Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/462 E. 2020/619 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/462 Esas
KARAR NO : 2020/619
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 06/07/2020
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde davalı —— sevk ve idaresindeki —- plakalı araç ile —— seyri sırasında yaya olarak bulunan müvekkili —— çarpması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilinin yaralandığını, sürücünün alkollü olması ve Karayolları Trafik Kanunu madde 52/1-B kuralını ihlal etmesi nedeniyle asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza neticesinde ——— kaldırıldığını ve uzun süre tedavisi sürdüğünü, yine ———– alınan raporda da yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğinin belirtildiğini, kazanın ardından ——– dosyası ile —- uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma eylemini gerçekleştirmesi nedeniyle ceza aldığını ve kararın kesinleştiğini, şimdilik—– geçici iş göremezlik tazminatı, ——- maluliyet tazminatı davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile aksi halde yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen ödenmesine, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza nedeniyle sakat kalmasından dolayı şimdilik ——— manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi aksi halde yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, — plakalı araç üzerine teminatsız olacak şekilde ihtiyati haciz konulmasına, davalılar ————– taşınır ve taşınmaz mallarına ihtiyati haciz konulmasına, aksi takdirde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketine davacı tarafından usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, davaya konu trafik kazası sonucunda davacının yaralandığını, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun TCK 89 ve 66/1-e maddelerine göre öngörülen ceza zamanaşımı süresi —- olduğunu, buna göre iş bu davada, kaza tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımının dolduğunu, davaya konu olayın —— tarihinde meydana geldiğini, taleplerin ———- tarihinde açıldığını, bu sebeple davacının taleplerinin zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini bu nedenle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle maddi manevi tazminat davasıdır.
Eldeki dava Mahkememizde ———– Sayılı numara ile kaydedilmiş, Mahkememizce dava dilekçesi ekinde arabuluculuk başvuru sonrası son tutanak sunulmadığından davacı vekiline davalı —— yönünden dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin belge ile anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağı sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, Mahkememiz ara kararı davacı vekiline —– tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafça kesin süreye rağmen arabuluculuk son tutanağı sunulmamıştır. Esasen davacı vekilinin dava dilekçesi incelendiğinde de; “Ayrıca zamanaşımı hususu göz önüne alındığında tarafımızca ———-arabuluculuya başvurulmuştur. Arabuluculuk tutanağı tazmin edildiğinde mahkemenize ibraz edilecektir.” şeklindeki beyanından dava tarihi ile aynı gün arabulucuya başvurduğu, henüz anlaşmaya varılamadığına dair son tutanak düzenlenmeden iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
—- tarihinde ——- tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A hükmü ile; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde yapılan düzenleme ile konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1’de dava şartları ayrı ayrı sayılmış, 114/2’de de diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu düzenlenmiştir. HMK. m. 115/1 gereğince dava şartları mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
Eldeki davaya konu uyuşmazlık, dava açılmadan önce arabulucuya başvurunun zorunlu olduğu dava türlerindendir. Bu dava şartı en geç dava açıldığı tarihte mevcut olması gerekmekte olup tamamlanabilecek bir dava şartı da değildir. Dosya kapsamından arabulucuya başvuru yapılmadan dava açılmış olduğu anlaşıldığından, Mahkememizce sigorta şirketi yönünden dosya tefrik edilerek iş bu esasa kaydedilmiş, davanın sigorta şirketi yönünden TTK. m. 5/A, 6325 Sayılı Kanun m. 18/A, HMK. m. 114/2 ve 115/2 gereği dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş her ne kadar davacı vekilince maddi tazminat ve sigorta şirketine yöneltilen manevi tazminat talebinden vazgeçildiği beyan edilmiş ise de; dava şartlarının mevcut olup olmadığı hususunun davanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekliliği hususu göz önüne alınarak vazgeçme beyanı bu aşamada esas alınamamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın TTK. m. 5/A, 6325 Sayılı Kanun m. 18/A ve HMK. m 114/2, 115/2 uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.24/09/2020