Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/474 E. 2020/779 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/666 Esas
KARAR NO : 2020/605

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2018
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili hakkında Beykoz İcra Müdürlüğü’nün —-. sayılı dosyasıyla alacak takibi yapıldığını, müvekkilinin icra takip dosyasında gönderilen ödeme emrini 05/04/2018 tarihinde tebliğ aldığını, müvekkilinin takibe konu senetten dolayı davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, alacaklı tarafından takibe konu olan borcun kaynağını teşkil eden bononun tamamen gerçekdışı ve dayanaksız olmakla birlikte müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin 2015 yılının Haziran ayında kredibilitesinin negatif olmasından ötürü —- tarihlerdeki döviz kuru ile 63.800-TL’ye tekabül eden 22.000,00 $ borç para aldığını, söz konusu borca karşılık davalı …’ye 22/10/2015 tarihinde ödenmek üzere teminat olarak 100.000-TL takibe konu senedi verdiğini, müvekkilinin —— adresinde bulunan işletmecisi olduğu otoparka davalı— 22.000,00 $ alacağına karşılık üç sene boyunca söz konusu otoparkın kazancının %50 sine ortak olmak üzere 19/10/2015 tarihinde davalı yanca sözleşme imzalandığını, aynı zamanda sözleşmede 22.000,00 $ ödemiş sayılarak ibaresinin yer aldığını, müvekkili ile davalının borç ilişkisinin 63.800,00-TL olmasına rağmen, müvekkiline borç veren davalının bu borcuna karşılık müvekkilinden teminat olarak düzenlenmiş olan 100.000-TL tutarında lehtarı olduğu bonoyu aldığını, davalının imzasının olduğu ve otopark ortaklık sözleşmesinde yer alan 22.000 $ ve ihtarnamelerde geçen borca karşılık teminat olarak düzenlenen 100.000-TL tutarındaki bono ile verilen borç miktarı arasındaki farklılığı göstermekle birlikte müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığının kanıtlar ehemmiyette olduğunu, davalı borçlunun yapmış olduğu kötü niyetli alacak takibine müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin profesyonel anlamda balıkçılık alanında faaliyet gösterdiğini, davacının 2015 yılında müvekkilinden 100.000-TL borç para istediğini, borcunu ödeyip ödeyemeyeceğini sorduğunda ise teminat olarak eski model arabasını——–köyündeki arsa niteliğinde ve üzerinde yapı olmayan taşınmazını gösterdiğini ayrıca —- işlettiği otoparkından elde edeceği gelir ile borcunu ödeyebileceğini söylemiş ve bunun üzerine davacının müvekkiline 100.000 TL bedelli 22/10/2015 vadeli senedi verdiğini, kefil olarak da —-gösterildiğini, davacının senet borcundan düşürülmesi için tasınmazın ve aracın satış yetkisini içerir 27.08.2015 tarihinde vekalet verdiğini ve müvekkilinin bu iki malın satışını yaptığını, aracın satışının 26.08.2015 tarihinde ve 24.510,00 TL bedel ile yapıldığını, taşınmazın satışının ise 19.09.2015 tarihinde 20.00 TL bedel ile yapıldığını, geriye kalan borcunu ve masraflarını hesapladıklarında 65.000 TL olarak mutabık kalındığını ve 19/10/2015 tarihli dolar kuru ile 22.000 USD olarak anlaştıklarını, bu tarihten itibaren 22.000 USD nin tahsili konusunda anlaşmaya varılarak aynı gün davacı borcuna karşılık, işlettiği otoparkta ortaklık verdiğini ve borcunu peyderpey 3 yıl içinde ödeyeceğini söylediğini, müvekkilinin ise her ne kadar 3 yıl sürecekte olsa davacıya iyiniyetle yaklaştığını ve bu şekilde ortaklık kurulduğunu, bu ortaklığın fiilen sadece 7 ay sürdüğünü ve sonrasında davacının müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkilinin borcun kalanını istediğinde ise davacı işlerinin kötü gittiğini kazanamadıklarını söyleyerek sürekli oyaladığını, bu şekilde yaklaşık bir yıl boyunca müvekkilinin beklediğini, davacının ilamsız icra takibine giriştiğini ve 3 yıl önce verdiği arsa ve araç satış vekaletlerinden doğan satış bedellerinin kendisine verilmesini istediğini, müvekkilinin bu takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu açıklanan nedenlerle davanın reddini ve davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesinı talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre dava, Beykoz İcra Müdürlüğü’nün —– Sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine konu edilen 100.000,00-TL bedelli bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemi ile açılan menfi tespit davasıdır.
