Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/478 E. 2021/781 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/478 Esas
KARAR NO : 2021/781Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin aralarındaki ticari ilişki nedeniyle sattığı ve teslim ettiği ürünler karşılığında davalı adına faturalar, cari hesap ekstresi, sevk irsaliyeleri düzenlediğini, taraflar arasındaki ilişki nedeniyle müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini fakat borçlunun basiretli bir tacir gibi davranmayıp fatura bedellerini ödemediğini, takipten sonra ve davadan önce yapılan kısmi ödemelerin TBK.md.100 hükümlerine göre öncelikle faiz ve diğer ferilerden mahsup edilmesi gerektiğini, borçlunun takibe itirazının tamamen kötü niyetli ve zaman kazanma amaçlı olduğunu diğer taraftan da takibe itiraz ettikten sonra müvekkiline ——– kredi kartı ile ödeme yaptığını, takip öncesi —— tutarındaki işlemiş faiz taleplerini bu davaya konu etmediklerini, bakiye alacak olarak —— taleplerinin olduğunu ve takibin bu miktar üzerinden iptal edilerek bakiye asıl alacağa son kısmi ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek davalı/borçlunun —— dosyasına konu borca yaptığı itirazının ——bakiye asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, bu miktara kısmi ödeme tarihi olan ———- tarihinden itibaren ticari/avans faizi uygulanmasına, bakiye asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı iddialarının gerçekten uzak olduğunu, dürüstlük kurallarına aykırı davranıldığını, müvekkilinin davalı ile sürekli iş yaptığını ve bugüne dek tüm ödemelerini de eksiksiz yerine getirdiğini, müvekkilinin zaman kazanmak gibi bir gayesi olmadığını, taraflar arasındaki ticari faaliyetin davacının sunduğu faturalar ve kendilerinin sunacakları iade faturası ile sabit olduğunu, davacının birçok zeytini küflenmiş bir şekilde müvekkiline teslim ettiğini, ürünlerin kontrolünde ayıplı çıktığını ve iadesini talep ettiklerini, ayıp ihbarından sonra firmanın devamlı olarak müvekkilini erteleyerek oyaladığını, sonrasında da icra takibi başlattığını, davacı tarafın üretim hatası ayıplı ürünlerini bir şekilde elden çıkarma gayreti içerisinde olduğunu ve bu mallardan kâr etmeye çalıştığını, davacının çalışanının da bu duruma tanık olduğunu belirterek davanın reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle——– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dava dosyasının içinde bulunan —- sayılı takip dosyası incelendiğinde; ———- vekili tarafından yapılan takipte;ödeme emrinin, —— toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık oranında avans faizi ile tahsili talebidir. (Fazlaya dair ve faiz oranında oluşacak artıştan doğan talep hakkımız saklıdır. TBK. 100.madde gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edilecektir.”——— açıklaması ile borçluya tebliğe gönderildiği, borçluya —– tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen ——- tarihli Dilekçe ile; borca, faize ve diğer ferilerine itiraz ile takibin durduğu ve duran takibin devamını sağlamak için itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu itibariyle, tarafların ticari defterlerin incelenmesine karar verilerek mali müşavir bilirkişiye verilerek rapor alınmıştır. —— tarihli Bilirkişi Raporunda;” Davacı tarafın ——- senesi ticari defterleri incelendiği, incelenen defterlerin yevmiye kebir envanter defterlerinin noter açılış ve yevmiye defteri noter kapanış tasdiklerinin süresinde yerine getirilmiş olduğu, ——- senesi yevmiye defterinin noter kapanış tasdik süresi dolmadığı, Davalı tarafa ait ticari defterlerin, inceleme gününde sunulmadığından ve yerinde inceleme yetkisi de talep etmediği için, incelenemediği, davacı defter kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan —- alacaklı olduğu, icra takibinden sonra davalı tarafından — adet makbuz ile toplam ——- davacıya ödeme yapıldığı, neticede, davacının muavin defter kayıtlarında davalıdan alacaklı olduğu tutar —- indiği, davalı taraf defter ve belgelerini sunmamakla birlikte davalının cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu muavin defter dökümünün, davacı