Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/504 E. 2021/891 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/504 Esas
KARAR NO : 2021/891

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile dava dışı borçlu şirket ———arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla genel kredi sözleşmesi imzaladığını, müvekkil sözleşme gereği —— yaptığını, davalı sözleşme hükümlerine bağlı kalmayarak sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ayrıca kendisine müvekkilinin ödediği meblağı da iade etmeyip müvekkilinin mağdur edildiğini belirterek müvekkilinin davalıya—– itibaren işleyecek ticari avans oranı temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, banka tarafından , genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olan dava dışı şirket adına kefil olan davalı gerçek kişiler aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı banka dava dışı —— olan kredi alacakları için davalı kefiller aleyhine takip başlatmıştır. Davaya konu İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı icra dosyası incelendiğinde,——üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara/ borçlulara 09/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da 12/03/2020 tarihinde, süresinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde,09/10/2020 tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Davadan önce zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmiş olduğu görülmüştür. Ticari kredi sözleşmesi gereği mahkememizin görevli olduğu açıktır.
HMK’nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olup, davalılar süresi içinde sundukları cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuştur. Davalılar, kredi sözleşmesinde yetki şartı olduğunu, uyuşmazlıkların İstanbul icra müdürlükleri ve mahkemelerinde, ayrıca davacı bankanın genel müdürlüğünün bulunduğu yerde çözümleneceğini, bankanın genle müdürlüğünün—– olmakla İstanbul mahkemelerinin yetki alanı içinde kaldığını, kendilerinin yerleşim yerlerine göre de İstanbul mahkemelerinin yetkili olacağını ileri sürmüştür.
Davacı, replik dilekçesi ile davalıların icra dosyasında ödeme emrine itiraz ederken yetki itirazında bulunmadıklarından bahisle artık mahkememizin de yetkili mahkeme haline geldiğini ileri sürmüşse de, bu itiraza itibar etmek mümkün değildir.
Yerleşik Yargıtay kararları ve uygulamaya göre icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır. Bir diğer ifadeyle icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılması, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmez—-
Sözleşmede yetkili yerin—–olarak kararlaştırılmış olduğu. ——–verilmiştir. Davacının ——-
HMK’nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiş olup “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır,” hükmü getirilmiştir. Davalılar tacir olmasa bile, tacirler arasındaki genel kredi sözleşmesinde yer alan yetki şartı, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinde öngörülen ticari teselsül karinesi nedeniyle kefiller için de geçerlidir. (Y, —–HD, —– İst. Bam,— HD, —-
Yetki itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği sebebiyle davanın USULDEN REDDİNE, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunun tespitine,
2-6100 sayılı HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın yetkili —- Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya yetkili mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.