Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/457 E. 2021/1323 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/457 Esas
KARAR NO : 2021/1323 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine —- sayılı dosyasıyla— örnek ödeme emri gönderilmek suretiyle girişilen ilamsız icra takibine, davalı, herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle, itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini,davalı tarafın itirazı yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davalı şirket ile davacı arasında ticari ilişkiden kaynaklı icra dosyasına konu alacağın, fatura ve irsaliyeler ile sabit olduğu, yapılan itirazın zaman kazanmaya yönelik olduğunu, itiraz üzerine ticari satımdan kaynaklanan dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğu, ancak görüşmelerden sonuç elde edilemediğini, müvekkil şirketin davalı borçlu şirketten alacaklı olduğu gerek icra dosyası içerisinde bulunan belgelerden gerekse de tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi vasıtasıyla incelenmesi neticesinde ortaya çıkacağını, davalı taraftan takip öncesi işleyen faiz yönünden taleplerinin bulunmadığını, itirazın iptali ile takibin asıl alacak, takip sonrası işleyen faiz, harç, masraflar, vekalet ücreti le devamına, davalının, kötü niyetle itiraz etmesi sebebiyle %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, masraf ve ücreti vekâletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip tutanağı duruşma günü ile birlikte tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafça davalı aleyhine faturalardan kaynaklı bakiye alacak açıklaması ile 9.717,49-TL asıl alacak ve 44,73-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 9.762,22-TL üzerinden ve asıl alacağın takip tarihinden işleyecek avans faiziyle tahsili talebi ile genel haciz yoluyla takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı/takip borçlusuna 02.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/takip borçlusu vekilince 09.01.2017 tarihinde verilen Dilekçende; “Müvekkil şirketin, alacaklıya cari hesap ya da sözleşme kaynaklı olarak herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Alacak kötü niyetli olarak icra takibine konu edilmiştir. Asıl alacak ferileri olmak üzere külliyen itiraz ediyoruz. Alacaklı haksız ve kötü niyetli olarak destekten yoksun iddialarla işbu takibe girişmiştir. Miktar ve ferileri yönünden alacağa itiraz ediyoruz. Takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ederim.” şeklinde açıklama içeren ve süresinde yapılan itirazı ile takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, mahkemece belirlenen inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmesi için davalı tarafın dosyada daha öncesinde tebligat yapılan —— ihtaratlı davetiye çıkartılmış, tebligatın iade olması üzerine TK.35.maddesine göre tebligat yapılmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli Raporda özetle; Davacı tarafın —- senesi ticari defterleri incelendiği, incelenen defterlerin yevmiye kebir envanter defterlerinin noter açılış ve yevmiye defteri noter kapanış tasdiklerinin süresinde yerine getirilmiş olduğu, davalı firmaya ait ticari defterlerin, inceleme günü sunulmadığından ve yerinde inceleme talep edilmediğinden dolayı, incelenemediği, davacı tarafın ticari defterlerine göre —- itibariyle, davalıdan 9.717,49 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın dosyaya 2016 senesine “ilişkin faturaları sunduğu, ancak sevk irsaliyeleri sunmadığı, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın faturalara dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmaktadır.
Davalı tarafa defter ibrazı için ihtaratlı davetiye tebliğ edilmesine karşın davalı taraf, belirlenen inceleme gününde ticari defterini ibraz etmemiş ve mazeret ortaya koymak suretiyle yerinde inceleme talebinde de bulunmamış ticari defterlerinin ibrazından kaçınmıştır.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Davalı taraf icra takibine itirazında, takip konusu faturaların kendisine teslim edilmediği, fatura konusu mal veya hizmeti almadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını ileri sürmeksizin cari hesap ya da sözleşme kaynaklı olarak herhangi bir borcu olmadığını ileri sürmüştür. Bu halde davalı tarafın taraflar arasındaki ticari ilişkiye ve mal/hizmet teslimine bir itirazı bulunmamaktadır. Davalı taraf mahkemece belirlenen inceleme gününde ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için ibraz etmeyerek davacı ticari defterlerinin teyidine ve takip konusu borcun ödenip ödenmediğinin tespiti engel olmuştur. Borcun ödendiğine ilişkin bir delil de getirmemiştir.
Yukarıda zikredilen yasa hükmü uyarınca davacının usulünce tutulduğu bilirkişi tarafından tespit edilen ticari defterlerini davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekmektedir. Belirtilen sebeplerle bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler Mahkemece de yerinde bulunarak davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle 9.717,49-TL alacaklı bulunduğu kanaatine varılmıştır. Davacı vekili dilekçesinde takip öncesi faize ilişkin bir taleplerinin bulunmadığını belirttiğinden ve her iki tarafın tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği değerlendirilerek 9.717,49-TL asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle takibin devamına karar verilmiştir.
Bununla birlikte takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Davalının —- yapılan itirazının kısmen iptaline, takibin 9.717,49-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle devamına,
2-Davanın kabul edilen tutarın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 663,80- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 117,15-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 546,65- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40-TL. başvurma harcı, 117,15-TL peşin harcın toplamı olan 171,55-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 850,50-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- —- tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —– arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı tarafın yokluğunda gerekçeli tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.