kayıtları ile uyumlu olduğu, burada davacıya icra takip tarihi itibariyle ——- ve daha sonra yapılan — adet ödeme neticesinde de —– borçlu olduğunun görüldüğü, davacı icra takibinde ——- Avans faizi talep ettiği, davacının icra takibinde ——– işlemiş faiz talep ettiği, Davacının davalıyı icra takibinden önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir belge, taraflar arasında düzenlenmiş faiz uygulamasına ilişkin bir sözleşme veya vade farkına ilişkin bir uygulama dosyaya sunulmuş olan belgelerden tespit edilemediğinden dolayı, işlemiş faiz hesabı kontrol edilemediği , şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Alınan bilirkişi raporu denetime uygun bulunmakla Mahkemece de hükme esas alınmıştır. Davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın cevap dilekçesi ekinde sunduğu muavin defter dökümü ve ödeme makbuzları birbirini teyit eder nitelikte bulunmaktadır. Tarafların kayıtlarına göre davacı tarafın davalıdan —— alacaklı olduğu görülmektedir. Esasen davalı tarafça, taraflar arasındaki ticari ilişki ve fatura konusu malların davalı tarafa teslim edilmediğine ilişkin bir itiraz ileri sürülmemekte davalıya teslim edilen fatura konusu malların bir kısmının ayıplı olduğu iddia edilmektedir.
Ancak TTK 23/c maddesi hükmü uyarınca, ticari satışta maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresi —– gün olarak düzenlenmiştir. Maldaki ayıp açıkça belli değilse, alıcı malı teslim aldıktan sonra —- gün içinde malı incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu sürede satıcıya bildirmelidir. Anılan kanun hükmünde diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün uygulanacağı düzenlenmiştir. TBK 223/2 maddesine göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Davacı tarafça davalıya verilen ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin TTK 23/son anlamında yine aynı Kanunun 18.maddesi hükmü çerçevesinde süresinde yapılmış yazılı bir ayıp ihbarı bulunduğuna ilişkin davalı tarafça dosyaya sunulmuş bir delil bulunmamaktadır. Davalı tarafça iade faturası düzenlenmesi de bu kapsamda ayıp ihbarı olarak değerlendirilemez. Taraflar arasında ticari mal satımı söz konusu olduğundan ayıp ihbarının yazılı şekilde yapılması gerekmekte olup bu hususta tanık dinlenemeyeceği, süresi içerisinde TTK 18.madde hükmü çerçevesinde yazılı bir ayıp ihbarında bulunulduğu yönünde bir iddiada bulunulmadığından bu hususta yemin delilene de başvurulamayacağı değerlendirildiğinden davalı tarafın ayıplı mal verildiği iddiası yerinde görülmemiştir. Belirtilen sebeplerle davalının ayıp iddiasının dikkate alınması anılan yasa hükümleri çerçevesinde mümkün bulunmamaktadır.
Davacı tarafça davalının —– ödeme yaptığı kabul edilmektedir. Bu hususta davacı ticari defterlerinde kayıtlarda bulunmaktadır.
Bilirkişi raporu ile dava tarihi itibariyle davacının alacağının ——- olduğu belirlenmekle davacı alacağı takip öncesinde belirli (likit) olduğundan bu tutar üzerinden %20 oranında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiştir.
Taraflar aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmekte olup takip talebinde de avans faizi talep edildiği görülmüştür. Bu sebeple davacı alacağının avans faiziyle tahsiline karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Davalının—— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin —— asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle devamına,
Davalı tarafça —– olarak yapılan ödemelerin ödeme tarihleri itibariyle öncelikle faiz ve icra masraflarından olmak üzere icra müdürlüğünce borçtan mahsup edilmesine,
2-Kabul edilen tutarın %20 oranında —– icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 1.614,48- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 229,90- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.384,58-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40- TL. başvurma harcı, 229,29-TL peşin harcın toplamı olan 283,69- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 846,50-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —— tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/06/2021