Dava konusu icra dosyasının incelenmesinde, takip dayağının davacı tarafından tanzim edilerek davalıya verilen 19/10/2015 tanzim tarihli, 22/10/2015 vade tarihli, 100.000,00-TL bedelli bono olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde, kendisinin davacıya verdiği 100.000,00-TL borcun teminatı olarak davacının kendisine dava konusu 100.000,00-TL bedelli bonoyu verdiğini, davacının bedeli bono borcundan düşülmesi için kendisine 27/08/2015 tarihinde davacıya ait taşınmazın ve aracın satış yetkisini içerir vekalet verdiğini, aracın satışını 26/08/2015 tarihinde 24.510,00-TL bedelle yaptığını, taşınmazın satışının ise 19/09/2015 tarihinde 20.000,00-TL bedelle yaptığını, geriye kalan borcunu ve masraflarını hesapladıklarında davacı ile 65.000,00-TL olarak mutabık kaldıklarını, 19/10/2015 tarihli dolar kuru ile 22.000-USD olarak anlaştıklarını, aynı gün davacının borcuna karşılık kendisine davacının işlettiği otoparkta ortaklık verdiğini, davacıya iyiniyetle yaklaştığını ve bu şekilde ortaklık kurulduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafından davacıya 100.000,00-TL borç para verildiği, bu borcun karşılığında davacı tarafından davalıya dava konusu 100.000,00-TL bedelli bononun teminat olarak verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafından icra takibine konu edilen 100.000,00-TL bedelli bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususundadır. Davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde, bedeli davacıya vermiş olduğu borca mahsup edilmek üzere kendisine davacı tarafından, davacıya ait aracın ve gayrimenkulün satışı için vekaletname verildiği, bu aracı ve gayrimenkulü toplam 44.510,00-TL bedelle sattığı, bakiye borcun 65.000,00-TL kaldığı bu tutarın o günkü kur üzerinden karşılığının 22.000-USD olduğu hususunda davacı ile anlaştıkları, bu tutar karşılığında davacının kendisini işlettiği otoparka ortak ettiği, ancak otoparktan para kazanamadıklarını bu nedenle davacı aleyhine icra takibi başlattığı beyan edilmiştir.
Dosyaya sunulan ortaklık sözleşmesinin incelenmesinde, taraflar arasında 19/10/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere otopark işletmesi hususunda adi ortaklık kurulduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamı ve davalının beyanları bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, davalı tarafından icra takibine konu edilen 100.000,00-TL bedelli bonoya mahsuben, daha önce davacı tarafından davalıya taşınmaz ve araç satış bedellerini alması sağlanarak kısmi ödeme yapıldığı, kalan bakiye için de işletmekte olduğu otoparka ortak edildiği, bu surette dava ve takip konusu bonodan kaynaklanan borcunu ödemiş olduğu, dava ve takip konusu bononun bedelsiz kaldığı, taraflar arasında adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlık bulunması halinde, bu uyuşmazlığın adi ortaklık hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmış, davanın kabulüne, Beykoz İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen 19/10/2015 tanzim tarihli, 22/10/2015 tediye tarihli, 100.000,00-TL bedelli bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının davacı aleyhine icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, Beykoz İcra Müdürlüğü’nün —–. sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen 19/10/2015 tanzim tarihli, —————bedelli bono nedeniyle davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davalının icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 7.936,83-TL harcın 1.707,75-TL peşin harç, 277,00-TL tamamlama harcı toplamından oluşan 1.984,75-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.952,08-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 1.707,75-TL peşin harç, 277,00-TL tamamlama harcı toplamından oluşan 2.020,65-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 207,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6—————- Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 14.987,89-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı