kayıtlarına işlemekle ve bağlı olduğu —— bildirilmekle fatura içeriği kabul edilmiş durumdadır. Belirtilen husus yerleşik hale gelmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere—–tarihli kararı), fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil etmekte olup, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, temel ticari ilişkiye itiraz ettiklerini belirtmiş ise de takibe yönelik itiraz taraflar arasında ticari ilişki olmadığı yönünde olmayıp takip alacaklısına borçlu olmadığına yöneliktir. Kaldı ki davalı taraf az yukarıda belirtildiği gibi faturayı kayıtlarına işleyerek bağlı olduğu —- bildirmiştir. Teslim alınmayan bir mal veya hizmete ilişkin faturanın— beyan edilmesi hayatın olağan akışına aykırı bulunmaktadır. Ayrıca davalı taraf takip konusu borcun ödendiğine ilişkin bir delil de getirememektedir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve — lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Anılan yasa hükmü, bilirkişi raporu ve dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde taraflar arasında vade farkı uygulamasına ilişkin bir sözleşme hükmü ve teamül bulunduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığından davacı tarafça düzenlenen — faturanın gerçek bir alacağı yansıtmadığı, bu tutara yönelik talebinin yerinde olmadığı, davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle 8.800,00-TL alacaklı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmektedir.
Ayrıca takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş olup davanın kısmen kabulü yönün aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE; Davalının— yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 8.800,00-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davanın kabul edilen tutarın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 601,13-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 116,82- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 484,31-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafından sarfedilen toplam 969,60-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 882,18-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6 Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7—–tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- —–ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 872,02-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —- arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1.200,99-TL’sinin davalıdan ,bakiye 99,01-TL ‘sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.